Şampiy10
Magazin
Gündem

Halk doğrusunu bilir! Piyasalar da...

Bugün piyasalar; geçtiğimiz üç haftadan bu yana hazırlığını yaptığı tek parti iktidarını kutlayacaktır. Borsada coşkulu bir açılış olacaktır.

Cuma günü 52,935 seviyesinden kapatan IMKB endeksinde 55,100 seviyeleri ilk hedef durumunda. Açılış mutlaka yukarı yönde “boşluklu-gap” olacaktır. Açılışta; fiyata “bakmaksızın” mal alınırsa daha önceleri şahit olmadığımız 1,000-1,500 puanlık bir boşlukla yukarı yönlü açılış olabilir.

Bir sonraki hedef olan 57,500 seviyesine kısa zamanda ulaşılması durumunda, son bir aydır bu seviyeleri hedefleyenlerden kâr satışları gelebilir. Zira Cuma günü ABD piyasalarında önemli düşüşler yaşandı, “eşikaltı” krizinin Avrupa’ya sıçradığı dedikoduları Avrupa piyasalarında da düşüşlere yol açtı.

Şimdilik Türk piyasaları için bunlar, ilk bir kaç günde pek dikkate alınmayacaktır. Ufukta not arttırımı ve MB’nın belki de tahminlerden önce ve daha hızlı bir faiz indirimi ihtimali varken; yeni hedefini 5.1 cent’e koyan IMKB’de, dünya piyasalarında çok ciddi bir düşüş yaşanmadığı sürece, dalgalı da olsa yükseliş sürecektir.

Döviz tarafında çok hızlı bir satış olma ihtimali düşük. Ha keza bono tarafında da çok hızlı bir alım beklemek doğru olmaz. Mutlaka tek parti hükümeti; kurları ve faizleri düşürecektir. Dolarda 1.25 ve 1.2350 seviyeleri teknik önemlerini koruyor. Bono ve döviz piyasaları borsaya oranla daha sakin bir seyir izleyerek; MB’nın tavrını, yeni AKP hükümetinin uygulayacağı politikaları duymak isteyecektir.

Diğer yandan bu hafta içinde; kredi piyasalarındaki sorunlar nedeniyle Avrupa ve ABD borsalarında bir kaç gün arka arkaya yüzde birden fazla düşüşler olur ise, piyasalar “tek parti” heyecanını kısa zamanda unutabilirler.

Piyasa katılımcılarına bir hatırlatma; “boşluklar er ya da geç kapanırlar.” Küçük yatırımcılara da bir not: Eğer önceden belirledikleri bir kâr veya zarar durdurma hedefleri (stop loss) yok ise; günün ilk saatlerinde işlem yapmak yerine bir süre piyasaları izlemelerinde fayda var.

Yazının devamı...

Merkez’den yepyeni bir menkul kıymet

Bugün Türk finans dünyası; Hazine bono ve tahvilleri, köprü senetleri, müteahhit bonoları ve ’vıdımıklardan’ sonra Merkez Bankası tarafından ihraç edilecek ’Likidite Senetleri’ ile tanışacak. İlkinin ihalesi de bugün yapılacak.

91 güne kadar vadeli çıkarılabilecek bu senetlerden ilki 32 günlük olacak. Banka ve aracı kurumlar, saat 11.00’a kadar MB’na iletecekleri tekliflerle ihaleye katılacaklar. Bu senetler iskontolu olarak ihraç edilecekler ve fiyatlar vade bitim değeri 100 YTL olacak şekilde iskontolu olarak hesaplanacak.

Hazine bonolarıyla hemen hemen aynı özellikleri taşıyacak bu senetler, ikincil piyasada serbestçe işlem görebilecek repo-ters repo ve teminat işlemlerinde kullanılabilecek. Hazine bonolarına göre tek istisnası, MB ile yapılacak repo-ters repo işlemlerinde kullanılamayacak.

İMKB tahvil bono piyasasında ve bankalararası piyasalarda el değiştirecek bu senetler kısa vadeli yatırımı tercih eden küçük yatırımcılar, şirketler ve özellikle likit fonların önemli tercihlerinden biri olmaya aday. Bu da MB’nın işini kolaylaştıracak bir durum. Bu senetlerle MB, Hazine’ye rakip mi oluyor? Bunu söylemek hayli zor. Zira Hazine uzun vadeli borçlanıyor ve gittikçe de vadesini uzatıyor. MB ise zaten ‘gecelik’ bazda çektiği likiditeyi aylığa değiştiriyor. Ancak 91 günlük vadeye çıkılır ise o zaman bir rekabetten söz edilebilir. Eğer üç aylık senetler sıkça ihraç edilir ve Hazine de MB’nın ihraç ettiği likidite senetlerini referans kabul ederse bu mesele kolayca çözülebilir.

Bu senetler küçük yatırımcılar için bir tür “mevduat sertifikası” demek. Bankalar ve aracı kurumlar aracılığıyla MB’na yapılacak bir veya üç aylık mevduata karşın ellerinde bir “sertifika” olacak ve bunu da gerektiğinde satabilecek, elden çıkarabilecekler.

Zamanlamanın hemen seçim öncesi olması; seçim sonrasında MB’nın döviz alım miktarlarını arttırması nedeniyle daha da artacak likiditeyi çekebilmek için bir hazırlık bir hazırlık gibi görünüyor.

Faizleri ne olacak derseniz... Bankalararası para piyasasında bir aylık kotasyonlar 17.70-18.40 seviyesinde. Bu da gecelik 17.50’nin aylık bileşiği olan 17.62’nin üzerinde bir seviye ki bu senetlerin yüzde 18 (yıllık basit) seviyelerden çıkması durumunda faiz düşüşünün beklendiği piyasada ’faiz artışı’ anlamına gelecektir. Maksimum miktarı 1 milyar YTL olarak açıklanan ilk ihalenin yatırım fonları ve kısa vadeli yatırımcılar tarafından talrp edilecek olması, yükselişin olmasını engelleyecektir. Piyasa katılımcılarının bu senetlere alışması sonrasında faiz oranları da dengesini bulacaktır.

Yazının devamı...

Karar haftası

Seçim öncesi, AK Parti’nin tek başına iktidara geleceği senaryosunu satın alanlar sayesinde borsada rekor kırıldı. Aslına bakarsanız sadece bizim borsamızda değil. ABD’deki Dow Jones ve S&P endekslerinde tarihi yüksek kapanışlar oldu. Benzer şekilde gelişmekte olan ülke endekslerinde de tarihi zirvelere ulaşıldı.

AK Parti çok şanslı bir dönemde seçime gidiyor. Dünya belkide en “zengin” dönemini yaşıyor. Bu hafta içinde piyasa katılımcıları da karar verecekler. Seçim beklentisi ya da global piyasaların “gazıyla” alınan pozisyonlar; seçim sonrasına taşınacak mı? Yoksa kağıt üstünde önemli bir kâr var, riske girmeden bunu cebime koyayım mı denecek? Bu haftanın piyasa katılımcıları açısından en zor kısmı bu olacak.

Borsa seçime 50,000’le girecek

Cuma günü ABD piyasalarının kapanışında rekor varken bu hafta yurt içinde kâr realizasyonları nedeniyle çok ciddi oranda düşüş olması hayli zor. İMKB 100 endeksi çok büyük ihtimalle 50,000 seviyesinin üzerinde kalarak seçime girecek.

Dow Jones endeksinde 14,020-14,180 arasındaki S&P endesksindeki 1,600’deki yeni zirve hedefleri korunduğu sürece İMKB alım ağırlığını koruyacak görünüyor. 52,860’ın üzerinde bir kapanış olduğu takdirde de sırasıyla 54,000 ve 55,200 seviyeleri bu hafta içinde görülebilir.

Faizler ne olur?

Yeni gösterge 6 Mayıs 2009 vadeli tahvilde hafta içinde 18.17 bileşik seviyeleri görüldükten sonra MB Para Piyasası Kurulu’nun gecelik faizlerin yılın son çeyreğinde düşebileceği şeklindeki ‘mesajıyla’ 17.60 seviyelerine kadar düşüş yaşandı. Bu seviye 16.20 gecelik faize denk. Bu da en azından önümüzdeki iki ay geçerli olması beklenen gecelik 17.50 seviyesinin 130 baz puan altına denk geliyor ki bu da elinde bono bulunanlar gecelik faize göre iki ay boyunca bu kadar kayba uğrayakalar anlamına geliyor.

Peki neden bu zarara katlanılıyor? Elinde bono bulunduranlar; faizlerin önümüzdeki yıl düşeceğini ve altı-sekiz ay sonra bu bonolardan kayıplarından daha fazlasını kazanacaklarını bekliyorlar. Cumhurbaşkanlığı, Kuzey Irak, “eşikaltı” (subprime) kredi sorunları derken MB’nin faiz indirimlerinde yavaş davranması bu hesapları bozabilir. Ancak bugünkü resim haklı çıkabileceklerini gösteriyor.

Döviz cephesi

İşin en zor yanı da burası. Yıllardır dövizi bir yatırım aracı; güvenli bir liman olarak gören yatırımcılar son dört beş yılda hayli üzüldüler. Cuma günü; dolar/euro paritesinin 1.3813 ile yeni rekor seviyeye gelmesiyle; dolar-YTL kurları da 1.2640’lara kadar düşerek bu kesimi biraz daha üzdü. Bu gruba ihracatçıları da eklemek gerek. Paritenin 1.38’in üzerine doğru gitmesi, seçim sonuçlarının beklendiği gibi çıkması durumunda 1.2335 ve 1.2220 seviyelerinin görülme ihtimali yükseldi. Daha altı ilk aşamada zor. Seçim sonuçları piyasaları rahatsız edecek şekilde çıksa da 1.3625’in üzerine geçilmesi güç.

Yatırımcılar için bir öneri: 23 Temmuz sabahı hangi pozisyonda olmak sizi rahat ettirecek; sonuçlar her ne olursa olsun üzülmeyeceğiniz pozisyon ne ise; bu haftayı o pozisyonla kapatın!


Yazının devamı...

Eurodan rekor, S&P’den uyarı

Euro dün; en yüksek seviyesini gördü. FED Başkanı Bernanke’nin konuşması öncesinde gelinen seviye; 1.3760-1.3800 aralığınının yolunu açmış durumda.

Bu seviye aşılır ise; 1.3940 ve 1.4070 seviyeleri sonraki direnç noktaları olacaktır. Ancak 1.38’in aşılması için FED’in faiz indirimine gitmesi gibi önemli bir adım gerekiyor. Halbuki konut sorunu dışında enflasyon başta olmak üzere bir çok faktör indirimden çok artırım ihtimalini öne çıkarıyor. Zayıf doların temelindeki ABD’nin “çifte açıklarından” dış ticaret açığının daralmaya başlaması, Çin’in ihracat dövizlerinin ülkeye getirilme zorunluluğunu gevşetmesi daha yüksek euro ihtimalini azaltıyor. Doların değer kaybı beraberinde tüm emtia fiyatlarının da “zamlanmasını” getiriyor. Londra piyasalarında işlem gören Brent petrolünün ilk kontratı dün, 76.60 dolar/varil ile Ağustos 2006’daki zirvesinden sonraki en yüksek seviyesine ulaştı. (Bu arada Brent’teki ardışık tarihli 4 kontratında aynı fiyat seviyelerinde olması, zirvelere gelindiğini ve dönüş olabileceğini düşündürüyor) Önceki gün yükselen bakır dışında; altın, mısır ve hatta pamuk kontratlarında da fiyatlar arttı.

Bu hareketlerin ardında, zayıflayan doların yanı sıra, yüzde 5.06’lara gerileyen ABD 10 yıllık tahvil getirileri ve rekorlar kıran hisse senetlerini diğer varlık piyasalarının takip etmesi yatıyor. Belki de en önemli faktör; derecelendirme kuruluşu S&P’nin 12 milyar dolarlık 612 değişik “eşikaltı” ev kredisine dayalı bonoyu; notlarını düşürmek için- yeniden değerleyeceği haberiydi. Bu tarz krediler üzerine yapılandırılmış menkul kıymetlerden endişe duyanların ABD devlet tahvillerine yönelmeleri, getirilerin 5.06’lara inmesini de beraberinde getirdi. Bu seviyelerin korunması hayli zor.

Zira S&P’nin ön uyarısını yaptığı not indirimleri gelirse bu menkul kıymetlerin önemli kısmı ’yatırım yapılabilir’ sınıftan çıkacaktır. Kaldıraç etkisiyle birlikte 12 milyar dolarlık menkule yatırım yapmış olanlar ve bunları çıkarmış olanlar çok daha büyük miktarları piyasaya satmak zorunda kalacaktır. Bu da genel faiz dengesini bozabilir. Yine FED ve New York’taki “ağır abiler”, New Century ve Bear Stearns’te olduğu gibi ilk salvoyu yatıştırmak ve piyasaları sakinleştirmek için geçici önelemler alabilirler. Ancak piyasaya girecek rakam 12 milyarın beş-on katına yükselir ise bu dalganın önünde durmak hemen herkes için hayli zor olacaktır. Bunu düşünenler dün hem gelişen piyasalarda hem de Alman ve ABD piyasalarında hisselerini satarak bir taraftan kârlarını ceplerine koydular, diğer yandan da muhtemel bir krize karşı önlem aldılar. Seçime 50 bin endeksle girmeyi planlayan IMKB için bu tarz dış ’şoklar’planları bozabilir.

Yazının devamı...

Herşey iyi de...

İMKB dün yeni bir rekor kırdı. Kapanış bazında 48.680. Gün içindeki 48.826 ise bir başka rekordu.

Sadece İMKB 100 mü? Morgan Stanley’nin Capital International (MSCI) dünyadaki hisse senetleri piyasasının yüzde 99’unu içeren dünya endeksiyle, gelişmekte olan ülkeler endeksleri de dün rekor kırdı.

Bir taraftan ABD’de emlâk piyasalarına dayalı menkul kıymetlerle ilgili “subprime” problemi devam ediyor, diğer taraftan hisse senetleri rekor kırıyor. Başta petrol olmak üzere emtia fiyatları da yükseliyor.

Bu iyimser havayı destekleyen en önemli faktör; ABD 10 yıllık tahvil getirilerindeki gerileme. iki hafta önce 5.33’lere kadar yükselen getirileri önceki gün 4.98’lere kadar düşünce piyasalar “mal bulmuş mağribi” gibi sevindiler.

Bir diğer faktör de doların euro karşısında değer kaybetmesi. Doların teorik alım gücündeki düşüş “zamlarla” kapatılıyor. Bu da emtia fiyatları ve dolayısıyla diğer varlık fiyatlarını “zamlandırıyor”.

Sürer mi?

10 yıllık tahvil getirileri 4.90’lara doğru gerilemeyi sürdürürse, borsalarda yeni rekorlar gelebilir. Ancak dünya çapında ‘genel kabul görmüş değerleme’ yöntemlerine göre dünya çapında hedeflere ya ulaşıldı, ya da aşılmaya başlandı.

Enflasyon kaygıları ve faiz artış endişeleri sürüyor. Emlâk cephesinde sorun daha da ciddi boyutlara ulaşmaya aday. ABD’deki yatırım fonlarında kullanılabilir likidite tarihi düşük seviyelerinde...

Yükselişler zorlanarak da olsa sınırlı kalmak kaydıyla sürebilir. İMKB’de son dört gündür süren yükselişin ilk seansta sürmesi ve 49.450 ile gün içi yeni bir rekor kırması mümkün. Belki de 50.000 endeks ile bir tarihe tanık olabiliriz. Tam o sıralarda İMKB 100 için 60-65 bin yeni hedefler konuşulmaya başlanırsa şaşmayın.

Yine de bunlara fazla takılmamak gerek. Zira pozisyonlar kötü havada değil, işler iyi giderken boşaltılabilir. 10 yıllıkları ve euro paritesindeki hareketi fırsat bilenler de bundan yaralanıp biraz ‘hafifleyeceklerdir.’

Beklentilerden iyi çıkan enflasyonun tüm bu olan bitenlerle alakası sınırlı. Belki seçim beklentileri biraz, ama asıl önemli olanı yurtdışındaki gelişmeler.

Bugün ABD’de bağımsızlık günü ve tatil ama siz yine de gözünüzü dışarıdan ayırmayın!

Yazının devamı...

Piyasaları uçuran para bolluğunun sonu geldi

Küresel likiditenin en büyük kaynağı olan ABD’deki yatırım fonlarının portföyündeki nakit oranı yüzde 3.6’ya geriledi. Bu oran 1974 ve 2000’deki çöküş öncesinde bile daha yüksekti. Carry trade yapmak da artık çok riskli. Yani piyasalara ralli yaptıracak yeni likidite kalmadı

ABD’deki emlak piyasalarında işler iyi gitmiyor. Emlak fiyatları düşüyor. Her ne kadar yeni inşaat ruhsatları için yapılan başvurular artıyor olsa da, eldeki satışa hazır ya da satılabilir emlak stoğu sürekli büyüyor.

Emlak piyasasındaki ‘eşik altı’ kredibiliteye (subprime) sahip konut kredilerine dayalı menkul kıymetlerdeki sorunların Bear Stearns’ün yanı sıra diğer yatırım bankaları ve fonları da etkilemesinden endişe ediliyor. Bear Stearns (BS) krizinin daha derinleşmesini, elinde bu menkul kıymetleri bulunduran Merrill Lynch’in; bunları elden çıkarma kararından ‘son anda’ vazgeçmesi engelledi. Şimdilik!

Moody’s ‘eşik altı’ kredilere dayalı menkul kıymetlerde 131 tanesinin rating’ini düşürdü ve yüzlercesini daha gözden geçirmeye başladı. Bu da piyasalardaki ‘saadet zincirini’ rahatsız eden bir durum. Bu kez BS ‘kurban edilerek’ kriz buzdolabına kondu. Bir taraftan “kaliteye kaçış”, bir taraftan getiriler ‘makul seviyelere’ geldi denilerek yapılan alımlarla ABD 10 yıllık tahvillerinin getirileri Cuma günü kapanışta 5.02’ye kadar geriledi. Hedef önce yüzde 5.00 ardından da 4.90 seviyeleri. İlk seviye bu hafta mutlaka görülecek. Ancak yüzde 4.90’ın görülmesi iki-üç hafta kadar zaman alabilir. Bu arada yen cephesinden de carry trade’ler için olumlu haberler gelmeye devam ediyor. Yen, dolar ve özellikle de de euro karşısında gerilemeyi sürdürüyor. Piyasalar bu gelişmelerle moral bulacak ve yeniden bir ralli ‘yaratmak-yaşamak’ için şartları zorlayacaktır.

Şartları zorlayacaklar, zira yeni ralli için atılacak fazla barut kalmamış gibi. Investment Company Institute’un raporuna göre; ABD’deki yatırım fonları neredeyse ‘elde avuçta ne varsa’ piyasalar yatırmış durumda. Ellerindeki nakdin toplam portföylerine oranı; 1974 ve 2000 düşüşleri öncesinde sırasıyla yüzde 3.9 ve yüzde 4’lere kadar gerilemişken, bugünlerde yüzde 3.6 ile rekor düşük seviyeye inmiş durumda. Diğer yandan yendeki hareket eskiden açılmış carry trade pozisyonların kârlarını arttırırken, yenilerinin açılmasını riskli hale getiriyor. Yani yeni likidite zor! Yine de son bir gayret piyasalar, 10 yıllıklar ve yen hikayesine sarılıp; ya yeni zirvelere ya da bir önceki zirvelerine kadar yükselecekler görünüyor. Yeni zirve adayları arasında özellikle Nasdaq, euronun desteğiyle Alman Dax ve Bovespa var. İMKB de bu adaylar arasında. Ancak 10 yıllıklardaki “bahar” çok uzun sürmeyebilir. Yüzde 4.90’lı seviyelerin test edilmesinden sonra yeniden 5.25’lere doğru bir hareket başlayacaktır. 5.30 seviyelerinin yukarı kırılması bu kez çok yüksek olasılık ve yeni hedef yüzde 5.75-5.80 aralığı. Tahmin gerçekleşirse, önümüzdeki bir ayda göreceğimiz zirveler, sonraki birkaç yılda göreceğimiz son ‘bahar’ olabilir.



Euro/dolar paritesinde yeni zirve mi?
Cuma günü euro/dolar paritesinde önemli bir seviye geçildi. 27 Nisan’da görülen 1.3682 zirvesinden bu yana düşüş trendinde olan euro, Cuma günü 1.3485 seviyelerinin aşılmasıyla bu trendi kırdı ve 1.3540 seviyelerine kadar yükseldi. Kısa vadeli bu trendin kırılmasıyla kısa vadeli de olsa yeni bir yükseliş trendine girilmiş oldu. Bu hafta içinde 1.3575 seviyesi aşılır ise 1.3670 ve ardından da 1.3760 ve hatta arızi olarak 1.38 seviyeleri görülebilir. Eurodaki bu hareket, ağırlıklı ihracatı euro bölgesine olan Türkiye ve YTL için olumlu algılandığından, Cuma günü dolar YTL kurları da 1.2990 alış seviyelerine kadar geriledi. 20 Haziran’daki 1.2930 seviyelerinin altına inilmesi ve bu arada da euro/dolar paritesinde yükseliş olması halinde bu hafta içinde dolar kurunda 1.2870 seviyelerine kadar düşüş sürebilir. 1.3275-1.3375 aralığına doğru bir hareket kaçınılmaz olacaktır.



Her şey iyi giderse İMKB 49 bini geçer
Borsada geçen haftanın son iki günü özellikle de öğleden sonraki seanslarda ciddi alımlar ve 1.000’er puanlık artışlar yaşandı. Bunda seçim sonuçlarının ‘piyasa dostu” geleceği, seçimlerden çok da fazla endişe edilmemesi gerektiği’ni söyleyen banka raporlarının da etkisi olmadı değil.

IMKB 100’e baktığımızda, son iki günlük yükseliş hareketinin 47.510 seviyelerine kadar yükselmesi söz konusu. Bu seviyenin gerek seçim beklentileri, gerekse de yutdışı piyasalardan dolayı hızlı geçilmesi durumunda bir önceki zirveyi de aşarak 49.450’ye kadar bir rallinin yaşanması ihtimal dahilinde.

İMKB’de bu seviyelerden sonra uluslararası piyasalardaki ‘son zirve’ senaryosuna takılabilir ve bu seviyenin görülmesinden sonra ciddi bir düzeltme dönemine girebilir.

Yazının devamı...

Boğa piyasasına bir kurban daha

Geçtiğimiz üç hafta boyunca global piyasalara ‘kabus’ gördüren ABD 10 yıllık tahvil getirileri önümüzdeki günlerde düşecek..!
13 Haziran’da 5.33 ile rekor kıran, ardından 5.06’lara kadar gerileyen ‘günün ekonomik göstergesi’ ABD 10 yıllık tahvillerinde, Bear Stearns’ün yarattığı endişe ile geçen hafta içinde 5.21’lere yeniden gelindi.
Bear Stearns’ün Cuma günü yaptığı basın toplantısıyla 2-3 milyar dolar arasındaki zararı sineye çekeceğini açıklaması ile piyasalar (bir kez daha) “rahatladı”. Özellikle emlak ve hedge fonlarla ilgili tüm battı-batıyor haberlerinde olduğu gibi yine ABD piyasaları ‘tanrılara bir kurban’ daha vererek yoluna devam etmeye çabalıyor. Geçen sene Citadel ve Amaranth adlı petrol piyasasında işlem yapan hedge fonlar, bu sene emlak piyasasındaki New Century ve Bear Stearns derken ‘kurban edilenlerin’ sayısı artmaya başlıyor.
Boğa piyasasını koruyan tanrılar daha sık kurban ister hale geldiler. “Ahali” de bunun farkında ancak elinden bir şey gelmiyor. Aksi takdirde “kol kesip” kendinden vermektense başkalarını kurban vermeyi tercih ediyor.
ABD tahvil faizi düşecek
Son salvoyu da verilen kurban ile az hasarla atlatan piyasalar, yoluna devam etmek için ABD 10 yıllık tahvillerinin düşmesini bekliyor. Yani bir tür ‘kaliteye doğru kaçış’ hikayesi... Bu kaçış da 10 yıllık tahvil getirilerini yüzde 5 seviyelerine kadar getirecektir. 5.04 ve 5.00 seviyelerinde bir süre kalmayı başarır ise 4.90 seviyelerinin test edilmesi işten bile değil. Zira hemen hemen tüm dünya bu seviyeleri yeniden görmeyi bekliyor.
Evet bu seviyeler görülebilir. Ancak ‘kar suyu kulakta’. 4.90 seviyelerine gelinmesiyle yeniden moral bulan piyasalar ya yeni zirve ya da eski zirvelerine yakın seviyelere kadar yükselebilir. Bu tüm dünyadaki varlık piyasaları için geçerli, bizim piyasalar dahil...
Yine de ABD’deki mortgage’a dayalı menkul kıymetlerdeki sorunların kısa vadede çözülmesi hayli zor. Üstelik genel faiz seviyesi her “kurban verilme” olayında, bir öncekine göre daha yüksek seviyeye çıkıyor ve böyle olmaya da devam edecek görünüyor. Getirilerin yüzde 5 veya 4.90 seviyelerine inildiğinde yaşanacak (ve çok büyük ihtimalle kısa sürecek) “ralli”, varlık piyasalarından çıkış için iyi bir fırsat olabilir.
Bu ‘ralliden’ faydalanabilecek denli çabuk olanlarla, satacaktım ama fırsat kaçtı diye düşünenler bu aralar “günün ekonomik göstergesi” durumundaki ABD 10 yıllık tahvil getirilerin yakından izlemeli..!

Yazının devamı...

ABD tahviline değil Alman Borsası’na bakacağız

ABD 10 yıllık tahvil getirilerinde geçen hafta yaşanan hızlı yükseliş yerini bir düzeltmeye bıraktı. 13 Haziran’daki yüzde 5.33 seviyelerinin ardından gelen düşüşte Çarşamba günü 5.06 seviyeleri görüldü. Yine ABD piyasaları “uykudayken”...

Çarşamba günü ABD’de mortgage bonolarıyla ilgili yaşanan “yeni” krizin de etkisiyle getiriler 5.15’lere yeniden yükselirken, Dow Jones endeksinde (DJIA) Salı’ya göre 148 puanlık düşüş kaydedildi. Bu düşüşün sebeplerinden birisi 10 yıllık getirilerdeki artış olurken diğeri de petrol fiyatlarındaki düşüştü. Bir anlamda 10 yıllık bono getirileri “out”, petrol (yeniden) “in”.

Son aylarda Dow Jones Endeksi’ndeki sert hareketlerin açıklamasında sıkça kullanılan “olağan şüpheli” petrol fiyatları. Endeks yükseldiğinde; “petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle enerji sektörü hisselerine gelen alımlar nedeniyle yükseliş oldu” deniliyor. Endeks düştüğünde de “petrol fiyatlarındaki yükseliş enflasyon endişelerini arttırdığında hisse senetlerine satış geldi” şeklinde bir yorum yapılıyor.

Petrol fiyatlarındaki yükseliş; hem yükselişte hem de düşüşte yorumcuların “dayanağı” oluyor. Son zamanlarda kâh Nijerya’daki petrol üretim tesislerinde grev tehdidi ve militan saldırıları, kâh küresel arzda kesinti endişeleri gündeme getirilerek petrol fiyatlarındaki yükseliş ‘sür(dürül)üyor’! Tüm varlık piyasaları artık neredeyse “tek piyasa” gibi düşünüldüğünden, petrol fiyatları dünya piyasalarındaki açıklamakta kullanılan yeni ’günün göstergesi’.

Çarşamba günü açıklanan ABD hampetrol stokları; 1 milyon artış beklentisine karşın; 6.8 milyon varil arttı. Yine de petrol fiyatları yükseldi! Neden mi? Rafineri kapasite kullanım oranları düştü. ‘Önümüzdeki hafta ürün stoklarında büyük düşüşler olabilir(!) fiyatlar yükselebilir, iyisi mi biz şimdiden alalım’ denince dev stok artışlarına karşın fiyatlar yükseldi !

DJIA’daki hareketler ne yönde gerçekleşmiş ise yukarıdaki iki “yorumdan” birini seçebilirsiniz.

İşlem saatlerinin bize daha yakın olmasından dolayı da Alman Dax Endeksi; yurtiçindeki piyasalarca gittikçe daha fazla izlenen ‘günün ekonomik endikatörü’ rolü oynamaya başladı.

Dax Endeksi; 7 Mart 2000’deki 8,136 ile kırdığı rekoruna en yakın seviyeye, geçtiğimiz Çarşamba günü 8,132 ile yaklaştı. Mart 2003’teki 2,100 seviyelerinden başlayan yükseliş bir önceki zirveye kadar taşındı.Yeni bir rekor kırılıp kırılmayacağı henüz net değil.

Bu sorunun cevabı daha çok ABD’deki emlâk piyasasına bağlı menkul kıymetlerdeki problemin “pansumanla” tedavi edilip edilmeyeceğine, “örtbas” etme çabalarının ne denli başarılı olacağına bağlı.

Nihai hedef 8,433 gibi görünüyor. Ancak geçen haftadan bu yana kalan 7,701 ile 7,752 arasındaki “gap” yakında kapanacaktır diye düşünüyorum. Belki de “çift tepe” görülmüştür... zaman gösterecek !

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.