Tüketici dostu olmayan etiketler...
.
Marketlerin et reyonunda etlerin hangi cinsten oldukları, balık tezgahlarındaki ürünlerin yerli mi ithal mi oldukları etiketlerde yazmalı. Çünkü tüketici alış fiyatıyla değil bunlarla ilgilenir...
Bugünlerde yeme içmeyle ilgilenenler gıda ürünlerindeki fiyat artışının önüne geçmek amacıyla uygulamaya konan ve marketlerle pazar yerlerindeki ürünlerin etiketlerinde satış fiyatının yanı sıra alış fiyatının da yazılmasını öngören yeni kararın bize yararının nasıl olacağını çözmeye çalışıyorlar. Bugün ürün etiketlerinde başka bilgilerin yer almasını önereceğim. Ama meramımı daha iyi anlatabilmem için birkaç örnek sunmam gerekiyor…
Her ulusun tükettiği yiyeceklerin lezzeti genellikle başka ülkelerdekilerden daha farklıdır. Örneğin, İtalyan zeytinyağları bizimkilerden değişiktir; damakta bıraktıkları acılık fazladır. Bu özelliklere sahip bir İtalyan zeytinyağı ile pişirilmiş zeytinyağlı alaturka bir sebze yemeği önünüze gelecek olsa, yemek bozuk diye tabağı geri gönderirsiniz. Ne var ki İtalyanlar bizim usul zeytinyağlı yemedikleri için bu farkı anlayamazsınız.
Kuru fasülye bildiğimiz gibi değil...
Son yıllarda tarım üretimindeki azalma kuru fasulyeyi de vurduğu için yurt dışından ithal ama adı ve görünüşü bizimkilerle aynı olan kuru fasulyeleri satın alıyoruz. Pişirir yemeye kalkarsak, tadının bildiğimiz fasulyeye hiç benzemediğini fark ediyoruz. Evet, kuru fasulye artık bildiğimiz o fasulye değil. Başka topraklarda yetişen fasulyeler aynı tohumdan bile çıksalar, aynı lezzeti vermiyorlar. Etiketlerinde ise bu bilgiler yazmıyor.
Bir sorunum da patateslerle... Patatesin cinsi ve özellikleri hakkında bilgiye sahip değiliz. Onu sadece tarla patatesi ve taze patates olarak alıp tüketiriz. Birçok ülkede patates paketlerinin etiketinde, pişerken dağılıp dağılmadığı gibi özellikleriyle birlikte cinsi yazılıdır. Bizde bu yok. Rastgele alıp pişirdiğimizde ise patates salatası ya da püresi her seferinde bize hoş olmayan bir sürpriz yapar. Kıvamı ya tutmuş ya da yemek berbat olmuştur.
Balıklar Gelibolu’dan değil Senegal’den!
Birkaç kez balıkçıda fiyatı makul iri kofanaları, açık pembe renkli kalkan balıklarını evde denediğimde büyük hayal kırıklığına uğradım. Sordum, soruşturdum, bunların Mısır’dan, Nil deltasından ya da Senegal kıyılarından taze olarak getirildiğini söylediler. Dahası Arabistan sularından, Uzakdoğu denizlerinden taze sinarit, barbun balıkları, uskumru, kalamar ve ahtapot da ithal ediliyordu. Sıcak denizlerde avlanan balıkların lezzeti damak tadımıza uymuyor. Hiçbir balıkçı da balıklarını “Senegalli derya kuzuları!” diye satmıyor; sizse Gelibolu’dan geldiğini sanıyorsunuz…
Sığır ve koyun eti ise daha büyük sorun. Gazetelerde okumuşsunuzdur; 100 bin büyük baş canlı hayvan ithal ediliyor. Hatırlarsınız, angus ülkemize ilk ithal edildiğinde epey tepki uyandırmıştı. Ama bunun ötesinde etinin fazla yağlı oluşu, bonfilesi dışında Türk damak tadına pek uymamış, daha çok sosis salam sektörünün ilgisini çekmişti. Şimdi bu ırklar kasaplarımıza gelecek, onları “Bana haşlamalık 1 kilo sığır eti” diye isteyecek, hangi cins olduğunu ise bilemeyeceğiz.
Marketlerdeki etler hayal kırıklığı...
Bir İstanbullu olarak benim ithal koyunlar bir yana, yerli koyun ırklarıyla da sorunum var. Hatırlarsınız; köşe başlarına marketler açılmadan önce etimizi mahalle kasabından alırdık. Etler paketlenmiş halde ya da parçalanmış olarak değil, hayvanlar bütün olarak ayaklarından asılmış halde teşhir edilir, biz onun kıvırcık mı, dağlıç mı olduğunu, hatta dişi mi, erkek mi olduğunu bir bakışta fark ederek seçimimizi yapardık. Bugün market düzeninde aldığımız etlerin kıvırcık mı, kızıl karaman mı olduğunu ancak yerken anlayabiliyor, çoğu kez hayal kırıklığına uğruyoruz.
Bu kadar örnekten sonra artık dileğimi dile getireyim: Marketlerin et reyonunda gerek sığır, gerekse koyun etlerinde hangi cinsten olduklarını yazan etiketler görmek istiyorum. Kuru fasulyenin paketinde, balık tezgahlarında ürünün yerli mi, ithal mi olduğunu gösteren ibare olmalı, patatesin cinsi etiketinde yazmalı. Sanırım sofralarımızın lezzetini doğrudan ilgilendiren bu bilgiler, titiz bir tüketiciyi manavın salatalığı halden kaça alıp kaça sattığını etiketine yazmasından daha çok ilgilendiriyor…