Şampiy10
Magazin
Gündem

'Bu hastalıktan partiyi kurtaracağım, kararlıyım'

Kılıçdaroğlu, yeni döneme ilişkin mesaj verirken, “Seçimlerde CHP aleyhine çalışanı affetmem. Kim partiye zarar verirse disipline sevk edeceğiz” dedi. Kılıçdaroğlu, listesinin delinmesinden ise memnun... CHP lideri kurultay konuşmasını Demirel’in beğendiğini ve tam metnini istediğini de söyledi

ABONE OL
Kıvanç El / VATAN

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önceki gece sabaha kadar süren kurultayın ardından VATAN Ankara Temsilcisi Bilal Çetin ve CHP Muhabiri Kıvanç El’i makamında kabul ederek sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu’nun mesajları şöyle:

- 98 kişilik liste hazırladınız bu listeden ayrı bir sarı liste çıktı, sizin olduğu iddia edildi. Çift liste çıkardınız mı?

Ben tek 98 kişilik liste çıkardım. Sarı liste ve diğerleri bana ait değildi. Ben de gördüm 10’u aşkın liste çıkarılmış.

- 98 kişilik listeniz Fikri Sağlar ve İlhan Cihaner ile delindi, bu durum sizi rahatsız etti mi?

Fikri Sağlar ve İlhan Cihaner’in listeyi delmesinden mutlu oldum. Demokrasi bu zaten...

- Listeniz yeni değil diye eleştirildi...

PM’nin tümünü yenilemek doğru değil, parti içi ve parlamentoyu dengelemek gerekiyor.

- MYK kaç kişi olacak 17 mi, 20 mi?

Karar vermedim. Önce listedeki profili göreyim. Şunu söyleyeyim. MYK’ya kim girerse vekilliği çantada keklik görmesin. Halka gitsin desteği alsın.

- Tekin ve Toprak’ın anlaşamadığı biliniyor. İkisi de MYK’da olacak mı?

İkisiyle de konuştum, uyarılarımı yaptım. Önce bir listeyi görelim. İkisine de ön yargım yok.

- Kurultay konuşmanız akademik bir dilde olduğu için eleştirildi?

Kurultay konuşmasını hazırlarken tabii düşündüm, AKP’yi tümüyle eleştiren, yanlışıklarını ortaya koyan bir konuşma mı, ufuk veren bir konuşma mı diye. Ufuk veren konuşma risklidir. Ben de risk aldım. Siz onlara bilgi toplumu anlatıyorsunuz. Konferans olsa konuşursunuz 100-200 kişiye. 20 bin kişinin olduğu yerde bu nasıl olacak? Bu riski alacağım dedim ve aldık. Partinin eğitim merkezine gittim, bir gün oturdum kafamdakileri söyledim arkadaşlara, onlar da yazıp hazırladılar, iyi konuşma çıktı ortaya.

- İktidar ‘biz konuşmuyoruz ama yapıyoruz’ diyebilir?

Tablet bilgisayarı yapıyorsan tamam ama yapamıyorsan pazarsındır. Tüketim toplumu olursan pazar ekonomisidir. Herkes üretir satar ama üretemezsiniz. AKP Türkiye’yi rant cumhuriyetine dönüştürdü. AKP üretim üssü yapmayı düşünmez. Türkiye Ortadoğu’nun en büyük otobüs üretim merkezi, ama biz dışarıdan alıyoruz. Gerçeklerin tabanca bilinmesini isteriz. Süleyman Demirel arayıp konuşmamın metnini istemiş. Konuşmamı da tebrik etti. Çok beğenmiş, “yollar mısın?” dedi. Ben de gönderdim.

- Konuşmanıza taban ne diyor?

Ben söyledim taban anladı hemen, değil tabii sloganlaştıracağız, tabana anlatacağız. Ben yapamam uzmanlar yapacak, sloganlaştıracak. Ecevit ‘ortanın solu’, ‘hakça düzen’ kavramlarıyla rüzgar yarattı. Bu rüzgarı yaratacağız. Üreten Türkiye temelinde istikrar yatar. İstihdama endeksli politika izlemeniz lazım. Ekonomi politikasının tümüyle değişmesi lazım. Ne yapacak, nasıl üreten Türkiye olacak? Söylemek kolay da nasıl üreten Türkiye? Bir, vergi politikanızı buna dönük yapacaksınız. Örneğin asgari ücret üzerinden vergiyi yüzde 1’e indireceksiniz. Bu nedir, bir maliyetleri düşürür, iki istihdamı arttırır. Önemli birşey. İki, para politikanızı bunun üzerine inşa edeceksiniz. Ne demektir o? Pahalı Türk Lirası. Çok değerli TL ithalatı cazip hale getirir. Bu para politikası üretmeyi, üreteni cezalandıran politikadır. Üç, bütçe politikanızı bunun üzerine inşa edeceksiniz. Dört, teşvik politikanızı bunun üzerine inşa edeceksiniz. Kim üretiyorsa onu teşvik edeceksiniz. Bilgi toplumuna geçiş, katma değeri yüksek olan ürünleri üreten alanlara özel teşvikler getireceksiniz. İnsan beyni dünyanın en stratejik maddesidir. Eğer eğitimde özgürleşmeyi ve bağımsız düşünmeyi ve sorgulamayı getirirseniz, bizim yakalamayacağımız hiçbir başarı yoktur. Bilgi toplumuna geçişteki en büyük engel 4+4+4 sistemidir ve Türkiye geriye gidecektir. Bedava kitap dağıtıyoruz, tablet dağıtıyoruz demekle bu iş olmaz. Akıllı tahta ile bu iş olmaz. Çocuğun düşünmesi lazım. Çocuğun doğasında var soru sormak, eğitimle soru sormanın önünü kesiyoruz biz. Yanlışlık buradan başlıyor zaten. Çocuğun doğasında, Allah’ın var ettiği o doğada çocuk dillenir dillenmez soru sorar devamlı. Şimdi biz onu eğittikçe nasıl soru soramasın haline getiriyoruz. Olmaz. Aklın özgürleşmesinin önüne fren getiriyoruz.

- Yaz döneminde vatandaşa kurultay mesajlarınızı mı anlatacaksınız?

Önce 3-4 gün dinlenmem lazım. Kurultayda dile getirdiğim konuları; Türkiye neden üretmek zorunda, neden bilim toplumu olmak zorunda anlatacağım. Hollanda Konya’dan küçük ama 80 milyar dolar tarım geliri var. Koca Türkiye’nin 12 milyar dolar... Bizim Konya neden Hollanda olmasın. Halka gitmeye Ramazan sonrası başlayacağız. Ramazan da iftarlarla geçer. Şanlıurfa’ya özel ekip kurup göndereceğiz.

- Yeni dönemde halkla iletişim kurmak nasıl olacak?

Parti Okulunu zaten bu amaçla açtık. Halkla iletişimi kurmak, partilileri eğitmek, ortak söylem geliştirmek. Bu bağlamda yapılıyor zaten. Biz zaten bunu yapıyoruz. Birebir ne kadar giderseniz gidin Türkiye büyük bir ülke. Medya gücü olmadan iletişimi kurmak bazen zor oluyor. Tabanımızın bir özelliği var, bizim tabanımız okuyor. Dolayısıyla çok fazla etkilenir medyadan. AKP’nin tabanı medyadan çok fazla etkilenmez. O medya ne yazarsa yazsın, ama bizim tabanımız gazeteyi alır o gün CHP eleştirisi varsa “tamam eyvah mahvolduk” falan diye çıkar.

- Partide disiplin süreci işleyecek mi? Mesela seçimlerde CHP’liler CHP’ye oy vermemişti.

CHP’nin üyesi var, sıfır oy çıkardık. Seçimlerde aleyhe çalışanı partide asla tutmam. Artık disiplin süreçleri işleyecek. Kim partiye zarar verirse disipline sevk edeceğiz. Aleyhe çalışmak diye birşey olmayacak. Bu hastalıktan bu partiyi temizleyeceğim. Bunda kararlıyım.

- Aydınları sert sözlerle eleştirdiniz. Aydınlardan olumlu veya olumsuz tepki geldi mi?

Olumlu da geldi, olumsuz da geldi. Şu tepki de geldi: ‘Senin dokunulmazlığın var, sen konuşuyorsun ama ben konuştuğum zaman benim dokunulmazlığım yok. O nedenle ben konuşmuyorum’ gibi bir iki eleştiri de geldi. Biz dokunulmazlığa karşıyız. Düşünce özgürlüğüne evet ama onun dışında dokunulmazlık olmaz. Zaten bunu söylüyoruz biz. Ama bir aydın konuşmak için dokunulmazlık zırhı istiyorsa o zaten aydın değildir. Aydın farklı birşeydir.

Eleştiri yapmamın nedeni de şu aslında, aydınları eleştirmek değil aslında o eleştiriyle aydınları yüreklendirmek istedim. Sesinizi gür çıkarın çünkü sizin topluma karşı öyle bir sorumluluğunuz var. Bir de şu; siyasetçi ne söylerse söylesin, ne kadar doğruları söylerse söylesin halk siyasetçiye bir marj koyar. İşin doğasında vardır. Ama aydın için aynı marjı koymaz. O bir şey söylediği zaman der ki, ‘Bu herhalde doğruyu söylüyor’. Siyasetçi söylediği zaman en azından oy vermemiş kişi ‘Bu söylüyor ama bir bakmamız lazım’ der. Ama aydın için aynı şeyi söylemez. Onun için aydınların her toplumda hem konumu farklıdır ve o konumun getirdiği sorumluluk vardır. O ikisini beraber götürmek zorundadır aydın. Her yerde diyelim ki Picasso’nun tablosunu bile yasakladılar. Potemkin zırhlısının müziğini yasakladılar. Notaları hala kayıptır. Şimdi bu nedir? Yönetime korkunun egemen olması demektir. Yönetim korktuğu için yasak getiriyor. Oysa yönetimin, siyasetin toplumu özgürleştirmesi lazım. Biz bunu yapıyoruz. Şöyle bir açmaza düştü bizim aydınlarımız: Bir taraftan konuşmadılar, bir taraftan korku toplumu söylemini çok fazla dile getirdik ve toplumu sanki çaresizliğe itmişiz gibi bir yapı çıktı ortaya. Herkes korkuyor; işadamı, sendikacısı, aydını, gazetecisi... Bu olmaz. Bu biraz da bizim kabahatimiz.

- Çok mu haksız korkmakta?

Karamsarlığı fazla işledik umutsuzmuşuz gibi bir algı çıktı ortaya. Oysa bu toplum en karanlık dönemlerinde bile mücadele etmiştir. O yüzden aydının söylemi çok önemli, çaresizlikten toplumu çıkarması lazım.



Dört maymun platformu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Vatan Gazetesi Ankara Temsilcisi Bilal Çetin ile CHP Muhabiri Kıvanç El’i makamında kabul ederek sorularını yanıtladı. Daha sonra OSTİM İşadamları Derneği Onursal Başkanı Mehmet Akyürek’in hediye ettiği “gördüm, duydum, konuştum ve yazdım” diyen “Dört Maymun Platformu” heykelciğini, Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in yaptığı İnönü büstünü ve engelli Muhammed Yalçın’ın tablosunu gösteren Kılıçdaroğlu, “Tablo çok hoşuma gidiyor. Onun için sergi açtık ve tablolarını aldık” diye konuştu.

Şehit cenazesi gelse de çözüme devam edelim

- Kürt sorunununda bir çağrı yaptınız. Bundan sonraki politikanız nedir?

Türkiye’nin en temel, köklü sorunlarından birisi bu sorun. Sorunun çözümünde toplumsal desteğin sağlanması lazım. Ana muhalefet partisi olarak katkı vermek için iktidara gittik. Oy kaygıysıyla çözülecek sorun değil. Sorunun çözümünde iklim çok önemli. Toplumsal barış sağlamanın yolu ona uygun iklimdir. Başbakan’ın yumuşak bir dil kullanması lazım. Medyanın katkı vermesi lazım. Karamsar değilim, bu iklimi yaratırsak sorun çözülür. Güncel sıcak terör olayından uzak düşünmemiz gerekir. Şehit cenazeleri geldi geri adım atalım, gelmedi ileri adım atalım denilmemeli. Bağımsız düşünmemiz lazım. Sorumluluk üstlenmeliyiz.

Bir bildiri vardır

- Leyla Zana ‘Başbakan çözer’ dedi. Sizce?

Kim çözüme katkı verirse memnun oluruz. Sayın Zana böyle çağrı yapıyorsa bir bildiği vardır mutlaka. Perde arkasında görüşmeler olabilir, bilmiyoruz.

- Devlet Bahçeli’ye gidecek misiniz?

Yeri ve zamanı olunca giderim. Akıl akıldan üstündür. Anayasa Komisyonu’nda bazı konularda teybi kapatıp uzlaşıyorlar. Ben yolsuzluk uzlaşma komisyonundayken teyp kapatılırdı. Aramızda bir araya gelerek çözebiliriz.

Fuar ile halkı ikna

- Nasıl bir yerel seçim stratejisi izleyecek bundan sonra partiniz?

Kurultaydan önce İstanbul’da nüfusu il ve ilçelerin CHP’li belediye başkanlarını topladık. Kendi yerel yönetimler stratejik öngörümüzü tartıştık orada. Bu sonbaharda İstanbul’da ‘Sosyal Demokrat Yerel Yönetimler Fuarı’nı açacağız. Güzel bir fuar açacağız. CHP’li belediyeler ne yapmış, ne yapıyor? AKP şöyle bir algıyı yerleştirmeye çalışıyor; “CHP’li belediyeler hiç bir şey yapmıyor, AKP’li belediyeler harıl harıl çalışıyor”. Tam tersini söylüyorum. CHP’li belediyeler çok iyi çalışıyor, AKP’Li belediyelerde çalışma çok az. Arzu ederlerse İzmir Büyükşehir ile İstanbul, Ankara Büyükşehir’i kıyaslayabiliriz. Bunu bu yerel yönetimler fuarıyla İstanbul’da yapacağız bunu. Orada bir Dünya Ticaret Merkezi var. Anadolu’dan da birçok insanın gelip gezeceğini düşünüyoruz. CHP’li belediyeler ne yaptı, ne yapıyorlar? Tipik örnek vereceğim size. AKP sağlıkta büyük değişim yaptık diyor değil mi? Nereye gitseniz cebinizden para ödüyorsunuz. Gitsinler bir de Bakırköy’e baksınlar. Kanser dahil eğer Bakırköy’de oturuyorsanız tüm sağlık harcamalarınıza hiçbir ücret ödemiyorsunuz.

Geleneksel Atatürkçülük kavramını kabul etmiyorum

CHP lideri Kılıçdaroğlu sosyal paylaşım sitesi twitter’dan yaptığı açıklamada, ’Geleneksel Atatürkçülük’ kavramını kabul etmediğini belirtti, nedenini de şöyle açıkladı: “Geleneksel Atatürkçülük kavramını kabul etmiyorum. Çünkü Atatürkçülük dinamizimdir, çağdaşlıktır. Statükoya hapsedilemez...”

Diğer Haberler

  1. TBMM'de yeni dönem başlıyor! Bakanlar için 'yemin' formülü
  2. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adaylığı ile ilgili AK Parti'li Çelik'ten net mesaj: Hiçbir engel yok
  3. Yılın ilk kabine toplantısı yarın yapılacak!
  4. Kılıçdaroğlu: Herkes Bay Kemal'i beklesin
  5. Kılıçdaroğlu'dan Meral Akşener'e İmamoğlu ve Yavaş cevabı: İçişlerimize karışılmamalı
  6. Bakan Çavuşoğlu’ndan Belçikalı mevkidaşına sert tepki!
  7. Bakan Soylu'dan İmamoğlu davasındaki kararla ilgili açıklama
  8. Bahçeli'den 'İmamoğlu kararı' açıklaması: Operasyonun hedefi CHP Genel Başkanı'dır
  9. Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı’na Sadettin Hülagü atandı
  10. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan’da

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.