Başbuğ'dan şok iddialar!
'Yalman'ın Kara Kuvvetleri'ne getirilmesi...'
Eski Genelkurmay Başkanı hazırladığı kitapta gündem yaratacak iddialarda bulundu. İlker Başbuğ, “Yalman’ın Kara Kuvvetleri’ne getirilmesi teamüllere aykırıydı, onun yerine Edip Başer gelseydi belki de bu davalar olmazdı” dedi.
Ergenekon hükümlüsü, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, tutuklanmasından hüküm verilene kadar geçen süreyi ve geçmişte yaşanan olayları kitaplaştırdı. Kaynak yayınlarından ‘Suçlamalara karşı gerçekler’ adıyla çıkacak kitapta Başbuğ, bilinmeyen birçok konuya açıklık getiriyor. Hatta bazı iddiaları ise yeni tartışmalara sebep olabilecek türden. İşte gündem yaratacak konulardan bazıları:
‘Bu davalar olmazdı’
2002 yılındaki atamalarda Orgeneral Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı olmuş ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ise Orgeneral Aytaç Yalman getirilmişti. Başbuğ kitabında Aytaç Yalman’ın aldığı görevin teamüllere aykırı olduğunu dikkat çekiyor ve Kara Kuvvetleri’ne gelmesi gereken Edip Başer’di, eğer o getirilmiş olsaydı, Ergenekon ya da Balyoz gibi davaların olmayacağını iddia ediyor.
‘TSK’da şaibe kalmasın’
Türkiye’nin unutamayacağı olaylardan biri de kozmik odanın aranması. Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla başlayan süreçte 27 Aralık 2009 Ankara Cumhuriyet Savcılığı kozmik odada arama talebinde bulundu. Talep reddedilince mahkeme kararı alındı. Başbuğ yaşananları şöyle anlatıyor: “(...) Ertesi gün Kara Kuvvetleri Komutanı ile birlikte, Başbakanlıktaki toplantıya katılındı. Durum anlatıldı, bizim aramadan endişe duymadığımız belirtildi. Aramanın yasalar gereği yapılmasının uygun olacağı bize bildirildi. İddia çok çirkindi. TSK üzerinde şaibe kalmaması için izin verilmesinin daha uygun olduğu kararına varıldı.”
‘CD’yi koyan bulunamadı’
Balyoz davasının en önemli kanıtları arasında 5 no’lu CD bulunuyor. Döşeme zemininde bulunan döküman ve 5 no’lu CD’yi oraya ancak askerler koyabilir. Bu döküman ve 5 no’lu CD oraya kim tarafından konulmuştur? Donanma Komutanlığı Savcılığı soruşturma açtı, ancak nedense bir sonuca ulaşılmadı. Bu odaya kimse giremez. Bu kişinin ortaya çıkartılması çok önemli ve aslında o kadar da zor değildir. Eğer bu CD’yi oraya kim tarafından konulduğu bulunabilseydi, Balyoz ve Ergenekon davalarının seyri değişirdi.”
Üstler, komutan vasfına sahip değil!
Balyoz davasıyla ilgili de çarpıcı bir yorum var. Özellikle dava sürecinde, 1. Ordu’nun, Kara Kuvvetleri’ne plan semineri toplantısı için izin istediği fakat kapsamdan dolayı önce izin verilmediği, bunun üzerine 1. Ordu tarafından ikinci kez izin istendiği tartışıldı. İkinci izin yazısına Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın cevap vermediği yine mahkeme tutanaklarına geçti. Bu konuyu Başbuğ kitabında şöyle değerlendiriyor: “Görüldüğü gibi 31 Ocak 2003 tarihli teklife bir cevap verilmemiştir. Bu durumda, üst komutanlıkların, ast komutanlıkları suçlamaya kalkması etik değildir. Ortada bir hata varsa, o hatayı da üst komutanlık üstlenmek durumundadır. Hele komutanların karargahlarını suçlamaya kalkması, onların komutanlık vasıflarına sahip olmadıklarının açık bir göstergesidir.