Haliç'te ölüm sessizliği...
İstanbul Haliç'te kamuoyunda Haliçport olarak bilinen "Haliç Yat Limanı ve Kompleksi Projesi"nin başlanması için gün sayılırken boşaltılan tersaneler "ölüm" sessizliğine büründü.
İstanbul Haliç'te kamuoyunda Haliçport olarak bilinen "Haliç Yat Limanı ve Kompleksi Projesi"nin başlanması için gün sayılırken boşaltılan tersaneler "ölüm" sessizliğine büründü.
Havadan yaptığımız çekimlerde geçmişi Fatih Sultan Mehmet'e dayanan tersanelerin boşaltıldığı, bazı küçük teknelerin ise kızaklar üzerinde terk edildiği görüldü.
2013 yılının temmuz ayında yapılan ve 1 milyar 346 milyon dolar bedelle ihale edilen projeye, Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası'nın projenin yürütmesinin durması ve iptali ile ilgili açtığı davanın henüz bir karara bağlanmadığı belirtildi.
İlk defa Başbakanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Haliç Yat Limanı ve Kompleksi projesi 2013 yılının Temmuz ayında ihaleye çıkarılmıştı.
İhaleyi 1 milyar 346 milyon dolarla Rixos otelleriyle bilinen Sembol Uluslararası Yatırım ile Ekopark Turizm- Fine Otel'den oluşan konsorsiyum kazanmıştı. Proje, 4 yılı inşaat, 45 yılı işletme süresi olmak üzere 49 yıllığına Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleştirilecek. Proje kapsamında her biri 70 yat kapasiteli iki yat limanı, her biri 400 oda kapasiteli 5 yıldızlı iki otel, dükkânlar, restoranlar, kongre ve kültür merkezleri, sinema ve eğlence tesisleri, bin kişilik cami ve otopark bulunuyor.
Mimarlar ve Mühendisler Odası dava açtı
İhalenin tamamlanmasından kısa süre sonra ise İstanbul Mimarlar ve Mühendisler Odası İstanbul Şubesi, kamu yaranına ve hukuka açıkça aykırı olduğunu öne sürerek yürütmenin durdurulması ve projenin iptali için dava açmıştı. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı aleyhine İstanbul 6. İdare Mahkemesi'nde açılan davada henüz bir karar çıkmadığı belirtildi.
Tersanede "ölüm" sessizliği
Öte yandan Fatih Sultan Mehmet tarafından 1455 yılında kurulan 559 yıllık Haliç Tersaneleri boşaltılmasının ardından "ölüm" sessizliğine büründü. Havadan görüntülediğimiz dönümlerce arsayı içeren dev tersane, terk edilmiş depoları, camları kırık binaları, kancaları rüzgarla ağır ağır sallanan vinçler ve kızaklar üzerinde terk ediliş tekneler ile korku filmi sahnelerini aratmıyor.
Haliç tersanelerinin tarihi
İstanbul'un fethinin ardından Fatih Sultan Mehmet'in talimatıyla 1455'te kurulan Haliç Tersanesi, en uzun süre faaliyet gösteren tersanelerden birisi oldu. O zamanki adıyla, 'Tersane-i Amire', Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde dev bir tersaneye dönüştü. Zaman içinde bölünerek Camialtı, Taşkızak ve Haliç tersaneleri adıyla işlevine devam etti.
Denizcilikteki gelişmeyle birlikte bu bölge inşa tezgahları, havuzlar, depolar, kışlalar ve yelken dikim atölyelerini de içine alan bir kompleks haline geldi.
II. Abdülhamid döneminde de tersaneye yeni bir havuz eklendi. Böylece 150 tona kadar küçük gemilerin tamiri bu yüzer havuzlarda yapılmaya başlandı. Tersane-i Amire 1908 yılından itibaren bir daha eski parlak dönemlerininden uzaklaştı.
Cumhuriyet döneminde Tersane, Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi'ne bağlandı. 1952 yılında ise Denizcilik Bankası'na devredildi. Bu dönemde de yeni bazı havuzlar inşa edildi. 1960'lı yıllarda 8 adet çıkarma gemisi inşa etti. Son senelerde ise tersanede yolcu gemileri, araba vapurları ve feribotlar inşa ediliyordu. Ancak yeni Galataköprüsü inşaatı sırasında gemilerin haliç'e giriş çıkış yapamaması nedeniyle Tersaneler üretim yapamadı ve bu kapanma sürecinin başlangıcı oldu.