Çin düşse de...
.
Beklendiği üzere Çin’deki vergi düzenlemeleri, hisse senetlerine satış getirdi. Dün Çin Borsası yüzde 8.26 düştü. 29 Mayıs’ta gün içinde görülen 4.335 puanlık zirve seviyeye göre düşüş yüzde 15.3’e ulaştı.
Çin Borsası’nda panik havası estiren satışlar diğer piyasaları beklendiği kadar etkilemedi. En azından şimdilik kaydıyla... Böyle olabileceğine geçtiğimiz hafta yayınlanan “Çin Çin cıngılı” başlıklı yazımda değinmiştim. Herkes Çin’den başlayacak bir düzeltme bekliyor ise bunun gerçekleşmeyebileceğini söylemiştim. Düzeltmenin çok büyük ihtimalle başka bir sebepten olacağını ve bunun için de ABD’deki 10 yıllık tahvil getirilerindeki yükselişlerin yeni “sebep adayı” olacağını yazmıştım.
Çin’de ‘bir günde yaşanan en yüksek oranlı düşüş’ rekorlarından biri kırılırken diğer piyasalar sükûnetlerini muhafaza ettiler. Bu yazı yazıldığı sırada Avrupa borsalarındaki düşüşler yüzde 0.10 ile 0.80 arasında sınırlı kalırken, Dow Jones endeksi yüzde 0.17 gerilemişti.
Böylesi bir düşüşten oldukça fazla etkilenebileceği düşünülen İMKB’de bile düşüş yüzde 0.82 ile sınırlı kaldı.
Şangay Endeksi’nin dünkü kapanış seviyesi olan 3.670 düzeyi, teknik olarak önemli. Hem 50 günlük ortalamalaya hem de 3.676’daki ilk teknik düzeltme seviyesine oldukça yakın bir nokta. Eğer bugün Çin Borsasın’daki satışlar sürer ise yeni hedef 3.250-70 arası. Ancak 50 günlük ortalamanın bir süre için destek olması da mümkün. 3.670 seviyelerinde kalınır ise kısa süreli bir mola ve hatta cılız yükselişler bile görülebilir. 3.250 ve hatta 3.000 seviyesi daha sonra ziyaret edilebilir.
Çinli yetkililer bir yandan borsada “yumuşak inişi” sağlayacak munzam karşılık ve vergileri arttırırken, diğer yandan da borsaya yönelik kurumsal talebin de önünü açıyorlar. Dün borsaya yatırım yapacak ve her biri 10 milyar yuan (1.3 milyar dolar) değerindeki dört yatırım fonuna kuruluş izni vermişler.
Bireylerin bankalardaki tasarruflarını çekip borsaya “hücum” ettiği Çin’de böylesi bir kurumsal yapının oluşturulması bir anlamda küresel dengeler adına da olumlu bir gelişme.
Çin dışındaki hisse senedi piyasalarına baktığımızda genel yaklaşımı “bekleyelim, bakalım, Çin nereye kadar düşecek?” şeklinde yorumlamak mümkün. Yorumlar zirveye göre yüzde 30’luk bir düzeltmenin “normal” kabul edilebileceği yönünde. Yüzde 30’luk bir düzeltmeye “normal” deniyor, zira diğer piyasalara yönelik “bulaşıcı” etkisinin en aza indirilebilmesi için “algılamanın doğru yönlendirilebilmesi” önemli. Bu sayede olumsuz etki en aza indirilebilecek. Küresel oyun, Çin’e rağmen sürebilecek.
Kasırga mevsimine girdik
Hisse senedi piyasalarında bunlar olurken; emtia piyasalarında yükselişler yaşanıyor. Özellikle petrol cephesinde. Çin’e rağmen. Çünkü “büyük emtia spekülasyonunun” başta gelen “sebebi”olarak gösterilen Çin’de ekonomiyi ve piyasaları yavaşlatmaya yönelik çabalara rağmen bunlar oluyor.
Bakır geçen hafta görülen 3.17 seviyelerinden dün 3.48’e yükselirken 68 dolarların altına gerileyen Brent petrolünün varil fiyatı yeniden 70 doların üzerine yükseldi. Geçen iki haftada emtilarda yaşanan kâr satışlarıyla gerileyen fiyatlar “düşük” seviyelerinden yeni alıcılar buldu.
Petrolde ise “kasırga mevsimine” girildi. Bundan sonraki dört, beş ay boyunca; kasırga haberleriyle petrol fiyatlarında hareketli, inişli daha çok da çıkışlı bir dönem yaşanacaktır. Kasırga haberleri daha çok ABD ham petrol fiyatlarını (WTI) vuruyor, ancak Brent petrol fiyatları da bundan doğrudan etkileniyor, dolayısıyla biz de...