Borsanın işlem hacmi azalacak!
Yeni vergi düzenlemesinden sonra önümüzdeki dönemde, İMKB'de tescil edilen işlem hacimleri azalacak. Borsadaki hisse senetlerinin yüzde 67'sini elinde tutan yabancı yatırımcıların, yüzde 15'lik yeni stopaj düzenlemesinden sonra işlemlerini borsa dışına kaydırma ihtimali oldukça yüksek.
Yeni vergi düzenlemesinden sonra önümüzdeki dönemde, İMKB'de tescil edilen işlem hacimleri azalacak. Borsadaki hisse senetlerinin yüzde 67'sini elinde tutan yabancı yatırımcıların, yüzde 15'lik yeni stopaj düzenlemesinden sonra işlemlerini borsa dışına kaydırma ihtimali oldukça yüksek.
Yeni dönemde yerli yatırımcıların geneli için yapılacak fazla bir şey yok, hepsi sıkı kayıt altında. Diğer yandan yabancı yatırımcılar (bıyıklılar dahil) için bu kaostan kaçınma şansı var. Nasıl mı?
Birçok yabancı yatınmcı ve fon; işlemlerini yerel aracı kurumlarla doğrudan yapmak yerine, yerel piyasalan yakından tanıyan Londra'daki yatırım bankaları (YB) aracılığıyla yapmayı tercih ediyorlar.
YB Türkiye'de takas saklama hizmeti veren aracı kurumlarda bir hesap açıyor ve aldıkları alım ve satım emirlerini bu hesap üzerinden gerçekleştiriyor. Bu hesaptaki kıymetlerin hangi müşterilere ait olduğunu ne Takasbank, ne de işlemleri yürüten aracı kurumlar bilemiyor.
Bu durum yeni dönemde; hem yabancı yatırımcılar, hem de aracı durumundaki YB'leri için bir avantaj oluşturabilecek. YB nez-dinde hesapları bulunan yabancı yatırımcılar hiç İMKB'ye uğramadan, kendi aralarında "tezgah üstü" (OTC-Over the Counter) işlemlerle alım-satım yapacaklar. Halihazırda sınırlı olarak yapılan bu işlemlerin, İMKB'den geçmesine gerek yok. YB bir anlamda "sadece kendi emanetinde bulunan hisse senedinin malikinin ismini değiştirmekle" bu işi halledebilir. Hem komisyon kazanır, hem de birçok can sıkıcı bürokratik işlemle uğraşmamış olur.
Bu işlemlerle ilgili vergi sorunu, ancak son alıcının hisselerini İMKB'de satması durumunda ortaya çıkacaktır. Bu sorun da YB nezdinde ikili anlaşmalar ve karşılıklı mahsuplaşmalarla çözülebilir.
Vergi hesaplama, transfer zorlukları ve bunların getirdiği ek maliyetler; zaten gittikçe azalan komisyon gelirleriyle ayakta durmaya çalışan aracı kurumlara ek yük getiriyor. Buna bir de yabancı işlemlerinin İMKB dışına kaymasıyla oluşacak gelir kaybı eklendiğinde aracı kurumların işi zor!
Vergi tahsil etmek için sistemi dört bir taraftan kuşatan düzenlemeler, sistem içinde esnek bazı alanlar bırakmadıkları için, işlemler sistem dışına kaymaya başlıyor.
Tıpkı döviz işlemlerindeki 'Kambiyo Gider Vergisi'ndeki (KGV) gibi. Gerçek ve tüzel kişiler, bankalar ve döviz büfelerinden döviz alırken yüzde 0.1 (binde 1) vergi ödemek zorunda.
Ancak birçok büyük şirket bu vergiyi ödemiyor. Çünkü banka-lararası işlemlerde ve yurtdışındaki bankalardan döviz alındığında bu vergi yok. Şirketler de döviz alımlarında yerli bankalardan çok, yabancı bankaları ya da yerli bankaların yurtdışındaki şubelerini kullanarak bu vergiden "kaçınıyorlar".
Borsadaki işlemlerinde aynı KGV'de olduğu gibi yurtdışına kayması şaşırtıcı olmayacaktır. Sistemi ne kadar zorlar ve çerçeveyi daraltırsanız, gittikçe liberalleşen "global" dünyada her zaman yeni alternatifler yaratılacaktır.
Hal böyle olunca da "kümestekilerden" bile olmak var!