Merkez’in faiz kararı yıla noktayı koyacak
.
Fed’den sonra piyasalar Merkez Bankası’nın yılın son PPK toplantısını bekliyor. Politika faizinde 50 baz puanlık artış bekliyorum. Önümüz Noel ve yılbaşı, likidite azalacak. PPK, 2016’ya noktayı koyacak. 50 baz puanlık yükseliş, dolar/TL’de 3.50’lerin altına inilmesine katkıda bulunacaktır.
Beşiktaş’taki 44 candan sonra Kayseri’de de 14 canı kaybettik. Finansal piyasalara dair yazıyor olsam da bu canları kaybetmenin acısına değinmeden yazmaya başlamak içimden gelmedi. Bu canlara kıyanları ve hayatlarına kaybetmelerine neden olan terör ortamının oluşmasına neden olanları bir kez daha lanetliyorum. Üzgünüm ve üzülmekten yoruldum.
Bağdat’ta her gün patlayan bombaları ve ölen insanları duydukça bize uzak diye kanıksamaya başlamıştık. Artık benzeri bir durumu içimizde hissediyoruz. Yurt dışında yaşayan yabancı dostlarımın her patlamadan sonra ‘İyi misin’ mesajlarına nasıl yanıt vereceğimi bilemez oldum. Bu durumun bir an evvel sona ermesini canı gönülden diliyorum. Patlamalar sadece ülkedeki güven ve huzur ortamını sarsmıyor, aynı zamanda iş yapma hevesini ve güvenini de zedeliyor. Hafta sonu ve yılbaşı arifesinde olmasına rağmen son bir kaç günde gitmiş olduğum AVM’lerdeki dükkan sahibi ve çalışanları işlerin ne kadar kötü olduğundan dert yanıyorlar. Terör ortamından çıkılmadıkça da düzelmeyeceğini ekliyorlar. Haksız değiller.
Piyasalar Salı’yı bekliyor
Reel ekonominin yanı sıra finansal piyasalar tarafında da geçtiğimiz hafta minik çaplı bir sarsıntı yaşandı. Fed politika faiz bandını 25-50 baz puandan (Yüzde 0.25-50) 50-75 baz puan bandına yükseltti. Beklenmeyen bir şey değildi.
Beklenmeyen, 2017 yılında Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC) üyelerinin 3 faiz artışı bekliyor olmalarıydı. Beklenti mutedil bir açıklama ve iki faiz artışı yönündeydi. Karar sonrasında emtia fiyatları, hisse senetleri gerilerken, ABD tahvil getirileri yükseldi. Doğal olarak bu durum doları değerlendirirken (Dolar endeksi DXY 103.56’ya kadar yükseldi) gelişen ülke para birimlerinin de dolar karşısında değerlerini düşürdü. Sadece gelişen ülkeler mi? Euro 1.05’in altına inerek 1.0367’ye kadar gerilerken, yen 118’lerin üzerine kadar yükseldi.
Bu hafta ABD tarafında işsizlik başvuruları ve Michigan güven endeksi var. Ancak bu istatistiklerden daha da önemlisi bizim piyasalarımız için en önemli olay; Merkez Bankası’nın Salı günü yapacağı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından çıkacak karar olacak. 24 Kasım’daki PPK toplantısından sonra politika faizi 50 baz puanlık artış ile yüzde 8.00’e yükseltilmiş, gecelik borç verme faiz oranı 25 baz puanlık artış ile yüzde 8.25’e çıkarılırken, borç alma faizi sabit tutulmuştu.
Piyasa ne fısıldıyor?
Piyasa bir şey fısıldıyor anlayana... Geçtiğimiz hafta sadece ABD tahvil getirileri değil bizim tahvil getirilerimiz de yeni yüksekler gördü. 2 yıllık gösterge tahvil getirisi yüzde 11.38’e yükselirken, bu tahvilden daha fazla derinliğe ve işlem hacmine sahip 10 yıllık tahvilin getirisi geçtiğimiz Perşembe günü 11.66’ya kadar yükseldi. 10 yıllık tahvillerin ihraç edilmeye başlandığı 2012’den bu yana görülen en yüksek seviye. Daha önceleri Mart 2014’te 11.24 ve Ocak 2016’da 11.49 ile görülen yüksekleri de aşan bir seviye oldu. TCMB’nin yüzde 8 olan haftalık politika faizinin bileşiği olan yüzde 8.32 ile kıyaslandığında 300 baz puandan fazla bir fark var. Piyasanın faizi çok farklı bir yerde. Ha keza aylık mevduat faizleri de yüzde 11’in üzerinde. TCMB ve politikacıların faizleriyle, piyasaların işgören faizleri arasında 300-350 baz puanlık bir fark var. Böylesine bir fark uzun süre sürdürülemez. Aradaki boşluk bir şekilde kapanacaktır. Piyasanın fısıldadığı bu. Kendi piyasasından bu denli uzakta olan bir Merkez Bankası olamayacağı için... Ya politika faizleri piyasa faizlerine benzer şekilde yükselecek ya da TCMB ve politika yapıcılarımızın atacağı radikal adımlarla piyasa ikna olacak. Bence piyasalar, enflasyonun üzerinde pozitif faiz talebiyle parasını ucuza vermeyen tasarruf sahiplerinin dediğinin olması olasılığı daha yüksek.
PPK’dan beklentiler karışık
Reuters’ın 18 kurumun katılımıyla gerçekleştirdiği ankete göre; politika faizinde 8 katılımcı 25 baz puan, 5 katılımcı 50 baz puan artırım beklerken, 5 katılımcı sabit tutulmasını bekliyor. Benzer bir durum alt ve üst bantlar için de geçerli. Fed’in 25 baz puanlık faiz artışı ve önümüzdeki yılkı faiz artış beklentisinin 2’den 3’e çıkması bizim PPK’nın kararları üzerinde etkili olacaktır. Fed’in faiz artırdığı ve TL’nin başta dolar olmak üzere diğer gelişen ülke para birimleri karşısında dahi değer kaybettiği bir ortamda TCMB’nin 25 baz puan gibi “cüz’i” bir faiz artışı ile buna karşılık vermesi garip karşılanacaktır. TL ile birlikte son zamanlarda en fazla değer kaybeden para birimi olan Meksika Pezosu’nun sahibi Meksika Merkez Bankası da geçtiğimiz hafta politika faizini 50 baz puan artırdı. Üstelik halihazırda yüzde 2’nin üzerinde reel faiz söz konusu iken.
Olması gerekene aşağıda değineceğim. Büyük ihtimalle politika faizinde 50 baz puanlık artış yapılacağını tahmin ediyorum. 25 baz puanlık artış veya sabit tutmak son derece hatalı olacaktır. Bir anlamda “Fed’e ve kararının olası etkilerine rağmen kafama göre takılacağım” şeklinde algılanabilecek bir adım piyasalardaki döviz ve faiz oynaklığını daha da artıracaktır. DXY’daki olası yükselişle birlikte yeniden 3.59’lara yaklaşan bir dolar/TL kuru görebiliriz. Orta vade için 50 baz puan da yetmeyecektir. Hiç değilse “TCMB sınırlı da olsa önalan adımlar atmaya çabalıyor, üçüncü çeyrekteki yüzde 1.8’lik küçülme verisinden sonra büyümeyi desteklemeye çalışan iyi niyetli bir çaba var” denebilecek. Daha yüksek faiz artışlarına cesaret edebileceklerini beklemiyorum.
Kapanış kuru bu hafta belli olur
Yıl sonu dolar/TL kuru bu haftadan belli olacak. Yurt dışında Fed toplantısı da sona erdi ve gerekli fiyatlamalar yapıldı. Önümüz Noel ve yılbaşı... Tatil başlıyor. Piyasalarda likidite azalacak. Saçma sapan fiyatlar görebiliriz. TCMB’nin kararından sonra Salı günü öğleden sonra piyasalarda oluşacak dolar/TL kuru yıl sonu kapanış kurları için öncü gösterge olacaktır. PPK’nın sonuçlarına göre senaryolarım şöyle:
0-25 baz puanlık bir artış: Dolar/TL kurunda 3.59’ların yeniden test edilmesine ve hatta aşılmasına neden olabilir.
50-75 baz puanlık bir artış: 3.50’lerin altına inilmesine katkıda bulunacaktır. Ancak 3.4250’lerin altı ilk aşamada zor görünüyor.
100 baz puan ve üzerindeki bir artış: 3.40’ların altının dahi test edilmesinin yolunu açabilecektir.