Janssen: Galatasaray'a gol atıp...

Fenerbahçe’nin 1 numaralı golcüsü Vincent Janssen, derbi öncesi çok özel açıklamalarda bulundu. İşte Janssen'in Fanatik'ten Zafer Büyükavcı'ya verdiği o röportaj:

“Açıkçası daha önce, Fenerbahçe formasıyla Galatasaray’a gol atanın gerçek Fenerbahçeli olduğuna dair bir şey duymamıştım. Tabii ki gol atmak ve ‘Gerçek Fenerbahçeli olmak’ güzel olur. Fakat benim için öncelik kimin gol attığı değil, Fenerbahçe’nin kazanması.”

“Aradaki puan farkını göz önünde bulundurarak bu derbiye yaklaşmak, çok doğru bir bakış açısı değil. Biz oraya, her zaman olduğu gibi kazanma mentalitesiyle gideceğiz. Hafta boyunca çok iyi antrenman yaptık. Kendimize güveniyoruz ve tek bir hedefimiz var: Kazanmak...”

“Fenerbahçe hayatımda şu kelimeye karşılık geliyor: Taraftar... Onlardan iyi günde-kötü günde bizi desteklemelerini istiyorum. Biz, yüzde 100’ümüzle sahada oluyoruz. Onlar bizi desteklesin, umarım sene sonunda bunların geri dönüşü olarak onlara bir kupa veririz.”

ZAFER BÜYÜKAVCI: İlk maçına çıktın ve Fenerbahçe taraftarı şu yorumu yaptı. “Artık bizim de bir santrforumuz var.” Senin tarzında bir golcüyü özlemişlerdi. Sen, Janssen’i nasıl bir santrfor olarak tanımlarsın?

VİNCENT JANSSEN: Öncelikle taraftarların böyle düşünmesi beni çok mutlu ediyor. Ancak takımımızda başka santrforlar da var. Ben, kendimi kaliteli bir forvet oyuncusu olarak görüyorum. Sade, savaşmayı seven bir forvet oyuncusuyum. Bir şey için taraftara söz verebilirim: Fenerbahçe için elimden gelen her şeyi yapacağım, hep savaşacağım.

‘Hep en iyi olmak zorundayım’

ZB: Senin de söylediğin gibi Fernandao, Soldado ve Van Persie gibi santrforlarla berabersin. Onlarla rekabet halinde olmak, performansına bir artı değer katıyor mu?

VJ: Takımdaki bütün forvetler çok kaliteli. Ben buraya gelmeden önce de buradaki isimleri tanıyor, nasıl futbolcular olduklarını çok iyi biliyordum. Bu rekabet, takıma mutlaka olumlu yansıyacaktır. Bana nasıl bir katkısı olacağına gelirsek... Tabii ki ben forma şansı bulduğum zaman, hep en iyisini yapmalıyım ki, kötü oynadığım zamanlarda da formayı kaybetmemeliyim.

ZB: İngiltere’ye gitmeden önceki sezonda AZ formasıyla 49 maçta 32 gol-7 asistlik performansın var. Bunlar inanılmaz rakamlar. Fenerbahçe’deki hedefin nedir?

VJ: Çok gol atmak gibi bir hedefim yok açıkçası. Benim hedefim, öncelikle takıma fayda sağlayabilmek. Böyle bir ‘gol hedefi’ koyarsam, bu hem kişisel olarak kendi performansıma hem de genel anlamda takım performansına negatif yansıyabilir. Üzerimde bir baskı oluşturabilir ve bu da iyi sonuçlar vermeyebilir. Bir santrfor elbette gol atmak ister, fakat takıma katkı vermek daha önemli ve benim için öncelikli hedef de Fenerbahçe’ye katkı sağlamak.

‘Derbi nedir, iyi biliyorum’

ZB: Hollanda’da yetiştin. Orada da PSV, Feyenoord, Ajax gibi takımlar arasında büyük rekabet var. Fakat Türkiye’deki derbilerin tadı, ruhu biraz daha farklı. Türkiye’deki derbiler hakkında bilgi sahibi misin?

VJ: Türkiye’ye gelmeden önce de derbilerin atmosferini biliyordum. Hem Hollanda’dayken hem de İngiltere’deyken... Zaman zaman Türkiye’deki derbileri takip etme fırsatı da buluyordum. Bütün oyuncular, bu tarz maçlarda elinden gelenin en iyisini yapmak ister. Biz de hafta boyunca bu maça en iyi şekilde hazırlandık.

‘Rakibimi iyi analiz ederim’

ZB: Galatasaray ile zorlu bir maça çıkacaksınız. Puan farkı şu an 8 ve bir kayıp halinde daha da açılabilir. Bu gerçekler ışığında, maç için ön hazırlığınız nedir?

VJ: Öncelikle aradaki puan farkını göz önünde bulundurarak bu derbiye yaklaşmanın çok doğru bir bakış açısı olduğunu düşünmüyorum. Biz oraya, her zaman olduğu gibi kazanma mentalitesiyle gideceğiz. Hafta boyunca çok iyi antrenman yaptık. Kendimize güveniyoruz ve bu zorlu deplasmana tek bir hedefle gideceğiz: Kazanmak...

ZB: Fenerbahçe tarihinde santrforlar için bir deyim vardır: “Galatasaray maçında gol atarsan, gerçek Fenerbahçeli olursun.” Bu konuda fikir sahibi misin? Eğer Arena’da gol atarsan bunun için bir özel sevinç planlıyor musun?

VJ: Açıkçası Fenerbahçe formasıyla Galatasaray’a gol atanın gerçek Fenerbahçeli olduğuna dair daha önce bir şey duymamıştım. Tabii ki gol atmak ve ‘Gerçek Fenerbahçeli olmak’ güzel olur. Fakat daha önce de belirttiğim gibi; Benim için öncelik kimin gol attığı değil, Fenerbahçe’nin kazanması. Özel bir gol sevinci kafamda yok şu an için.

ZB: Tanımadığın bir ligdesin. Maç öncesinde rakibin stoperleriyle ilgili bir çalışma yapıyor musun? Yoksa “Ben Janssen’in, onlar beni düşünsün’ mü diyorsun?

VJ: Tabii ki özgüven iyi bir şeydir. Fakat futbolda rakibine karşı her zaman özel hazırlanmalısın, rakibi iyi analiz etmelisin. Ben, her maç öncesi rakibe dair hazırlıklarımı yaparım.

‘Her ligin başka metodu olmalı’

ZB: Futbolun daha sert oynandığı bir ligden geldin. Türkiye’de mücadele gücünün biraz daha düşük olduğu söylenir. Acaba burada hakemler, hakikaten daha mı kolay düdük çalıyor?

VJ: Belirttiğiniz gibi, Premier League çok sert bir ligdi. Hatta bazen çok sert faullere, faul çalınmadığı bile oluyordu. Ama bu durum Türkiye’de biraz daha farklı, bence her ligin kendi metedunun olması daha doğru ve güzel. Genel olarak Türkiye’de hakemleri başarılı buluyorum.

ZB: Fenerbahçe taraftarı için futbol hayatın anlamı... Onlar, pazartesi sabahından itibaren derbiyi oynamaya başladılar. Onlar için mesajın nedir?

VJ: Öncelikle iyi günde-kötü günde bizi desteklemelerini istiyorum. Biz, her zaman elimizden gelenin en iyisini yapmak için yüzde 100’ümüzle sahada oluyoruz. Onlar bizi desteklesin, umarım sene sonunda da bunların geri dönüşü olarak onlara bir kupa veririz.

ZB: Fenerbahçe’yi tek kelimeyle nasıl özetlersin? Ya da şu an Fenerbahçe hayatında hangi kelimeye karşılık geliyor?

VJ: Kesinlikle ‘taraftar.’

‘Fenerbahçe benim için bir şans’

ZB: Bir önceki yaz dönemi 20 Milyon Euro’luk bir bedelle Tottenham’a gittin. Premier League’de bir hayal kırıklığı yaşadın mı? Fenerbahçe’ye gelişin, senin açından bir kurtuluş reçetesi mi? Yoksa hayallerine giden yolda bir hayal kırıklığı mı?

VJ: İngiltere benim için kesinlikle bir hayal kırıklığı değildi. Çünkü çok iyi bir takıma transfer oldum ve oynadım. Fenerbahçe’ye gelişimi de kesinlikle bir geri adım olarak görmüyorum. Çünkü Fenerbahçe benim çok fazla gelişebileceğim, forma şansı bulabileceğim bir yer. Aslında Fenerbahçe benim için büyük bir şans. Ben de Fenerbahçe için bir şans olmak için mücadele ediyorum.

‘İz bırakmak istiyorum’

ZB: Fenerbahçe tarihinde Pierre van Hooijdonk ve Dirk Kuyt gibi efsaneler var. İkisi de Hollandalı. Van Persie maalesef onların arasına katılamadı. Hooijdonk ve Kuyt gibi efsaneler arasına girebileceğini düşünüyor musun?

VJ: Açıkçası şu an Fenerbahçe’de kiralık olarak forma giyen bir futbolcu olduğum için ‘efsane olma konusunda’ yorum yapamam. Fakat şu net; burada oynamış Hollandalı futbolcular çok iyilerdi ve performanslarıyla büyük iz bıraktılar. Ben de iz bırakmak için buradayım.

‘Burada kendimi çok güvende hissediyorum’

ZB: Fenerbahçe’den teklif geldiğinde hangi kriterleri dikkate aldın? Hatırladığım kadarıyla o dönem Türkiye ile Hollanda arasında siyasi bir çekişme yaşanıyordu. Ayrıca ülkemiz maalesef bazı terör olaylarıyla sarsıldı. Bunları dikkate aldın mı? Yoksa “Ben futbolcuyum ve futbolun dili birdir, futbol barış dilidir” düşüncesiyle mi hareket ettin?

VJ: Bu tarz kararlar verirken genellikle pozitif şeyleri düşünmeyi tercih ederim. Gelirken yaşanan olayları biliyordum. Fakat terör şu an sadece Türkiye’de değil ki! Dünyanın her yerinde, Londra’da ve diğer şehirlerde de var. Karar verirken, bu koşulları göz önünde bulundurmadım. Geldiğimden beri herkes yardımcı oluyor. Çok güzel bir ortam buldum açıkçası ve kendimi burada çok güvende hissediyorum.