CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Lideri Akşener'den ortak açıklama!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da seçim sonuçlarına yapılan itirazlara ilişkin, "Olay artık bir büyükşehir belediye başkanının seçilip seçilmeme olayı olmanın ötesine taşmıştır. Bu bir demokrasi olayıdır. Ya demokrasiden, demokrasinin kalıcılığından yana tavır alınacak ve karar verilecektir veya demokrasi yargıçlar eliyle katledilecektir." dedi.
AA
Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Merkezi'nde Genel Başkan Meral Akşener'i ziyaret etti.
Genel Başkan Yardımcıları Tuncay Özkan ve Faik Öztrak ile İYİ Parti Genel Merkezi'ne gelen Kılıçdaroğlu'nu girişte Genel Sekreter Cihan Paçacı karşıladı.
Kılıçdaroğlu ve Akşener, yaklaşık 30 dakika süren görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yaptı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlerden sonra hem Türkiye hem de dünyadaki gelişmeleri değerlendirmek için Akşener'den randevu talep ettiklerini belirterek, Türkiye'nin tarihinin en ciddi sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Ekonomide, dış ve iç politikada ciddi sorunların olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin bir an önce seçim atmosferinden çıkıp kendi temel sorunlarına odaklanması lazım. Bunu Türkiye'yi, her görüşten insanını seven, düşüncesine saygı duyan bir Genel Başkan olarak ifade ediyorum." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, 31 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde büyükşehir belediye başkanlarının, belediye başkanlarının, il genel meclis üyelerinin, belediye meclis üyelerinin, muhtarların seçildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Aradan 7 gün geçti, bugün 8'inci gündeyiz. 8'inci gündeyiz ama hala İstanbul odaklı yerel seçimlerle ilgili tartışmalar devam ediyor. Demokrasilerde temel kural nedir? Seçimlerin yargının denetiminde ve gözetiminde gerçekleşmesidir. Yargının denetiminde ve gözetiminde gerçekleşmesi demokrasinin varlığı ve kalıcılığı açısından son derece önemlidir. Bizde de bu görev YSK'ye verilmiş durumda. YSK bu konuda düşüncelerini hayata geçirecek, kayda alacak. YSK kararlarını hukuk güvenliği içinde almak ve hukuk güvenliğine yaşam kazandırmak zorundadır. Yani kanunlara, geçmişte aldığı kararlara, içtihatlara uymak ve dolayısıyla hukuk güvenliğini sağlamak zorundadır. YSK'nin sadece kendi ülkemizde değil, bütün dünyada hukuk güvenliği açısından böyle bir adamı sürekli kılmak görevi vardır."
Seçimler sonrasında itirazların olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Oyların yeniden sayılmasına yönelik bizim hiçbir itirazımız olmadı. Peki neye itiraz ettik biz? İtiraz hukuk içinde olursa, itiraz edenler öngörülen kuralı hayata geçirebilirse hiçbir sorunumuz yok." ifadelerini kullandı.
"Asıl tehlike buradadır"
Seçimleri düzenleyen yasanın 112'nci maddesinde "Delil ve gerekçe gösteremeyenlerin itirazları incelenemez. Yazılı itirazlarda da bu şartlar aranır ve deliller bu belgelere eklenir. Gerekçesi ve delili olmayan yazılı itirazlar incelenmez." denildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Şimdi kişi kalkıyor 'Ben itiraz ettim' diyor. Neye itiraz ediyorsun? İtiraz ettiğin konuda varsa bir şey, delilini, belgeni koyarsın, bunun da gereği yapılır. Biz, buna itiraz etmiyoruz zaten." dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin itirazlarını delil, belge ekleyerek yaptığını belirterek, şöyle konuştu:
"YSK, sandık güvenliğini, seçim güvenliğini bozar bir sürecin içine girmiştir. Asıl tehlike buradadır. Dün akşam dediler ki '38 ilçede yeniden sayım yapacağız'. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı 'Bir gariplik olduğu hissettiğimiz gerekçesiyle oyların yeniden sayılmasını istiyoruz' diyor. Yani bir gariplik var, böyle bir gerekçe buluyor ve oyların yeniden sayılmasını istiyor. Bana bırakın yargıç olmayı, vicdan sahibi herhangi bir kişi şunu söyleyebilir mi, 'Bu işte bir gariplik var, dolayısıyla biz oyları yeniden sayalım'. Yani bir hukuk devletiyse, kanunda bir gerekçe sunulması lazım. O gerekçeye göre de bizim bir yol haritası çizmemiz lazım. Artı YSK'nin yasalara, kanunlara uygun karar alması lazım. Bizim beklentimiz budur."
"Neden şerh düşmediler"
Hakimin tarafsızlığı ve bağımsızlığının önemli olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, "Özellikle YSK'de görev yapan yargıçlara seslenmek istiyorum, sizin bağımsızlığınız ve tarafsızlığınız çok önemlidir. Sizin bağımsızlığınızın ve tarafsızlığınızın sağlanmasının temel nedeni hukukun üstünlüğünü egemen kılmaktır. Eğer siz dışarıdan gelen telkinlere göre karar verirseniz, siyasi otoritenin, gücün emrinde bir görev üstlenirseniz, sizin yargıçlığınız sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada tartışılmış olur." dedi.
Kılıçdaroğlu, demokrasilerde yargıca bağımsızlık, tarafsızlık verilmesinin temelinde, onun hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatine göre karar vermesinin yattığını belirterek, anayasada bu nedenle "hakim teminatı"nın olduğunu, hakime özel bir güvence verildiğini kaydetti.
YSK Başkanı Sadi Güven'in "Fiziki tedbirlerin ötesinde, seçimin kendi güvenliğiyle ilgili tedbirleri de aldık. Vatandaş tüm sandıkların ıslak imzalı cetvelini görebilecek. Seçimin en önemli güvenlik kodlarından birisi bu." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:
"Güzel. YSK'nın kendi internet sitesinde 1 Nisan'dan itibaren Ekrem İmamoğlu seçilmiş görünüyor. 8 Nisan... 'Efendim sayım yapacağız'. Yapın sayımı. 'Geçersiz oyları sayacağız'. Onu da yaptılar. Şimdi ne karar alacaklar? '38 ilçeyi yeniden sayalım' diyorlar. Hangi gerekçeyle, ne için? 'Efendim bir gariplik olduğunu düşünüyoruz'. Bir gariplik olduğunu düşünüyoruz ne demek? Islak imzalı tutanaklarda hakimlerin, AK Parti'li kardeşlerimizin, MHP'li kardeşlerimizin, İYİ Partililerin, CHP'lilerin, Saadet Partililerin imzası var. Islak imzalı tutanak alınmış, herkes görüyor ıslak imzalı tutanağı. Şimdi eğer bu ıslak imzalı tutanaklar seçimin, demokrasinin tapusu ise bizim de tek güvendiğimiz bu. 'Şimdi ıslak imzalı tutanakları bir tarafa atalım, biz yeniden seçim yapalım'. Ne için? O zaman bu ıslak imzalı tutanakları niye tuttular? Ve bu ıslak imzalı tutanaklar tutulurken niye AK Parti'li, MHP'li kardeşlerimiz çıkıp da 'Biz, şurada şunlar yapıldı, itiraz ediyoruz' diye bir şerh düşmediler? Ne için?"
"Gizli toplantı yapıyor, ne için"
"Bu süreçte en önemli nokta nedir? Adalet ve İçişleri Bakanının ellerinin seçim çuvallarında olmasıdır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, AK Parti'nin Genel Başkanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı oturup gizli bir toplantı yapıyorlar. Ne için?" diye soran Kılıçdaroğlu, bunun seçimle ilgili bir toplantıysa suç olduğunu söyledi.
İçişleri, Ulaştırma ve Adalet bakanlarının "siyasi otorite yargının üstünde baskı kurmasın" diye eskiden seçimden önce istifa ettiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi her türlü baskıyı kuruyorlar. Benim, YSK'nin saygıdeğer yargıçlarından istediğim, elinizi vicdanınıza koyacaksınız, ıslak imzalı tutanakların tamamını önünüze koyacaksınız ve oturup karar vereceksiniz. Yarın çocuklarınızın, diğer hakim arkadaşların yüzüne bakacaksınız. Seçim yapıldı, yukarıdan aşağı seçiyorlar Ekrem İmamoğlu, aşağıdan yukarı seçiyorlar İmamoğlu, hadi bir daha seçelim, yine Ekrem İmamoğlu, doğudan batıya seçelim İmamoğlu, batıdan doğuya seçelim o da Ekrem İmamoğlu. '38 ilçede yeniden sayım'. Ne için yeniden sayım? Bir makul gerekçe lazım. O nedenle YSK'nin saygıdeğer üyelerine büyük görev düşüyor. Bu görev sadece Türkiye için değil, bu olay CHP, Saadet, İYİ Parti, AK Parti olayı değil, bu olay bir demokrasi olayıdır. Olay artık bir büyükşehir belediye başkanının seçilip seçilmeme olayı olmanın ötesine taşmıştır. Bu bir demokrasi olayıdır. Ya demokrasiden, demokrasinin kalıcılığından yana tavır alınacak ve karar verilecektir veya demokrasi yargıçlar eliyle katledilecektir."
Kılıçdaroğlu, seçimlere ilişkin en son aldıkları verileri paylaşarak, "Sandıkların yüzde 92.30'u açıldı ve sayıldı. Saat 08.54 itibarıyla YSK verilerine göre 15 bin 722 oyla Ekrem İmamoğlu yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş vaziyette. Ekonomide büyük kırılmaların, içte ve dışta büyük sorunların yaşandığı bir Türkiye'nin bu seçim atmosferinden bir an önce çıkmasını istiyoruz. Bu seçim atmosferinden çıkaracak olan da YSK'dir ve kendilerini de göreve davet ediyoruz." dedi.
Akşener'in konuşması
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Türkiye'de 1950'den itibaren sandıkta milli iradenin tecellisi için bir birikimin sağlandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanı'na buradan bir uyarıda bulunmak isterim, kendisine 'muhtar olmaz' denilmişti, bu millet kendisini muhtar değil, başbakan seçti. Başbakanlık yetmedi, döndü 'cumhurbaşkanı olacağım' dedi, bu millet kendisini cumhurbaşkanı seçti. Hepsi bu sandıktan çıktı. Sonra cumhurbaşkanlığı yetmedi, kendisini başkan seçti, bu sandıktan çıktı. Milli iradeye saygısızlığı bu gazi ve aziz millet affetmez. Nasıl affetmez? Sandıkta cezasını vererek affetmez. 'Vesayet, güç odaklarıyla mücadele ede ede geldiğini' iddia ettiği için, bu aziz ve gazi milleti inandırdığı için bu aziz millet Sayın Erdoğan'ın arkasında durdu. Bugün çok vahim bir iş olmaktadır, o da şudur, 'Biz kazanamıyorsak, sandığın bir manası yoktur'. Eğer 'vesayet sistemleriyle, güç odaklarıyla mücadele edeceğini' iddia ederek yola çıkıp bu aziz milleti inandırmışsa Sayın Erdoğan, bugün itibarıyla İstanbul'dan çıkan sandık sonuçlarını kabul etmemekle milli iradeye, milletin iradesine ihanet etmektedir."
Akşener, 1980 ihtilalinden sonra Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in başbakan seçilen Turgut Özal'a saygılı bir şekilde başarılar dilediğini anlatarak, "Bugün seçim kazanabilmek için 15 bin oyu yetersiz bulan bir Sayın Erdoğan, Evren'i bir fersah ileriye taşımış bir Erdoğan ile karşı karşıyayız." dedi.
"Bu sefer o kulağı sandıkta koparır"
"Buradan kendisini uyarmak isterim, 15 bin oy yeterlidir kazanmak için. Halbuki ortağının deyimiyle bir oy fazlayla seçim kazanılır." diyen Akşener, şu görüşleri dile getirdi:
"Bu millet kendi iradesiyle alay edeni, kendisinin iradesini sorgulayanı ve tekrar vesayetle mücadele ettiğini iddia edip arkasında durduğu politikacıların kendi vesayetlerini oluşturmaya kalkıştığını gördüğü zaman gerçekten sandıkta sağlam bir tokat atar. Biz, milletimize demiştik ki bu kibir abidelerinin dilini, tavrını değiştirmek için kulağını çekin. Bu sefer o kulağı sandıkta koparır. 4-4,5 yıl sonra Sayın Erdoğan bu milletin tartısına geçecektir. Dolayısıyla AK Parti kazanıncaya kadar seçim yenilenmesi ancak Güney Amerika ve Afrika diktatörlüklerinde olur."
İYİ Parti'nin bütün itirazlarının reddedildiğini, Saadet Partisine cevap bile verilmediğini, CHP'nin çok az bir itirazına "evet" denildiğini, AK Parti'nin hangi itirazı varsa onların kabul edildiğini belirten Akşener, "Sayın Erdoğan'a bir uyarım, çağrım daha var, kibir abidesi olan teşkilatlarınız, gönlünü gökyüzüne çıkarmış arkadaşlarınız bedel ödeme korkusuyla çok heyecanlı görünüyor. Bu heyecanlı arkadaşlarınıza lütfen gem vurun. Türkiye eğer tersine bir durumla karşılaşırsa demokrasi perdesini kapatır. YSK hakimlerine sesleniyorum, torunlarınızın ve çocuklarınızın yüzüne bakabilir halde olun. Hukukun, adaletin, kanunun dışına çıkmayın." dedi.
Akşener, insanların rahatlaması gerektiğini ifade ederek, "Artık bu işten vazgeçilmesi lazım. Sayın İmamoğlu'nun 15 bin küsür oyunu beğenmemek gibi bir hak hiç kimsenin haddi de değildir, hakkı da değildir. Böyle bir şey yok. Seçim sonuçlarına herkes saygı göstermek zorundadır." diye konuştu.
Ekonomiye odaklanılıp, Türkiye'nin normalleşmesi gerektiğinin altını çizen Akşener, "Bu memleket hepimizinse, Sayın Erdoğan da bu memleketin Cumhurbaşkanıysa, biz de düşman kuvvetler değiliz." dedi.