Borsada rekor sürer mi doların ateşi söner mi?
.
Geçen yıl döviz kuruna 15 kez müdahalede bulunan Merkez Bankası’na 2018’de de hayli iş düşecek. Piyasalarda ilk yarı oynak geçebilir. Yatırımcısının yüzünü güldüren BIST üzerindeki yükleri atarsa ilk etapta 136 bini test edebilir. Kurda dalgalanma yaşanabilir
Geçtiğimiz yıla zorlu bir başlangıç yapmıştık; vergi ve istihdam teşvikleriyle, Kredi Garanti Fonu (KGF) sayesinde yaşanabilecek sıkıntılar çabuk aşıldı ve üçüncü çeyrekte yüzde 11.1’lik bir büyüme rakamına ulaştık. Yıllık büyüme olarak da yüzde 6’nın üzerinde bir rakamı ile karşılaşacağız gibi görünüyor. Büyümenin geniş toplum kesimlerince hissedilmemesi ya da işsizlik rakamlarında da anlamlı bir düşüşü sağlamamış olmasını bir yana koyarsak, sağlanan peformansın sürdürülebilirliği asıl tartışılan konu oldu. KGF’nin vadesi dolacak ve kullanılmayan kısmı da dahil edildiğinde 140 milyar TL’ye yakın bir desteğin bu yıl da sağlanacağı açıklandı.
2018’de ek tedbirler gelmezse yüzde 4’e yakın bir seviyeyi yakalamamızın zor olacağı bir sene olacağını tahmin ediyorum. Enflasyonun, büyümenin 2017’deki gibi iç talep ile sağlanmaya çalışılması durumunda; yılın ilk çeyreğindeki baz etkisi avantajını bir yana koyarsak; düşük de olsa çift hanelerle yılı bitireceğini tahmin ediyorum. Toparlanan Avrupa ve dünya, ihracat tarafından büyümeye destek verecektir. Geçtiğimiz yıl KGF sonrasında artan bankacılık fonlama maliyetlerinin bu yıla da yansıyacağını ve bunun iç talep üzerinden büyümeyi finanse etmeyi maliyetli hale getireceğini varsayıyorum.
Fonlama maliyetleri artıyor
Fed’den gelecek faiz artışları, Avrupa tarafından uygulanan ‘sessiz yaptırımların’ önümüzdeki yıl ihtiyaç duyulacak fonlamanın maliyetini artıracağını kestirmek çok da zor değil. Bu nedenle gerek yatırım, gerekse de geçmişten gelen ve büyümenin ihtiyaç duyacağı fonlamanın bu sene yine kamu üzerinden sağlanması ihtimalini artırıyor. Bu fonlama kamu bankaları ve/veya Hazine üzerinden olabilecek. Hazine geçtiğimiz yıl vadesi dolan borcunun yüzde 25’i kadar fazla borçlandı. Hazine; bu yıl vadesi dolacak borcunun yüzde 10 fazlasını borçlanacağını açıkladı. Ancak bu oranın da üzerine çıkılması ihtimali yüksek.
ABD’de devam eden “Zarrab davası” olarak ünlenen davanın sonuçları da bu yılın fonlama maliyetlerinin daha fazla artıp, artmayacağı konusunda da önem arz edecek.
Kurda kritik seviye
3.7925 seviyelerinden 2017 yılını kapatan dolar/TL kurunda, yılın ikinci çeyreğinde yeni yüksekler görülecek diye tahmin ediyorum. 4.2500-4.2750 seviyeleri test edilebilir. Bu döneme kadar TCMB’nin politika faizleri; düşük baz etkisinden dolayı düşeceği tahmin edilen enflasyon nedeniyle; büyük oranda yatay/sabit kalacaktır. Kurlarda tahmin ettiğim oynaklık yaşanacak olursa bu durumda TCMB’nin yeniden faizleri artırması söz konusu olabilecek. Böylesi bir durumda dolar/TL kuru yılın ikinci yarısında yatay bir seyir izleyecektir. Ancak Merkez Bankası’nın gerek faiz gerekse diğer araçlarıyla doğru politikaları oluşturamadığı durumda hem yeni yükseklerin görülmesi, hem de karar almakta zorluk yaratacak olan oynaklık artışı kaçınılmaz olacaktır. Bu durumda 4.55 seviyelerinin dahi görülmesi ihtimali ortaya çıkacak.
Yılın son günlerinde Trump’ın onaylaması sonrasında yürürlüğe giren ABD’deki vergi paketi; ABD’li şirketlerin ülke dışındaki kârlarını, ülkeye getirmelerini düşük vergi oranıyla teşvik ediyor. Yılın ilk çeyreğinde bu akımın hemen başlamayacağı varsayımıyla görece olarak 2017 yılının devamı olarak olumlu geçebilir. Ancak sonrasında ABD’ye yönelebilecek fonlar bir yandan döviz, diğer yandan da küresel dolar likiditesinde oynaklıkları artıracaktır. Yılın ikinci çeyreği bir yandan bu akımlar, diğer yandan da yukarıda bahsetmiş olduğu fonlama maliyetlerini artıran sebeplerle birlikte yüksek oynaklığa sahne olabilir. Yılın ikinci yarış başlamadan önce Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na hayli iş düşecek diye tahmin ediyorum. Bu yılın; iç politika açısından en önemli “uç risklerinden” birisi Başkanlık ve genel seçimin erkene alınması olacaktır. Bir erken seçim tüm riskleri ve piyasa oynaklıklarını artıracaktır. Aşağıdaki tahminlerime bu riski tam olarak dahil etmiş değilim.
Faizler yüksek kalır