AK Parti Sözcüsü Çelik'ten önemli açıklamalar
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik "Sayın Cumhurbaşkanımız, bütün birim başkanlarına, beldelerde, ilçelerde ve illerde vatandaşımızın bize verdiği mesajın tam olarak anlaşılması için tüm çalışmaların yapılması talimatını vermiştir" dedi. Çelik, 'İstanbul seçimleri açısından sonuç berraklaşmamıştır. Onun için olağanüstü itiraz yoluna başvurulacaktır" ifadelerini kullandı. İmamoğlu'nun medyaya yönelik sözlerini de eleştiren Çelik, "CHP adayının medya ailelerini tehdit etmesinden dolayı özür dilemeye davet ediyoruz" şeklinde konuştu.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanımız bütün birim başkanlarına, beldelerde, ilçelerde ve illerde vatandaşımızın bize verdiği mesajın tam olarak anlaşılması için tüm çalışmaların yapılması talimatını vermiştir." dedi.
Çelik, parti genel merkezinde AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.
Seçimden sonraki ilk Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısını da cuma günü gerçekleştireceklerini söyleyen Çelik, "Cumhurbaşkanımız bugünkü MYK toplantımıza başlarken seçimlerle ilgili kapsamlı bir değerlendirme yapmıştır. Bu değerlendirmenin özü 15. kez seçimlerden bizi birinci çıkaran, hem partimizi birinci çıkaran, hem Cumhur İttifakı'nı birinci çıkaran aziz milletimize teşekkürle doludur." diye konuştu.
Bu başarının, dünya demokrasi tarihine geçecek bir başarı olduğunu vurgulayan Çelik, demokrasi tarihinin kendi içerisinde birtakım genel geçer sonuçları olduğunu, bunlardan birinin iktidardaki partilerin yıpranması muhalefetteki partilerin büyümeleri olduğunu belirtti.
AK Parti'nin sürekli büyümekte ve milletle bağını korumakta olduğuna işaret eden Çelik, "Buna karşın muhalefetteki başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere partilerse sürekli olarak muhalefette olmalarına rağmen daha çok milletin sesini, sözünü dillendireceklerine başka işlerle meşgul oldukları için bu teveccühten giderek uzaklaşmaktadırlar." diye konuştu.
Dünya genelinde de benzer başarılar sağlayan partilere ilişkin incelemeler yapıldığına işaret eden Çelik, "Bütün bu başarının ortaya çıkmasını sağlayan şey, aziz milletimizin, vatandaşlarımızın büyük desteğidir. Bu desteğe layık olmak için, bu desteği sürdürebilmek için AK Parti sürekli olarak milletle bağını nasıl koruyacağını, milletin sesine nasıl ses olabileceğini, sözünü daha çok nasıl siyasete çevirebileceğini çeşitli birimleri vasıtasıyla değerlendirir." dedi.
Çelik, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız, bugünkü verdiği talimatlarda özetle bütün birim başkanlarına, beldelerde, ilçelerde ve illerde vatandaşımızın bize verdiği mesajın tam olarak anlaşılması için tüm çalışmaların yapılması talimatını vermiştir. Bütün birimler kendi bakış açılarından vatandaşımız bize ne mesaj vermiştir, bizden ne beklemektedir, vatandaşımızın memnun olmadığı ve olduğu konular hangisidir, bundan sonraki beklentileri ne şekildedir, bundan sonra milletle bağını koruyan milletin ruh köküne bağlı olan bir siyasi hareket olarak siyasetimizi nasıl şekillendirmeli, nasıl yönetmeliyiz bunların daha iyi anlaşılması için bütün birimlere talimat vermiştir."
Bu çerçevede bütün birimlerin bu talimatları yaparak değerlendireceklerini anlatan Çelik, bugün şimdiye kadar seçim süresince yapılan çalışmalarla ilgili bir değerlendirme sunumu yapılacağını söyledi.
Yerel Yönetimler Başkanlığı ve Seçim İşleri Başkanlığının da birer sunum yapacağını dile getiren Çelik, seçim sonuçlarının en önemlilerinden birinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yerel yönetim seçimleriyle millet tarafından onaylanması olduğunu ifade etti.
Çelik, "Seçime giderken geçmişte Meclis Başkanlığı yapmış, merkez sağın içerisinde yer almış ama merkez sağ içerisinde yer alırken sürekli vesayet kurumlarıyla ilişki kurmuş bir şahıs bu seçimin parlamenter sistemin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden intikam alacağı bir seçim olduğu şeklinde maalesef demokrasi tarihine utanç olarak geçebilecek, bir siyaset adamına kara leke olarak dönebilecek bir ifadede bulunmuştu." dedi.
Parlamenter sistemin, başkanlık sisteminin ve yarı başkanlık sisteminin meşru sistemler olduğuna işaret eden Çelik, "Bu sistemleri birbiriyle intikam ilişkisi içerisine sokmak son derece yanlıştır." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmesinin bir tarihi olduğunu söyleyen Çelik, daha önce iktidara gelen tüm devlet adamlarının bunu dile getirdiğini anımsattı.
Parlamenter sistemde Türkiye'nin istikrar sağlayamadığını belirten Çelik, o dönemde kurulan hükümetlerin ömrünün kısa olduğunu söyledi.
Dağınık ve istikrarsız yapının Türkiye'yi sürekli olarak geriye götürdüğünü anlatan Çelik, "Bu sistem değişikliği ihtiyacını her zaman için birileri rejim değişikliği gibi sunmaya çalışıp kilitlediler. Türkiye'de ne zaman sistem değişikliği olsa bunu rejim değişikliği gibi sunanların kötü alışkanlıkları her zaman görüldü. Ama vatandaşımız da istikrarın kazanımlarını, Türkiye'de çeşitli konulardaki zaman kaybının telafisini net bir şekilde gördüğü için bu sistem değişikliğine büyük bir destek verdi ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmiş olduk." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk sınavını genel seçimlerde büyük başarıyla verdiğini söyleyen Çelik, şöyle devam etti:
"Şimdi de büyük bir oranla başarıyla birinci çıkarak Cumhur İttifakı bu aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yerel seçimler düzeyinde de bu desteğin verilmesi anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu intikamdan bahsedenler yanlış bir biçimde bir sistem değişikliğini intikam gibi sunmaya çalışanlar aynı zamanda milletten gerekli dersi, gerekli cevabı da almış oldular. Türkiye sistem değişikliğini gerçekleştirdi, bu sistem referandumda, genel seçimde ve yerel seçimde milletimizin teveccühüyle üst üste onaylandı."
"Siyasetin öznesi vatandaşımızdır"
Sistemin yüksek bir meşruiyetle yoluna devam edeceğini vurgulayan Çelik, "Yeni dönemde de bunun belediyelerin, devletin çalışmasına yansımasını daha kuvvetli bir şekilde zaman geçtikçe göreceğiz. En önemlisi şudur; siyasetin öznesi, devletin öznesi birtakım kurumlar, birtakım oligarşik gruplar değil vatandaşımızdır." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği talimat çerçevesinde tüm çalışmaların gerçekleştirileceğini belirten Çelik, hiç aksatmadan tüm parti birimlerinin ve herkesin faaliyetlerini sürdürdüğünü bildirdi.
Çelik, "Cumhurbaşkanımız siyasetin temel ilkesi olarak milletle AK Parti'nin bağının korunmasını bir Genel Başkan olarak fevkalade önemsemektedir. Bu çerçevede de bu verdiği talimatlar, birimler tarafından yerine getirilirken aynı şekilde 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı yapılacaktır. Bu toplantı 26-27-28 Nisan tarihinde Kızılcahamam'da gerçekleşecektir." dedi.
Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilecek toplantıya MYK ve MKYK üyeleri, kabine üyeleri, kadın ve gençlik kolları MYK'ları, il başkanları, il kadın ve gençlik kolları başkanları, büyükşehir belediye başkanlarının katılacağını söyleyen Çelik, "Aynı şekilde büyükşehir belediye meclis başkanvekilleri toplantıya davet ediliyor. İl belediye başkanları katılacak, il genel meclis başkanları katılacak, ilçe belediye başkanları ve belde belediye başkanları toplantıya davet edilecektir. Böylece yeni seçilmiş belediye başkanlarıyla henüz üzerinden bir ay bile geçmeden seçimlerin bu değerlendirme kapsamlı bir şekilde yapılacaktır. Cumhurbaşkanımızın açıkladığı manifestodaki ilkelerin yerine gelmesinin beldeler, ilçeler ve iller düzeyinde takibi bu toplantıyla birlikte başlayacaktır. Bunun nasıl gerçekleşeceğine dair stratejiler net bir şekilde konuşulacaktır." dedi.
Saadet Yüksel'e kutlama
Doç. Dr. Saadet Yüksel'i Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) hakimliğine seçilmesinden dolayı tebrik eden Çelik, Yüksel'in Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulunda gerçekleşen seçimde 111 oy aldığını ve 9 yıl süreyle bu görevi yapacağını söyledi.
İnsan hakları yargısının insanlığın bugünü ve geleceği açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
"İnsan hakları yargısının yargısal aktivizm dediğimiz birtakım siyasi mülahazalardan ya da birtakım yargısal vesayet unsurlarından uzak olarak icra edilmesi şu anda dünyada referans verilebilecek en önemli alanlardan birisi olması bakımından son derece önemlidir. İnsan hakları yargısına önümüzdeki dönemde daha çok ihtiyaç duyulacağı değerlendiriliyor. Çünkü dünyadaki bilinen konsensüs biçimleri, dünyadaki bilinen birlik biçimleri sona eriyor. Maalesef istisnaların kural haline geldiği, İsrail örneğinde olduğu gibi uluslararası hukuka karşı pervasız yaklaşımların daha güçlü bir şekilde ortaya ortaya koyulduğu bir dönemde insan hakları yargısı, vatandaşın, bireyin korunması çok daha önemli bir hale gelecek."
İnsan hakları yargısından ve insan hakları mücadelesinin doğal neticesi olarak çıkmış prensiplerin, hukuk ilkelerinin korunmasının önemli olduğunu söyleyen Çelik, "Bunun birtakım çifte standartlara mahkum edilmemesi, devletlerin içişlerine müdahale gibi bir manivela olarak kullanılmaması son derece önemsediğimiz bir husustur. Umuyoruz ki önümüzdeki dönemde Saadet Hanım'ın katkılarıyla birlikte bu prensiplerin korunmasına Türkiye'den seçilmiş bir hakim olarak büyük katkıları olacaktır." dedi.
Çelik'in açıklamaları şöyle:
Dünya demokrasi tarihine geçecek bir başarıdır bu. AK Parti 15’inci kez büyük milletimizin teveccühüne layık olarak seçimlerden birinci çıkmıştır. Demokrasi tarihinin kendi içerisinde bir takım genel geçer algıları vardır. Bunlardan bir tanesi; iktidardaki parti ya da partiler yıpranır, muhalefetteki partiler büyür. Ama belki de dünya demokrasi tarihine geçecek şekilde, sürekli iktidardaki parti olan AK Parti büyümekte, milletle bağını kopartmamaktadır.
"CUMHURBAŞKANI 'MESAJ ALINSIN' TALİMATI VERDİ"
Buna karşın muhalefetteki partiler ise muhalefette olmalarına rağmen daha çok milletin sözünü dillendireceklerine başka işlerle meşgul oldukları için… Çeşitli yerlerde bununla ilgili incelemeler yapılır. Mesela Japonya’da yapılır… AK Parti açısından ise başlı başına çalışma yapılmasını gerektirecek kadar başarı örneğidir bu. Bu desteğe layık olmak için, AK Parti sürekli olarak milletle bağını nasıl güçlendireceğini çeşitli birimlerle değerlendirir.
Sayın Cumhurbaşkanımız, beldelerde, illerde, ilçelerde vatandaşın verdiği mesajın tam olarak anlaşılması için araştırma talimatı vermiştir. Vatandaşımızın memnun olmadığı konular hangisidir? Beklentileri ne şekildedir? Milletin ruh köküne bağlı siyasi hareket olarak siyasetimizi nasıl yönetmeliyiz? Bunun anlaşılması için bütün birimlere talimat vermiştir. Bugün şimdiye kadar seçim sürecinde yapılan çalışmalarla ilgili olarak değerlendirme sunumu yapılacaktır.
"YENİ DÖNEMDE DE BUNUN BELEDİYELERE, DEVLETİN ÇALIŞMALARINA YANSIMASINI GÖRECEĞİZ"
Türkiye sistem değişikliğini gerçekleştirdi. Referandumda, genel seçimde ve yerel seçimde üst üste onaylandı. Bu sistem yoluna devam edecektir. Yeni dönemde de bunun belediyelere, devletin çalışmalarına yansımasını göreceğiz. Siyasetin öznesi, devletin öznesi bir takım gruplar değil, vatandaşımızdır. Hükümetin kurulması için yüzde 50 oy alması gerekiyor.
Tabi bizim geleneğimizdir. Cumhurbaşkanımızın birimlere verdiği talimat çerçevesinde biz bu çalışmaları gerçekleştireceğiz. Aynı şekilde hiç aksamaksızın gerek parti olarak faaliyeti sürmektedir. Cumhurbaşkanımız faaliyetlerini sürdürdüğü gibi; gördünüz Rusya ziyareti oldu, Bolivya Başkanını kabul ettiler, bugün Gölbaşı’ndaydı.
"26-27-28 NİSAN'DA İSTİŞARE VE DEĞERLENDİRME TOPLANTISI YAPILACAK"
Bu verdiği talimatlar birimler tarafından yerine getirilirken, 28’inci istişare ve değerlendirme toplantısı yapılacaktır. 26-27-28 Nisan’da Kızılcahamam’da gerçekleştirilecektir. Toplantıya MYK MKYK üyeleri, Bakanlar Kurulu, gençlik kolları MYK’sı, kadın kolları MYK’sı, büyükşehir belediye başkanlarımız, il belediye başkanları katılacak, ilçe belediye başkanları ve belde belediye başkanları toplantıya davet edilecektir. Böylece henüz bir ay bile geçmeden bu değerlendirme kapsamlı şekilde yapılacaktır.
AİHM'YE TÜRK YARGIÇ
Saadet Yüksel’i AİHM hakimi seçilmesini tebrik ediyoruz. Saadet hanımı kutluyoruz. İnsan hakları yargısının, yargısal aktivizm dediğimiz bir takım siyaset mülahazalardan uzak olarak icra edilmesi, dünyada referans verilen en önemli alanlardan birisi olması nedeniyle önemlidir.
İsrail örneğinde olduğu gibi uluslararası hukuka karşı pervasız uygulamaların olduğu dönemde, insan hakları yargısı önemli hale gelecek. Umuyoruz ki önümüzdeki dönemde bu prensiplerin korumasına Türkiye’den seçilmiş bir hakim olarak büyük bir katkısı olacaktır.
İSRAİL SEÇİMLERİ
Neticenin Cuma günü ortaya çıkacağı söyleniyor. Yakın şekilde takip ediyoruz. Maalesef Filistinlilere düşmanlık yönünde hepsinin arasında bir yarış olduğunu görüyoruz. Filistinlilerin haklarına tecavüz eden, uluslararası hukuku ve BM kararlarını hiçe sayan yaklaşım genel kural haline gelmiştir. Netanyahu da yolsuzlukları unutturmak için Batı Şeria’daki işgali meşrulaştıracağına dair yaklaşımda bulundu.
Maalesef tabi bunun gerisinde ABD Başkanı'nın Kudüs kararı ve Golan Tepeleri konusunda pervasız yaklaşımları cesaretlendirmesi vardır. Önümüzdeki dönemde daha sağ duyulu şekilde ilerlemesi için Türkiye gerekli girişimi yapacak. Yanlış olan Kudüs, Golan Tepeleri konusunda seslerini yüksek şekilde çıkartmalarını ve aynı zamanda eylem olarak ortaya koymasını bekliyoruz.
İTALYA MECLİSİ'NE 1915 ÖNERGESİ
İtalya parlamentosuna 1915’te yaşanan olaylarla ilgili bir karar tasarısı gönderildi. Dışarıdaki diasporanın, Ermeni diasporasının yeni bir adımı bu. Bu önergeyi şiddetle kınıyoruz. Gereken açıklamalar da yapılmıştır. Bazı İtalyan makamlarının, katliamlarla önyargısız şekilde hesaplaşılması yönünde açıklamasıdır.
Ermeni diasporasının hiçbir şekilde bu ilişkilerin normalleşmesini istemeyen diasporanın oyununa geliyorsunuz. Katliamlarla yüzleşmekten bahsediyorsanız, kendi tarihinizle uğraşın diyoruz. Örneğin Libya’da 1911’den 1940’a kadar yaptığınız eylemlerle yüzleşmenizde bir fayda vardır. Sömürgeciliğin imza attığı acılar konusunda duyarlılık konusunda katkı sağlayacaktır. Kurduğunuz kamplarda yüz binlerce Afrikalı Müslüman hayatını kaybetmiştir. Sirenayka halkı katliamdan, büyük bir zulümden geçmiştir. 225 bin kişilik Sirenayka halkının dörtte biri hayatını kaybetmiştir. Burada kimyasal silah kullanımı, teslim olan savaş esirlerinin bile öldürülmesi, kimyasal bir takım gazların kullanılması gibi son derece vahim işlere imza atılmıştır. 100 bin Sirenaykalı zorla yerlerinden çıkarılarak etnik temizlik yapılmıştır. Eğer bu konuda yüzleşmelerin tarihe, insanlığa katkıda bulunacağını söylüyorsanız lütfen bunlarla yüzleşin. Başka devletlerin tarihini kurcalamayı bir kenara bırakın. Kaçan direnişçilere zehirli hardal bombası attınız. 1941’de 300 bin kişiyi katlettiniz.
"BU, İLİŞKİLERE SİS BOMBASI ATMAKTIR, UYARIYORUZ"
Cumhurbaşkanımız çağrı yapmıştı. “Gelin arşivleri açalım” diye. Tarihçilerin halkların diyalog geliştirmesi gereken konularda bu şekilde yaklaşımların ilişkilere sis bombası atma haline geldiği konusunda bir kere daha uyarıyoruz.
Ayrıca bunlar her türlü normalleşmeyi de engellemektedir. Bu Ermenistan’da yaşayan Ermenilere verdiği en büyük zarardır. Çünkü soykırım ekonomisinden beslenen çıkar gruplarıyla Ermeniler arasında doğrudan bir ilişki yoktur.
İtalyan dostlarımıza hatırlatıyoruz. Önümüzdeki dönemde göç krizi, NATO, terörle mücadele başta olmak üzere pek çok işbirliği gereken konular vardır. Siyasetin varlık sebebi maliyetleri azaltmaktır. Bu şekilde Türk İtalyan ilişkilerinde geri dönülmez hasarlara yol açabilecek, geçmişi yanlış kurcalayan bu tutumun yanlış olduğu bir kere daha sağ duyu ile hatırlatıyoruz.
İSTANBUL SEÇİMLERİ
Geçersiz oyların sayılmasıyla birlikte fark 14 binlere düştü. Binde ikilik farkın olduğu seçimde bu şekilde durumun berraklaşması gerekiyor. Arkadaşlarımız tüm sandıkların sayılması talebinde bulundular. Maalesef bu talebimiz kabul edilmedi. Avrupa’nın başkenti sayılabilecek bir yerde, bu kadar seçmen kitlesi varken; böyle bir durumda o koltuğa tartışmasız biçimde oturması gerekir.
29 binden olan fark 14 bine kısa bir sayım neticesinde düştü. Burada ortaya konulan iddialar, arkadaşlarımızın belgelerle ortaya koyduğu iddialar oyların tamamen sayılmasının vatandaşın iradesi açısından önemliydi. Reddedilmesi berraklaştırmadı, daha kaotik bir durum ortaya çıktı. Genel başkan yardımcımızın açıkladığı gibi olağanüstü itiraza başvuracağız…
CHP 'sürekli olarak sonuçları kabul etmiyorsunuz, ekstra yollara başvuruyorsunuz' gibi açıklama yapıyor. Arzumuz, sonuçların berrak bir şekilde ortaya çıkmasıdır. Başvurduğumuz yollardan hiçbirisi bugün icat edilmiş yollardan değildir. peki şunu sormak gerekir… Meşru itiraz süreçlerini sürdürürken, sürekli olarak bize meşru haklarınızı kullanmayın, bu sayımlardan vazgeçin denmesinin manası nedir? Sistem ön görmeseydi zaten bunları koymazdı. Kanun koyucu niçin itirazları seçim sürecinin bir haline getirmiş? Şimdiki durumları ön görmüş. Pek çok belge, bilgi var. bunlar YSK’ya aktarılıyor. Bu çerçevede sayım neticesi düşerken seçim sonuçları billurlaşmış olmuyor.
İtiraz hukuki midir? Evet hukukidir. Olağanüstü itiraz yine kanun koyucunun cevaz verdiği bir yoldur. Bizim arzumuz seçim sonucunun ortaya çıkmasıdır. Ankara’da gördük. itirazlarımızı yaptık. Netice itibariyle YSK karar verdi. İlgili aday mazbatasını aldı. Tebrik edildi ve netice itibariyle mazbatasını aldıktan sonra Anıtkabir’e gitti. Sahte bir unvan yazmak için Anıtkabir defterini suiistimal etmedi. Ankara yeni belediye başkanı ile tanışmış oldu. Bu sürecin aynı şekilde İstanbul’da berraklaşması gerekiyor.
İMAMOĞLU'NA 'ÖZÜR DİLE' ÇAĞRISI
Habire şunu getiriyorlar, bu sonuçları tanımıyorsunuz diye. Daha düne kadar YSK’yı tehdit ediyorsunuz diyorlardı. Şimdi utanmayacaklar mı? YSK bizim başvurumuzu reddetti. YSK’yı tehdit eden kimmiş? Medya organlarının başındaki ailelerini tehdit edenler, AA’yı eleştirebilirsiniz, genel müdürünü, ailesini tehdit ederseniz; Medya organlarını da eleştirebilirsiniz, o kişilerin soy adlarını vererek, şahısları hedef göstererek, medya organlarının başındaki ailelerin soyadlarını vererek böyle bir iş yaparsanız bu olsa olsa nefret suçuna girer. Yanlış iş yapıyorsunuz. YSK’yı tehdit ediyorsunuz.
Saygımız esastır. Yargının verdiği karar başımızın üstündedir diyoruz. Baskı kurulsaydı karar arzu ettiğimiz bir şekilde çıktı. Tam tersine özgür biçimde karar veriyor. En önemlisi şudur. Bir karar çıktığı zaman insanların kafasında şüphe kalmamalıdır.
İki, sayısal sonuç . sayılacaktır ve sonuç ortaya çıkacaktır. İstanbul açısından sonuç berraklaşmamıştır. Olağanüstü itiraz yoluna başvurulacaktır. Kendilerini özür dilemeye davet ediyorum. YSK’ya dönük tehditleri nedeniyle, Anayasa’yı yeniden okumaya ve YSK’yı oluşturan hakimler, AA’nın ailesini, medya patronlarının ailelerini tehdit eden CHP adayını yaptığı bu tehditler, aileleri hedef göstermesinden dolayı özür dilemeye davet ediyoruz. Bunu kamuoyu açık şekilde beklemektedir.
Lehimize de çıksa, aleyhimize de çıksa; milletimizin iradesi budur diyeceğiz, başımızın üstünde yeri vardır diyeceğiz emanet gibi taşıyacağız. Yasal itiraz sürecinden elbette vazgeçmeyeceğiz.
Tabi bu arada bu ittifakın adayları, genel başkanları tek bir meseleyle uğraşıyorlar. Sürekli cumhurbaşkanımıza dönük olarak yurt dışındaki kara propaganda merkezlerinin kullandığı ifadeleri kullanıyorlar. Avrupa’daki aşırı sağcıların tezlerini Türkiye’de siyasi parti liderlerinden duyuyor olmak ibretliktir, üzüntü verici bir durumdur.
Sosyal medya üzerinden bazı karanlık tipler provokasyon çağrısı yapmaya devam ediyorlar. Her türlü kaosun içinde aynı tipler vardır. Bunlar 10-20 tane isim, bunların adını anmak istemiyorum. Ortadoğu’da Türkiye’nin garantörü olduğu her adımda bunlar karşımıza çıkarlar. Bu çevreler sürekli olarak Türkiye’yi hedef gösterirler. Bu seçimde de bir aktivite içinde oldukları görülüyor fakat bu sefer de tabi bu tavırları boşa çıkacak. Bundan hepimiz gurur duymalıyız. Bu karanlık tiplerin, Türkiye’de kaos yapmak için bulunduğu çağrılar, sosyal medyada yaptığı çağrıların altına, vatandaşlarımız gençler, farklı hayat tarzlarından partilerden bütün vatandaşlarımız aynı tepkiyi göstermektedir. “Hepimiz tek bir Türkiye’yiz. İçişlerimize karışmayın” demektedir. O tweet'leri okuduğunuzda farklı görüşlerden kardeşlerimizin vatandaşlarımızın, farklı siyasi partiye mensubuz ama hepimiz tek bir Türkiye’yiz gibi bu tavrı büyük saygıyla karşıladığımızı belirtmek isterim.
"İLK DEFA KARŞILAŞTIĞIMIZ ÇOK NEGATİF BİR DURUM ORTAYA ÇIKTI"
Bugünlerde belki de siyasi hayatımıza ilk defa karşılaştığımız bir durum ortaya çıktı ve maalesef bu durum çok negatif bir durum. Siyasi hayatımızda ilk defa bu derece açık ve aleni bir şekilde ırkçılığa bir belediye başkanı tarafından ortaya koyulduğunu görüyoruz. Bolu CHP belediye başkanı göreve gelir gelmez, kentte yaşayan mazlum Suriyelilere tüm yardımın kesildiğini beyan etmiştir. Bakın, bu bizim yurt dışında bir takım belediye başkanları vardır. Bunlar aşırı sağcı kafaya sahiptirler. Onların Türklere, Müslümanlara mültecilere karşı kullandığı dilin aynısıdır. Ve bu ilk defa oluyor. üstelik bu belediye başkanı Kuran-ı Kerim'i öperek göreve başlıyor. Kendisini o öptüğü Kuran-ı Kerim'i okumayı davet ediyorum. Bakara 177’nci ayetin ne tavsiye ettiğini görecektir. “Asıl iyilik o kimsenin yaptığıdır ki, yetimlere yoksullara sevdiği maldan harcar” Milletimiz Bakara Suresi’nin 177’nci ayetine ruh köküyle bağlıdır. Şimdi bu faşist uygulamaya imza atanlar karşısında CHP yönetiminin ne dediğini duymak istiyoruz…
Bazıları Paris Belediye Başkanı’nın tebrik etmesinden gurur duyuyorlar. Ne işlere imza atmıştır biliyor musunuz? Çeşitli köprü altlarına kaya blokları yerleştirmiştir ki mülteciler o köprü altında yatmasın diye. Yine Paris belediye başkanı görevlileri, çorba dağıttığı için öğrenciler hakkında şikayette bulunmuştur. Örnek alacakları bunlar değildir ve bu bütün milletimizin reddedeceği bir şeydir. Böylesine utanç verici bir şey tarihimizde hiçbir zaman olmamıştır. Biz her zaman misafirlikle anılan bir milletiz. Dolayısıyla bunların bu yaptığının, ne geleneğimizde ne bizim siyasi tarihimizde yeri olmayan bir husus olduğunun altını çizmek isterim. Bu büyük bir utançtır. Bu utançtan Türk siyaseti sorumlu değildir. bunu yapan sorumludur.
Avrupa’daki aşırı sağcıların, faşistlerin kullandığı argüman kullanılıyor. Sanki mülteciler olmasa her yer cennetmiş gibi; her türlü aksaklık, olumsuzluk bu mültecilere yüklenmeye çalışılıyor. Herhangi bir yerde problem varsa, hemen bu ölümden kaçıp bize sığınmış insanlara yıkılmaya çalışılıyor. Bolu Beyi'ne karşı tavır koymuş, Bolulu kardeşlerimizin bu zulme karşı gerekeni değerlendireceğini düşünüyoruz.
BATIKENT’TE HAYVAN KATLİAMI
Varoluş bir bütündür. Varoluş karşısında topyekun bir saygı içerisinde olmak gerekir. Dolayısıyla yer yüzünde hayatı paylaştığımız canlılara karşı yapılmış eylemin, insana karşı yapılmış eylemden farkı yoktur. Cumhurbaşkanımız hayvanları koruma yasası konusun dile getirdi. Topyekun devlet kurumlarını uyardı. Bizim geleneğimizde kimsesiz hayvanlar için tünekler, cami avlusuna suluklar inşa edilmiştir. Tarihte hayvan hastanesini açan ilk milletiz. En önemlisi sevgi ve merhamet kaynağı peygamberimiz kuşu ölen bir çocuğa taziyeye gitmiştir. Hayvan, insan bitki, herhangi bir canlı cansız varlık ki hepsi canlıdır aslında… Bununla ilgili olarak varlığın tamamına saygı duymak gerekir. Cumhurbaşkanımızın hassiyeti en yüksek düzeydedir.
Biz bu konudaki her türlü durumu takip ettiğimizi, bunun farkında olduğumuzu da bütün dostlarımızla paylaşmak isterim. Bu konuda bir durum olduğunda partimize ihbarda bulunulursa yakından takip ederiz.