20 saniyede hayatı değişti

Trabzon’un Boztepe mahallesinde oturan Sebahat-İsmail Yazıcı çiftinin 3 erkek çocuğundan biri olan Yusuf Yazıcı, futbol oynamaya daha önce Trabzonspor altyapısında oynayan ağabeyi Cihan Yazıcı’nın yönlendirmesiyle başladığını ve futbol tutkusu olan babasının da kendisini hep desteklediğini belirtti.

Yusuf, Pelitli Mahallesinde otururken okuduğu Ayfer Karakullukçu İlköğretim Okulu’nda Trabzonspor’un oyuncu seçmeleri yaptığını belirterek, şöyle devam etti:

“8 yaşındaydım. Seçmelerde maç başlar başlamaz santradan kaleye gittim gol attım. 20 saniye geçmişti, belki daha da az. Golü atar atmaz Salih hoca beni dışarıya çıkardı. Ben, seçilemediğimi düşünerek ‘niye beni çıkardın’ gibisinden ağlamaya başladım. Daha sonra hocam ‘oğlum seçildin ne istiyorsun’ dedi. Onu duyduğumda büyük bir mutluluk yaşadım, çünkü futbolu çok seviyordum.”

“RÜYADA GİBİYİM”

Yusuf Yazıcı, Trabzonspor’da A takım formasını giymesinin bir rüya gibi olduğunu ifade ederek, “Maçtan önce oynarsam gol atacağıma inanıyordum. Ağabeyim de ‘gol atacaksın’ demişti. Oynadım, gol attım. Öz güvenim vardı. İyi performans göstereceğime inanıyordum. Hayal ettiğin formayı giyiyorsun, 2 gol atıp 2 asist yapıyorsun. ‘Anlatılmaz yaşanır’ derler ya onun gibi bir duygu.” dedi.

Taraftarların genç oyunculara tolerans göstermesini isteyen 19 yaşındaki oyuncu, “Daha yeni A takıma çıktık. Süper Lig’de oynamak zor. Sadi hoca sayesinde yukarıya çıktık. Hami hoca da bize forma şansı veriyor. Öz güvenimiz yerinde, oynayabiliriz. Altta bizden daha iyileri de var. Daha azimle çalışacağım. İnşallah diğer kardeşlerim de A takıma çıkar ve kendilerini gösterirler.” diye konuştu.

Futbol hayatının başlangıcında olduğunu belirten Yusuf Yazıcı, “İnşallah devamı gelir. Daha fazla üstüne koyup çalışıp iyi yerlere gelmek istiyorum. Tabii ki milli takıma gitmek isterim. Çok güzel bir duygu milli takıma gitmek. Altyapıda yaş gruplarına gidip oynadığım zaman müthiş bir duygu hissediyordum.” ifadesini kullandı.

“DÜNYA ŞAMPİYONU OLUNCA DONDUM KALDIM”

Geçen yıl dünya şampiyonu olan Trabzon Erdoğdu Anadolu Lisesi’nin kaptanlığını yapan Yusuf Yazıcı, şampiyonluk anısını da anlatarak, “Herkes seviniyordu, kimisi mutluluktan ağlıyordu. Ben donup kaldım, hiç hareket edemedim. Daha sonra kendime geldim, takım olarak büyük sevinç yaşadık. 15 bin taraftar maçımızı izledi. Çok muhteşem bir duyguydu.” dedi.

Attığı 2 golün de anneler gününe denk geldiğini söyleyen Yusuf, “Hemen maçtan sonra annemi aradım, gollerimi ona armağan ettim. Babam da ağabeyime ‘Yusuf hediye verdi, sen ne hediye aldın’ diye takıldı.” ifadelerini kullandı.

SALİH TEKKE: “AĞLAYARAK EVE GİTTİ”

Altyapı antrenörü Salih Tekke de Yusuf Yazıcı’nın seçmelerine ilişkin “Salim ağabey (Doğan) ile okula gitmiştik. Yusuf, hemen kendini gösterdi, ben de ‘çık dışarıda bekle’ dedim. Yusuf’u seçtiğim için kenara almıştım ama o ağlayarak eve gitmiş. Daha sonra ağlayarak ailesiyle döndüğünde onu seçtiğimizi söyleyince mutlu oldu.” dedi.

Yusuf’un özelliklerini anlatan Tekke, “Yusuf, oyun becerisi olarak çok yüksek, yaratıcı bir oyuncu. Çalım atan, dripling yapan, ara pası veren, gol atan, gole teşebbüs eden bir oyuncu. Oynayarak temposunu arttırırsa Türkiye’de iyi bir yere geleceğine inanıyorum.” diye konuştu.

Tekke, bölge insanına destek olup sahip çıkılması gerektiğini söyleyerek, şunları kaydetti:

“Bu takımı ayağa kaldıracak, takımı sahiplenecek bireyleri biz de sahipleneceğiz. Bu topraklarda, bu şehirde inanılmaz yetenekli oyuncular var. Trabzonspor’da çıkıp yüreğini ortaya koyacak, bu efsaneyi büyük takımı ayağa kaldıracak oyuncular var. Herkesin bu genç oyunculara destek olması lazım. Trabzonspor altyapısı bir futbolcu fabrikası. Çıkan oyuncular kendini gösteriyor. Çalışmaların meyvesi alınmaya başlandı.”

SEREMONİ ANISI

Trabzonspor Gençlik Geliştirme Teknik Sorumlusu Sadi Tekelioğlu da Yusuf Yazıcı ile ilgili bir anısını anlattı.

Tekelioğlu, Yusuf Yazıcı’nın altyapıda oynarken Trabzonspor’un 11’i ile bir maçta seremoniye çıktığını belirterek, şöyle devam etti:

“Takımla sahaya çıktıktan sonra tribüne geldi. Benim önümdeydi. 2008-2009 sezonuydu ve ben altyapı ile yeni anlaşmış ve ertesi gün göreve başlayacaktım. Maçla ilgili yorum yapıyordum. Bu yanındaki arkadaşına, ‘amca ne güzel yorum yapıyor’ dedi. Göreve başladım ve antrenmanda ‘tanıdın mı o amcayı’ dedim. Teknik direktör olduğumu öğrenince şaşırdı.”