Çeyrek puanlık indirim deva olmaz, kriz büyür
FED’in faizi değiştirmeme olasılığı var ama bunu kimse beklemiyor. Çeyrek puanlık indirim ihtimali yüzde 50. Ancak bu hareket derde deva olmayacağı gibi en kötü seçenek olur. Yarım puanlık indirim ihtimali geçen hafta yüzde 75’di. Bu hafta ise yüzde 50’nin altına indi
Beklenen gün geldi, çattı. Haftalardır merak edilen FED kararı bugünün sonunda netleşmiş olacak. Olasılıklarına baktığımızda;
1- Faizleri değiştirmez: (% 0 ihtimal) Hiç kimse bunu beklemiyor. FED; enflasyonun en önemli sorun olduğunu, “eşikaltı” krediler nedeniyle yaşanan sorunların piyasanın sorunu olduğunu ve her hangi bir ’kurtarma’ operasyonu yapmayacağını söylemiş olur. Çürükler elenir, ’Kalan sağlar bizimdir’ yaklaşımı... Sonuçları dramatik olabilir! FED’den faiz indirimi bekleyen ve bu beklentiyle ayakta kalmaya çabalayan piyasalar “ağır” darbe yer!
2- 25 baz puan indirim: (%50 ihtimal) FED için en kötü seçenek! İşleri yoluna koyma ihtimali en düşük senaryo. Piyasaların toparlanması hayli zor olur. Zira 25 baz puanlık indirimin ’derde deva’ olma ihtimali az, satış gelecektir. Piyasalar yeni indirim(ler) isteyecek, FED’in elini verip kolunu kurtarması daha zor olacaktır.
3- 50 baz puan indirim: (% 42.50 ihtimal) Geçen haftaki olasılık yüzde 75’lerdeydi. Piyasalardaki iyileşmeyle geriledi. Piyasalar açısından aslında en kötü seçenek. Yükselecekler mi? Düşecekler mi? İlk tepki olumlu olacak ancak sonrasında yeni bir satış gelecektir. Zira böylesi bir indirim aynı zamanda piyasalara durumun ne denli kötü olduğu mesajını da verecek. Bu açıdan olumsuz!
4- 75 ya da 100 baz puan indirim: (%7.5 ihtimal) Piyasaların en fazla hoşuna gidecek ancak çok da fazla ihtimal vermediği senaryo. FED’in piyasalara “elimden gelen budur, benden başka bir şey beklemeyin” şeklinde mesaj vermesi açısından önemli. Piyasalar açısından kısa vadede iyi, toparlanırlar! Uzun vadede en büyük yan etkisi “enflasyon”...
Bir seçenek de reeskont faizi
Temel faiz oranındaki alternatiflere ilaveten asıl yapabileceği; reeskont faizlerinde ciddi indirimlere gitmesi ki nitekim kriz döneminde de yaptığı buydu. Reeskont faizlerini yüzde 6.25’ten 5.75’e indirmişti. Temel oranı 25 baz puan düşürerek ya da sabit tutarak; reeskont faizlerini 5.25’in altına indirebilir ki; bu da önemli bir seçenek. Yine piyasalara satış gelebilir, ancak kısa sürede güvenin yeniden tesis edilmesiyle toparlanma daha kısa zamanda olacaktır.
FED’in önünde aslında iki basit seçenek var:
I- İflâslara izin vermek ve kalanlarla yola devam etmek
II- Sorunu vadeye yaymak, sistemin kendi kendini tedavi etmesini umut etmek.
Faizi değiştirmemek birinci tercihe uygun. Diğerlerinin hepsi sadece ’sorunun ertelenmesi’ ve enflasyon sarmalına davetiye çıkarılması. Ertelenen sorun da dönüp dolaşıp yine başa bela olacaktır. 2001 krizinde Türkiye’de olduğu gibi “çürükleri ayıklayıp” zararı sineye mi çekeceksiniz, yoksa ’top mu çevireceksiniz?’
İşte FED için “asıl mesele” bu!
Artık dolar/YTL tahminini kurşun kalemle yapıyoruz
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, “Artık dolar-YTL tahminlerini kurşun kalemle yapıyoruz. Ben dolar-YTL ile ilgili tahmin vermeyi bıraktım” dedi.
Banka olarak yıl sonu döviz kuru tahminlerini revize ettiklerini ifade eden Özen, “Ben dolar-YTL ile ilgili tahmin vermeyi bıraktım. Bunu doğru bulmuyorum. Ama geniş bant isterseniz yıl sonunda 1.270-1.370 YTL arasında bir aralıkta olması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Merkez Bankası’nın 0.25 puanlık faiz indirimiyle ilgili, “Bu indirimin siyasi baskıyla yapıldığı görüşü var. Ne düşünüyorsunuz?” sorusuna Özen, “Merkez Bankası 0.25 indirdi diye, bunu siyasi baskıya bağlamak bence doğru değil. Bunu, Merkez Bankası’na yapılan bir haksızlık olarak görüyorum” yanıtını verdi.
Yurt dışı piyasalarda bundan sonra likidite endişelerinin devam edeceğini, ancak kriz boyutuna gelmeyeceğini görüşünü aktaran Özen, likidite sıkışıklığının yurt dışındaki bankacılık sektörüne ne kadar yansıdığını henüz görmediklerini, üçüncü çeyrek bilançoları, kâr-zarar cetvellerinin açıklanmasının bu açıdan son derece önemli olduğunu, zarar ziyanın üçüncü ve dördüncü çeyrekte net olarak görüleceğini kaydetti. Özen, ABD ekonomisinde büyümenin yüzde 2’nin altına çekilmesi halinde resesyon tehditi olabileceğine ve asıl krizin de o zaman çıkabileceğini söyledi.
Biz şerbetlendik
Özen, Türk bankacılık sektörünün şu anda 20-25 milyar dolar civarında bir likiditeye sahip olduğunu ve fonlama kapasitesinin yüksek olduğunu belirtti ve “Hiç bir Türk bankasının bilançosunda subprime kredisi yok. Artık krizlere karşı şerbetlendik” dedi.