Hata nerede?
.
Özellikle son iki haftada ABD’de yaşanan gelişmeleri anlamaya çalışıyorum. Malum tüm global piyasaların yönünü ABD çiziyor. 7-8 saatlik uçuş mesafesinden olan biteni anlamaya çalışmak hayli zor. Yine de çabalıyorum.
ABD 10 yıllık bonolarının getirileri; 15 Mayıs’ta yüzde 4.67 seviyesinden geçtiğimiz Cuma günü 4.96’ya kadar yükseldi. 4.92 seviyesi kritik idi ancak hızlı bir şekilde geçildi, hem de haftalık kapanış bazında. Fasılalarla da olsa ufukta 5.06 var. Diğer yandan Mayıs ayının son iki haftasında Dow Jones Endeksi (DJI) 13.380 seviyesinde 13.691’lere kadar yükselerek rekor yeniledi.
Bir yandan faizler yükseliyor ki bu hem hisse senedi pozisyonlarının fonlama maliyetlerini (alternatif bile olsa) artırıyor, hem de şirketlerin muhtemel kâr rakamlarının düşmesine neden oluyor. Bunların her ikisi bir arada nasıl olabiliyor? İçinde bulunduğumuz “boğa piyasasının” gücünü koruduğunun dışında henüz daha ayakları yere basan bir açıklama bulabilmiş değilim. Bulunca sizlerle de paylaşacağım.
Bazı fikirler öne sürülebilir. Ancak bunların bir çoğu; “nasıl” olduğunu açıklamaya yardımcı olacak tarzda, “neden” sorusunun yanıtı çok büyük ihtimalle işler tersine dönünce netleşecek. Kesin olarak bildiğim bir şey var. O da içinde bulunduğumuz “boğa piyasası” sona erdiğinde; yaşanan olayları açıklamaya çalışan; yepyeni ekonomik terimler ve ideolojilerle tanışacağız, klâsik söylem çok değişecek. Tıpkı 2000’lerdeki Nasdaq balonundaki “yeni ekonomi” tanımının literatüre eklenmesi gibi...
ABD’de yorulan Dow Jones Endeksi, bayrağı S&P ve Nasdaq endekslerine devrediyor görünüyor. Her ne kadar DJI yeni rekor kırmış olsa da bu endekse göreceli olarak geride kalmış S&P ve Nasdaq’ta yükselişler biraz daha fazla olmaya başladı. Onlar da aradaki “mesafeyi” kapatıyorlar. Hem de Nasdaq’ta olduğu gibi ‘gap’lerle...
Bizim piyasalarımız...
Hisse piyasalarındaki bu olumlu havayı, 164’lerin üzerinde kalmayı başaran euro-yen paritesi de (diğer bir deyişle carry tradelerin kahramanı) destekleyince içeride kurlar 1.3110’un altına geriledi.
Kurlarda 1.3120 kritik seviyeydi. Bu henüz tam olarak kırılmış durumda değil. Hafta sonu Demokrat Parti cephesinden gelen ‘boşanma’ haberlerine kısa süreli bir tepki olsa da, dünya piyasalarından ‘kırıcı’ bir haber gelmez ise bu tepki de saman alevi gibi kalabilir. Bu seviyenin aşağı kırılması durumunda sırasıyla 1.2950 ve 1.2865 resmin içine girecektir. ‘Kırıcı’ bir haber gelse de 1.3450 ve özellikle de 1.3625 aşılmadığı sürece panik havası oluşmayacaktır.
Gösterge bonolardaysa Merkez Bankası’nın (MB) gecelik faizinin bileşiği olan 19.12’nin altındaki seyir iki haftadır sürüyor. 18.20 bileşiğe kadar inildi. Bu piyasada aslında “negatif carry” yaşanıyor. Yani elinizdeki varlık, o varlığı fonlama faizinizden daha az getiri sağlıyor. Uzun vadede MB fazilerinin düşeceği beklentisi bu duruma katlanılmasının asıl nedeni. 18.15’in altına kalıcı olarak inilir ise 17.25’e (Geçen sene Haziran’daki 17.38-17.69 arasındaki gap’i de kapatarak) kadar inilebilir.
Yukarıda ise 18.45,18.80 ve 19.05 var. Borsa; bono-döviz cephesindeki olumlu havadan pek fazla etkilenmiyor. Kağıt bazındaki bir-iki istisna haricinde 27-30 Nisan’da oluşan boşluklar kapanmış durumda. Bazı büyük hisselerdeki satışlar da devam ediyor.