Futbol
Basketbol
Voleybol

"Eğer kupayı vermezlerse..."

Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, "2010-11 sezonu şampiyonluk kupasını Fenerbahçe’den almamız gerek. Kupayı vermezlerse, Cumhuriyet tarihinin görmediği bir eylem yaparız.”

ABONE OL
Vatan Haber

Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu mayıs ayında göreve geldi. Kongrede Başbakan Erdoğan’ın yakın bir dostuna karşı aday oldu ve seçildi ama sonrasında başbakanla hızla yakınlaştı. “Siyasetle işim olmaz” diyor ama Erdoğan’a bağlılığını gizlemiyor.

Onunla konuşurken her laf adalete ve hakkaniyete bağlanıyor. “Önceki başkan gibi konuyu magazinleştirmem” diyor ancak 2010-2011şampiyonluğu iddiasını da dilinden düşürmüyor. Röportaj yaparken ikitelefonu da sürekli çaldı. Yalnızca bir arayanı geri aramak için ara verdik. Kapattığında, “Forvet forvet diye yiyorlar bizi de... Alalım forvet, rahatetsinler” açıklamasından, transfer döneminin son gününde futbolcu transferigörüşmesi yaptığı anlaşıldı.

Hacıosmanoğlu sert görünümlü, delikanlılık raconuyla davranıp o jargonla konuşuyor ama yanında tedirgin olacağınız biri de değil. Onunla, eşinin akrabası Ali Ağaoğlu’nun şirketinde buluşup konuştuk. Fotoğraftakiler, Ağaoğlu’nun terasta yetiştirdiği, röportaj sırasında toplayıp bize ikram ettiği domatesler. Köşeli konuşan ve siyah-beyaz giyinen Hacıosmanoğlu’yla röportajımızdaki yuvarlak ve renkli olan tek şey de o domateslerdi.

Siz başkanlığa Muharrem Usta’yla yarışarak seçildiniz. Onun seçilmeme nedeni olarak da Başbakan Erdoğan’a fazla yakın olmasıgösterildi. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

O zamanlarda siyasetin desteklediği aday diye görülüyordu, biz de halkındesteklediği adaydık. Bizim sorumluluğumuz çok daha farklı. Bütün güçlerin hemen hemen yüzde 80’inin bize karşı olduğu bu düzenin içerisinde halkın oylarıyla seçilmiş bir insanız.

Yani aslında siyasete karşı mı seçildiniz?

Belli bir kısmına karşı, tamamı demeyelim de...

“Benim siyasetle işim yok, bakan ol diye koltuk verseniz kabul etmem”

Kulüp başkanlığı sayesinde siyaset çevresine açıldınız. Başbakan ile birkaç kez görüşme şansı buldunuz değil mi?

Benim öyle kulüp başkanı oldum, insanlarla ilişkiye gireyim diye bir çabam yok. Kulüplere namusunuzla hizmet edecekseniz, kendi çıkarınızın zarargörmesini göze alacaksınız. Çünkü iki çıkar bir arada olmaz.

Mevcut durumda sizin kendi çıkarlarınıza da zarar verecek birdurum yok gibi görünüyor. Başbakan Erdoğan’ı ziyaret ettiniz, o geçenlerde kulübe geldi, AK Partili olduğunuzu da söylüyorsunuz. Burada bir çıkar çatışması yok gibi...

AK Partili olduğumu söylemiyorum. Benim siyasetle işim yok. Bugün bana bakan ol diye koltuk verseniz kabul etmem. Benim için bu ülkede yapabileceğim, hayalini kurduğum
en önemli koltukta oturuyorum. Türkiye’deki 10 önemli koltuktan biridir. Ama orada şunu ayırıyorum; bu ülkenin başbakanı, kendimden çok şey gördüğüm, yakın tarihin de en büyük lideri. Bu ülke için yaptıkları da ortada. Biz ona minnet duyuyoruz.

Kazlıçeşme mitingine gittiniz, orada kürsüde de göründünüz.

Ben bu ülkenin üzerinde oyun oynandığına inanıyorum. Bu ülkenin güçlüolmasını istemeyenlerin, dünyayı yönetenlerin her ülkede uzantıları var. Ben onların birçoğunun planını da gördüm.

Başbakan son Trabzon gezisinde kulübe de uğradı. Nasıl bir görüşme oldu?

Zaten belinden rahatsızdı, arkadaşlarla karşıladık. Bir insan seli vardı. Sohbet ettik, normal, güncel konulardan konuştuk, özel bir şey de konuşmadık.

Futbol konuştunuz mu?

Genelde oturduğumuz zaman futbol konuşmuyoruz. İnsanlar farklı düşünüyorlar ama.

Ne konuşuyorsunuz?

Güncel olaylardan konuşuyoruz. Bazı aklı evveller, “Hacıosmanoğlu başbakanla konuştuktan sonra yol haritası değişti” diyor, anlatamıyoruz ki biz insanlara... Bu hak arama yolu eski başkanımız gibi “Kupamızı verin, verin” diye magazinleştirilecek bir şey değil. Haklarınızı talep edeceğiniz merciler vardır, hakkınızı alamadığınız zaman da eylem yapacağınız hukuk çerçevesinde şekiller vardır. Bu konuya dair başbakanımızla tek kelime dahi konuşmadık, o da bana söylemedi.

“Bana ‘Artık bu işin fazla üstüne gitme’ diyen, cevabını alacağını da bilir”

Şike iddiaları nedeniyle 2010-11 sezonu şampiyonluk kupasının Fenerbahçe’den alınıp Trabzonspor’a verilmesi tartışılıyor. Başbakan size “Bu da böyle olsun, artık fazla üstüne gitme” dese buna karşı çıkar mısınız?

Bana kimse söylemez öyle bir cümle. Söylediği zaman da alacağı cevabı bildiği için akıllı insanlar söylemez. Ben onun söyleneceği bir adam değilim.

Başbakan da söylese buna razı olmaz mısınız?

Kimse söyleyemez bana. Sayın Başbakanımızın mücadelesinden dolayı saygı, minnet duyuyorum. Kişisel olarak ne desteği vermem gerekiyorsa da her zaman vereceğim. Hayatım altüst olsa, beni bu yoldan çevirecek değilTürkiye’de, dünyada bir güç yok. Bu kupayı bize vermezlerse, hukuk kuralları içinde, Cumhuriyet tarihinin görmediği bir eylemi yapmak da bizim boynumuzun borcudur.

Nasıl bir eylemden bahsediyorsunuz?

Bizi milyonlarca insan arıyor ne zaman toplanacağız, yürüyeceğiz diye. 300-500 bin ya da üzerinde insan, başka kulüplerin taraftarları da, bu adaletsizlik ortadan kalksın diye yürümek için haber verin diyorlar.

“İstinye’ye gider, bir çadırkent de biz yaparız”

Nereye yürüyeceksiniz?

Yürüyeceğimiz yer bellidir. İstinye’ye, Futbol Federasyonu’na yürüyeceğiz. Gider bir çadırkent de biz yaparız. En sonunda bu hakkı bize teslim edecekler ya da Türk futbolunu kökten yakacaklar. Yanması da benim hiç umrumda değil. Türkiye’de bu ölçekteki kararlar siyasetin etkisi olmadan alınmaz.

Bu kararı alacak kişiler “Fenerbahçe camiası mı, Trabzonpor mu?” hesabı yaparsa ne olacak?

Ben ona inanmıyorum. Bunu alıp bir tarafa verince, diğer tarafı küstüreceksiniz diye bir şey yok. Bu ülkede bakıyorsunuz, hep başbakan müdahale ediyor diyorlar ama “beyefendi” diye başbakanın ismini kullanan simsarlar var. Bu ülkede kendini yorumcu, gazeteci olarak çok üst düzeyde gören, TV’lerde insanları yönlendiren ama emek hırsızlarının avukatlığını yapan, başbakanın ismini kullanan simsarlar var. Bunların hepsinin biz raporunu tutuyoruz.

Açıklamalarınızın birinde “Trabzon Rum takımı mı, Ermeni takımı mı?” demiştiniz, şimdi kupada Rum takımıyla eşleştiniz. Onlara yenilirseniz daha çok üzülür müsünüz?

Benim ayrımcı bir kişiliğim yok. Öyle anlaşıldıysa özür diliyorum. Onu derken şunu kastetmiştim: Bu ülkeye talip olan muhalefet partileri Trabzonspor kulübünü, camiamızı
yok sayarak Fenerbahçe’ye komplo düzenlendiğini savunuyor, emek hırsızlığının avukatlığını yapıyor. Onu derken azınlık vatandaşlarımızı değil, Ermenistan’ın, Yunanistan’ın, İsrail’in takımlarını kastetmiştim.

“Başbakan olmayacak bir şey söylüyor, UEFA bunu yapmaz ki...”

Ama sorumluluk mevkiinde oturan başbakan UEFA’ya, karar mekanizmasına konuşuyor; diğeri muhalefet, tribünlere konuşuyor. Başbakan Erdoğan’ın dediği daha etkili, önemli değil mi?

Bu ülkenin başbakanı “Kişilerle kurumlar ayrılsın” diyor. Bunu yapamazlar.

Başbakan olmayacak bir şey mi söylüyor yani?

Olmayacak bir şey söylüyor. UEFA bunu yapmaz ki.

(Milliyet)

Diğer Haberler

  1. Misli’den günün oyuncu bahisleri! Dani Olmo ve  Zeki Amdouni dikkatleri çekiyor…
  2. Günün en çok oynanan maçları
  3. Günün en çok oynanan maçları
  4.  Uluslar Ligi'nde Hırvatistan'ın konuğu Portekiz! Maçtan tüm detaylar, muhtemel 11'ler ve Misli ile Şampiyon Oranlar burada...
  5. Süper Çarkıfelek'te tam 20.000 katı kazanç! 10’TL’ye 200 bin TL kazandı!
  6. İlk yarı skorunu tahmin etti, 37 oranla 125 bin 811 TL kazandı!
  7. Misli’den günün şampiyon tercihleri
  8. A Milli Takım'da Gökhan ve Cihan sürprizi
  9. Tümer Metin'den Fenerbahçe'ye transfer tavsiyesi: İlaç olur! Gözüm kapalı alırım
  10. Kerem Aktürkoğlu, Portekiz basınında gündeme oturdu

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.