Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul'da buna izin verilmeyecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi Açılış Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, asker eğlenceleri sırasında ortaya çıkan olumsuz görüntülere tepki gösterdi, "Böyle bir şey olmaz. Valimize de kesin bir dille söyledim. İstanbul'da buna izin vermeyeceksiniz. Görürseniz, toparlayın götürün. Rehavetin sonu ya hastalık, ya pişmanlıktır" dedi.
AA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi'nin İstanbul'a yakışır bir eser olmasının yanı sıra çevreye duyarlı, depreme dayanıklı olmasını istediklerini belirterek, "Hastane bina zemininde bulunan 855 izolatörle İstanbul'un depreme en hazırlıklı, en dayanıklı tesislerinden birisi olmuştur." dedi.
Erdoğan, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi Açılış Töreni'ndeki konuşmasında, hastanenin şehre, ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.
Merhum Adnan Menderes'in yol arkadaşı, dava ve hizmet adamı Dr. Lütfi Kırdar'ı rahmetle yad eden Erdoğan, 12 yıl boyunca vali ve belediye başkanı olarak İstanbul'a hizmet eden Dr. Lütfi Kırdar'ın son Menderes hükümetinde Sağlık Bakanlığı yaptığını hatırlattı.
İstiklal Madalyası sahibi olan, ömrü ülkesine ve milletine hizmetle geçen Dr. Lütfi Kırdar'ın vefatının son derece trajik olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yassıada mahkemelerinin acımasızlığından payını alanlardan biri de merhum Lütfi Kırdar'dır. Lütfi Kırdar, Yassıada'da birçok uyduruk davadan yargılanmıştır. Bunlardan birisi CHP'nin kışkırtmasıyla düzenlenen 28-29 Nisan öğrenci olaylarıdır. Öğrencilerin öldürüldüğü, hatta kıyma makinesine atıldığı gibi pek çok yalanın havada uçuştuğu yargılamalar sırasında Mahkeme Başkanı, Lütfi Kırdar'ı huzuruna çağırır. Mahkeme Başkanı malum Salim Başol, merhum Kırdar'a görevi ve davayla hiçbir alakası olmayan şu soruyu sorar: 'İstanbul'a büyük hizmetler yapmış bir kimsesiniz. Neden CHP'den istifa ederek Demokrat Parti'ye geçtiniz?' Merhum Lütfi Kırdar, 'Demokrat Parti...' diyerek söze başladığı esnada birden fenalaşır ve sandalyeye oturmak için izin ister. Ancak Mahkeme Başkanı buna müsaade etmez. İğrenç iftiralar ve hakaretlere maruz kalan Lütfi Kırdar'ın kalbi bu kadar haksızlığa daha fazla dayanamaz. 17 Şubat'ta iki askerin kollarında mahkeme salonundan çıkarılırken oğlu ve yol arkadaşlarının gözleri önünde vefat eder."
"Milletimiz bu insanları bağrına basmıştır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lütfi Kırdar'ın vefatından üç gün önce ailesine yazdığı mektubun, onun asaletini, metanetini, millet ve memleket sevdasını göstermesi bakımından çok önemli olduğunu belirterek, söz konusu mektuptan şu cümleleri aktardı:
"Muhterem eşim, aziz oğlum inşallah hep iyisiniz. Ben de iyiyim. Şimdi bu mektubu yazdıktan sonra hazırlanarak vazifeye gideceğim. Vazife diyorum, çünkü yazdığınız gibi kabul etmek lazım. Bu da hizmetlerimizin bir hesap vermesi, hayırlısı Allah'tandır. Hakikaten vicdanen çok huzurluyum, çok rahatım. Çünkü hayatımda daima yalnız dürüst değil aynı zamanda feragatle çalıştım. Bu sıkıntılarımı kadere atfediyorum. Ne olacaksa olsun, siz üzülmeyin."
Erdoğan, Kırdar'a ailesini tekrar görmenin, eşiyle, çocuklarıyla hasret gidermenin bir daha nasip olamadığını ifade ederek, "Cenaze merasimi, İstanbul halkının darbeye karşı sessiz bir tepkisine dönüşmüştür. 10 binlerce İstanbullu son görevlerini ifa etmek için 27 Mayıs mağduru eski valilerinin cenazesine koşmuştur. Milletimiz nasıl ki Yassıada şehitlerini kalbine gömerken, darbecileri ve hukuk dışı kararlara imza atan hakimleri asla affetmemişse, işte bu insanları da o derece gönlüne bağrına basmıştır." diye konuştu.
"İstanbul'un depreme en hazırlıklı, en dayanıklı tesislerinden biri"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi açılışı yapılan Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastenesi'nin İstanbul'un en büyük hastanelerinden biri olduğunu belirterek, 1987'de 150 yataklı bir devlet hastanesi olarak hizmete açılan hastanenin zamanla yetersiz hale geldiğini söyledi.
Ayrıca eski hastanenin depreme dayanıksız olduğunun belirlendiğini anlatan Erdoğan, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması Projesi kapsamında eski hastanenin yıkıldığını, yerine de ileri teknolojiye sahip, yatak kapasitesi daha yüksek, altyapı bakımından güçlü bir sağlık tesisi inşa etmeye karar verdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yeni hastanemizin İstanbul'a yakışır bir eser olmasının yanı sıra çevreye duyarlı, depreme dayanıklı olmasını özellikle istedik. 618 milyon liralık bir yatırımla 302 bin metrekare kapalı alana sahip 5 bloktan oluşan, otoparkı, konferans salonu, yeşil alanı ve diğer özellikleriyle bu muhteşem eseri ilçemize ve İstanbul'umuza kazandırdık. Hastanemiz 145'i yoğun bakım olmak üzere 1105 yatak kapasitesine sahip. Hastane bina zemininde bulunan 855 izolatörle İstanbul'un depreme en hazırlıklı, en dayanıklı tesislerinden birisi olmuştur.
Donanımıyla, altyapısıyla kendi alanının öncülerinden olan hastanemizde yıllık 3,5 milyon hastanın ayakta, 150 bin hastanın yatarak tedavi görmesini planlıyoruz. Burada kanser cerrahisi başta olmak üzere senede 100 bin ameliyat yapılmasını öngörüyoruz. Hastanemizi inşa edeceğimiz 150 yataklı onkoloji hastanesiyle daha da büyüteceğiz. Böylece yatak kapasitesini 1250'ye, poliklinik sayısını ise 250'ye çıkarmış olacağız."
"Salgına en gelişmiş ülkeler dahil çoğu devlet hazırlıksız yakalanmıştır." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Fakat biz dikkat ederseniz hep bir şey söyledik; 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.' Ecdadımız Kanuni'nin bize vermiş olduğu bu ilhamla biz ne geliyorsa elimizden onu yaptık, yapmaya devam edeceğiz, çünkü sağlık bu denli önemli. Türkiye, işte bu salgın dönemine 40 bin yoğun bakım yatağı, 246 bin yatak kapasitesi, 1213 bilgisayarlı tomografi cihazı, 4 bin tedavi kurumu, hepsinden önemlisi 1 milyon 100 bin sağlık ordusuyla girmiştir. Çok kısa sürede inşa ettiğimiz veya hizmete girme vaktini öne aldığımız hastanelerle sağlık altyapımızı daha da güçlendirdik. Aldığımız tedbirler ve geliştirdiğimiz yöntemler sayesinde salgını en düşük can kaybı oranıyla altlatan ülkeler arasında yer aldık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, koronavirüs ile mücadeleye Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi'nin de çok büyük katkıları olduğunu dile getirerek, "Salgın tehdidi altındaki hiçbir vatandaşımızı hastane kapısından geri çevirmedik. Hiçbir hastanın tedavisini ihmal etmedik. İnsanların ilgisizlikten öldüğü, sağlık çalışanlarının maske dahi bulamadığı görüntülerin hiçbiri ülkemizde yaşanmadı." diye konuştu.
Sağlık hizmetlerinden özellikle maske, tulum, ilaç, dezenfektan, gıda gibi temel ihtiyaç ürünlerine kadar hiçbir konuda yokluk çekilmediğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sosyal güvenlik sistemimizin kapsayıcılığı ve kuşatıcılığı sayesinde vatandaşlarımızı kimi yerlerde olduğu gibi 100 binlerce dolarlık faturalarla karşı karşıya bırakmadık. Testten teşhise, tedavi ve ilaca kadar hastalıkla mücadele için gereken her şeyi insanımıza ücretsiz sunduk. Maddi imkanı ne olursa olsun, bu zorlu süreçte 83 milyonun her bir ferdine birinci sınıf sağlık hizmeti sağladık."
"Brezilya'dan Somali'ye kadar birçok kıtada Türk malı solunum cihazları kullanıldı"
Erdoğan, Brezilya'dan Somali'ye kadar birçok kıtada Türk malı solunum cihazları kullanıldığını belirterek, "Bunun yanında din, dil, ırk ve bölge ayrımı gözetmeden dünyanın 138 ülkesine tıbbi teçhizat ve malzeme gönderdik. Yine bu süreçte Türk mühendisleri tarafından geliştirilip Türk firmalarınca üretilen solunum cihazlarını da yapmış olduk. Şimdi bu cihazların ihracatını gerçekleştiriyoruz. Bugün kendi hastanelerimizin yanı sıra Brezilya'dan Somali'ye kadar birçok kıtada Türk malı solunum cihazları kullanılmaya başlandı. Ülkemiz menşeili sağlık ürünlerine yönelik ilgi katlanarak artıyor. Koronavirüs ile örnek mücadelemiz sağlık turizminde Türkiye'nin önünde yeni bir fırsat penceresi açmıştır. Türkiye'yi üç kıtanın sağlık merkezi yapma hedefimizde kararlıyız. Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi'nin bizi bu idealimize bir adım daha yaklaştıracağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Sigarayı bırakın" çağrısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgınla beraber insani münasebetlerden iş ilişkilerine, ekonomiden ulaşıma kadar her alanda hayatı derinden etkileyen yeni bir durumun ortaya çıktığını söyledi.
Dünyanın bir sağlık krizinin ötesinde sosyal, ekonomik ve beşeri boyutları olan bir meseleyle karşı karşıya olduğuna işaret eden Erdoğan, böyle devasa bir sorunla mücadele etmenin elbette kolay olmadığını, her ne kadar aşı konusunda yürütülen çalışmalarda ilerleme sağlansa da bir süre daha hastalıkla yaşanacağının anlaşıldığını ifade etti.
Bu gerçekle yüzleşmek ve adımları buna göre atmak zorunda olunduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Daha önce de ifade ettiğimiz gibi salgınla mücadelenin en başarılı, en etkili yöntemi virüsü kapmamaktır. Günlük hayatımızı idame ettirirken virüsün bulaşma riskini minimuma indirmemiz gerekir. Şüphesiz bunun yolu da alışkanlıklarımızı değiştirmekten geçiyor. Biliyorsunuz bizim bir sloganımız var. O da 'Tamam' diyerek sloganlaştırdığımız temizlik, maske, mesafe kurallarına riayet ederek virüs bulaşma ihtimalini en aza indirmek mecburiyetindeyiz. Milletimizin bu konuda giderek daha çok bilinçlendiğini görüyoruz. Özellikle kapalı mekanlarda, iş yerlerinde, ibadethanelerde, toplu ulaşımda maske kullanımı günden güne yaygınlaşıyor. Ama şunu söyleyeyim. Bütün vatandaşlarıma diyorum ki, 'Gelin şu sigarayı da bırakın.' Bilin ki, bu sigara da koronanın bu noktada en önemli etkenlerinden bir tanesidir."
"Asker uğurlama derken arkadaşınızı zehirliyorsunuz"
Asker uğurlama törenleri ve taziyeler başta olmak üzere kimi toplu etkinliklerde istenmeyen görüntülere şahit olunduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Asker uğurlama derken arkadaşınızı zehirliyorsunuz. Böyle bir yaklaşım olmaz. Bu konularda Valime de söyledim, 'İstanbul'da kesinlikle bunlara müsaade etmeyeceksiniz. Böyle bir uğurlama olduğu anda toparlayın götürün.' Çünkü biz bu insanları öyle kenarda, köşede yürürken, gezerken bulmadık. Bunlar bize Rabbimizin emanetidir. Genç, virüse karşı bağışıklık anlamına gelmez. Üzüntülü olmak, ihmalkar davranmayı gerektirmez. Bizim inancımızda tedbirsiz tevekkül olmaz. Rehavetin sonu ya hastalık ya da pişmanlıktır. Kontrollü bir şekilde hayatımızı normalleştirirken tedbirleri elden bırakmayacağız. Vatandaşlarımızı salgına karşı dikkatli olmaya, kurallara riayet etmeye davet ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi'nin bir şifa kaynağı olması temennisinde bulunarak, bu eserin inşaasında emeği geçenleri tebrik etti, burada görev yapan sağlık personeline de başarılar diledi.
Erdoğan, merhum Dr. Lütfi Kırdar gibi hayatlarını bu millete ve şehre hizmete adamış tüm siyasetçileri ve büyükleri de rahmetle yad ettiğini dile getirdi.
Erdoğan, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi Açılış Töreni'ndeki konuşmasının ardından hastanenin servis yetkililerine bağlanarak bilgi aldı.
Hastane hakkında verilen bilgileri dinleyen Erdoğan, "Bizim şehir hastanelerimiz, bunu iddialı bir şekilde söylüyorum, Avrupa'da bir numaradır, dünyada ise sayılıdır. Hamdolsun, biz bu noktaya gelmiş bulunuyoruz. Bundan sonra ise icraatlarımızla bu hastanelerimiz sağlık turizminde çok ciddi bir çekim alanı oluşturacaktır." diye konuştu.
Yeşilköy'deki hastaneyi 45 günde yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dedik ki 'Uçak ambulanslarla hastalar Yeşilköy Havalimanı'na insin, hemen yürüme mesafesinde oraya gidiversin.' Bir de dedik ki, 'Şöyle Sancaktepe'de de bir tane yapalım. Orada da askeri havaalanı vardı. Askeri havaalanına gelsin, yürüme mesafesinde yine orada tek katlı, tek odalı malum hastanemiz var. Bütün ileri teknoloji ve sağlık teknolojisiyle her ikisi de 1008'er odalı bu hastanelerimizle sağlık turizminde bir sıçramayı yapalım.' Daha ilerisini düşünelim dedik. Çam-Sakura Şehir Hastanesi'ni de İstanbul'da Avrupa Yakası'nda yaptık. Anadolu Yakası'nda da Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastane'miz aynı teknolojiye sahip. Burada da herhangi bir sıkıntı yok. Sabiha Gökçen hemen şurada. Aynen yürüme yolu. Allah göstermesin fevkalade bir durum olduğu anda mesela dün Sakarya'dan bilmiyorum, yanık için niçin farklı yere gittiler? Halbuki yanık için merkez burada güçlü bir şekilde var. Ya bilmiyorlar. "
Geçmişte yanık tedavilerinde İstabul'da çok sıkıntılar çekildiğini aktaran Erdoğan, "Bunlar bizden önceki olaylar. Yani düşünün bir yanık merkezi koskoca GATA'da İstanbul'da yoktu. Şimdi hastanelerimizde yanık tedavi merkezlerimiz var. İşte bunlardan bir tanesi de Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanemizde. Gerek travmatolojik bütün tedaviler gerek yanıklarda buralarda ciddi neticeler alacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Beyin ameliyatı olan çocukla video konferans aracılığıyla görüştü
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Sağlık Turizmi Kliniği Sorumlusu Mehmet Mustafa Altıntaş'a bağlanarak çalışmaları hakkında bilgi aldı.
Sağlık turizminde hedeflerinin hasta memnuniyeti odaklı hızlı, etkin ve güncel sağlık hizmetini sunmak olduğunu söyleyen Altıntaş, hastanenin beyin cerrahi bölümünde tümör ameliyatı geçiren 4 yaşındaki Abdülkadir isimli çocuğun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a selam vermek istediğini belirtti.
Hastane yatağındaki çocuk Erdoğan'a Rabia işareti yaparak asker selamı verdi. Çocuğa ağrısının olup olmadığını soran Erdoğan, "Maşallah Abdülkadir şimdiden askerliğe alışmış, asker selamı veriyor. Ama selamı nasıl verdiğini görüyorsunuz değil mi?" dedi.
Kendisine hediye olarak verilen arabayı beğenip beğenmediğini soran Erdoğan, çocuk ve ailesine geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Çocuğun babasına kaç çocukları olduğunu soran Erdoğan, babanın 4 çocukları olduğunu söylemesi üzerine, "Sen verdiğimiz talimata uymuşsun. Ama maharet sende değil yalnız annede." diye konuştu.
Erdoğan daha sonra Onkoloji Binası'nda tomoterapi alanına bağlandı. Burada Göğüs Hastalıkları Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Dr. Sevda Cömert'ten çalışmaları hakkında bilgi alan Erdoğan, Türkiye'nin solunum cihazlarını süratle üretir hale geldiğini ve ciddi siparişler almaya başladığını kaydetti. MR, tomografi ve ultrasonografi cihazlarının da üretiminin yapılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Acaba dünyada piyasa bulur muyuz bulmaz mıyız hiç bunları düşünmememiz gerekiyor. Biz biliyoruz ki inşallah arz olursa talebi de olur. Türkiye bunu başarmalıdır ve başaracağız." dedi.
Göğüs Cerrahisi Sorumlusu Dr. Kadir Burak Özer'den de çalışmaları hakkında bilgi alan Erdoğan, Özer'in yurt dışındaki eğitimi sırasında edindiği bilgileri insanlığın yararına kullanacağına inandığını dile getirdi.
Radyasyon Onkolojisi Kliniği Sorumlusu Dr. Gökhan Yaprak ile de bir bağlantı gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Allah gayretinizi ziyade etsin inşallah. Biliyorsunuz doktorlarımızın bizim değerlerimizde çok önemli bir yeri var. Hastalarımız her şifa buluşunda doktorlarımıza ayrı ayrı dualar yaparlar. O dualar da en büyük zenginliğimizdir." ifadelerini kullandı.
"İnme merkezlerinin sayısını artırmamız lazım"
Anjiyografi Ünitesi'nde İnme Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Erdem Gürkaş'tan çalışmaları hakkında bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"İnme merkezlerinin sayısını ülkemiz genelinde artırmamız gerektiği gibi, aslolan birinci derecede insan sayısı, yani hocalarımızın, doktorlarımızın, hemşirelerimizin sayısını da süratle artırmamız gerekiyor. Bu da tabii birer hoca olarak sizlere düşüyor. Gerek Fransa'da gerek Çin'de almış olduğunuz bu eğitim öğretimi ülkemizdeki kardeşlerimize, arkadaşlarımıza sizin de vermeniz çok büyük önem arzedecektir. Ben de şahsım milletim adına sizlere teşekkür ederim."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Dr. Hasan Fehmi Küçük ile gerçekleştirdiği bağlantının ardından organ naklinin çok önemli bir alan olduğunu söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geçmişte Türkiye'de böyle transplantasyon gibi bir olayın cereyanı hiç konuluşmazdı. Böyle bir şey olsa hemen Amerika, hemen Avrupa... Ama şimdi ülkemizde bunun yapılıyor olması bizleri çok çok sevindirmekte. Hele şimdi şehir hastanemizde sizlerin böyle bir adımı başarılı bir şekilde sürdürüyor olmanız da bizleri ayrıca sevindiriyor. Kutluyorum, tebrik ediyorum."
Sosyal mesafeli kurdele kesimi
Bağlantıların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan açılış kurdelesini Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti İl Başkanı Bayram Şenocak, Hastane Başhekimi Prof. Dr. Recep Demirhan, yüklenici firma temsilcileri ve diğer yetkililerle birlikte kesti.
Erdoğan, kurdele kesimi sırasında sosyal mesafeye dikkat edilmesi konusunda da uyardı.
Açılış törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AK Parti İstanbul Milletvekilleri Ravza Kavakcı Kan ve Ahmet Hamdi Çamlı da katıldı. Törene katılan misafirler sosyal mesafeli ve maskeli olarak otururken, tören alanı girişine konulan dezenfektanlı paspaslar dikkati çekti.