AKP, İzmir’in peşini bırakmıyor CHP ‘ev sahibiyiz’ mesajı veriyor
.
İzmirli seçmen Kılıçdaroğlu’nun son dönemdeki Kürt sorunuyla ilgili konuşmalarını yorumlamaktan kaçınıyor ama Mustafa Balbay’ın adaylığından memnun. AKP parti İzmir’le ilgili hedefini dile getirmiyor; 2007’den daha iyi bir sonuç bekliyor...
Başka kentteki “simit”, İzmir’de “gevrek”tir. Başka kentteki “mısır”, İzmir’de “darı”dır. Özellikle iktidar partisi, İzmir ve İzmirli’nin farklı olduğunun farkındadır. Ama Erzincan ve İstanbul milletvekili 2 bakanını İzmir’e kaydırarak çalışmalarını yüksek tempoda sürdüren AKP’nin, İzmir seçmeninin şifrelerini çözmede zorlandığı görülüyor. İzmir seçmeninin “tepkisel” duruşu kadar, güçlü bir “siyasal” duruşunun da olması AKP’yi biraz yormuş. İzmir seçmeninin, bakan adayların İzmir dışından olduklarını sürekli hatırlatması dikkat çekiyor. Muhalefet de bunu “AKP’nin ithal adayları/ turistik adaylar” ifadeleriyle meydana taşıyor. İzmirli seçmenin “kendine güvenli tavrı”na dikkat çeken AKP’nin İzmir adayı eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım İzmir seçmenini şöyle anlatıyor: “Talepleri olanlar, tenkitleri olanlar var. Bunu medeni ölçülerde çok rencide etmeden yapıyorlar. Bu yönüyle bir kere İzmir takdire şayan bir şehir. İnsanların özgüveni çok yüksek. Ama düşündüğün zaman, bu misafirdir yahut bakandır, milletvekilidir, diyerek hiç öyle kabul etmeden, dümdüz öyle söyleyebiliyor. Belki de İzmir’i farklı yapan bu özelliğidir.”
Yıldırım’dan ‘35 sarışın’ tepkisi
Nisan ayında seçim çalışmaları planlanırken, AKP il örgütünde yönetim kurulu üyesi bazı isimler İzmirli’nin AKP’ye dönük endişesini yoketmek üzere “İzmirli 35 kadını toplayalım, onları Başbakan Erdoğan’a götürelim, endişelerini anlatsınlar. Biz de AKP olarak İzmir’in yaşam biçimine bir tehdit olmadığımızı anlatalım” diye ifade edilen bir proje geliştirmişler. Projenin adı, çarpıcı olacağı düşünülerek “35 sarışın kadın” projesi olarak açıklanmış. Ancak bunun bir toplantıyla kamuoyuna duyurulmasının ardından İzmir’de kıyamet kopmuş. İzmir “Burada nasıl bir ima var” diyerek büyük tepki göstermiş. Bunun üzerine projenin bambaşka bir anlama yolaçağını anlayan yöneticiler projeden vazgeçmiş, hatta projeyi inkar yoluna gitmiş. Muhalefet de yüklenince AKP zor durumda kalmış. İzmirli seçmen 1.5 ay önce yaşanan bu olayı hala unutmuş değil. Muhalefet de seçim konuşmalarında sık sık bu olayı hatırlatıyor. MHP de CHP de “Kadınlarımıza 35 sarışın denilerek anlayışlarını ortaya koydular” diyor.
Olayı sorduğumuz AKP adayı Binali Yıldırım da büyük tepki vererek, çok sert konuşuyor:
“Bizim gündemimizde böyle bir düşünce olmaz. Sarışın da var, esmer de var, kadın da var, erkek de var, yaşlı da var. Bu bizim insana bakışımıza ters bir şey. Birisi, bir aklıevvellik etmiş, bir laf etmiş, sırtımıza, bizim üzerimize kalmış. Benim kampanyamda hiç öyle bir şey yok. Yani böyle saçma sapan işlerle uğraşacak vaktimiz de yok bizim. Böyle yapmacık bir şey olur mu yani? Defile mi yapıyoruz? Aptalca birşey yani. Bu istismara da müsait bir şey.”
‘İdeolojik söylemlerle İzmir’in vakti çalınıyor’
AKP’nin özellikle bakan adayları seçmenle her buluşmalarında yapacakları projelerden, getirecekleri hizmetlerden sözediyor. Bakanlar, kampanyalarının başından beri polemiğe dayalı siyaset yapmak yerine, projelerini anlatmayı tercih etmiş. Ancak İzmir seçmeni de bakanlara tepkisini bu noktada veriyor; başta kadın seçmenler olmak üzere projeleri sıralayan Bakanlara doğrudan, “Peki 9 yıldır neredeydiniz?” sorusunu soruyor. AKP adayı eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım bu durumu şöyle değerlendirdi: “Seçmenin bu sözünde şaşacak bir şey yok. Seçmeni de yadırgamıyorum, ayıplamıyorum. Çünkü bu söylem de rakiplerimiz tarafından ortaya atıldı. İzmir çevre yolu 30 yıldır şehir efsanesi haline gelmiş bir proje. İzmir çevre yolunu geldik tamamladık, hizmete soktuk. Bu proje tek başına 1.4 katrilyonluk bir proje. Raylı sistem İzmir’in en büyük raylı sistemi 80 km,12 katrilyonluk, belediyeyle ortak gerçekleştirdiğimiz toplu ulaşım projesi. Adnan Menderes Havameydanı köy meydanına benziyordu. Şimdi Avrupa’nın en iyi limanlarından biri haline geldi. Uçuş sayısı 2.5 milyondu, 7.5 milyon oldu. Biz İzmir’e hizmet yapmasak bu nasıl olacak?” Yıldırım, “İzmir enternasyonel fuarı denilince Anadolu’nun köylerinde bile biliniyordu. İzmir İktisat Kongresi... Türkiye’nin kaderine karar verilen bir şehir, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki önemini bile koruyamaz hale gelmiş. Her alanda İzmir yavaşlıyor, ilerlemesini sürdüremiyor. Bunun sebebi İzmir’de siyasetin hizmete baskın olması. Siyasi, ideolojik söylemlerle İzmir’in vakti çalınıyor. Biz artık bu gidişi durdurmaya kararlıyız. Bizim İzmir’e hizmet sözümüz var.”
İzmirli Yıldırım’a yakın...
Lafını esirgemeyen İzmirli seçmen, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın eski sol siyaset günlerini de satır aralarında vurgulayarak eleştirirken, iki bakanlı AKP listesi içinde “iş yapan bakan” olarak nitelediği Yıldırım’a daha yakın duruyor.
‘BİZ DE 4 İZMİRLİ SARIŞINIZ’
CHP adayları Alaattin Yüksel, Turgay Bozoğlu, Hülya Güven, Ebru Okay seçime birkaç gün kala büyük bir neşe içinde seçmenle buluşuyorlar. Yüksel’le Buca’da yürütülen seçim çalışmalarını izlerken, bir pastanede çay içen 4 sarışın kadın seçmen yanımıza gelerek, oylarının rengini söylediler. AKP’nin 35 sarışın projesini hatırlatan kadınlardan Burcu Durmaz, “Biz Buca’nın eskiden beri sarışın olan kadınlarıyız. Oyumuz da belli” dediler.
‘Belediye operasyonu CHP’yi güçlendirdi’
İzmirli seçmende sert tepkiye neden oluyor. İzmirli seçmenin yüksek siyasi birikim ve bilincini dikkate almayan AKPli adayların, İzmir’i herhangi bir kent gibi görme yanlışına düştükleri görüşü yaygın. CHP adayı ve Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel, bu durumu şöyle anlatıyor: “ Adil bir seçim yarışı değil bu. Biz devletin gücüyle mücadele ediyoruz. Devletin Valisi’ni bile yanlarına alıp seçim çalışmasına çıkıyorlar. Şu anda hiçbir yasak yok AKP için. Devletin bütün kurumları ellerinde, yasak masak tanımıyorlar. Ama bütün İzmirli bunun farkında. Öyle olunca mazlum olan, mağdur olan biziz, İzmirli daha çok bize sahip çıkıyor.”
İzmir’in çılgın rakamları
CHP adayı Alaattin Yüksel, AKP’nin çılgın projelerine gönderme yaparak, “AKP’nin çıldırtan rakamlarını söyleyeyim” diyor ve şöyle diyor:
“2010 yılında İzmirliler 23.5 milyar lira vergi ödemiş devlete. Kamunun bütçesine bunun karşılığında 457 milyon lira kamu yatırımı almış. Bu bir faciadır. Tüm maaşlar, cari giderler falan toplamı İzmir’e verilen 5 milyar lira. 2000 yılında kişi başına düşen yatırım miktarı sıralamasında İzmir 81 il arasında 17. sıradaydı. 2010’da 81 il arasında 74. sıradayız biz. Kişi başına düşen yatırım miktarı 115 lira. Ankara’da 260 lira, İstanbul’da 283 lira, iki misli yatırım alıyorlar. Şimdi ‘bize oy verirseniz bu yatırım miktarı artacak’ diyorlar. Vizyonları da o kadar dar ki, ‘10 yılda 25 milyar aktaracağız İzmir’e’ diyorlar. Yılda 450 milyona düşmüş yatırımı ‘2.5 milyara yükselteceğiz’ diyor. Oysa İzmir bunu 1 senede ödüyor devlete. Bizim hakkımız yıllardır ihmal edilmiş bir kent olarak bu verdiğimiz tutarı 1 yılda geri almaktır.”
Kısa bir süre önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan operasyon, CHP’nin seçmen tabanında büyük tepki yaratmış durumda. Bu olayla ilgili tepkinin doğrudan adresi de hükümet olmuş. Bazı CHPliler, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun hizmetlerine dönük eleştirilerin arttığı, belediyenin başarısıyla ilgili tartışmaların yoğunlaştığı bir dönemde, CHP’nin olası bir oy kaybının da bu operasyonla birlikte ortadan kalktığını savunuyorlar. CHP adayı Alaattin Yüksel son durumu şöyle anlatıyor:
Aleyhine oluyor
“50 gün önce çok ciddi bir çalışma yaptırdık. CHP yüzde 54 olarak görülüyordu. Bu belediyeye baskından önceydi. Seçime yakın seçim sonuçlarını değiştirmeye yakın her şeyi kullanıyor AKP. Baskınlarla korkutmayla... Ama İzmir’de yaptıkları her şey İzmir’de ters tepiyor. Onların aleyhine oluyor.”
İzmir, Balbay’ın adaylığından çok memnun
İzmirli seçmenin Kılıçdaroğlu’yla ilgili sorulara verdiği yanıtlar bir hayli ilginç. İzmir’in CHPli seçmeni “ulusalcı” kimliği öne çıkmış bir profil taşıyor. Böyle olunca da, seçmenin önemli bir kısmı, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun son dönemde Kürt sorunuyla ilgili kimi tespit ve konuşmaları için yorum yapmaktan kaçınıyor. Ama Silivri’de tutuklu olan Mustafa Balbay’ın aday gösterilmesinden memnun.
CHP milletvekili sayısını en az 15 hedefliyor
İzmir genelinde 2007 genel seçimlerinde yüzde 35 oy oranına ulaşan CHP, 2009 yılı il genel meclisinde ise yüzde 48.3 oy oranına çıktı. Bu seçimlerde CHP, İzmir’den aldığı oyları yüzde 50’nin üzerine çıkartmayı hedefliyor. Halen İzmir’den 11 milletvekili bulunan CHP, vekil sayısını en az 15 olmasını hedefliyor. Ancak bir hesaba göre milletvekili sayısı 17’ye ulaşabileceğini de umuyor.
AKP de 2007 seçiminden daha iyi sonuç bekliyor
Binali Yıldırım, İzmir’de seçim sonuçları için bir hedef dile getirmiyor. Yıldırım, “Elbette bir hedefimiz var ama bunu telaffuz etmeyeceğiz. Ancak çok iyi bir sonuç beklediğimizi söyleyeyim” diyor. 2002’de 8 olan milletvekili sayısını 2007’de 9’a çıkaran AKP’nin bu seçimde 10’dan fazla milletvekili çıkarmayı hedeflediği konuşuluyor.
İzmirli ‘kaset’ olayından MHP’yi mağdur gördü
Türkiye’nin son dönemde siyasi gündemini belirleyen 10 MHP’liyle ilgili “kaset olayı”, İzmir’de de ilginç bir sonuç yaratmış görünüyor. Hangi semtte olursa olsun İzmir seçmeni bu kasetlerle ilgili sorulara sert tepki gösteriyor. “Olay ortaya çıkarılana kadar sorumluluğun Hükümete ait olduğu” yorumunu yapanlar çoğunlukta. Gelişmeyi MHP’nin İzmir milletvekil adayı Oktay Vural şöyle değerlendiriyor: “Bu senaryoyu ve komployu hazırlayanların istedikleri yönde bir gelişme olmamasını şuna bağlıyorum. Çok ciddi bir korku imparatorluğu oluşturdular. Bu olay, baskıcı, şantajcı bir hükümetin artık hangi siyasi şantajlara kadar varabileceği konusunda bir uyarıcılık yaptı. Bir devlet operasyonu olduğunun farkına vardı. Bu kadar büyük bir güçten rahatsız olmaya başladı vatandaş.”
‘Fren koyulmalı...’
Vural sözlerini şöyle sürdürüyor: “Başbakan’ın konuşmaları...’Bitaraf olan bertaraf olur’ demesi, medyaya dükkan senin değil mi, at işten demesi... Vatandaş bu güçle rekabet edecek olan bir gücün Meclis’te tutunması gerektiğine inandı, çünkü buna bir fren koymak lazım. Aksi takdirde gidiyor yani. Gemi azığa almışlar artık. İzmirli Ali kıran baş keseni sevmez. İlerde anayasayı sadece 1 partinin anayasası gibi değiştirmek isteyenlere karşı MHP’nin varlığının bir garanti olacağı kanaati uyandı.
Yani hem tepkisellik hem siyasal bir duruş var. Seçmende MHP’de birtakım insanların yaptığı yanlışlıklara rağmen bunu bir kitleye maletmeyen çok ciddi bir sağduyu oluştu.”
YARIN: İSTANBUL NE DİYOR?