Bu kupa unutulmaz
İngiltere futbolun beşiği olabilir ama güzel futbol denince Brezilya akla gelir. 2014 Dünya Kupası da bu topraklara layık bir turnuva olarak tarihe geçiyor
BAZI takımların kaderini hakem hataları belirlerken; örneğin İngiltere maçında Uruguaylı Godin’e ilk yarıda çıkmayan 2. sarı, veya Bosna Hersek’in nizami golünün verilmemesi gibi. Bazılarının kaderini ise en kritik anda kaçan goller belirledi. Şili’de Brezilya maçının 120. dakikasında Pinilla’nın şutunun direkte patlaması, İsviçre’de Dzemaili’nin Arjantin maçının son saniyesinde kafa vuruşunun direkten dönmesi veya Belçika maçının 90+3. dakikasında Amerikalı Wondolowski’nin topu boş kaleye gönderememesi gibi. Yerimiz olsa yukarıda saydıklarıma ekleyebileceklerim devam eder.
BU turnuva, takım oyununun önemi kadar bireysel performansların da kupaya giden yoldaki katkısını gözler önüne serdi. Her Dünya Kupası’nda bir veya iki oyuncudan söz edilir ama şampiyona bittiğinde bu kez birçok oyuncunun ismini yazabileceğiz.
BREZİLYA’DA Neymar, Arjantin’de Messi, Almanya’da Müller, Hollanda’da Robben ve Sneijder zor anlarda ortaya çıktı. Fransa, 98’den bu yana futboluyla ilk kez bu kadar keyif ve umut verirken, Benzema, hücumdaki etkinliğiyle takımın lideri oldu.
HOLLANDA’DAN REKOR
TURNUVANIN en genç takımı Belçika’da Hazard hala bekleneni veremedi ama, ABD maçı gösterdi ki Arjantin karşısında şansları hiç de az değil. Üstelik başlarında, bana göre son 8’in en başarılı teknik direktörü Marc Wilmots varken.
2014 Brezilya, yedek kulübesinin sadece maç izleme yeri olmadığını hatırlattı. Oyuna sonradan giren futbolcular tam 28 gol atıp, bu alanda kupa rekoru kırdı. Skor ne olursa olsun, bir ikisi dışında, takımların son saniyeye kadar ayakta kalmaya çalıştıklarını ve oyun disiplininden kopmadıklarını gördük. Bu sayede 9 maçta ilk golü yiyen takım kazandı. 4 maçın 3’ünde geri dönüşe imza atan Hollanda ise rekor kırdı.
SON Avrupa Şampiyonası’nda yarı final oynayan 4 takımdan 3’ü gruptan çıkamadı ve sadece Almanya yoluna devam ediyor.