OHAL sonrası için 27 maddelik teklif, Meclis Başkanlığı'na sunuldu
OHAL sonrası için yeni düzenleme ile ilgili teklif Meclis Başkanlığı'na sunuldu. Düzenlemenin, geçici maddeyle birlikte toplam 27 maddeden oluştuğu öğrenildi.
ABONE OL
Vatan Haber
18 Temmuz'da sona erecek OHAL uygulaması yerine geçecek düzenleme Meclis Başkanlığı'na gönderildi.
AK Parti'nin kanun teklifine göre valiler, kamu düzenini veya güveliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hallerde 15 günü geçmemek üzere ildeki belirli yerlere giriş ve çıkışı kamu düzeni ya da kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi bulunan kişiler için sınırlayabilecek.
Valiler, belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmalarını toplanmalarını araçların seyirlerini düzenleyebilir veya kısıtlayabilecek.
Valiler, ruhsatlı da olsa her çeşit silah ve merminin taşınması ve naklini yasaklayabilecek.
Tehlikenin veya suç işlemenin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hakimi kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde askeri birlik komutanının veya askeri kurum amirinin ya da birim amirinin yazılı emri üzerine kişilerin üstü araçları özel kağıtları veya eşyası aranabilecek.
Gözaltı süresi yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç yakalama anından itibaren 48 saati toplu olarak işlenen suçlarda 4 günü geçemez deniliyor.
MECLİS YÖNETİMİ DE BELLİ OLDU
TBMM Genel Kurulunda, Başkanlık Divanı ve ihtisas komisyonlarının üyelerinin isimleri belirlendi.
Buna göre, TBMM Başkanvekilliğine AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop, CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, MHP İstanbul Milletvekili Celal Adan ve HDP Mardin Mithat Sancar seçildi.
TBMM KATİP ÜYELERİ
TBMM Katip üyeliklerine AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik, AK Parti İstanbul Milletvekili Rümeysa Kadak, AK Parti İstanbul Milletvekili Emine Sare Aydın Yılmaz, AK Parti Kütahya Milletvekili İshak Gazel, AK Parti Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel, AK Parti Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz ile İYİ Parti Balıkesir Milletvekili İsmail Ok getirildi.
TBMM İdare amirliklerine ise AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yegin, AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Halil Özcan, MHP Ankara Milletvekili Erkan Haberal, HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, ve CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz seçildi.
Ardından ihtisas komisyonlarının üyelerinin isimleri belirlendi. Komisyon üyelerine başarılar dileyen TBMM Başkanı Binali Yıldırım, komisyonların bugün ilk toplantılarını yapacağını ve görev dağılımını gerçekleştireceğini ifade etti.
BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11 inci maddesinin (C) fıkrasının birinci paragrafına aşağıdaki cümle eklenmiş, mevcut ikinci paragrafının birinci cümlesi yürürlükten kaldırılmış, ikinci cümlesinde yer alan “Bu hususta” ibaresi “Bu fikra kapsamında” şeklinde değiştirilmiş ve aynı fikraya birinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir. “Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır.
Vali, kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hallerde onbeş günü geçmemek üzere ildeki belirli yerlere girişi ve çıkışı kamu düzeni ya da kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi bulunan kişiler için sınırlayabilir; belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçların seyirlerini düzenleyebilir veya kısıtlayabilir ve ruhsatlı da olsa her çeşit silah ve merminin taşınması ve naklini yasaklayabilir."
MADDE 2- 4/1/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununa 56 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 56/A ve 56/B maddeleri eklenmiştir.
“Önleme araması
MADDE 56/A- Tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hâkimi kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde askeri birlik komutanının veya askeri kurum amirinin ya da hukuk hizmetleri başkanı veya birim amirinin yazılı emri üzerine, askeri mahallerde kişilerin üstü, araçları, özel kâğıtları ve eşyası aranır, gerekli tedbirler alınır, suç delilleri koruma altına alınarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemler yapılır.
Arama talep yazısında, arama için makul sebeplerin oluştuğunun gerekçeleriyle birlikte gösterilmesi gerekir. Arama kararında veya emrinde; aramanın sebebi, konusu ve kapsamı ile yapılacağı yer, zaman ve geçerli olacağı süre belirtilir.
Aramanın sonucu, arama kararı veya emri veren merci ya da makama bir tutanakla bildirilir.
Konutta ve yerleşim yerinde ve eklentilerinde önleme araması yapılamaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Milli Savunma Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
Askerî mahallerde kontrol
MADDE 56/B- Özel kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, asker kişiler dâhil askeri mahallere girmek veya çıkmak isteyenler duyarlı kapıdan geçmek zorundadır. Bu kişilerin üstleri, duyarlı kapının ikaz vermesi halinde, metal dedektörle kontrol edilir; eşyaları teknik cihazlardan ve güvenlik sistemlerinden geçirilir; aracı, teknik cihazlarla, gerektiğinde el ile kontrol edilir. Şüphe halinde veya bu cihazların bulunmadığı yerlerde, herhangi bir emir veya karar olmasına bakılmaksızın, kontrol elle yapılabilir. Teknik cihazların ikazının sürmesi halinde, bu kişiler ancak elle kontrolü kabul ettikleri takdirde askeri mahallere girebilirler.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Millî Savunma Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 3- 13/5/1971 tarihli ve 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 4- 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) bendine “tespit edilmiş olması” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya hüküm aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 5- 9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Erbaş ve erlerin üst ve eşya aramaları
EK MADDE 7- Tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hâkimi kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde birlik komutanının veya kurum amirinin yazılı emri üzerine, sahil güvenlik hizmet binaları ve eklentileri ile yüzer unsurlarında, askerlik yükümlülüğünü yerine getiren erbaş ve erlerin üstü, özel kağıtları ve eşyası aranır, gerekli tedbirler alınır, suç delilleri koruma altına alınarak 5271 sayılı Kanun hükümlerine göre gerekli işlemler yapılır.
Arama talep yazısında, arama için makul sebeplerin oluştuğunun, gerekçeleriyle birlikte gösterilmesi gerekir. Arama kararında veya emrinde; aramanın sebebi, konusu ve kapsamı ile yapılacağı yer, zaman ve geçerli olacağı süre belirtilir.
Aramanın sonucu, arama kararı veya emri veren merci veya makama bir tutanakla bildirilir.
Konutta ve yerleşim yerinde ve eklentilerinde önleme araması yapılamaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 6- 10/3/1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa 15 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 15/A maddesi eklenmiştir.
“Erbaş ve erlerin üst ve eşya aramaları:
MADDE 15/A- Tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hâkimi kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde birlik komutanının veya kurum amirinin yazılı emri üzerine, jandarma hizmet binaları ve eklentilerinde, askerlik yükümlülüğünü yerine getiren erbaş ve erlerin üstü, özel kağıtları ve eşyası aranır, gerekli tedbirler alınır, suç delilleri koruma altına alınarak 5271 sayılı Kanun hükümlerine göre gerekli işlemler yapılır.
Arama talep yazısında, arama için makul sebeplerin oluştuğunun, gerekçeleriyle birlikte gösterilmesi gerekir. Arama kararında veya emrinde; aramanın sebebi, konusu ve kapsamı ile yapılacağı yer, zaman ve geçerli olacağı süre belirtilir.
Aramanın sonucu, arama kararı veya emri veren merci veya makama bir tutanakla bildirilir.
Konutta ve yerleşim yerinde ve eklentilerinde önleme araması yapılamaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 7- 2803 sayılı Kanunun ek 8 inci maddesine aşağıdaki fikra eklenmiştir.
“Vardiya yatakhaneleri, gazinolar, sosyal tesisler, özel, yerel ve kış eğitim merkezlerinin sermayeleri, bu tesislerin gelirleri ile üye aidatlarına ilave olarak Jandarma Genel Komutanlığı bütçesine konulacak ödenekten oluşur. Vardiya yatakhaneleri, gazinolar, sosyal tesisler, özel, yerel ve kış eğitim merkezlerinin yılı merkezi yönetim bütçe kanunu ile belirlenen giderleri genel bütçeden karşılanabilir.”
MADDE 8- 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 6 nci maddesinin ikinci fıkrasına “genel asayişi bozmayacak” ibaresinden sonra gelmek üzere ", vatandaşların günlük yaşamını aşırı ve katlanılamaz derecede zorlaştırmayacak” ibaresi eklenmiş ve 7 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Açık yerlerdeki toplantılar ile yürüyüşler gece vaktinin başlamasıyla dağılacak şekilde, kapalı yerlerdeki toplantılar ise saat 24.00'e kadar yapılabilir. Toplantı ve gösteri yürüyüşünün gece vaktinin başlamasından sonra devam edeceği hususu, geçerli neden gösterilerek bildirilmiş ise vatandaşların huzur ve sükunet içinde istirahatini aşırı ve katlanılamaz derecede zorlaştırmamak ve kamu düzeni ve genel asayişin bozulmasına neden olmamak şartıyla, açık yerlerde yapılan toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin dağılma saati mahallin en büyük mülki amirinin kararıyla en geç saat 24.00'e kadar uzatılabilir."
MADDE 9- 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 30 uncu maddesine aşağıdaki fikralar eklenmiştir.
“MİT'in tarafi olduğu hukuk uyuşmazlıklarında, dava şartı olarak öngörülen arabuluculuk dahil, arabuluculuk usulü uygulanmaz.
MİT, 9/10/2003 tarihli ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamı dışındadır.”
MADDE 10- 4/11/1983 tarihli ve 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “1402 sayılı Sıkıyönetim Kanununun 15 inci maddesinde yazılı suçları işleyenler” ibaresi “26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 109, 124, 148, 149, 170 ila 172, 179, 185 ila 188, 190, 202, 213 ila 217, 220, 223, 240, 299 ila 339 uncu maddelerinde belirtilen suçları işleyenler” şeklinde değiştirilmiş, aynı fikranın ikinci cümlesi yürürlükten kaldırılmış ve aynı maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Bu Kanunda belirtilen suçlardan dolayı aşağıda yazılı kişiler hakkında bölgede yetkili kılınan komutanın kovuşturma yapabilmesi;
1. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında Cumhurbaşkanının, 2. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisinin, 3. General ve amiraller hakkında Genelkurmay Başkanının, 4. Bakan yardımcıları hakkında ilgili bakanların, 5. Valiler ve kaymakamlar hakkında İçişleri Bakanının,
6. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Sayıştay Başkan ve üyeleri, hakimler ve savcılar ve bu sınıftan sayılanlar hakkında özel kanunlarına göre yetkili kurul ve makamların,
iznine ve yargılama usulüne bağlıdır.
Yukarıdaki fikrada sayılan kişiler hakkında yetkili kurul ve makamlar tarafından, hakkında bölgede yetkili kılınan komutanca kovuşturma yapılmasına izin verilmediği ahvalde özel kanunlarına göre işlem yapılır.
Diplomatik dokunulmazlıkla ilgili düzenlemeler saklıdır.”
MADDE 11- 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 19- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altinci ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar veya örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından:
a) Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren kırksekiz saati, toplu olarak işlenen suçlarda dört günü geçemez. Delillerin toplanmasındaki güçlük veya dosyanın kapsamlı olması nedeniyle gözaltı süresi, birinci cümlede belirtilen sürelerle bağlı kalmak kaydıyla, en fazla iki defa uzatılabilir. Gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin karar, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine yakalanan kişi dinlenilmek suretiyle hâkim tarafından verilir. Yakalama emri üzerine yakalanan kişi hakkında da bu bent hükümleri uygulanır.
b) Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında bu işlem, Cumhuriyet savcısı veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri üzerine kolluk tarafından yapılabilir.
c) 1. Tutukluluğa itiraz ve tahliye talepleri dosya üzerinden karara bağlanabilir.
2. Tahliye talepleri en geç otuzar günlük sürelerle tutukluluğun incelenmesi ile birlikte dosya üzerinden karara bağlanabilir.
3. 108 inci madde uyarınca yapılan tutukluluğun incelenmesi en geç, otuzar günlük sürelerle dosya üzerinden, doksanar günlük sürelerle kişi veya müdafi dinlenilmek suretiyle resen yapılır.”
MADDE 12- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 119 uncu maddesinin
beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(5) Askerî mahallerde yapılacak arama, Cumhuriyet savcısının nezaretinde askerî makamların katılımıyla adlî kolluk görevlileri tarafından yerine getirilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle de askerî makamların katılımıyla adlî kolluk görevlileri tarafından arama yapılabilir.”
MADDE 13- 5271 sayılı Kanunun 127 nci maddesinin altıncı fikrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(6) Askerî mahallerde yapılacak elkoyma işlemi, Cumhuriyet savcısının nezaretinde askerî makamların katılımıyla adlî kolluk görevlileri tarafından yerine getirilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle de askerî makamların katılımıyla adlî kolluk görevlileri tarafından elkoyma işlemi yapılabilir."
MADDE 14- 5271 sayılı Kanunun 134 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Cumhuriyet savcısının istemi üzerine” ibaresi “hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından” şeklinde değiştirilmiş, aynı fikrada yer alan "hâkim tarafından” ibaresi yürürlükten kaldırılmış, aynı fikraya aşağıdaki cümleler eklenmiş ve ikinci fıkrasına “bilgilere ulaşılamaması” ibaresinden sonra gelmek üzere “ya da işlemin uzun sürecek olması” ibaresi eklenmiştir.
“Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararlar yirmidört saat içinde hâkim onayına sunulur. Hâkim kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde çıkarılan kopyalar ve çözümü yapılan metinler derhal imha edilir."
MADDE 15- 5271 sayılı Kanunun 172 nci maddesinin üçüncü fıkrasına "tespit edilmesi” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya bu karar aleyhine Avrupa Insan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda
düşme kararı verilmesi” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 16- 5271 sayılı Kanunun 311 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendine tespit edilmiş olması” ibaresinden sonra gelmek üzere "veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 17- 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendine “tespit edilmiş olması” ibaresinden sonra gelmek üzere "veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 18- 18/10/2016 tarihli ve 6749 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alinan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Birinci fıkra uyarınca kamu görevinden çıkarılan asker kişilerin askeri rütbeleri, mahkeme kararı aranmaksızın karar tarihinden geçerli olmak üzere geri alınır."
MADDE 19- 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İslemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(1) Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarılan ya da ilişiği kesilenlere ilişkin başvurunun kabulü halinde karar, kadro veya pozisyonunun bulunduğu kuruma, yükseköğretim kurumlarında kamu görevinden çıkarılan öğretim elemanları için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına bildirilir. Kamu görevine iade edilmesine karar verilenlerin eski kadro veya pozisyonuna atanması esastır. Ancak müdür yardımcısı veya daha üstü ile bunlara eşdeğer yöneticilik görevinde bulunmakta iken kamu görevinden çıkarılmış olanların atamalarında, söz konusu yöneticilik görevlerinden önce bulundukları kadro ve pozisyon unvanları dikkate alınır. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına bildirilenlerin atama teklifleri; Ankara, İstanbul, İzmir illeri dışında ve 2006 yılından sonra kurulan yükseköğretim kurumlarına öncelik verilmek kaydıyla, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından kamu görevinden çıkarıldığı yükseköğretim kurumu haricinde tespit edilecek yükseköğretim kurumlarından birine önceki kadro unvanlarına uygun olarak onbeş gün içinde yapılır. Kurumlar, bildirim veya atama teklif tarihini takip eden otuz gün içerisinde atama işlemlerini tamamlar. Bu kapsamda yer alan personele ilişkin kadro ve pozisyonlar, ilgililere ilişkin atama
gi tarih itibariyla diğer kanunlardaki hükümlere bakılmaksızın ve başka bir işleme gerek kalmaksızın ilgili mevzuatı uyarınca ihdas, tahsis ve vize edilmiş sayılır. Söz konusu kadro ve pozisyonlar, herhangi bir şekilde boşalmaları halinde başka bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Atama emri, ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgililere tebliğ edilir. Tebliğ tarihini takip eden on gün içerisinde göreve başlamayanların bu maddeden doğan atanma hakkı ile mali hakları düşer. Kamu kurum ve kuruluşları atama ve göreve başlatma işlemlerinin sonucunu, işlemlerin tamamlanmasını takip eden onbeş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirirler. İlgililerin kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin kanun hükmünde kararname hükümleri, bu fıkrada belirtilen kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmış sayılır. Bu kapsamda göreve başlayanlara, kamu görevinden çıkarılma tarihlerini takip eden aybaşından göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir. Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz."
MADDE 20- 7075 sayılı Kanuna 10 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 10/A maddesi eklenmiştir.
“Türk Silahlı Kuvvetleri ile genel kolluk kuvvetleri personeline ilişkin kararların uygulanması
MADDE 10/A- (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilmesi sebebiyle kamu görevinden, meslekten veya görevden çıkarılan ya da ilişiği kesilen subay, astsubay, uzman jandarmalar ile Emniyet Genel Müdürlüğünde emniyet hizmetleri sınıfına tabi olanlardan; haklarında mahkemeler tarafından göreve iade mahiyetinde karar verilenler ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından başvurunun kabulü kararı verilenlerden, eski kadro, rütbe veya unvanına atanması ilgili bakan onayı ile uygun görülmeyenler ilgisine göre Millî Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı bünyelerinde kurulan araştırma merkezlerinde bu madde esaslarına göre istihdam edilir.
(2) Birinci fıkra kapsamında bulunanlardan binbaşı ve üstü rütbelerde olanlar ile emniyet hizmetleri sınıfında bulunan her sınıftaki emniyet müdürlerinin atamaları araştırma merkezlerindeki araştırmacı ünvanlı kadrolara, diğerlerinin atamaları ise Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine ilgisine göre İçişleri Bakanlığı ile Millî Savunma Bakanlığı tarafından tespit edilen araştırma merkezlerindeki diğer kadrolara, kararların bildirimini takip eden otuz gün içinde ilgili bakan onayıyla yapılır. Bunlara ilişkin kadrolar başka bir işleme gerek kalmaksızın ilgili mevzuatı uyarınca atama onayının alındığı tarih itibarıyla ihdas, tahsis ve vize edilmiş sayılır. Söz konusu kadrolar herhangi bir sebeple boşalmaları halinde iptal edilmiş sayılır.
(3) Atama emri, ilgili bakanlık tarafından 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre ilgililere tebliğ edilir. Tebliğ tarihini takip eden on gün içerisinde göreve başlamayanların atanma hakkı düşer. İlgili bakanlık atama ve göreve başlatma işlemlerinin sonucunu, işlemlerin tamamlanmasını takip eden onbeş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirir.
(4) Bu madde kapsamında araştırma merkezlerinde göreve başlayanlara, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihi takip eden aybaşından göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları eski kurumları tarafından ödenir. Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz. Mahkeme kararları saklı kalmak üzere, ilgililerin kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin kanun hükmünde kararname hükümleri, bu madde kapsamında yer alanlar bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ilgililere ilişkin Komisyon kararının alındığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere ortadan kalkmış sayılır.
(5) Bu madde uyarınca atananlara, eski kadro, rütbe veya unvanlarına ilişkin atama onayının tebliği tarihi itibarıyla almaya hak kazandıkları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar, makam, görev ve temsil tazminatları, ek ödeme ile diğer mali hakları (ilgili mevzuatı uyarınca fiilî çalışmaya bağlı yapılan ödemeler, tayın bedeli, fazla mesai ücreti ile fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplamının net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır), atandıkları yeni kadroları için öngörülen aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar, makam, görev ve temsil tazminatları, ek ödeme ile diğer mali hakları (ilgili mevzuatı uyarınca fiilî çalışmaya bağlı yapılan ödemeler, tayın bedeli, fazla mesai ücreti ile fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplamının net tutarından fazla olması halinde aradaki fark tutarı, farklılık giderilinceye kadar herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.
(6) Bu madde kapsamına giren personel, önceki statülerinden kaynaklanan rütbe, unvan, kimlik ve sosyal haklarını kullanamaz, emniyet hizmetleri sınıfındakiler hariç olmak üzere muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılır ve bunların 21/4/2004 tarihli ve 5143 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İlk Nasip İstihkakına İlişkin Kanun kapsamında verilen silahları irat kaydedilir. Talepte bulunanların Ordu Yardımlaşma Kurumu üyelikleri devam eder.
(7) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Komisyon tarafından başvurunun kabulü kararı verilenler hakkında da bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde bu maddedeki usul ve esaslar çerçevesinde yeniden işlem tesis edilebilir.
(8) Araştırma merkezlerinin görev, yetki ve sorumlulukları, kurulacağı iller, çalışma usul ve esasları ve diğer hususlar ilgili bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir. Bakan onayı ile Ankara dışında araştırma merkezlerine bağlı çalışma grupları oluşturulabilir.
(9) Bu madde kapsamında araştırma merkezlerine atananlar hakkında 10 uncu ve geçici 3 üncü madde hükümleri uygulanmaz.
(10) Bu madde hükümlerine göre araştırma merkezlerine atanan personelden ilgili mevzuat uyarınca diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki kadro veya pozisyonlara atananlara, beşinci fıkraya göre ödenen fark tazminatının aynı usul ve esaslar çerçevesinde ödenmesine devam olunur.
(11) Bu madde kapsamındaki personelin mali ve sosyal haklarına ilişkin konularda ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye, uygulamayı yönlendirmeye ve gerekli düzenlemeleri yapmaya Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.
(12) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ilgili bakanlıkça belirlenir."
MADDE 21- 7075 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Komisyonun iade kararlarının uygulanması
GEÇİCİ MADDE 3- (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte Komisyon tarafından Devlet Personel Başkanlığına bildirilenlerden atama teklifi yapılmamış olan kişiler 10 uncu madde hükümleri çerçevesinde işlem tesis edilmek üzere Devlet Personel Başkanlığınca kurumlarına bildirilir. Bunların atama işlemleri bildirim tarihinden itibaren otuz gün içinde kurumlarınca gerçekleştirilir.
(2) Devlet Personel Başkanlığı tarafından kamu görevinden çıkarıldıkları tarihte kadro veya pozisyonunun bulunduğu kurumdan başka bir kuruma atama teklifi yapılanlar hakkında teklif işlemi 10 uncu madde esas alınarak yeniden yapılır.
(3) Bu Kanun uyarınca Devlet Personel Başkanlığı ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından atama teklifi yapılan ve göreve başlayanlar hakkında da 10 uncu maddenin birinci fıkrası hükümleri uygulanır. Mali haklarının hesaplanmasında göreve başladıkları tarihi takip eden hizmetleri karşılığında ilgiliye yapılan ödemeler, kurumlarınca yapılacak toplu ödeme tutarından mahsup edilir. Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamındakilere atama teklifinin yapıldığı kurumlar tarafından ödeme yapılır.
(4) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin tereddütleri gidermeye ve uygulamaya yön vermeye ilgisine göre Devlet Personel Başkanlığı ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı yetkilidir."
MADDE 22- 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 20 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu madde kapsamındaki şirketlerin koruma ve güvenlik hizmeti alanındaki faaliyetlerinde 10/6/2004 tarihli ve 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun hükümleri uygulanır. Ancak;
a) Bu şirketlerin faaliyet alanının münhasıran koruma ve güvenlik hizmeti olması zorunluluğu yoktur. Şirketler bu kapsamdaki faaliyetlerini ayrı bir bölüm halinde yürütür.
b) Şirketlerde özel güvenlik alanında istihdam edilen özel güvenlik görevlisi sayısının on kişiyi geçmemesi halinde özel güvenlik bölümü yöneticisinde en az lise mezunu olma şartı aranır. Kanunda belirtilen özel güvenlik temel eğitim şartı sadece bu bölümde görevli olan yöneticiler hakkında aranır.
c) Bu şirketler 5188 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinde belirtilen ruhsat harcından muaftır.
ç) Bu şirketler kendi kurumları dışındaki özel ve kamu kurumlarına özel güvenlik hizmeti veremezler."
MADDE 23- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 35- A) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun salt çoğunluğunca; Yargıtay daire başkanı ve üyeleri hakkında Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca; Danıştay daire başkanı ve üyeleri hakkında Danıştay Başkanlık Kurulunca; hâkim ve savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunca, askeri hâkimler hakkında Milli Savunma Bakanının başkanlığında, Milli Savunma Bakanı tarafından birinci sınıf askeri hâkimler arasından seçilecek iki askeri hâkimden oluşan komisyonca ve Sayıştay meslek mensupları hakkında Sayıştay Başkanının başkanlığında, başkan yardımcıları ile Sayıştay Başkanı tarafından belirlenecek bir daire başkanı ve bir üyeden oluşan komisyonca meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilir. Bu kararlar, Resmi Gazetede yayımlanır ve yayımı tarihinde ilgililere tebliğ edilmiş sayılır. Meslekten çıkarma kararlarına karşı ilgili kanunlarda yer alan hükümler uyarınca itiraz edilmesi veya yeniden inceleme talebinde bulunulması üzerine verilen kararlar da Resmi Gazetede yayımlanır ve yayımı tarihinde ilgililere tebliğ edilmiş sayılır. Bu kişiler hakkında alınan kararlar onbeş gün içerisinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Görevden uzaklaştırılanlar veya görevlerine son verilenlerin silah ruhsatları ve pasaportları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.
Bu fikranın birinci paragrafı uyarınca görevine son verilenler hakkında bu maddenin (B) fıkrasının ikinci paragrafi hükümleri uygulanır. Ayrıca askeri hâkimlerin askeri rütbeleri, mahkûmiyet kararı aranmaksızın alınır.
B) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen;
1) 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi personel Millî Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
2) 18/3/1986 tarihli ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununa tabi personelden Türk Silahlı Kuvvetlerinde istihdam edilenler Millî Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
3) 13/6/2001 tarihli ve 4678 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanuna tabi personelden Türk Silahlı Kuvvetlerinde istihdam edilenler Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
4) 10/3/2011 tarihli ve 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanununa tabi personelden Türk Silahlı Kuvvetlerinde istihdam edilenler Millî Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
5) Milli Savunma Bakanına bağlı personel Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
6) Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü personeli İçişleri Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
7) 11/10/1983 tarihli ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa tabi personel, Yükseköğretim Kurulu Başkanının teklifi üzerine Yükseköğretim Kurulunun kararıyla; yükseköğretim kurumları ile yükseköğretim üst kuruluşlarındaki 657 sayılı Kanuna tabi personel bakımından ise yükseköğretim kurumları ile yükseköğretim üst kuruluşlarının en üst yöneticisinin teklifi üzerine, yükseköğretim kurumlarında üniversite yönetim kurulunun, yükseköğretim üst kuruluşlarında ise Yükseköğretim Kurulunun kararıyla kamu görevinden çıkarılır.
8) Mahalli idareler personeli, valinin başkanlığında toplanan ve vali tarafından belirlenen kurulun teklifi üzerine İçişleri Bakanının onayıyla kamu görevinden çıkarılır.
9) 657 sayılı Kanuna ve diğer mevzuata tabi her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personel, ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisi başkanlığında bağlı, ilgili veya ilişkili olunan bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgili bakan onayıyla kamu görevinden çıkarılır. Bu maddenin (A) fikrasında belirtilenlerin işlemleri ise söz konusu fikradaki usule göre yapılır.
10) Bir bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili olmayan diğer kurumlarda her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personel, birim amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden çıkarılır.
Bu fikranın birinci paragrafi uyarınca görevine son verilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemez; görevinden çıkarılanların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Birinci paragraf uyarınca Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünden çıkarılanların, mahkeme kararı aranmaksızın, karar tarihinden geçerli olmak üzere rütbe ve memuriyetleri geri alınır, bu kişiler yeniden kamu görevlerine kabul edilmez ve onbeş gün içerisinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Bu paragrafta sayılan görevleri yürütmekle birlikte kamu görevlisi sifatini taşımayanlar hakkında da bu paragraf hükümleri uygulanır.
Bu fikraya göre görevlerine son verilenlerin silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamaz.
Bu fıkrada öngörülen usuller uyarınca, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek idari em tesis edilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılanların itirazları üzerine yapılacak değerlendirme sonucunda görevlerine iadesine ilişkin işlemler aynı usullerle yapılır. Bu kapsamda görevine iade edilenlere kamu görevinden çıkarıldıkları tarihten göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir. Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz. Bu personelin görevlerine iadesi, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihte bulundukları yöneticilik görevi dışında öğrenim durumları ve kazanılmış hak aylık derecelerine uygun kadro ve pozisyonlara atanmak suretiyle de yerine getirilebilir.
C) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; haklarında (A) ve (B) fıkraları uyarınca idari işlem tesis edilenler ile aynı gerekçeyle haklarında suç soruşturması veya kovuşturması yürütülenler, işlemi yapan kurum ve kuruluşlarca ilgili pasaport birimine derhal iIgili pasaport birimlerince pasaportlar iptal edilebilir. İlgili pasaport birimine isimleri bildirilen kişilerin eşlerine ait pasaportlar da genel güvenlik açısından mahzurlu görülmesi halinde aynı tarihte İçişleri Bakanlığınca iptal edilebilir.
Ç) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı nedeniyle hakkında inceleme ve soruşturma yürütülen kişiler ile bunların eş ve çocuklarına ilişkin olarak yetkili kurul, komisyon ve diğer mercilerce ihtiyaç duyulan, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca müşteri sırrı kapsamında kabul edilenler hariç, telekomünikasyon yoluyla iletişimin tespiti de dahil olmak üzere her türlü bilgi ve belge, kamu ve özel tüm kurum ve kuruluşlarca vakit geçirilmeksizin verilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; kamu kurum ve kuruluşlarının personeline ve bunların eş ve çocuklarına ait olup Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve faaliyet izni kaldırılan Asya Katılım Bankası A.Ş.'de veya bu Bankayla ilgili olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunda, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda ya da Malî Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığında bulunan her türlü bilgi, bu personelin çalıştığı kurum ve kuruluşlarca talepte bulunulması durumunda gecikmeksizin verilir ve bu işlemlere ilişkin olarak 5411 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan sınırlama uygulanmaz.
D) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle;
1) Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan, 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu hükümlerine göre Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası alan, Devlet memurluğundan çıkarılan, sözleşmeleri feshedilen, müstafi sayılan veya istifa eden subay, sözleşmeli subay, astsubay, sözleşmeli astsubay, Devlet memuru, işçi, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve erler ile 926 sayılı Kanunun geçici 32 nci maddesi kapsamında haklarında işlem tesis edilenlerden,
2) Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığından emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan, ilişiği kesilen, disiplin hükümlerine göre meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılan, sözleşmeleri feshedilen, müstafi sayılan, istifa eden veya çekilmiş sayılan subay, sözleşmeli subay, astsubay, sözleşmeli astsubay, uzman jandarma, Devlet memuru, işçi, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve erlerden,
3) 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun 55 inci maddesinin ondokuzuncu ve yirminci fıkraları ile geçici 27 nci maddesi uyarınca resen emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan veya disiplin hükümlerine göre meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılanlar ile müstafi sayılanlardan, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilenlerin rütbeleri ilgili bakanın onayıyla alınır. Bu kişiler görev yaptıkları teşkilata ve kamu görevine yeniden kabul edilmez, doğrudan veya dolaylı görevlendirilemez ve bu kişiler onbeş gün içerisinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamaz ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamaz. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, emekli kimlikleri, gemi adamlığına ilişkin belgeleri, pilot lisansları ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları iptal edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamaz.
E) Bu maddenin (A), (B) ve (D) fikraları uyarınca haklarında işlem tesis edilenler uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve yüksek mahkeme başkan ve üyeliği, müsteşar, hâkim, savcı, kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamaz ve bu unvan, sifat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamaz.
F) Bu maddenin (A), (B) ve (D) fikraları kapsamındaki görevler yerine getirilirken görevin niteliğinden doğan veya görevle ilgili olmak şartıyla görevin ifası sırasında işlendiği iddia olunan suçlardan dolayı kamu görevlileri hakkında adli ve idari soruşturma ve kovuşturma yapılması ilgisine göre ilgili bakan, Cumhurbaşkanı veya yetkilendireceği Cumhurbaşkanı yardımcısının iznine tabidir.
G) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirildiği için görevden uzaklaştırılanlar veya açığa alınanlar hakkında ilgili me yer alan;
a) Soruşturmaya başlama süresi uygulanmaz.
b) Disiplin soruşturması sebebiyle görevden uzaklaştırma süreleri bir yıl olarak uygulanır ve bu süre ilgisine göre ilgili bakan, Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Yükseköğretim Kurulu veya ilgili kurul onayıyla bir yıla kadar uzatılabilir.
c) Adli soruşturma ve kovuşturma sebebiyle görevden uzaklaştırma veya açığa alma işlemlerinde değerlendirme süreleri uygulanmaz.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle haklarında görevden uzaklaştırma veya açığa alınma işlemi tesis edilen ve ilgili mevzuatında yer alan süreleri dolan kamu görevlilerinin durumu işlemi tesis eden makamca en geç üç ay içinde gözden geçirilir ve yeniden bu fikra hükümlerine göre karar verilir. Karar verilinceye kadar, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın görevden uzaklaştırma veya açığa alınma tedbirlerinin uygulanmasına devam olunur.
Bu maddenin (A) ve (B) fıkraları uyarınca haklarında işlem tesis edilecek olanlara yedi günden az olmamak üzere ilgili kurum tarafından uygun vasıtalarla savunma hakkı verilir. Verilen süre içinde savunmasını yapmayanlar, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır."
GEÇİCİ MADDE 1-(1) 10/11/2016 tarihli ve 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atanmasına ilişkin hüküm, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle uygulanır.
(2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal döneminde yürürlüğe konulan ve Fonun işleyişi ile görev, hak, yetki ve sorumluluklarını düzenleyen kanun hükümleri, Fonun kayyım atandığı dosyalar bakımından ceza soruşturması veya kovuşturması kesinleşinceye ya da satış veya tasfiye işlemleri tamamlayıncaya kadar uygulanır.
(3) 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanan şirketlerde ortaklık pay ve haklarına ilişkin olarak soruşturmanın başladığı tarihten Fonun kayyım olarak atandığı tarihe kadar şirket ortakları tarafından yapılmış olan devir ve temlik işlemleri muvazaalı kabul edilerek geçersiz sayılır ve ticaret sicilinden resen terkin edilir.
MADDE 24- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 25- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
GENEL GEREKÇE
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) mensupları tarafından 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine darbeye teşebbüs edilmiş ancak, aziz Türk Milleti tarafından bu teşebbüs engellenmiştir.
FETÖ/PDY mensupları tarafından yapılan kalkışma hareketiyle, cebir ve şiddet kullanılarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü demokratik hukuk düzeni, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ortadan kaldırılmaya çalışılmış, vatandaşların ve kamu görevlilerinin canına kast edilmiş ve halkın oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanına suikast girişiminde bulunulmuştur. Bu nedenle, Anayasanın 120 nci maddesi ile 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 3 üncü maddesi uyarınca 21/7/2016 tarihinden itibaren doksan gün süreyle olağanüstü hal ilan edilmiş ve bugüne kadar müteaddit defalar uzatılmıştır.
Ülkemizde yaklaşık iki yıldır uygulanan olağanüstü halin uzatılmayacak olması nedeniyle mevcut terör örgütleriyle olağan dönemde hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde etkin mücadele edilebilmesi ve son darbe teşebbüsüne benzer bir müdahale girişiminin yeniden yaşanmaması amacıyla, anayasal güvence altındaki temel hak ve özgürlükler korunmak suretiyle soruşturma ve kovuşturmalar ile disiplin soruşturmaları bakımından gerekli olan hükümleri ve ihtiyaç duyulan idari tedbirleri düzenlenmek için bu Kanun Teklifi hazırlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11 inci maddesinde valinin görev ve yetkileri düzenlenmiş olup, maddenin (C) fıkrasında, il sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi de valinin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Valiler bu yetki kapsamında illerde birçok karar ve tedbirler almakta ve uygulamaktadırlar. Bu fikra uyarınca alınan karar ve tedbirlere uymayanlar hakkında ise aynı Kanunun 66 nci maddesi uyarınca işlem yapılmaktadır.
Söz konusu fikradaki yetkilerin genel nitelikte olması nedeniyle özellikle, kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hallerde ildeki belirli yerlere girişi ve çıkışı kamu düzeni ya da kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi bulunan kişiler bakımından kısıtlamaya, belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını veya araçların seyirlerini düzenlemeye ya da kısıtlamaya ilişkin kararlarda iller arasında uygulama birliği olmadığı gibi süre ve koşullar bakımından da farklı uygulamalar olabilmektedir.
Maddenin (C) fıkrasında değişiklik yapmak suretiyle, uygulamadaki farklılıkları gidermek amacıyla valilerin belirli yerlere giriş ve çıkışı sınırlamaya ilişkin var olan yetkileri somutlaştırılmakta ve bu yetkiler bakımından süre sınırı getirilmektedir.
MADDE 2- Maddeyle, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununa 56/A ve 56/B maddeleri eklenmektedir
Askerî mahallerde, oluşabilecek tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla önleme araması yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Aksi taktirde, güvenlik sorunu ortaya çıkabilecek ve buna bağlı olarak askeri disiplin bozulabilecektir. 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 9 uncu maddesinde kamuya açık olmayan işyerlerinde ve eklentilerinde önleme araması yapılması açık bir şekilde yasaklanmıştır. Bu nedenle sulh ceza hâkimlerinin ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirlerin askerî mahallerde önleme araması kararı vermeleri mümkün bulunmamakta ve mülki amirler ile kolluk kuvvetleri askerî mahallerde önleyici kolluk tedbirleri uygulayamamaktadır.
353 sayılı Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu, 211 sayılı Kanun ve Türk Silahlı Kuvvetlerini ilgilendiren diğer kanunlarda 2559 sayılı Kanuna atıf yapan bir düzenleme olmaması nedeniyle, mahkemeler veya hâkimliklerce ya da gecikmesinde sakınca bulunan hallerde askerî yetkililerce, 2559 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine dayanılarak askerî mahallerde önleme araması kararı veya emri verilmesi imkânı da bulunmamaktadır.
A maddesiyle, askerî mahallerde yapılacak önleme aramasının usul ve esasları, Anayasanın 20 nci ve 21 inci maddeleri ile 2559 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine uygun şekilde 211 sayılı Kanuna bir madde eklenmek suretiyle düzenlenmektedir.
Söz konusu düzenlemede, askerî mahallerde fiziki güvenlik ile bilgi güvenliğine ve emniyet ve kazaların önlemesine yönelik olarak verilmiş emirlere riayet edilip edilmediğinin tespiti maksadıyla, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde askerî birlik komutanı, askerî kurum amiri ya da hukuk hizmetleri başkanı veya birim amirinin yazılı emriyle idarî kontroller yapılabileceği hükme bağlanmaktadır.
56/B maddesiyle, askerî mahallere giriş ve çıkışlarda yapılan kontrollere ilişkin hususlar belirlenmektedir.
Maddenin birinci fıkrasında, asker kişiler de dâhil olmak üzere, askerî mahallere girmek veya çıkmak isteyenlerin duyarlı kapıdan geçmek zorunda oldukları hüküm altına alınmaktadır.
zel kanun hükümleri saklı tutulmak suretiyle hâkim ve savcılar veya avukatlar hakkında olduğu gibi özel kanunlarda yer alan düzenlemeler askerî mahallere girişte dikkate alınacaktır.
Fıkrada, şüphe halinde veya bu cihazların bulunmadığı yerlerde, herhangi bir emir veya karar olmasına bakılmaksızın, kontrolün elle yapılacağı düzenlenmektedir.
Teknik cihazların ikazının sürmesi halinde, kişilerin ancak elle kontrolü kabul ettikleri takdirde askerî mahallere girebilecekleri hüküm altına alınarak askerî mahallere yasak madde sokulmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında ise askerî mahallerde kontrole ilişkin usul ve esasların Millî Savunma Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenleneceği hüküm altına alınmaktadır.
MADDE 3- Maddeyle, 21/1/2017 tarihli ve 6771 sayılı Kanun ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yapılan değişiklikle sıkıyönetim rejimi Anayasadan çıkarıldığından, Anayasada yapılan söz konusu değişikliğe uyum sağlanması için 1402 sayılı Şıkıyönetim Kanunu yürürlükten kaldırılmaktadır.
MADDE 4- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 53 üncü maddesinde yargılamanın yenilenmesi sebepleri düzenlenmiş olup, Avrupa Insan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ihlal edildiğine ilişkin verilen kararlar da yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak öngörülmüştür.
AİHM'in verdiği ihlal kararı dışında dostane çözüm ve tek taraflı deklarasyon gibi usullerle sonuçlandırılan başvurular da bulunmaktadır. Dostane çözüm, başvuranın lehine olarak ihlal kararı verilmeden, başvurunun çözümünü ifade eder. Dostane çözüm, davalı devletin çeşitli ödemelerde veya edimlerde (taşınmazın geri verilmesi gibi) ya da taahhütlerde bulunması şeklinde olabilir.
Dostane çözüme ulaşılamayacağının anlaşılması durumunda ise, ihlal kararı verilmesinin önüne geçmek için, tek taraflı deklarasyonla başvurunun kayıttan düşürülmesi istenebilir. Dostane çözümden farklı olarak tek taraflı deklarasyonda başvurucunun tatmin edilmesinin yanı sıra ihlalin varlığı da kabul edilmektedir.
Mevcut düzenlemeye göre AİHM'e yapılan başvurunun dostane çözüm veya tek taraflı deklarasyon sonucu düşmesi hali, yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabul edilmemesinden dolayı birçok başvuru, başvuranın bu yöntemleri kabul etmemesi nedeniyle sonuçlandırılamamaktadır. Bunun sonucunda ise Ülkemizde iç hukukta yapılan reformlarla çözülmüş olan yapısal sorunlara ilişkin başvurularda dahi ihlal karari verilmeye devam edilmektedir.
Maddeyle, dostane çözüm veya tek taraflı deklarasyonla sonuclandırılan basvurularda. ihlal kararı verilen başvurularda olduğu gibi yeniden yargılama yoluna başvurulabilmesi mümkün hale getirilmektedir. Böylelikle, AİHM önündeki başvurularda ihlal kararı verilmesinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 5- Maddeyle, 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununa bir madde eklenmektedir. Düzenlemeyle, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununa eklenen 56/A maddesiyle askeri mahallerde yapılacak önleme aramalarında uygulanacak usule ilişkin yapılması öngörülen değişikliğe uyum sağlamak amacıyla Sahil Güvenlik Komutanlığı hizmet binaları ve eklentileri ile yüzer unsurlarında askerlik yükümlülüğünü yerine getiren erbaş ve erlerin üstünün, özel kağıtlarının ve eşyasının aranmasına imkan sağlanmaktadır.
MADDE 6-Maddeyle, 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa 15 inci maddesinden sonra gelmek üzere 15/A maddesi eklenmektedir. Düzenlemeyle, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununa eklenen 56/A maddesiyle askeri mahallerde yapılacak önleme aramalarında uygulanacak usule ilişkin yapılması öngörülen değişikliğe uyum sağlamak amacıyla Jandarma Genel Komutanlığı hizmet binaları ve eklentilerinde askerlik yükümlülüğünü yerine getiren erbaş ve erlerin üstünün, özel kağıtlarının ve eşyasının aranmasına imkan sağlanmaktadır.
MADDE 7- Maddeyle, 2803 sayılı Kanunun ek 8 inci maddesine fikra eklemek suretiyle, Jandarma Genel Komutanlığında er ve erbaşların yerine alımına devam edilen uzman erbaşların iaşe ve ibatelerinin karşılanması amacıyla ödenek aktarılması sağlanmaktadır.
MADDE 8- Maddeyle, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 6 ncı ve 7 nci maddelerinde yapılan değişiklikle Anayasa Mahkemesinin 28/9/2017 tarihli ve E.2014/101, K.2017/142 sayılı iptal kararı doğrultusunda düzenleme yapılmaktadır.
Anayasa Mahkemesi kararında, iptal öncesi düzenlemede toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının sınırlandırılmasının başkalarının haklarının korunması meşru amacıyla yapıldığı, fakat toplantı ve gösterilerin topluma mesaj vermek için yapılması nedeniyle yer ve güzergahların önemli olduğu, gündelik yaşamı aşırı ve katlanılmaz derecede zorlaştırmayan toplantı ve gösteri yürüyüşleri karşısında diğer tarafın katlanma yükümlülüğü bulunduğu belirtilmektedir. Karara uyumlu olacak şekilde çatışan haklar arasındaki dengeyi sağlamak amacıyla 2911 sayılı Kanunun 6 nci maddesinde değişiklik yapmak suretiyle, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin vatandaşların günlük yaşamını aşırı ve katlanılamaz derecede zorlaştırmayacak şekilde planlanması yönünde düzenleme yapılmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin aynı kararında, toplantı ve gösteri yürüyüşünün gece vakti yapılmasının vatandaşların huzur ve sükunetini gündüz vaktine oranla daha çok etkileyeceği, Devletin güvenlik önlemlerini sağlamasının ve diğer hakları koruma yönünde pozitif yükümlülüğünü yerine getirmesinin daha zor olacağı, fakat toplantı ve gösterilerin sona erme zamanının güneşin batma zamanı ile mutlak bir şekilde sınırlandırmanın bazı toplantı ve gösteri yürüyüşleri için ölçüsüz bir sınırlama sonucunu doğurabileceği belirtilerek mevcut haliyle düzenlemenin demokratik toplumda gerekli ve orantılı olmadığı değerlendirmesi yapılmaktadır. Karara uyumlu olacak şekilde çatışan haklar arasındaki dengeyi sağlamak amacıyla 2911 sayılı Kanunun 7 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Bu kapsamda kapalı yerlerdeki toplantıların saat 24.00'e kadar yapılabileceği, açık yerlerdeki toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin ise güneşin batışından bir saat sonra gece vaktinin başlamasıyla dağılacak şekilde planlanması gerektiği, toplantı ve gösterinin niteliği gece vakti yapılmasını gerektiriyor veya ilgililerce talep edilmiş ise sürenin en büyük mülki amir kararıyla 24.00'e kadar uzatılabileceği hususunda değişiklik yapılmaktadır.
MADDE 9- Maddeyle, 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 30 uncu maddesine yeni fikralar eklenmektedir.
Düzenlemeyle, MİT personelinin kimliğinin gizli tutulmasının zorunluluğu dikkate alınarak Milli İstihbarat Teşkilatının tarafı olduğu özel hukuk uyuşmazlıklarında, dava şartı olarak öngörülen arabuluculuk dahil olmak üzere, arabuluculuk usulünün uygulanmaması amaçlanmaktadır. Böylelikle, MİT'in taraf olduğu özel hukuk uyuşmazlıklarında, arabuluculuğun dava şartı olarak öngörüldüğü 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu dahil, mevzuatta yer alan arabuluculuğa ilişkin tüm hükümlerin uygulanmayacağı hüküm altına alınmaktadır. Aynı amaçla MIT, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamı dışına çıkarılmaktadır.
MADDE 10- Maddeyle, 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanununun 17 nci maddesinde atıfta bulunulan 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanununun yürürlükten kaldırılması nedeniyle, 17 nci maddenin yeni hükümlere göre düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 11- Maddeyle, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa geçici madde eklenmektedir.
Maddenin birinci fikrasının (a) bendindeki düzenlemeyle, Ceza Muhakemesi Kanununun 91 inci maddesinde yer alan gözaltı süreleri, bazı suçlarla ilgili olarak yeniden düzenlenmekte ve ek gözaltı süreleri getirilmektedir. Anayasanın 19 uncu maddesinde yakalanan kişinin tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hakim önüne çıkarılacağı, bu süreler geçtikten sonra hiç kimsenin hakim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamayacağı hükme bağlanmıştır. Öte yandan, Ceza Muhakemesi Kanununun 91 inci maddesinde gözaltı süresinin yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemeyeceği, yine aynı şekilde toplu olarak işlenen suçlar bakımından ise bu sürenin her defasında bir günü geçmemek üzere üç gün süreyle uzatılabileceği belirtilmektedir.
Fıkrada belirtilen üç yıllık süre içinde terör ve örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen suçlar bakımından, bu suçlarla mücadele etme güçlüğü, örgüt bağlantılarının çözülmesinin zaman alması, somut delillere ulaşmanın zorluğu ve benzeri nedenlerle gözaltı süreleri Anayasa hükmüne uygun olarak yeniden düzenlenmektedir. Buna göre gözaltı süresi kırksekiz saat olarak uygulanacaktır. Toplu olarak işlenen suçlarda ise bu süre Ceza Muhakemesi Kanununun 91 inci maddesi hükümleri de dikkate alınmak suretiyle dört günü geçemeyecektir. Yapılan düzenleme kapsamında, gözaltı süreleri sulh ceza hâkimi tarafından belirtilen süreleri geçmemek üzere en fazla iki defa uzatılabilecektir. Kişi en geç kırksekiz saatlik ve dört günlük sürelerin sonunda hakim karşısına çıkarılacağından ve bu aşamadan sonraki süreçte ihtiyaç duyulan uzatma süreleri hakim tarafından belirleneceğinden söz konusu hüküm, Anayasanın 19 uncu maddesinin aradığı koşulları karşılamaktadır. Böylelikle ihtiyaç duyulan ve hakim denetiminde bulunan süre içinde yakalanan kişinin lehine veya aleyhine olan delillere ulaşılabilmesi ve özgürlüğünü kısıtlayıcı koruma tedbirinin biran evvel sonlandırılabilmesi sağlanacaktır.
seli · hukukta da benzer örnekler bulunmaktadır. Örneğin İngiltere uygulamasında bazı suçlar yönünden kırksekiz saatlik gözaltı süresinden sonra hakim kararıyla yedi günlük uzatma süreleri bulunmakta, bu süre toplamda ondört güne kadar uzatılabilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili kararlarında gözaltı ve tutukluluk arasında özgürlüğün kısıtlanması yönünden herhangi bir fark gözetilmemekte, yakalanan kişinin hangi sürede bağımsız bir yargı mercii önüne çıkarıldığına dikkat edilmektedir.
Ceza Muhakemesi Kanununun 148 inci maddesinin beşinci fıkrasında, yürütülen bir soruşturma nedeniyle ifadesi alınan şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında bu işlemin ancak Cumhuriyet savcısı tarafından yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. Buna bağlı olarak maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki düzenlemeyle, belirtilen suçlarla mücadele etme güçlüğü nedeniyle üç yıl süreyle uygulanmak üzere, soruşturma aşamasında aynı olayla ilgili olarak yeniden ifade alınması ihtiyacı ortaya çıktığında bu işlemin Cumhuriyet savcısının yazılı emri üzerine kolluk tarafından da yapılabilmesine imkân tanınmaktadır. Böylelikle soruşturma işlemlerinin hızlandırılması sağlanmış olacaktır.
Maddenin birinci fıkrasının (c) bendindeki düzenlemeyle, belirtilen suçlarla mücadele etme güçlüğü nedeniyle soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin hızlı bir şekilde tamamlanmasını sağlamak amacıyla üç yıl süreyle uygulanmak üzere tutukluluğa itiraz ve tahliye taleplerinin dosya üzerinden karara bağlanmasına imkan tanınmaktadır.
Şüpheli veya sanığın salıverilme istemlerine ilişkin Ceza Muhakemesi Kanununun 105 inci maddesinde öngörülen usul ve süre yerine, dosya üzerinden en geç otuzar günlük sürelerle ve tutukluluğun incelenmesi kararlarıyla birlikte salıverilme istemlerinin karara bağlanacağı hüküm altına alınmaktadır.
Tutukluluğun incelenmesi yönünden ise Ceza Muhakemesi Kanununun 108 inci maddesinde öngörülen usul yerine, bu inceleme resen dosya üzerinden ve en geç otuzar günlük sürelerle yapılabilecektir. Ancak, en geç doksan gün içinde tutukluluğun incelenmesi bakımından kişi veya müdafiinin dinlenilmesi zorunluluğu getirilmektedir.
MADDE 12- Maddeyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 119 uncu maddesinin beşinci fıkrasında değişiklik yapılmaktadır.
Değişiklikle, askerî mahallerde yapılacak aramanın yalnızca askerî makamlar tarafından yapılmasını öngören hüküm yerine; kural olarak, Cumhuriyet savcısının nezareti ve askerî makamların katılımıyla kolluk görevlilerinin arama yapması düzenlenmektedir. Böylelikle, koruma tedbirlerinin veya diğer adlî görevlerin ifasında profesyonel olan görevlilerden faydalanmak suretiyle soruşturmanın tamamlanması ve bu doğrultuda adil, süratli ve doğru bir ceza yargılamasının gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.
Bununla birlikte düzenlemeyle, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, Cumhuriyet savcısının nezareti olmaksızın yazılı emri ve askerî makamların katılımıyla adlî kolluk görevlileri tarafından da arama yapılabilmesine imkân sağlanmaktadır.
MADDE 13- Maddeyle, Ceza Muhakemesi Kanununun 127 nci maddesinin altıncı fikrasi, aynı Kanunun 119 uncu maddesinin beşinci fikrasında askeri mahallerde yapılacak aramalarda uygulanacak usule ilişkin yapılması öngörülen değişikliğe uyum sağlamak amacıyla değiştirilmektedir.
MADDE 14- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 134 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına ve bu kayıtların çözülerek metin haline getirilmesine hâkim tarafından karar verilebilmektedir.
Maddeyle, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde 134 üncü maddede belirtilen tedbirlere Cumhuriyet savcısı tarafından da karar verilebilmesine imkan sağlanmak suretiyle, delillerin biran evvel elde edilebilmesi ve suçla etkin mücadele edilebilmesi amaçlanmaktadır. Düzenlemeyle, Anayasanın 20 nci maddesine uygun olarak Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararların yirmidört saat içinde hâkim onayına sunulacağı, hâkimin kararını en geç yirmidört saat içinde açıklayacağı öngörülmektedir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine bir karar verilmesi hâlinde çıkarılan kopyalar ve çözümü yapılan metinler derhal imha edilecektir. Ayrıca, kopyalama işlemlerinin uzun sürecek olması halinde bu araç ve gereçlere elkonulabilmesine imkân tanınmakta olup, söz konusu işlem tamamlandığında elkonulan cihazlar gecikme olmaksızın iade edilecektir.
MADDE 15- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 53 üncü maddesinde yapılması öngörülen değişiklikte olduğu gibi maddede yapılan düzenlemeyle, Ceza Muhakemesi Kanununun 172 nci maddesinde yer alan kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlar aleyhine AİHM'e yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi hali, yeniden soruşturma açılması sebebi olarak kabul edilmektedir.
MADDE 16- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 53 üncü maddesinde yapılması öngörülen değişiklikte olduğu gibi maddede yapılan düzenlemeyle, ceza hükümlerine karşı AİHM'e yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi hali, Ceza Muhakemesi Kanununun 311 inci maddesinde yer alan yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasına alınmaktadır.
MADDE 17- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 53 üncü maddesinde yapılması öngörülen değişiklikte olduğu gibi maddede yapılan düzenlemeyle, hukuk mahkemelerince verilen kararlara karşı AİHM'e yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi hali, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 375 inci maddesinde yer alan yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasına alınmaktadır.
MADDE 18- Maddeyle, 6749 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılan asker kişilerin askeri rütbelerinin, mahkeme kararı aranmaksızın karar tarihinden geçerli olmak üzere geri alınması sağlanmaktadır.
MADDE 19- Maddeyle, olağanüstü hal döneminde doğrudan kanun hükmünde kararnameyle ihraç edilenlerden Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvurmuş
aşvurusu kabul edilenler hakkında uygulanacak usul hükümlerinin bir kısmı yeniden belirlenmektedir. Maddeyle ayrıca, görevine iade edilenlerin, kamu görevinden çıkarılma tarihlerini takip eden aybaşından göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal haklarının ödeneceği ve bu kişilerin kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamayacağı düzenlenmektedir.
MADDE 20- Maddeyle, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek kamu görevinden, meslekten veya görevden çıkarılan ya da ilişiği kesilen subay, astsubay, uzman jandarmalar ile Emniyet Genel Müdürlüğünde emniyet hizmetleri sınıfına tabi olanlardan; haklarında mahkemeler tarafından göreve iade mahiyetinde karar verilenler ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından başvurunun kabulü kararı verilenlerden, eski kadro, rütbe veya unvanına atanması ilgili bakan onayı ile uygun görülmeyenlerin, ilgisine göre Millî Savunma Bakanlığı ve Içişleri Bakanlığı bünyelerinde kurulan araştırma merkezlerinde bu maddede belirtilen esaslara göre istihdam edilebilmelerine imkan sağlanmaktadır. Ayrıca, görevine iade edilenlerin atanmalarına ilişkin usul ve esaslar ile bunların mali ve sosyal hakları düzenlenmektedir.
MADDE 21- Maddeyle, olağanüstü hal döneminde kanun hükmünde kararnameyle ihraç edilip, OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu kararıyla ihraç kararı kaldırılarak göreve iade edilenlerden Devlet Personel Başkanlığına bildirilenlerin atanmalarına ilişkin usul ve esaslar ile bunların mali ve sosyal hakları düzenlenmektedir. Böylelikle kanun hükmünde kararnamelerle iade edilenlerle aynı haklara sahip olmaları amaçlanmaktadır.
MADDE 22- Maddeyle, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 20 nci maddesi kapsamında kalan şirketlerin koruma ve güvenlik hizmeti alanındaki faaliyetlerinde, fikrada belirtilen istisnalar dışında 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmektedir.
MADDE 23- Ülkemizde yaklaşık iki yıldır uygulanan olağanüstü halin uzatılmayacak olması nedeniyle terörle mücadele bakımından ihtiyaç duyulan bazı düz amacıyla 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye geçici madde eklenmektedir. Söz konusu maddeyle, halen yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar ile disiplin soruşturmaları bakımından gerekli olan hükümler düzenlenmekte ve terör örgütleriyle mücadele kapsamında kamu görevlilerinin görevden uzaklaştırılması, ihracı, rütbelerin geri alınması, mesleğe ilişkin unvanların kullanılmaması gibi ihtiyaç duyulan birtakım tedbirlere ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır.
GEÇİCİ MADDE 1- Maddeyle, 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atanmasına ilişkin hükmün, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle uygulanmasına imkan sağlanmaktadır. Böylelikle terör suçları bakımından yürütülen soruşturma veya kovuşturmalarda kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyımlık görevi Fon tarafından yerine getirilecektir.
Ayrıca, ilan edilen olağanüstü hal döneminde yürürlüğe konulan ve Fonun işleyişi ile görev, hak, yetki ve sorumluluklarını düzenleyen kanun hükümlerinin, Fonun kayyım atandığı dosyalar bakımından ceza soruşturması veya kovuşturmasının kesinleşmesine ya da satış veya tasfiye işlemlerinin tamamlanmasına kadar uygulanacağı hükme bağlanmaktadır. Böylelikle geçici maddenin birinci fıkrası kapsamında Fonun sahip olduğu görev ve yetkiler, herhangi bir süreyle bağlı kalmaksızın ilgili ceza dosyasının kesinleşmesine veya satış ve tasfiye işlemlerinin tamamlanmasına kadar devam edebilecektir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla, 8/3/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun 4 üncü maddesiyle getirilen hükmün uygulanması, Fonun 8/3/2018 tarihinden sonra kayyım olarak atandığı dosyalar bakımından atama tarihine kadar uzatılmaktadır.