Bakan Çelik'ten 'dansöz karikatürü' yorumu
.
Salih Memecan’ın Kılıçdaroğlu’nu dansöz olarak gösteren karikatürüne AKP’den ilk eleştiri Hüseyin Çelik’ten geldi. Çelik’e göre şık olmayan davranışlardan biri de KCK
davasında Kürtçe’nin ‘anlaşılmayan bir dil’ diye kayıtlara geçirilmesi. Çelik “Bu ülkede milyonlarca insanın konuştuğu bir dilin böyle tanımlanması doğru değildir” dedi
ANKARA - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı:
DİYANET: Bir görevden alma söz konusu değildir. Gönüllü olarak bir görevin devri söz konusudur. Biliyorsunuz, Diyanet İşleri Başkanlığının teşkilat yasası çıktıktan sonra aslında bu hemen arkasından olabilecek bir şeydi. Hatta Başkan’la defalarca görüşmelerimizde bunun bir an önce yapılması gerektiğini söylüyordu. Görevler kaydı hayat şartıyla yapılmaz. Cumhurbaşkanı olsanız maksimum süre 7 yıldır, şimdi 5+ 5 var biliyorsunuz. Dolayısıyla sayın Diyanet İşleri Başkanımız 7,5 yılda kubbede hoş seda bırakarak, görevi devretmiştir.
İLKÖĞRETİMDE TÜRBAN: Sayın Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında bir görüş ayrılığı varmış gibi, meseleyi böyle pompalamayı tercih eden bazı meslektaşlarınız ve bazı siyasiler var. Bir kere bu ülkede din ve vicdan özgürlüğü konusunda, eğitim özgürlüğü konusunda, ben Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımız arasında bir görüş ayrılığı olduğu kanaatinde değilim.
DANSÖZ KARİKATÜRÜ: Salih Memecan yakın dostumdur. İstanbul’da kapısını çaldığım, ekmeğini yediğim, suyunu içtiğim, sohbet etmekten keyif aldığım bir insandır. Hanımefendi eşi de bizim partimizde milletvekilidir ve benim de Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcımdır. Fakat ben Memecan’ın yerinde olsam Sayın Kılıçdaroğlu’nu dansöze benzeten bir karikatürü yapmazdım, bu şık olmamıştır, doğru olmamıştır. Sayın Memecan kendisini şöyle ya da böyle savunabilir bu da Hüseyin Çelik olarak benim bakış açım. Bir siyasi parti liderine, ’siz U dönüşü yaptınız’ diyebilirsiniz, ’sözünüzden caydınız’ diyebilirsiniz, onu ’rüzgar gülüne’ de benzetebilirsiniz ama bir lideri tutup da dansöz olarak resmetmek, onu bu şekilde bir karikatür konusu yapmanın şık olmadığını düşünüyorum. Salih Memecan, kalemi kuvvetli olan bir karikatüristtir keşke başka bir şey yapsaydı.
KCK DAVASI: KCK’lılar, bu zihniyetin mensupları ideolojik şov yapıyorlar. Orada ideolojik gösteri yapıyorlar. Kendisi meramını rahatlıkla ifade edebilecek olan birisi, ısrarla meseleyi başka mecralara çekmeye çalışıyor. Burada iyi niyet söz konusu değil ama gelelim mahkemenin tavrına. Diyelim ki o salondaki birisi kötü niyetle de olsa savunmasını Kürtçe yaptı. Bunu tutup da eğer kayıtlara ’anlaşılmayan bir dilde konuştu’ diye geçirirseniz, bunun kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Bu ayıptır tek kelimeyle. Niye? Çünkü, sizin o anlaşılmayan dil dediğiniz, Türkiye’de milyonlarca vatandaşımızın ana dilidir. Kendi insanınıza saygı duymak zorundasınız. Mahkemeler yargılama yaparken millet adına yargılama yapar. Bütün mahkemeler yargılama yaparken Türk milleti adına diye karar verirken, kararını Türk milleti adına verir. Türk milleti dediğimiz kavram içerisinde sadece Türk ırkı yoktur, 73 milyonun hepsi vardır. Bu açıdan milyonlarca insanın ana dilini anlaşılmayan bir dil falan diye kayıtlara geçirmek, bence mahkeme açısından şık olmamıştır, yakışmamıştır, doğru olmamıştır.
ATATÜRKÇÜ GEÇİNENLER VAR: Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle andık. Türkiye’de milli lider olarak bütün toplum tarafından benimsenen Mustafa Kemal Atatürk, belli çevreler tarafından maalesef darbelerin ilham kaynağı, ötekileştirmenin bir aracı, kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi yaşamayan, hissetmeyen, hayatını kendisi gibi tanzim etmeyen insanlara karşı adeta bir tehdit unsuru olarak kullanılmıştır. Türkiye’de Atatürkçüler vardır. Maalesef Atatürkçü geçinenler vardır ve en kötüsü Atatürkçülükten geçinenler vardır.