"Türkiye ikinci sıçramasını yapmak üzere bir seçime gidiyor"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Döviz operasyonunun bir tek hedefi vardır, 31 Mart seçimleridir. Başka hiçbir hedefi yoktur." dedi. AK Parti Maltepe İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen programda seçmenle bir araya gelen Soylu, burada yaptığı konuşmada, pazar günü bir karar verileceğini, bu kararın sadece bugüne değil, aynı zamanda Türkiye'nin geleceğine ait bir karar olduğunu dile getirdi.
Verilecek kararın, gelecek nesillerin bu neslin gördüğü sorunları yaşamaması için önemli olduğuna işaret eden Soylu, Türkiye'de 50 yıldır ortalama 1,5 yılda bir seçime gidildiğini, 4,5 yıl seçimin olmadığı bir döneme adım atılacağını söyledi.
Bakan Soylu, "Türkiye veya herhangi bir ülke her 1,5 yılda bir seçim yapılan bir ortamı kaldıramaz. Her seçimin ya sırtım ya karnım seçimi olduğu, her seçimin 'istikrar gitti gidiyor' mantığıyla gerçekleştiği bir ülkeye kimse gelip yatırım yapmaz. İlk kez Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ortaya koyduğu bir sonuçla birlikte Türkiye 4,5 yıl, 21. asırdaki ikinci sıçramasını gerçekleştirmek üzere bir seçime gidiyor. Bu ülkeyi ayırdılar, milletimizi Türk-Kürt, Alevi-Sünni, sağcı-solcu, laik-dindar, başı açık-başı örtülü... Orada da yapmak istedikleri şuydu; hep ayağımızın ucuna bakalım, hiç geleceğe bakmayalım, planlamayalım, ülkenin yarınlarına ait güçlü adım atmayalım. Dertleri buydu." ifadelerini kullandı.
"Döviz operasyonunun tek hedefi 31 Mart seçimleridir"
Konuşmasında Gezi olaylarına da değinen Soylu, Türkiye'nin son 7 yılda karşılaştığı olayları anlattı.
Bakan Soylu, yapılmak istenilenin Türkiye'yi kavgalı, kaoslu, karmaşık bir ortama doğru itebilmek olduğunu belirterek, Türkiye'nin etrafındaki coğrafyada yaşanan sorunlara da değindi.
Bakan Soylu, 4,5 yıl seçim olmayan bir dönemde, hükümeti, Cumhur ittifakı'nı zayıf bir hale düşürebilmek için son bir hamle gerekli olduğunu, onun da döviz operasyonuyla yapıldığını dile getirerek, şöyle devam etti: "Amerika'nın aleyhine konuşma yanlış olur' deyip herkesin birbirinin omzuna vurduğu bir Türkiye vardı. Bugün öyle bir Türkiye yok. Bugün boynu bükük, beli eğik, ayakları mecalsiz bir Türkiye yok. Amerikan başkanının tweeti ile beraber parmak salladığı, Avrupa'nın parmak salladığı ve ekonomik saldırı yaparak Türkiye'yi zayıflatıp 'Acaba bu seçimde az oy almalarını sağlayarak Türkiye acaba önümüzdeki 4,5 yılda daha zayıf bir hükümetle beraber istediğimiz gibi yukarıdan aşağıya başına vurmasına fırsat sağlarız' anlayışını ortaya koymak için bir ekonomik operasyon, döviz operasyonu yaptılar. Döviz operasyonunun bir tek hedefi vardır, 31 Mart seçimleridir. Başka hiçbir hedefi yoktur. Çünkü önümüzdeki 4,5 yılda Türkiye'yi kimse tutamayacaktır. Yerli ve milli üretimle, ekonomide gürül gürül adımlarıyla, ardından terörün tamamen tasfiye edilmesiyle sadece o değil, etrafımızdaki coğrafyaya huzur, sükun ve barış getirmemizle... Biz Batı değiliz, Amerika'da değiliz. Biz gittiğimiz yerleri bugüne kadar sömürmedik."
"Mahkeme karar versin, 4-5 yıl onu mu bekleyeceğim?"
Bakan Süleyman Soylu, "Bizim bazı köşe yazarları var, bu gardırop solcuları olan. PKK seviciliği yapanlar. Sadece Murat Karayılan'ı, Cemil Bayık'ı ve Apo'yu bize, kendisinden daha fazla dost görenler var. Maalesef bunlar Saadet Partisi'nin, İYİ Parti'nin içerisinde de var. Bunlar CHP'nin içerisinde var. Dün Saadet Partisi beni Yüksek Seçim Kurulu'na şikayet etmiş. Niçin etmiş? 325 PKK-HDP iltisaklıyı ben her yerde söylüyormuşum diye şikayet etmiş. Ya aymazlar, beni şikayet edeceğine kol kola yürüdüğün ve birlikte olduğu şu anda Şanlıurfa'da Apo'nun yeğeni Ömer Öcalan ile birlikte kapılarını tıklattığın ve 'Kürdistan'da biz kazanacağız, Batı'da AKP ve MHP'ye kaybettireceğiz' diyen tamamen bölücülük yapan, biraz vicdanınız, ahlakınız varsa, biraz bu ülkeye ait milli, manevi değerleriniz söz konusuysa o Sezai Temelli denilen edepsizi siz bırak YSK'yı bu millete şikayet etsenize." şeklinde konuştu.
Soylu, şu an Doğu ve Güney Doğu'da yaşanan huzurun millet iradesiyle gerçekleştiğine dikkati çekerek, "Adam mı bulamadılar da bu adamları koydular listelerine? Diyor ki 'Madem öyle, tutukla' diyor. Laf cambazlığı yapıyor. Demiyor ki 'Sana teşekkür ediyorum. Bu 325 tane PKK'lıyı bana bildirdin.' Kendi yapmış olsa da suçu başkasının üzerine atıp, 'Bir halt etmişler, bu ettikleri haltı bir vesileyle birlikte şimdi temizliyorum.' demiyor da 'Onlar CHP'liler.' Onlar ne zaman CHP'li olmuşlar ya? yalan dilinin pelesengi olmuş pelesengi." ifadelerini kullandı.
Selahattin Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı için aday olduğunu hatırlatan Soylu, şöyle devam etti: "Peki içerideki birisi nasıl aday olur, nasıl temiz kağıdı alır? Çünkü mahkemesi bitmemiştir. Onun için temiz kağıdı aldı. Peki 6-7 Ekim olaylarını ben mi yaptım? Çukur olaylarını ben mi yaptım? O talimatları ben mi yaptım? O ayrı ama kanun İçişleri Bakanına bir yetki veriyor diyor ki bir belediye meclis üyesi bir mesela kendisine bir mesele için başvuran bir kadını taciz etti, rüşvet aldı, suç üstü yapıldı, biz ne yapacağız 4 yıl mahkemenin bitmesini bekleyeceğiz. Kanun bana diyor ki 45 ve 47. belediye kanunun 'Böyle bir meseleyi gördüğün andan itibaren bunları senin açığa alma yetkin vardır. Çünkü bunlar telafi edilmesi zor olaylardır.' Şimdi ben teröristi göreceğim öyle mi Apo'nun resmini Maltepe Belediyesi'ne asacaklar sonra ben ne yapacağım? Mahkeme karar versin, 4-5 yıl onu mu bekleyeceğim? Millet beni linç eder, linç. Kimse kusura bakmasın. Kılıçdaroğlu PKK'yı himayesine alır ama bu devlet PKK'yı himayesine almaz. Bu kadar açık ve net. Bu millet de bunu kabul etmez." Türkiye'nin bugünlere kolay gelmediğini, büyük bedeller ödediğini dile getiren Soylu, "Bu memleketten bir tane var. Tekrar kasedi başa sarmayalım. Özellikle 21. asrın başından itibaren Türkiye çok ciddi adımlar attı. Bakın 4 tane enerji geçiş güzergahımız var çıldırıyor dünya. 2050 yılında Almanya doğal gazının yüzde 90'ına yakını bu hatlardan karşılayacak. Onun için bizim toprağımızı ucuzlatmaya, elimizden almaya çalışıyorlar." diyerek, sözlerini tamamladı.