Türkiye'nin konuştuğu kadın

28 gol, 14 asistle sarı lacivertli takımı şampiyonluğa taşıyan Brezilyalı yıldız, “Gollerimin pasını o veriyor” dediği eşine adeta tapıyor. Sadece evde değil, her yerde Daianne’nin sözü geçiyor.

Fener’in her maçını tribünden izleyip, Alex’e destek veriyor
Alex Fenerbahçe’nin, Daianne futbolcu eşlerinin kaptanı
Türkiye’den gitmek istediği zaman karşısında onu buldu.

FENERBAHÇE’nin Sivasspor’u 4-3 yenip 18. şampiyonluğunu ilan ettiği maçın ardından kameralara ve objektiflere yansıyan bir görüntü, iki gündür Türkiye’nin dilinde... Bu sezon attığı 28 gol ve 14 asistle takımın şampiyonluğunda başrolü oynayan kaptan Alex, sahaya inen bir kadına önce sarıldı, ardından da öpücüğü konduruverdi. O kadın, Alex’in taparcasına sevdiği eşi Daianne’den başkası değildi.

F.Bahçe’nin Kadıköy’deki bütün maçlarında tribündeki yerini alıp büyük bir heyecanla eşine destek veren Daianne de Souza, Alex’in olmazsa olmazı. Sivas’taki şampiyonluk maçının en güzel karelerinden birinin kahramanları olan Alex-Daianne çiftinin Brezilya’da başlayıp İstanbul’a, oradan da şampiyonluğa kadar uzanan hikayesini merak edip araştırdık. Ve bakın nelere ulaştık... Hikaye aslında bir Türk filmi gibi başlıyor. Brezilya’nın varoşlarından gelen ve 12 yaşına kadar evinde televizyon bile olmayan fakir genç ve Suriye asıllı zengin bir kızın hikayesidir bu... Alex, Daianne’nin babasının başkanlığı yaptığı Coritiba kulübünün futbolcusu, Alex’in babası da şirketlerinde çalışan bir işçiydi.

Tabakları yere düşürdü

2002 yılında Alex, Palmerias forması giyerken Brezilyalı futbolcunun haklarını elinde bulunduran Daianne’nin babası eve gelir ve yemekte açıklar: Alex’i Parma’ya sattım!

Bu sözler evde şok etkisi yaratır. Çünkü Alex ile Daianne bir süredir aşk yaşamaktadır. Haberi duyan 16 yaşındaki Daianne elindeki tabakları yere düşürür o anda.

Fenerbahçe macerası böyle başladı

2003 yılında Alex’in kapısını bu kez Fenerbahçe çalıyordu. Gelen teklif iyiydi ancak Alex hem yılgındı, hem de daha önce 2 kez düşük yapan eşi Daianne’nin hamile olması nedeniyle Brezilya’dan ayrılmak istemiyordu. Mahmut Uslu ve Hakan Bilal Kutlualp red yanıtı gelince bu kez Daianne’nin kapısını çalar ve şu sözleri duyar: “Çocuğumuz sağlıklı bir şekilde doğsun, söz geleceğiz. Ama çocuğumuz doğmadan kesinlikle gelmiyoruz.” Daianne kararını vermişti. Alex’in kariyeri için Türkiye’ye gidilecektir. İlk çocuğu Maria’nın doğumunun ardından ikilinin Türkiye macerası başlar.

Önce Türkçe’yi ve Atatürk’ü öğrendi

Türkiye’ye adım attıkları andan itibaren etkisini gösterdi. Önce Türkçe dersler alır ardından üşengeç bir yapısı olan Alex’i alıp İstanbul’un tarihi yerlerini gezdirmeye götürür.
Her şey Daianne’nin kontrolündedir. Alex’in yiyeceği yemekten, hafta içi gidilecek yerlere kadar bütün programı Daianne yapar. Samet’ten Türk tarihini anlatan Portekizce kitaplar bulmasını ister. Atatürk’ü ve Osmanlı tarihini öğrenir.

Tarihimizi bir Türk kadar iyi biliyor

Vücudunda İstanbul Boğazı’nın üzerinde Türk bayrağı olan dövme bulunan Daianne, tarihimizi bir Türk kadar iyi biliyor. Çocuklarını bir Türk gibi yetiştiriyor. De Souza ailesi, çocukları Antonia’ya evde Anatolio (Anadolu) diye seslenecek kadar Türklüğü özümsemiş.

Türk yemeklerini öğrendi

Tam bir Türkiye aşığı olan Daianne evdeki yardımcılarının yaptığı yemeklerle yetinmiyor. Türkiye’nin değişik yörelerinin yemeklerini deneyen Daianne, karnıyarık ve imam bayıldı yapmasını öğrenmiş ve zaman zaman bu yemekleri yapıyor. Daianne ayrıca baklava, mantı ve hamsi buğlama yemeye bayılıyor ancak Alex’in bu yemekleri çok fazla yememesinden dolayı şikayetçi. Çünkü Alex tam bir barbekü delisi.

İşte bu fotoğrafın hikayesi

Alex, Sivas’ta omuzlardan iner inmez yedek kulübelerinin bulunduğu alana koştu. Gözleriyle tribünleri tarayan Alex, eşi Daianne’yi arıyordu. Kalabalığın arasından onu gördüğünde gözleri ışıldadı. “Yanıma gel” diyerek eliyle çağırdı. Daianne de koşar adımlarla sahaya indi. İki sevgili şiddetli bir kucaklaşmanın ardından birbirlerini kutladılar. Alex eşinin dudaklarına önce minik, daha sonra da coşku dolu uzun bir öpücük kondurdu ve uzun süre öylece kaldılar. (Hürriyet)