Flaş!.. Flaş!.. 'Bakan bu sorulara cevap vermiyor'
.
CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, kendisine yöneltilen Suriye konulu bir yıldır yanıt veremediğini iddia ederek, “Anlaşılan Sayın Bakan, Suriye konusunda yaptıklarının bir gün mahkemede hesabı sorulur diye korkuyor” dedi.
Ekşi, yaptığı açıklamada, Bakan Davutoğlu’na, yanıtlaması istemiyle 31 Ağustos 2012 ve 20 Mart 2013 tarihli önergelerde tekrar tekrar yöneltilen Suriye konulu sorulara bir yıldır yanıt alınamadığını vurguladı.
Ekşi, Davutoğlu’na yönelttiği soruları şöyle sıraladı:
“-Suriye’deki rejim aleyhtarı güçlere Türkiye tarafından silah temin edilmekte midir?
-Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat muhaliflerine Türkiye üzerinden gönderilen silahların bedellerinin Suudi Arabistan Krallığı ile Katar Emirliği tarafından karşılandığına ve Türk hükümetinin bu işin organizasyonunu üstlendiğine ilişkin haberler doğru mudur?
-Suriye’deki rejime silahla muhalefet edenlerin silahsız sivilleri de öldürdüğü yolundaki tespitler karşısında, “silahsız sivilleri öldürenlerin terörist olarak nitelendirilmesi gerektiğine” ilişkin görüşlerinizden vaz mı geçtiniz?
-Suriye rejiminin ‘terörist’ diye nitelediği silahlı gruplara yardım etmenin hükümetiniz tarafından yıllardır savunulan ‘Teröristlere hiçbir ülke yardım etmemelidir’ diye özetlenebilecek politikaya taban tabana zıt olduğunu görmüyor musunuz?
-Başka bir ülkedeki muhalif güçlere gizlice silah yardımı yapmayı siyasi ahlak bakımından nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Suriye konusunda hükümetinizin izlediği politika ‘halkına zulmeden yönetimler karşısına halkı destekleme’ esasına dayanıyorsa, aynı şekilde halkına zulmettiği ileri sürülen hatta Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi tarafından ‘Darfur’da 300 bin kişinin hayatına mal olan çatışmaların sorumlusu’ olduğu resmen ilan edilen Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’i Türkiye’de ağırlamanızı nasıl açıklıyorsunuz?”
“BAKAN, YAPTIKLARININ HESABI SORULUR DİYE KORKUYOR”
Ekşi, Davutoğlu’nun önergedeki, “Suriye’deki rejim aleyhtarlarına silah temin ediyor musunuz?”, “Bu silahların parasını Suudi Arabistan ile Katar’ın ödediği doğru mu?”, “Suriye’deki muhalifler sivilleri de öldürdüğüne göre onlara terörist diyecek misiniz?” gibi soruları görmezden geldiğine dikkat çekerek, şunları ifade etti:
“Davutoğlu, ‘Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi tarafından Darfur’da 300 bin kişinin ölümüne yol açan çatışmaların sorumlusu’ ilan edilen ‘Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in Türkiye’ye yaptığı ziyaretin, mahkemenin bu kararından önce meydana geldiğini bildirdi. Bakan yanıtında, ‘Suriye’de istikrar ve güvenliğin tesis edilmesinde çoğu ülkeden daha fazla menfaati bulunan ülkemiz, başından itibaren, en kutsal hak olan yaşam hakkını ön plana çıkaran, insan odaklı bir hareket tarzı benimseyerek, dost ve kardeş Suriye halkının hür ve demokratik bir Suriye özleminden beslenen meşru talep ve beklentileri temelinde, ülkede siyasi bir geçiş sürecinin önünün açılmasını ve kaynağı ne olursa olsun şiddet sarmalının sona erdirilerek ülkede akan kanın bir an evvel durmasını kuvvetle desteklemektedir’ diyordu.
Bu yanıtın Anayasamız tarafından bana verilen ‘denetleme’ görevine ve Bakan’ın ‘hesap verme’ zorunluluğuna taban tabana zıt olması nedeniyle aynı soruları tekrarladığım 20 Mart 2013 tarihli önergede nezaketen ‘sorularımın anlaşılmadığı’ sonucuna vardığımı belirtmiş, o nedenle aynı soruları bir kere daha yöneltmiştim. Ama anlaşılan Sayın Bakan, Suriye konusunda yaptıklarının bir gün mahkemede hesabı sorulur diye korkuyor. O yüzden ne ‘Evet, onlar doğrudur’ diyebiliyor ne de ‘Hayır, o iddialar yalandır’ türü bir şey söyleyebiliyor.”