Snapchat'le tecavüze uğrayan kadınların sesi oldu
Snapchat uygulaması ile başlatılan sosyal proje ile mağdur kadınlar yaşadıkları vahşeti milyonlara duyurabiliyor.
Funda Korkmaz/Gazetevatan.com
Dünyanın birçok ülkesinde kadınlar şiddet görüyor, tacize uğruyor ya da aşağılanıyor. Ülke adı, inancı ne olursa olsun, kadınların mağduriyetleri benzer özellikler gösteriyor. Taciz oranlarının vahim noktalara ulaştığı ülkelerden biri de Hindistan. Bu vahim olayların ulaştığı sayı korkunç: Tahmini olarak 27,5 milyon kadının bu olaylardan etkilendiği belirlenmiş durumda. Ancak acı olan taraf bambaşka. Bu kadınların birçoğu yaşadıklarını 'halının altına süpürüyor.' Hindustan Times mobil editörü Yusuf Omar bu sessiz çığlığa kulak verenlerden biri. Snapchat uygulamasıyla başlattığı projeyle, şiddete ve cinsel tacize uğramış kadınların sesi oluyor. Mağdur kadınlar, Snapchat uygulamasından seçtikleri efekt(maske) ile tanınma korkusu olmadan hikayelerini milyonlara duyuruyor. Peki bunu nasıl gerçekleştiriyor? Omar, cep telefonunu hazırlayıp, mağdur kadınlarla bir odada yalnız bırakıyor. Kadınlar uygulamada istedikleri filtreyi seçip hikayesini anlatıyor.
"2016 Sosyal Fayda Zirvesi" kapsamında ülkemizi ziyaret eden Yusuf Omar'dan Türkiye'nin de kanayan yaralarından biri olan istismarlara karşı başlattığı projeyi kendisinden dinledik. Omar, sosyal medyanın sosyal fayda için kullanılması gerektiğinin altını çizerken internet fenomenlerine de çok önemli mesajları var...
Bana biraz kendinden bahseder misin? Nasıl ortaya çıktı bu proje?
- Hindustan Times mobil editörüyüm. Benim gazetedeki asıl görevim 750 gazeteciye hikayelerini nasıl anlatacakları konusunda eğitim vermek. Bu konuda en çok beni zorlayan konulardan biri eğitim verdiğimiz haber odasında 75 tane farklı telefon tipinin olmasıydı. Benim de herkesin telefonunda çalışacak bir uygulamaya ihtiyacım vardı, böylece hepsi hikayelerini kurabileceklerdi. Snapchat bu noktada bize çok yararlı oldu.Cinsel istismara uğramış 50 genç kızla Bangalore’un dışında dağ tırmanışı yaparken fikir ortaya çıktı.Hindistan'da tecavüze uğrayan kadınların yüzlerini gösterme izniniz yok, toplum tarafından yaftalamasınlar diye.
- Tecavüz Hindistan’ın en büyük sorunlarından biri.Tecavüz vakalarının çoğunda aileden yani baba ve kardeşlerden istismar görüldüğü için anlatılmıyor. Bu hikayeleri anlatmak için öyle bir yol bulmalıydık ki hem bunları anlatmalı hem de kadınların saygınlığını ve özel hayatlarını korumalıydık. Suratlarının görülmediği anlatımlarda sadece seslerini duyabiliyordunuz, duygular aktarılamıyordu. Ben de teknolojiyi kullanarak hikayeleri daha yaratıcı bir şekilde anlatmak istedim.
Kadınların sesi olmaya nasıl karar verdin?
-O beni buldu diyebilirim. 5 sene kadar Güney Afrika'da mobil gazeteci olarak yaşadım. Bir grup cinsel istismar mağduru kişiyle bir dağ tırmanışı gerçekleştirdim. Hikaye orada ortaya çıktı. Güney Afrika AIDS, tecavüz ve cinsel istismarın sorun olduğu ülkelerden biri. Bu gezide altı mağdurla tanıştım. Onların hikayeleri ve güçleri beni yakaladı. Onların konuşuyor olması daha önce hiç konuşmamış, kafasının içinde kendi şeytanlarıyla kalmış insanları da konuşmak için cesaretlendirecekti. Ve bu şekilde geliştirdim.
Mağdurları konuşmaya nasıl ikna ediyorsun?
- Özellikle cinsel tacize uğramış insanları konuşturmaya ikna etmenin en kötü yolu, kameralar ve ışıklar. İkna edebilmemin en büyük sebebi cep telefonu haberciliği yapıyor olmam oldu. Bu, insanlarla konuşmanın en özel ve saygın yolu. Onlarla röportaj yaparken telefonumu unutuyorlar. Bunun en gerçek habercilik formu olduğunu düşünüyorum. Böylece onları konuşmaya ikna ediyorum.
"OYUNCAK OLARAK GÖRÜLMEMELİ"
Sosyal yaraları anlatmak için neden Snapchat kullanmayı tercih ettin?
- Uyuşturucu, eğitim gibi önemli konularda da kullandım ama istediğim bunun sadece bir oyuncak olarak görülmemesi, arkasındaki potansiyelin keşfedilmesiydi. Hikaye anlatma uygulamalarının gazetecilik olarak kullanılmasın ve gücünün keşfedilmesini istedim. Mesela, yeni projem PokemonGo gibi rağbet gören uygulamaları kullanmak. Bunu gazetecilikte nasıl kullanabiliriz? Belki de Pokemon arar gibi İstanbul'da hikaye aramak bunlardan biri olabilir. Whatsapp, WeChat, Facebook ve Messenger gibi mesajlaşma uygulamalarını herkes rahatlıkla kullanabiliyor. Bunun gelecekte gazetecilikte kullanılabileceğini düşünüyorum. Belki bu uygulamalar arkadaşlarınızla konuşmak yerine haber hikayesiyle konuşuyor olabilirsiniz.
Yapılan itiraflardan önce hikayeleri dinliyor musun?
- Evet, önce hikayelerini dinliyorum. Anlatmak istedikleri kısımları seçiyoruz. Daha önce snapchat kullanmamış oldukları için hangi kısımları anlatacaklarına karar veriyoruz. Çünkü süremiz kısıtlı. Kendi telefonumu veriyorum ve istedikleri efekti seçiyorlar.Bu da onlara nasıl gözükecekleri yönünde direksiyonun başında onların olduğunu hissettiriyor. Bu sayede izleyenler, gözlerini, surat ifadelerini veya detayları görebiliyorlar.Bu izleyenlerin onlarla daha iyi bir bağ kurmalarına yardımcı oluyor.
Televizyon programlarından ne farkı var sence?
Televizyona çıktıklarında yüzleri bulanıklaştırılarak ya da arkadan ışık tutarak tamamen karanlıkta bırakılıyordu. Bunun yeterince hikayeyi anlattığını düşünmüyorum. Çünkü sadece ses geliyor, ifadeyi göremiyoruz.
Zaman zaman tecavüz gibi ağır psikolojik travmalara sebep olan konularda olayın anlatılmasında mağdurlar rahatsız olabiliyor. Sen bu konuda hiç tepki aldın mı?
- Bence tecavüz mağduru kadınları en çok zorlayan konu ‘normal’ hayatlarına geri dönmeye çalışmaları. Eski hayatlarına dönüp diğer genç kızlar gibi davranmaya çalışıyorlar. Tabiki o korkunç anlara ve anılara geri dönmek onlara yaşananları tekrar hatırlatıyor ama bu onlar için çözüm olmuyor. Konuşmadıkça konuya çözüm bulunamıyor. Diğer yandanbu insanlar konuşunca diğer mağdurlara da cesaret veriyorlar. Cinsel istismarların Hindistan’da ne kadar ciddi bir sorun olduğunu ortaya çıkarıyor. Konuşmadığınızda bilemezsiniz ve birçok suç hesap verilmeden örtülür. Bu yüzden anlatmak çok önemli, saklamamaları gerektiğini düşünüyorum.
"YALNIZ DEĞİLLER BUNU ANLIYORLAR"
Başlattığın proje ile mağdur kadınların hayatlarında ne gibi değişiklikler oldu? Bunları gözlemliyor olmalısın...
- Tabi ki sadece bu kızlarda değil değişim. Şimdi küresel bir kampanya var, dünya genelinde genç kadınlar artık seslerini duyurmaya korkmuyorlar. Çok farklı kıtalardan hikayelerini anlatanlar var. Mesela farklı kıtalardan katılan kızlarla Aralık ayında Klimanjaro Dağı'na tırmanacağız. Avustralya’dan, Amerika’dan, Avrupa’dan ve Afrika'dan katılan insanlar olacak. Ve yine onların hikayelerini anlatırken yüzerini kapatmada snapchat'ten faydalanacağız. Benim için ilginç olansa dünyanın çok farklı yerlerinde olmalarına rağmen o genç kadınların aynı hikayeye sahip olmaları. Birlikte tırmanıp hikayelerini anlatacaklar. Bu Hindistan’daki kızlar sayesinde gerçekleşti ve aynı zamanda bu sayede o kızlar da yalnız olmadıklarını anlıyorlar. Türkiye’deki, Avustralya’daki insanlar da aynı hikayeye sahip ve birbirlerini anlayabilirler
"ANLATIRSAN EVLENEMEZSİN İNANIŞINI BİLİYORUM"
Dünyada birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'nin de kanayan yaralarından ve gizli sorunlarından biri kadına şiddet ve taciz... Peki sen bu konularla bu kadar ilgiliyken Türkiye'yi nasıl biliyorsun?
- Türkiye ile ilgili özellikli bir duyumum yok. Ama gelişmekte olan ülkelerdeki gibi olduğunu biliyorum. Hem tecavüz kültürü hem de karşılaşılan zorlukların Güney Afrika, Hindistan gibi ülkelerden farklı olmadığını düşünmüyorum. Yaşanan birçok istismarın halının altına süpürüldüğünü düşünüyorum. Saklanıyorlar, onlar hakkında konuşulmuyor. Bunun Türk kültüründe ciddi bir tabu olduğunu, "anlatılırsan evlenemezsin" gibi inanışlarla susturulduğunu biliyorum.Türkiye gibi ülkelerde bu tabunun yıkılması gerektiğini düşünüyorum. Yaşadıkları şeyler için genç kızları suçlamayı ve yaftalamayı bırakmalıyız.
"FACEBOOK VE TWİTTER GİBİ ŞİRKETLER SORUMLULUK ALMALI"
Zirvede de çokça bahsedildi fakat sence sosyal medya geleceğimizi nasıl şekillendiriyor? Teknolojiyi bu kadar doğru amaçlarla kullanırken bunu artı ve eksileriyle değerlendirebilir misin?
- Sosyal medya artık dünyayı çok daha küçük bir hale getiriyor. Örneğin; İstanbul'da bir patlama olduğunda bunu anında öğrenebiliyor ve oradaki insanların yaşadıklarıyla ilgili bilgi sahibi olabiliyorsun. İstersem bağışta bulunabiliyor, hatta drone ile yardım bile iletebiliyorum. Hatta kişisel olarak oradaki arkadaşlarının güvende olup olmadığını bile öğrenebiliyorsun.
- En negatif etkisi ise haberler üzerindeki manipülasyon. Gençler gittikçe artan bir şekilde haberlerini sosyal medya üzerinden alıyorlar. Gazetelerden ve haber sitelerinden değil. Fakat Facebook ve Twitter gibi şirketler, medya şirketleri gibi haberler üzerindeki manipülasyonlarda sorumluluğu üzerlerine almıyorlar. Bilgiyi yalandan gerçeği sahteden ayırt edemiyorsunuz. Karar almak için algoritmalar kullanılıyor ve bunlar çoğu zaman yanlış oluyor. Şunun farkına varmaları gerekiyor Mark Zuckerberg dünyanın en güçlü editörü, facebook ise dünyanın en güçlü haber ajansı ve bu yönde hareket etmeye başlamaları gerekiyor. Etik ve prensiplere sahip olmalılar.
Tüm sorumluluk şirketlerde mi?
- Eğer bunun sorumluluğunu almazlarsa demokrasiye ciddi bir tehdit olduğunu düşüyorum. Facebok genç insanların neyi sevip neyi sevmeyecekleri konusunda belirleyici olabiliyor.Beyaz Saray’da bir sonraki Başkan’ın kim olacağını bile belirleyebilecek kadar ciddi manipülasyon güçleri var. Sadece sosyal medya akışlarından haber alan gençlerin bu haberlere eleştirel yaklaştıklarını düşünmüyorum.
Peki ya Snapchat?
- Snatchat'in büyük bir tehdit olduğunu düşünüyorum. Snapchatteki keşfet kısmında sadece çok az şirket çıkabiliyor. Sadece Kuzey Amerika ve Avrupa şirketleri buralarda yer alabiliyor. Bu bir anlamda profesyonelliğin manüpülasyonu. Burada değilsen sen de herkes gibisin ve burada olmak için onların kurallarına göre oynamalısın. Eski günlerde gazeteler karar verirdi bir haberin çıkıp çıkmayacağına veya hangi büyüklükte çıkacağına. Bugün konu yayıncılardan platformlara doğru kaymış durumda.
'BU MESAJIM TAKİPÇİ SAYISI FAZLA OLANLARA"
Son olarak sosyal medya kullanıcılarına vermek istediğin bir mesaj var mı?
- Bu röportajı okuyacak herkesin birer hikaye anlatıcısı olduğunu düşünüyorum. Şunu unutmamalılar ki elimizdeki cep telefonları aya giden uzay mekiğinden çok daha fazla bilgisayar gücüne sahip. Hep denir kalem kılıçtan keskindir. Bu bağlamda baktığımızda telefonlarımız atom bombası gücünde. Bunu kullanabilirsiniz. Özellikle Twitter ve Instagram'da takipçi sayısı fazla olanlara mesaj vermek istiyorum; bu takipçileri sadece lifestyle konuları ya da ürün tanıtımı için kullanmayın. Dünyanın en büyük insani krizlerinden birinin Suriye’nin yanı başında yaşıyorsunuz. Takipçileriniz bu sorunlara dikkat çekmek için kullanın. Tüm sosyal medya fenomenlerinin, ünlülerin bu konuda oldukça büyük bir sorumlulukları olduğuna inanıyorum. Milyonlarca insanı etkileme gücüne sahipsiniz. Sosyal medyayı sosyal fayda için kullanın.
SOSYAL FAYDA ZİRVESİNDE NELER YAŞANDI?
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından, Türk Telekom'un katkılarıyla geçtiğimiz yıl Türkiye ve New York organizasyonları gerçekleştirilen Sosyal Fayda Zirvesi’nin, 2016 Türkiye organizasyonu 29 Eylül’de İstanbul’da düzenlendi. Türk Telekom, gelecek nesillere yasamaya değer bir dünya bırakabilmek için iletişimin ve teknolojinin birleştirici gücünden hareketle son iki yıldır bu zirveye destek veriyor.
“2030 yılında nasıl bir dünyada yaşamak istiyorum?” sorusunun ele alındığı Sosyal Fayda Zirvesi’nin bu yılki teması ‘Bugün bağlanalım. Yarını yaratalım’ oldu. Zirve’ye 700’den fazla ziyaretçi katıldı ve sosyal medya üzerinden destek veren binlerce kişi nasıl bir dünyada yaşamak istediklerini geniş kitlelerle paylaşma imkanı buldu.
Bir günde, 60 konuşmacı 30 panel
Türkiye’nin lider iletişim ve eğlence teknolojileri şirketi Türk Telekom’un katkılarıyla düzenlenen Sosyal Fayda Zirvesi İstanbul buluşmasında katılımcılar, daha iyi bir gelecek için dijital dünyanın fırsatlarından nasıl yararlanılabileceğini tartıştı. Zirve katılımcıları ayrıca teknoloji ve yeni medya ile değişen dinamiklerin herkes için nasıl eşit bir dünya yaratabileceği konusunda fikirlerini paylaştı. 60’a yakın konuşmacının katıldığı etkinlikte altı saat içinde; sosyal girişimcilik, kurumsal dijital sorumluluk, sürdürülebilir şehirler, kapsayıcı iş modelleri ve sürdürülebilir moda gibi birçok farklı konuda yaklaşık 30 panel gerçekleştirildi.