Kayseri için tehlike çanları
'Zemini Marmara'dan farklı değil'
TÜRKİYE Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Jeoloji Mühendisleri Odası Kayseri İl Temsilcisi Adnan Evsen, Marmara Depremi’nin 14’üncü yılı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, Kayseri’nin zemin bakımından Marmara Bölgesi kadar tehlikeli olduğuna dikkat çekti.
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Jeoloji Mühendisleri Odası Kayseri İl Temsilcisi Adnan Evsen, 17 Ağustos 1999 günü meydana gelen Marmara depreminin üzerinden 14 yıl geçtiğini hatırlatarak, hala stabil bir zemine oturmayan Türkiye’de, depreme her an hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı. Günümüz teknolojisi ile depremi önceden tahmin etmenin mümkün olmadığına değinen İl Temsilcisi Adnan Evsen, İç Anadolu ve Kayseri’nin deprem bölgesi olmadığı inancının yanlış olduğunu söyledi. Güncellenen diri fay haritasına göre, Kayseri’de Ecemiş’in yanı sıra, Sarız Fay Hattı’nın da tehlike oluşturduğunu belirten Adnan Evsen şunları kaydetti:
"2012 Yılı güncel Türkiye Diri Fay Haritası’na göre ülkemizdeki diri fay sayısı toplam 326 adet olmuştur. Söz konusu 326 adet diri faylar, alt segmentleri ile birlikte değerlendirildiğinde, deprem üretebilecek fay sayısının yaklaşık 485 adet olduğu açıklanmıştır. Bugüne kadar Kayseri ve yakın civarını doğrudan etkileyen en önemli fay ’Ecemiş Fayı’ idi. Güncellenen diri fay haritasına Kayseri ve yakın civarını etkileyecek olan bu fay ’Sarız Fayı’dır. Sarız Fayı en az Ecemiş Fayı kadar uzunluğa sahip ve yaklaşık uzunluğu 200 km olan aktif ve kesintisiz bir fay olarak haritalarda gösterilmektedir. Sarız fayı Kayseri şehir merkezine yaklaşık 80 km, Yahyalı, Develi ve Tomarza ilçelerine 40 km mesafeye kadar yaklaşmaktadır."
’BAZI TEMELLER SUYLA TEMAS HALİNDE’
Marmara Depremi’nde ihmal sonucunda çok sayıda can kaybı olduğunu söyleyen İl Temsilcisi Adnan Evsen şöyle devam etti:
"Şehrimizin zemini Marmara Bölgesindeki zeminde farklı değildir. Yeraltısuyu seviyesi yüksek ve birçok yerde yapı temeli ile temas halindedir. Ayrıca bazı semtlerde turba ve batak balçık türü zeminlerin varlığı ve bu alanların da imara açık olduğu da herkesin malumdur. Depremler gerçekleşirken, yerleşim alanının köy mü, kent mi yoksa belde mi olmasına bakmadan kırık hattı boyunca kırılmaya devam etmektedir. Dolayısıyla etüt yapılırken köy- kent anlayışından kesinlikle vazgeçilmelidir."