Dış politika inşaatı zorluyor
.
İnşaat sektörü, Çin ve benzeri bizim gibi gelişen ülkelerde -Estonya gibi bir Skype, ABD gibi bir Apple çıkar(a)mıyorsanız- ekonominin motor sektörü olmaya devam ediyor. Biz de bir gelişen ülke olarak bu “modadan” kendimizi ayrıştıramadık, pedalı inşaat sektörüyle çevirmeye devam ediyoruz.
Kendilerini “Yapı Dünyasının Bilgi Merkezi” olarak tanımlayan Yapı Endüstri Merkezi’nin hazırladığı inşaat ve inşaat malzemeleri sektörlerine dair “Türk Yapı Sektörü Raporu 2015” ilginç bilgiler içeriyor. 2015 yılında 1 milyon 289 bin adetlik konut satışı ile yeni bir tarihi rekor kırılmasından çok, benim dikkatimi çeken başka noktalar oldu. Aslına bakarsanız; iki genel seçimin olduğu, TL’nin dolar karşısında yüzde 25’den fazla değer kaybettiği bir dönemde satış rekorları kırılması benim için hayli şaşırtıcı. Raporun sunumu sırasında değerlendirmeleri birlikte yaptığımız Mahfi Eğilmez; reel faizlerin sıfıra yakınsadığı bir ortamda konut yatırımının “geleneksel” olarak öne çıktığını; kira gelirlerinden çok, “sermaye kazancı” (ev fiyatlarının artmasının) faktörünün yatırım kararında öne çıktığını hatırlattı. Her ne kadar kira/satış fiyatı dengesizliği devam ediyor olsa da “sermaye kazancı” beklentisiyle; dolar almak yerine emlak alanlar sayesinde konut satışlarında yeni rekor gelmiş olabilir.
2016 hayli zor olacak
Raporda beni asıl ilgilendiren yurt dışı müteahhitlik hizmetleri ve yabancılara konut satışı oldu. Yabancılara yapılan konut satışının (hani, ihracat sayılması istenen) abartıldığı kadar da çok olmadığını bilmekte fayda var: Yaklaşık 1.3 milyon konut satışının içindeki yabancı payı sadece 23 bin kadar. Diğer yandan uzun zamandan bu yana yabancılara satışta liderliği koruyan Antalya, 2015 yılında liderliği İstanbul’a kaptırmış durumda. Bu da önemli bir değişim anlamına geliyor.
Yurt dışı müteahhitlik konusunda Türkiye; 2014 verilerine göre; 523 milyar dolarlık küresel pazarda 29.3 milyar dolar ile dünya 8’incisi konumunda. Bu cironun içinde yüzde 19.4 ile Rusya başı çekerken, Türkmenistan yüzde 15 ile 2’nci, daha sonra da yüzde 9.2 ve 6.5 ile Libya ve Kazakistan sıralanıyormuş. Bakıldığında Türkmenistan ve Kazakistan petrol fiyatlarındaki sert düşüş, Libya iç karışıklık ve Rusya da savaş uçağının düşürülmesi nedeniyle 2016’da artık listedeki eski yerlerini koruyamayacak gibi görünüyorlar. Diğer bir deyişle de bahse konu olan rakamlara ulaşabilmek 2016’da hayli zor olacak.
İran kapıyı açmaz
Diğer ülkelerin kaybını İran kapatabilir mi? Suriye’deki “rakiplerimizden” birisi olan İran’ın Türk inşaat sektörünün katılımcılarına kapıları ardına kadar açacağını hiç mi hiç sanmıyorum. Peki uluslararası müteahhitler İran’ın dışında Afrika’dan pay alabilirler mi? Afrika’da yüzde 45’e yaklaşan Çin inşaat şirketlerinin de meydanı Türk şirketlerine bırakacağını hiç mi hiç sanmıyorum.
İçeride büyümekte zorlanan inşaat ve inşaat malzemeleri sektörlerinin önüne bir de dış politika engelleri çıkmış durumda ki onlara, kolay gelsin demekten gayri şimdilik elden bir şey gelmiyor.