'O tarlalara birlikte yürüyelim'
Gültan Kışanak grup toplantısında konuştu
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Lice'de 18 yaşındaki Medeni Yıldırım'ın hayatını kaybettiği olaylarla ilgili olarak, "Yürüyüşümüzü durdurmayın, ben onbinlerce gençle Lice'deki bütün uyuşturucu tarlaları üzerinde yürüyeceğim. Var mısınız?" dedi.
Kışanak, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, "Lice'de sürece katkı için karakol inşaatının önüne protestoya gidenlere ateş açıldığını" belirterek şunları söyledi:
TEK GERÇEK
Olaya ilişkin tek gerçek, insanların üzerine ateş açılması ve bir kişinin hayatını kaybetmesidir. 200-250 kişinin karakola zarar vermesini önlemenin başka yolu yok muydu? Bu sivil, savunmasız insanları ağır silahla tarayacak mıydınız? Sizin politikanız buysa, bizim çözüm sürecinden anladığımız bu değil. Bu ikisi yan yana durmaz.
MÜCADELE İÇİN SÜRECİ Mİ BEKLEDİLER?
İlk günden itibaren söylenen yalanları saysak, buradan Lice'ye yol olur. Kürtler şimdi de uyuşturucu ekimiyle karalanmaya çalışılıyor. Bu ülkede uyuşturucu ekimi ve transferini güvenlik güçleriyle işbirliği yapmadan kimse yapamıyor. Panzerlerle, helikopterlerle uyuşturucu sevkiyatı yapıldığı kanıtlanmış. Kimse bu cinayetin arkasında duramaz. Barış süreci var diye cinayetleri sineye çekecek halimiz yok. Uyuşturucu ekimi yapılan yerlere binlerle birlikte yürüyelim, o tarlalarda ne varsa söküp atalım. Uyuşturucuyla mücadele için geri çekilme sürecini mi beklediler? BDP Gençlik Meclisi, uyuşturucuya, fuhuşa, zorlamaya karşı kampanya başlattı. Yürüyüşümüzü durdurmayın, ben on binlerce gençle Lice'deki bütün uyuşturucu tarlaları üzerinde yürüyeceğim. Var mısınız?
HAYAL SATMAYIN
Beşir Atalay, 'Biz kimseye söz vermedik' diyor. Halka söz vermediniz mi? Arkasından, 'kimsenin hayal edemeyeceği paket hazırlığımız var' diyorlar. Acaba hayali bir paket hazırlığını 'hayal edemeyeceğimiz' kelimesiyle kamufle mi ediyorlar? Seçimden önce bir şey yapamayacağınızı ya da iki ayda yapacaklarınızı yol haritasıyla açıklayın. Bir şeyiniz yoksa, hayal satmayın.
REFORM TALEP ETMEK EN DOĞAL HAKKIMIZ
Diyorlar ki, 'barış ortamı var, halk sokağa çıkıyor, kimse ölmüyor, pikniğe gidiyorlar'. Bunu gerilla ve Öcalan temin etti. İktidar, BDP'nin 'Hükümet adım at' yürüyüşlerinden rahatsız olmuş. Reform talep etmek doğal hakkımızdır. Aynı zamanda siyasi parti faaliyetinde bulunuyoruz. Sayın Başbakan niye meydanlarda? Seçim startı veriyor. Gitmesin o zaman o da meydanlara. Biz demokratik siyaset deyince, 'parlamentodasınız, orada konuşun yeter' diyorlar. Siz de çıkmayın o zaman.
HAKİKATLERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU
Faili meçhul cinayetler için hakikatleri araştırma komisyonu kurulmalıdır. Bir yerinden başlayalım. Musa Çitil döneminde yaşanan vahşetten başlayalım. Türkiye'de çok katmerli büyük acılar var. Tamamıyla birden yüzleşmek tabii ki zordur, hiç değilse çözüm sürecini ilerletebilmek için sembolik, spesifik birkaç durum üzerinden bunun önünü açmak lazım.
SİVAS KATLİAMI
"Sivas Madımak'taki ateş 20 yıldır yanmaya devam ediyor. Her gün saatlerce konuşan, memleketin haline dair süslü, spekülatif sözler sarf edenler, bugün Sivas katliamına dair bir cümle etmediler. Alevi yurttaşların temel taleplerinin artık karşılanması gerekiyor. Sivas ile gerçek anlamda yüzleşme ancak böyle mümkün olacaktır. Alevilerin inançlarına, kültürlerine, yaşam tarzlarına saygı gösterilmeli. Bir taraftan Yavuz Selim ismini köprüye veriyorlar, 'Sabiha Gökçen'in adını değiştirelim' diyorlar. İki katliamcıdan birini tercih etmek zorunda mıyız? Gelin ikisini de değiştirelim. Katliamlarla adı anılan, topluma acı yaşatanların ismini kışladan, okuldan, havaalanından, köprüden silin. Hala Kenan Evren'in isimleri var. Kimse biçim vermeye kalkmasın. Aleviler, Aleviliği nasıl biliyorsa öyle yaşasın, devlet karışmasın."