Şampiy10
Magazin
Gündem

AB Türkiye'nin diyetisyeni

.

ABONE OL
Vatan Haber

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış,
Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile başmüzakerecilik devir teslimini "halef-selef gibi değil, abi-kardeş gibi yaptıklarını" söyledi.

Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında temaslarını ve AB sürecini değerlendiren Bağış, başmüzakerecinin değişmesinin AB üyelik müzakerelerini nasıl
etkileyeceğinin sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Başmüzakereci değişti, ama bu iş şahısla alakalı değil. Ben direkt atıf yapıyor durumuna düşmeyeyim, bir yerlerde birtakım şeyler yazılmış. 'O, koltuğu
bırakmadı, o, onun önüne geçti...' AK Partililerin farkı bu. Biz devir teslim törenini yaparken de halef-selef gibi değil, abi-kardeş gibi tören yaptık. Bizim
bakışımız bu. Ben 7 yıldır bu ekibin içinde çalışıyorum. Şapkaların rengi
değişebilir, ama sonuçta yaptığımız işler hep birbirimize destek vererek
gelişmiştir. Yani müzakerecinin şahsıyla alakalı bir mesele değil. Türkiye'nin
çıkarlarıyla alakalı. Türkiye'nin çıkarları neyi gerektiriyorsa, o konuda gerekli
adımları atacağız. Kimin attığı, nasıl attığı (önemli) değil.

Türkiye dış politika açısından dünyanın en yoğun ülkelerinden biri. Bir
yanda İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreterliğini üstlenmiştir. Bir yandan AB
müzakereleri. Bir yandan BM Güvenlik Konseyi üyesi. Bir yandan Afrika açılımı.

Bir yandan Asya Pasifik ülkeleri zirvesi düzenlenmektedir. Bir yandan İslam
dünyasıyla Batı arasında köprü oluşturmakta. Bir yandan Medeniyetler İttifakı
projesiyle dünyanın en büyük kabusu haline gelen medeniyetler çatışmasını
engellemeye çalışmaktadır. Bütün bunları yaparken tabii ki bir kişinin bütün bu
yükün altında (kalmaması) için de kendi aramızda bir parça yük paylaşımı yaptık.

Ama sonuçta hepimizin temsil ettiği irade Türkiye'deki her iki seçmeninden
birinin oyunu almış olan AK Parti iradesidir. AB projesini de biz sadece bir
partinin projesi olarak görmüyoruz. Türkiye'nin ortak paydası olarak görüyoruz ve
o çerçevede herkesin desteğini bekliyoruz."
Egemen Bağış, "Dış politikada bu yoğunluğun fark edilmesi 4 yıl mı
aldı?" sorusuna da, "Arkadaşlar, dış politikada bu yoğunluğa ulaşılması 6 yıl
aldı. Türkiye 2002 öncesinde komşularıyla en kötü ilişkiler içinde olan (bir
ülkeydi.) O zaman derslerde '3 tarafı denizlerle, 4 tarafı düşmanlarla çevrili'
diye öğretilirdi. Bir şeyler değişti. Bu yoğunluğa ulaşılması o kadar sürdü. Onun
da gereği yerine getiriliyor" dedi.

-"AB TÜRKİYE'NİN DİYETİSYENİ"-

AB üyelik projesinin Türkiye'nin modern geleceğiyle doğrudan ilgisine
dikkati çeken Bağış, "Sonuçta bu Egemen'in, Ahmet'in, Oğuz'un projesi değil. Tüm
Türkiye'nin ve özellikle gençlerimizin ve çocuklarımızın projesi. Herkesin
desteğine ihtiyacımız var. Herkes elini taşın altına koymalı" şeklinde
konuştu.

"AB'yi Türkiye'nin diyetisyeni olarak gördüğünü" belirten Bağış, "daha
sağlıklı olmak için doğru beslenmek, kilo vermek ve spor yapmak ve doktor
tavsiyesine uymak gerektiğine" işaret etti.

Bağış, "AB reçetesi denenmiş, işleyen bir reçete. Reçete sahibi de ara
sıra sağlık sorunları yaşayabilir, bazen vaktinde muayenehanede bulunmayabilir.

Bunlar reçetenin doğru olmadığı anlamına gelmez. Türkiye Avrupa'nın hasta adamı
olmamak için bunu uygulamalıdır. Bu konuda herkesin fikirlerine ve önerilerine
her zaman açığım" dedi.

Temaslarında AB yetkililerinin Türkiye'ye karşı sıcak duygular
beslediklerini ve son haftalardaki reformlardan etkilendiklerini görmekten
memnuniyet duyduğunu aktaran Bağış, sadece AB işlerinden sorumlu bir devlet
bakanlığı kurulmasının da Brüksel'de olumlu karşılandığını belirtti.

AB sürecini ele almak ve destek için TBMM'deki muhalefet liderlerinden
randevu talep ettiğini ve bazı olumlu sinyaller aldığını kaydeden Bağış,
Türkiye'ye döndüğünde bu görüşmeleri yapmak istediğini anlattı.

Bağış, katıldığı ilk Bakanlar Kurulu toplantısında kabine üyelerinden
"Sık sık Brüksel'i ziyaret ederek kendi bakanlıklarını ilgilendiren konuları
Avrupalı muadilleriyle görüşmeleri" konusunda ricacı olduğunu ve bu isteğinin
olumlu karşılandığını bildirdi.

Egemen Bağış, sivil toplum kuruluşlarının AB sürecine daha yoğun
katılımı, Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinin yapılanması, AB sürecinin içeride
ve dışarıda daha iyi anlatılması konularında çalışmaların sürdüğünü ifade etti.

-"NABUCCO İÇİN ÖN ŞARTIMIZ YOK"-

Bağış, Başbakan Recep Erdoğan'ın Brüksel'deki açıklamalarında Nabucco
projesiyle ilgili ifadelerinin Avrupa basınında yanlış yorumlandığını belirterek,
"Nabucco projesi için AB ile enerji faslında müzakerelerin başlatılmasının ön
şart olmadığını" vurguladı.

Erdoğan'ın "Rusya ile Ukrayna arasındaki son doğal gaz krizinden hiçbir
şekilde olumsuz etkilenmeyen küçük bir AB üyesinin (Kıbrıs Rum kesimi) 500
milyonluk AB'yi yakından ilgilendiren enerji faslında, hiçbir açılış kriteri
bulunmamasına rağmen engelleyici tutum takınmasından duyduğu rahatsızlığı"
yansıttığını belirten Bağış, "Nabucco'nun önündeki tek engel enerji faslı değil.

Arz sorunu, güvenlik sorunu, maliyet sorunu. Bunların hepsi çözüldü de enerji
faslı mı engel oldu? Türkiye Nabucco'yu önemsemese bugüne dek Cumhurbaşkanı dahil
her düzeyde bu kadar temasta bulunur muydu?" diye konuştu.

Bağış, AB sürecinde Avrupalı ortaklarından "oyunu kurallarına göre
oynamalarını" başından beri savunan Türkiye'nin bu kurala kendisinin de
uyacağını ve enerji dahil elindeki kartları farklı amaçlar için kullanmayacağını
vurguladı.

-TÜRKİYE'NİN GAZZE'YE İLİŞKİN TUTUMU-

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Türkiye'nin İsrail'in Gazze
saldırılarına dünyada en sert tepki veren ülkelerden biri olmasının AB'de nasıl
karşılandığının sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Başbakanımızın Gazze'de meydana gelen olaylarla ilgili olarak dile
getirdiği samimi görüşlerini, içtenliğini ve dürüstçe ifade ettiği fikirlerini
birçok Avrupalı siyasetçi de aslında takdirle karşılıyor. Çünkü Başbakanımız
orada şu ya da bu taraf değil, bir an evvel dökülen kanın durması, kanayan
yaranın tedavisi için çabalıyor. Hiçbir lider yılbaşı gecesini Suriye, Ürdün
yollarında geçirmezdi."
Başbakan Erdoğan'ın Gazze saldırısının ardından ortaya koyduğu yoğun
çabalarda önceliğinin "bölgesel barışı korumak" olduğunu belirten Bağış,
"savaşın her türlüsünün yaşandığı Orta Doğu'da barışın farklı yollarını aramak
zorundayız" dedi.

Egemen Bağış, "Orta Doğu'da sıcak savaş, soğuk savaş, espiyonaj savaşı,
gerilla savaşı, yani aklınıza gelebilecek her türlü savaş denenmiştir, ama
diplomasinin farklı yöntemleri denenmemiştir. Türkiye bunu ortaya koymaya
çalışıyor. Türkiye'nin dünya medeniyetine yapacağı en büyük katkı da bu"
şeklinde konuştu.

Aynı zamanda Hem Avrupa, hem Asya, hem Akdeniz, hem Karadeniz hem Balkan
ve hem de Kafkasya ülkesi olan Türkiye'nin farklı din ve kültürleri bir arada
barış içinde yaşatan tarihsel zenginliği ve medeniyet birikimi gibi diğer
ülkelerde bulunmayan özellikleriyle de barış için çaba göstermeyi sürdüreceğini
kaydeden Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gazze'de çocuklar ölmesin istiyoruz biz. Kimin çocuğu olduğu hiç önemli
değil. Yahudi çocuğu da olsa, Müslüman çocuğu da olsa, Hristiyan çocuğu da olsa
artık çocuklar ölmemeli. Başbakanımızın bütün çabasının arkasındaki bu. Bunu çok
samimiyetle, içtenlikle yapıyor. Fikirlerini gizleyerek yapmıyor. Başbakanımız
kendisi de söylüyor, gizli gündemi filan yok.

İsrail bizden yardım istediğinde Suriye ile aralarını bulma konusunda da
biz 5 tur görüşme düzeledik. O da barış adına yaptığımız bir çalışmaydı. Pakistan
talep ettiğinde İsrail ile Pakistan arasındaki diplomatik ilişkiler biliyorsunuz
Tel Aviv ya da Karaçi'de değil, İstanbul'da başladı. Yine o sürecin içinde bizler
vardık, Türkiye ev sahipliği yaptı. Öyle bir noktaya geldi ki İsrail'in iki
askeri kaçırıldığında İsrail'in arayıp da yardım istediği ilk ülke Türkiye'ydi.

Ama aynı İsrail Lübnan'ı işgal etmeye kalkıştığında Lübnan Başbakanının arayıp da
yardım istediği ilk ülke yine Türkiye'ydi. İngilizlerin 14 askeri kaçırıldığında
İranlılar tarafından, Tony Blair'in ilk arayıp yardım istediği liderlerden bir
tanesi bizim Başbakanımızdı. Ve eğer 14 İngiliz askeri bugün serbestse, bunda
zamanın Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başbakanımızın çok büyük katkıları
vardır"
Bağış, Türkiye'nin sadece İslam dünyasıyla Batıyı ilgilendiren
meselelerde değil, Gürcistan'daki çatışmalar gibi ikili sorunlarda da barış adına
her türlü çabayı gösterdiğine işaret etti.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, "Başbakanımızın Gazze ile ilgili
çıkışlarının arkasında aslında bütün dünyanın vicdanının da sesi vardır" dedi.

Brüksel'de dün AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn,
vergilendirme ve gümrük birliğinden sorumlu üyesi Laszlo Kovacs, istihdam ve
sosyal politikadan sorumlu üyesi Vladimir Spidla ve Belçika Başbakan Yardımcısı
ve Dışişleri Bakanı Karel De Gucht ile görüşen Bağış, bugün Türkiye'ye dönecek.

Diğer Haberler

  1. TBMM'de yeni dönem başlıyor! Bakanlar için 'yemin' formülü
  2. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adaylığı ile ilgili AK Parti'li Çelik'ten net mesaj: Hiçbir engel yok
  3. Yılın ilk kabine toplantısı yarın yapılacak!
  4. Kılıçdaroğlu: Herkes Bay Kemal'i beklesin
  5. Kılıçdaroğlu'dan Meral Akşener'e İmamoğlu ve Yavaş cevabı: İçişlerimize karışılmamalı
  6. Bakan Çavuşoğlu’ndan Belçikalı mevkidaşına sert tepki!
  7. Bakan Soylu'dan İmamoğlu davasındaki kararla ilgili açıklama
  8. Bahçeli'den 'İmamoğlu kararı' açıklaması: Operasyonun hedefi CHP Genel Başkanı'dır
  9. Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı’na Sadettin Hülagü atandı
  10. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan’da

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.