Şampiy10
Magazin
Gündem

Bir yılda tüketilen etin yüzde 15’i kurban bayramında kesiliyor

.

ABONE OL
Vatan Haber

Dokuz günlük tatilde ucu bucağı olmayan dev kentimizi terk etmeyenler, kurbanlıkları uzak yerlerden getiren sürü sahiplerinin yüzünü güldürecekler.

Bugün itibariyle kurban bayramı hazırlıkları tamamlanmış, bayramın ikinci gününden itibaren koçların ucuzlayacağını hesaplayanlar dışında çoğunluk kurbanını yarın sabaha hazırlamış, dinlenmeye almış durumda. Her ne kadar Çeşme, Bodrum, Altınoluk gibi kitlesel turizm bölgelerinde 34 plakalı otomobillerin çoğunluğu oluşturması İstanbul’un boşaldığı izlenimini yaratsa da, dokuz günlük tatilde ucu bucağı olmayan dev kentimizi terk etmeyenler, kurbanlıkları uzak yerlerden getiren sürü sahiplerinin yüzünü güldürecekler.

Böylesine iyimser tahminde bulunmamın nedeni istatistikler. Bir yıl içinde ülkemizde tükettiğimiz etin yüzde 15’i kurban bayramında kesilen hayvanlardan sağlandığı düşünülürse, böylesine köklü bir geleneğin, İstanbul sakinlerinin önemli bölümünün uzun bayram tatilinden yararlanarak kent dışına çıkmalarından etkileneceğini düşünmek yanlış olur. Kurban kestirmeye niyetlenenler, evlerinden uzaklarda bulunsalar bile, nasılsa önlemini düşünmüşlerdir.

Yaşamak için yemek zorundayız; yediklerimiz sebze bile olsa, önce onları öldürmemiz gerekiyor.

Biz kentliler bugün et işini profesyonellere bıraktık

Her yıl kurbanını sokaklarda kesenlerin yarattığı yadırgatıcı görüntülerin en önemli nedeni sanırım çok sayıda kurbanlık hayvanın çok kısa bir süre içinde kesilip parçalanması ve böylesine büyük hayvan hareketlerini kontrol etmenin zor olması. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettikten hemen sonra o zamana kadar İstanbul’un birçok noktasında sağlıksız koşullarda yapılan kesimleri yasaklamış, hayvan nakli, et taşıma işlerini bir fermanla düzen altına almıştı. Kesimlerin Yedikule semtinde mezbahada, yani şehirden uzakta yapılması günümüz hijyen kriterlerine göre bile modern bir anlayışı yansıtıyordu. Günümüzde belediyeler ne kadar önlem alırlarsa alsınlar, bayramın birinci günü gözümüzü rahatsız eden görüntülerin bütünüyle yok olması, ancak kurban kestiren halkımızın daha özenli davranmalarıyla mümkün.

Bugün ortalık yerde yapılan kurban kesimine gösterilen tepki de toplumun zaman içindeki değişiminden kaynaklanıyor. Yaşamak için yemek zorundayız; yediklerimiz sebze bile olsa, önce onları öldürmemiz gerekiyor. Eskiden, atalarımız doğa ile daha iç içe yaşarlarken hayvanların pişirilmeden önce kesilmesi çok daha sıradan, kanıksanmış bir işlemdi. Nitekim bugün bile hala kırsal kesimde tavuk kesmek evin erkeğinin görevidir.

Kentlilerin bugün sokaklarda yapılan kurban kesimine duyduğu tepkinin bir nedeni de değişen mutfak kültürü. Örneğin bugün ülkemizde kırk yılın bir günü, ancak özel bir ortamda kuzu çevrilir. Oysa bundan birkaç yüz yıl önce gerek bizde, gerekse Batı dünyasında ziyafet sofralarını yalnızca nar gibi kızarmış bütün kuzular değil, daha birçok irili ufaklı evcil ya da av hayvanı süslerdi. Hatta bütün halinde birbirinin içine yerleştirilip pişirilmiş çok sayıda hayvanın ziyafet sofralarında yer aldığını da biliyoruz. Biz kentliler bugün et işini çoktan profesyonellere bıraktık. Hayvanları onlar kesiyor, parçalıyor, hatta pişiriyor. Bizlerse önümüze gelen mis gibi kokan, görüntüsü iştah açan yemeğin sadece tadıyla ilgileniyoruz, o kadar...

Yarın haberde yine kurban uğruna kendini yaralayan amatör kasapların trajikomik akıbetini, önde kaçan dana, arkada kovalayan vatandaşların, çoluk çocuk herkesin gözü önünde boğazlanan kurbanların görüntülerini izleyecek, gelecek yıl bu sahnelerin azalmasını ümit edeceğiz. Bu karışık duygular içinde Kurban Bayramınızı kutlarım!

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Sosu bağlamak gerek…
  2. Türk mutfağı nereden nereye?
  3. Özel hayatımıza karışmayın
  4. Çatal bıçak korkusu
  5. Kurtlar sofrası!
  6. Küçük güzeldir
  7. Uskumru
  8. Domatesin hazin öyküsü
  9. Lükste batı standardı eğitimden geçiyor
  10. Kuzey Ege’nin lezzet rotaları

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.