Galatasaray forması giyen Sabri Sarıoğlu, BeIN Sports'a önemli açıklamalarda bulundu.
ABONE OL
Vatan Haber
Galatasaray’ın tecrübeli futbolcusu Sabri Sarıoğlu, yayıncı kuruluş beIN Sports’ta açıklamalar yaptı. Sarı-kırmızılı futbolcunun yaptığı açıklamalar şu şekilde :
Galatasaray’a ilk geldiğinde yaşadığı heyecan…
O zamanlar amatör kulüpteydim. 1 Senemi doldurmamıştım. Kendisine selam olsun. Buraya gelmemde etkisi vardı. 1996 yılında adım attım. Minibüsle gelmiştik. Galatasaray’a karşı forvet oynuyordum. O yolculuğu hiç unutmam. Galatasaray’a farklı mağlup olduk. Galatasaray’a karşı oynamak kolay değildi. 3 tane gol atıp 1 de asist yapmıştım. Maç bitince, su içerken Asım hoca gel dedi seni Sadi hoca çağırıyor dedi. Hoca beni çok beğendiğini ve burada oynamamı istedi. Hayallerini kurduğum kulüpte altyapı sorumlusunun o sorusu beni çok mutlu etti. 1 hafta içinde transfer işlemleri gerçekleşti.
“Başarıya doyan biri futbolu bırakmalı”
21 yıldır bu formayı gururla taşıyorum. Bazen insanlar yanlış yorumlar yapıyor. Başarıya, paraya doydu diyorlar. Ben halen başarıya aç bir futbolcuyum. Başarıya doyan biri futbolu bırakmalıdır. Galatasaray formasıyla kazanılabilecek bütün başarıları kazanmak istiyorum.
“Galatasaray benim ailem”
Galatasaray çok büyük bir aile. Altyapıdan başlayıp A takıma çıkarak bu böyle. Anne ve babanızdan çok takım arkadaşlarınızı ve hocalarınızı görüyorsunuz. Bana öğretilenleri altyapıdan gelen oyunculara aktarmaya çalışıyorum. Bu camianın, ailenin ne kadar değerli olduğunu herkesin bilmesi lazım.
“Lucescu beni çok etkiledi, Terim’in yeri bambaşka”
16 farklı teknik direktörle çalıştım. Bazı hocalar 2 dönem çalıştı. Dünya genelinde Javier Zanetti rekor kırmıştı. O konu hakkında haber yapılmıştı. Tabi ki birbirinden değerli hocalarla çalıştım. Birincisi Lucescu’ydu. Fatih hoca UEFA’yı kazandıktan sonra transfer olmuştu. Ben takımda değildim. Daha sonra Lucescu gelmişti. Benimle sürekli ilgileniyordu. Neler yapmam gerektiğini anlatıyordu. Tabi ki Fatih Terim’in de yeri bambaşka. Lucescu beni çok etkilemişti. Elimden geldiğince seni oynatmak istiyorum biraz sabret diyordu. Bütün sene boyunca A takımla antrenmanlara ve maçlara gittim. O heyecanı tattım. Sonra Fatih hoca oynatmaya başladı. Sonrasında da geri geldi.
“Fatih Terim her zaman 1 numaradır”
Fatih hoca her zaman 1 numaradır. Futbolcunun psikolojisinden çok iyi anlıyor. Bir baba ve ağabey gibiydi. Kendisinden çok şey öğrendik. Saydığımız bir sürü hoca var. Her hocanın kendine özgü özellik ve diyalogları var. En iyi taktiği kim verir? Her hocanın kendine göre bir sistemi vardır. Sıralamak doğru olmaz. Biz de ona uymak durumundayız.
Sabri futbolu ne zaman bırakacak?
Futbolcu bırakmak için kendimi hazır hissetmiyorum. Gayet iyi durumdayım. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Galatasaray yönetimi ne kadar verirse saygı duyarız. Kimse burada ölene kadar kalmayacaktır. Futbolcu kendisine baktığı sürece, istediği kadar oynayabilir. Bu bizim ülkede farklı. Yaş 30’u geçince bırakman istiyor. Dünya futbolunda böyle değil. Bence yaşın hiçbir önemi yok. Elimden geldiğince de oynamaya devam edeceğim. Galatasaray’dan ayrılmam üzücü bir olay olur. Gönül ister ki burada bitireyim. 2 seneden daha fazla oynayacağımı düşünüyorum. Ben kendime güveniyorum. Çalışmayı seviyorum. Yaşımın 32 ya da 35 olması sorun değil.
“Teknik direktör olursam…”
Futbolla yatıp kalkıyorum. Teknik direktör olur muyum? İlerleyen dönemlerde olabilir. Gerek yöneticilik, gerek teknik adamlık… O anda şartlar ne gerektiriyorsa karar veririz. İsim isim saymak istemiyorum ama antrenörlük kariyerime başlarsam Fatih Terim’den bir şeyler alabilirim. Oynayan bir takım oluşturmak isterim.
En unutamadığı an…
Süper Final zamanı Kadıköy’de kaldırdığımız kupayı anlatamam. Ayhan abiyle o kupayı kaldırmak büyük bir keyifti.
“Gözyaşlarımı içime akıtırım””
Soyunma odasında ağlamadım. İçime atan bir insanım. Gözyaşlarımı hep içime akıtırım. Özel hayatım olsun, futbol hayatım olsun bu böyle. Bu zaten kimseye zarar vermiyor. Sadece bana zarar verir.
“Ben hiçbir zaman pazarlık yapmadım”
Son 2 senedir art niyetli şekilde bazı basın grupları var. Sözleşmemle ilgili bir opsiyon vardı. Yönetimin bana sunduğu her sözleşmeye gözüm kapalı imza attım. Bunu söyleyebilirim. 1.6 milyon Euro gibi bir öneri vardı. Ben her sözleşmeye imza attım. Rakam ya da süre konuşmadım. Kulübüm ne önerdiyse kabul ettim. Kontrattan her gün sonra 1.6 milyon Euro kazandığımı yazdılar. Bu beni üzdü. İnsanlar okuduktan sonra bana tepki göstermeye başladı. Ben hiçbir zaman pazarlık yapmadım.
En çok neye üzüldü?
Galip geldiğimiz bir maçta taraftarlarımızın tepkisi oldu. Topu ayağıma aldığımda ıslıklanmalar oldu. Saha içinde ben kederimi kimseye yansıtmam. İçime attım ve beni en çok üzen o oldu. Maçtan 1 gün önce opsiyonu iptal eden başka bir oyuncu var mıdır? Ben Galatasaray’a zarar gelmesini istemem. Galatasaray’a zarar geleceğine bana gelsin. Ben kendimi buraya ait hissediyorum. Hiçbir zaman Galatasaray’a zarar verecek ne röportaj veririm, ne de dedikodunun içine girerim. Kadroda olmadığımda da zarar vermedim. Konuşsaydım kulübe zarar verirdim. Ben de bunu istemedim.
Olmazsa olmazı nedir?
Olmazsa olmazım tabi ki insanların birbirine saygı duymasıdır. Saygı olmazsa olmazım. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama saygı duymak zorunda.
Sabri Sarıoğlu’ndan Arda yorumu…
Dünya futbolunda Arda Turan ve Messi eleştiriliyor. Arda, Türk futbol tarihinin belki de en üst noktasına geldi. Rüştü Reçber de aynı şekilde başarılı olmuş ve iyi noktaya gelmişti. Arda, ön planda olduğu için eleştiriliyor. Bizim mesleğimizde eleştiriler de oluyor.
Hagi mi yoksa Alex mi?
Bence Hagi ama Alex’i de yabana atmamak lazım. Alex, Fenerbahçe tarihinin en önemli oyuncularından biri. Galatasaray forması giydiği için Hagi diyorum. Fakat Alex’i de yabana atmıyorum.
Şampiyonluk iddiaları bitti mi?
Galatasaray’ın matematiksel olarak şansı bitmediği sürece şampiyonluktan başka düşüncesi olamaz. Şampiyon olmak için her şeyi yapacağız. Ama olamazsak da yapacak bir şey yok. Beşiktaş iyi oynuyor. Başakşehir de kompakt bir ekip. Futbolda şampiyonluğu tahmin etmek çok zor. İngiltere’de Leicester’in şampiyonluğunu da kimse tahmin etmiyordu. Hak eden kazansın. Biz Galatasaray olarak kendi maçlarımıza bakıyoruz.
Sabri’den Kadıköy göndermesi…
Ben ayrım yapmayı sevmem. Yabancı ya da fark etmez. 2006 yılındaki o anı anlatamam ve unutamam. Şeref Tribünü’ne çıkıp maçı izlemiştik. O anlar bitmemişti. Canım ne zaman sıkılırsa internetten izlerim. Tüylerim diken diken olur. Bir de Kadıköy’de soyunma odasında saatlerce beklediğimiz an vardı. Kendi aramızda eğlenmiş ve sohbet etmiştik. Unutamadığım anlar çok var. Ama bunları ön sırada sayabilirim.
Sabri’nin unutamadığı goller…
Bursa’ya attığım gol var. 2-1 öndeydik. O gün Bursaspor bayağı pozisyona girmişti. Top havadayken iyi şekilde kontrol edip koşu tempomla gitmektik. Karşıdan da bir oyuncu geliyordu. Saniyelik bir olaydı. Bursaspor’a attığım gol, kariyerimin en güzel gollerinden biriydi. Boş kaleye attırmak vardır, bir de karşı karşıya kalmaktır. Bizden bir oyuncu görememiştim. Çok güzel bir goldü. İkinci ligdeki bir başka golüm yine Bursaspor’a karşıydı. Üçüncü golüm ise Bordeaux maçında attığım goldü.
Teknoloji futbola girmeli mi?
Futbola teknoloji girmeli ama fazla da abartılmamalı. Futbolda önce rakibi baskı altına alıyor musun ona bakmalı. Rakibin gol atmasını engelliyor musun? Ben ona bakarım. Teknoloji futbolun içinde olmalı tabi fakat verilere çok takılan bir insan değilim. Sahaya çıkıp, takımım adına en iyisini veriyorsam teknolojinin ne dediği çok önemli değil.
Hangi mevkide kendisini rahat hissediyor?
Benim orijinim sağ açık mevkiisinde oynamak. Futbolcunun mevki ayırt etmemesi lazım. Mancini döneminde de farklı bölgelerde oynadım. Futbolcu kendisine güveniyorsa bence hiçbir zaman mevki ayırmamalı.
“Hakemle de futbolculara yardımcı olmalı”
Maç içinde rakiple mücadele ediyorsunuz. Yüksek tansiyonda bazen hakemler de yanlış kararlar verebiliyor. Futbolcunun da hakeme yardım etmesi lazım. Hakemin de futbolcuya yardım etmeli. O anda futbolcu kararı beğenmeyebilir, hakemin babacan ve arkadaşça yaklaşarak bu itirazı geri çevirebilir. Bazı hakemlere itiraz ediyoruz, hakem daha fazla tepki veriyor. O zaman daha çok sinirleniyorsunuz. Piere Luigi Collina o konuda çok farklı yaklaşıyordu. Biraz seviyeli olmak lazım. Karşılıklı sevgi ve saygı yakalanırsa o zaman çok daha güzel olur. Futbolcu ve hakemlerin birbirlerine yardımcı olmaları gerekiyor.
“Pilot olmak her babayiğidin harcı değil”
Yemek yemeği severim. Ama çok aşırı değil. Ev yemeklerini çok severim. Annemin yaptığı mantıya bayılırım. Yemek seçmem. Ama annemin mantısına bayılırım. Boş zamanlarımı ailemle geçirmeyi seviyorum. 12-13 yaşından beri seyahatlere gidiyorum. Eşimin pilotluk yapması… Her babayiğidin yapabileceği iş değil. Ben eşimin eğitim döneminde yanında oldum ve gördüm neler olduğunu…
“Erdal Beşikçioğlu hayranıyım”
En çok Premier Ligi ve La Liga’dan zevk alıyorum. Ama televizyonu açtığımda hangi ülkede maç oynanıyorsa izliyorum. Televizyonla çok vakit geçirmiyorum ama Erdal Beşikçioğlu’nun hayranıyım. Oğlumla ve eşimle vakit geçirdiğim için çok zaman geçiremiyorum televizyon karşısında. Oğlumun uçaklara olan ilgisi, futboldan çok daha fazla. Eşimin hayaline destek vermiştim. Oğlumun da hayali neyse ona destek veririm.
“Beni paragöz gösterdiler”
Allah bana güç kuvvet versin yeter. Bazı art niyetli insanlar söylediklerimi çarpıtıyor. 40 yaşında futbolu bırakanlar var. Scholes da futbolu bıraktıktan sonra geri çağırdılar. Futbolcu kendine baktığı sürece oynamalı. Kendimi eğer, eskisi kadar veremiyor gibi görürsem o zaman futbolu bırakırım. Ama şu an kendimi ilk günkü kadar enerjik hissediyorum. Hep gururlu şekilde Galatasaray formasını terletiyorum. İçimde kalıp da söylemediğim çok şey var. Bunları dile getirirsem, yanlış yorumlara sebep olurum. Ben futbolcuyum, uzun yıllardır da buradayım. Bazı çevreler eleştiriyor, ses çıkarmıyorum. Benim işim sahaya çıkıp futbol oynamak. Vicdanen rahatım. Paragöz gösterdiler beni. O mutsuz etti. Ona inanmaları daha da mutsuz etti. Tüm taraftarlar değil ama inananlar oldu. Galatasaray sevgimi parayla, pulla ölçemezler.