Şampiy10
Magazin
Gündem

Doğalgaz savaşları ya da Rusya'nın güç testi

21 . yüzyılda en çok duyacağımız sözcük herhalde enerji olsa gerek. Enerji denince de ilk akla gelen "petrol"...

ABONE OL
Vatan Haber

21 . yüzyılda en çok duyacağımız sözcük herhalde enerji olsa gerek. Enerji denince de ilk akla gelen "petrol". Taşımacılıktaki önemi ve diğer enerji türlerine kolay çevrilebilir olmasından dolayı tüm dünya için hayati öneme sahip. Uğruna nice savaşlar yapıldı, yapılıyor ve rezervler azaldıkça daha da yapılacak.

Ortadoğu, dünya rezervlerinin yüzde 50'sinden fazlasını elinde bulundurduğundan dolayı mercek altında. Diğer önemli rezerve sahip ülkelerin başında da Rusya geliyor. Ham petrolün yanı sıra doğalgazda dünyanın en büyük üreticisi ve en fazla rezerve sahip ülke Rusya. Son 10 yılda bizim de önemli müşterileri arasına katıldığımız Rus doğalgazı, Avrupa'nın tamamı için de hayati önem taşıyor. Türkiye; elektrik üretiminden, ısınmaya kadar gittikçe artan bir şekilde Rus doğalgazına bağımlı hale geliyor.

***


Geçtiğimiz ay yapılan dağıtım ihaleleri ve bu ihaleler konusunda Rus Gazprom şirketinin elinde bulundurduğu güç konusunda birçok yazı yazıldı. Ancak sonuç şimdilik değişmedi ve korkanm değişecek gibi de görünmüyor. Zira Rusya elindeki gücün gittikçe daha fazla farkına varıyor.

Son güç denemesi Ukrayna üzerinde yapıldı. Aslında bu uluslararası arenada daha fazla yankı bulan deneme olsa da ilk değil. Aradan 2-3 yıl geçtiği için gerilerde kalan Yukos, Rusya'nın diğer önemli ataklarından biriydi.

Sovyet Rusya'nın dağılmasından sonra birçok devlet şirketi yok pahasına özelleştirildi ve Rusya'da yeni zenginler, güç odakları ortaya çıktı. Yeltsin döneminde iyiden iyiye güçlenen bazı işadamları Putin'in iktidara gelmesi ve özellikle ikinci kez seçilerek yerini güçlendirmesinden sonra; Yeltsin zenginlerinden birçoğu hem mallarını, hem de güçlerini kaybetmeye başladılar.

İlk kurban medya baronu Vladimir Guzsinsky'yi, Putin'e alternatif olmayı planlayan Boris Berezovski izledi. Bu iki ismi diğerleri takip etti. Bazıları, Chelsea'nin patronu Roman Abromovich gibi Putin ile sulh olarak şirketlerini elde tutmayı başardılar.

Ancak hiçbiri Yukos'un patronları Platon Lebedev ve özellikle Mikhail Khodorkovsky kadar sorun yaşamadı. Khodorkovsky, Yukos'un Orta Asya'da çıkardığı petrolü Çin topraklarında yapılacak boru hatlarıyla; hem Çin'e, hem de dünya piyasalarına satmayı planlıyordu. Böylelikle hem en hızlı büyüyen Çin'e doğrudan ulaşma imkânı, hem de Çin gibi güçlü bir 'ortağı' olacaktı. Bir sonraki hedefi de Putin'in yerini almaktı.

***


Bu planlar Putin'in doğal olarak hoşuna gitmedi. Putin'in tercihi ise Rusya'da çıkarılan petrolü Kamçatka'daki Rus topraklarında yapılacak boru hatlarıyla Japon denizine akıtmaktı. Böylelikle Çin gibi bir "mecburi ortak" ile yaşamak zorunda kalmayacaktı. 10-20 milyar dolar arası değer biçilen Yukos; "vergi borcu" olduğu bahanesiyle dolaylı olarak devletin kontrolüne geçti ve boyundan büyük işlere kalkan Khodorkovsky alaşağı edildi. Yukos parça parça özelleştiriliyor. Tabii ki Putin'in 'onayladığı' isimlere...

Petrol ve gazda neredeyse bir asırdır süren oyunlarda Rusya her zaman önemli bir aktör. Ancak bu aktörün seçtiği yeni "sahnelerden" biri de Türkiye. Ukrayna'nın başına gelenlerin bir gün bizimde başımıza gelmesinin önündeki engeller çok az.

Ukrayna uluslararası alandaki ilk denemeydi!

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Borsalar toparlanır mı?
  2. Merkez Bankası beklemeli mi?
  3. Brunson rallisi yaşanacak mı?
  4. ABD tahvilleri bizi nasıl etkiler?
  5. Papatya falı gibi...
  6. Enflasyon kritik
  7. YEPyeni hedefleri 12’den vurur mu?
  8. Yeni OVP piyasaya güven verecek mi?
  9. Faizi dengeleyici adım geldi
  10. Merkez ne yaparsa Dolar/TL ne olur?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.