Sahura kalkmadan oruç tutmak sağlıklı değil!..
Beslenme Uzmanı Sevil Ürer, “Ramazanda yediğimize ve içtiklerimize dikkat etmeliyiz” dedi, uyardı: Mutlaka sahura kalkın. 2-2.5 litre su, ayran, meyve ve maden suyu için...
Yeterli ve dengeli beslenme hayatın her döneminde olduğu gibi Ramazan ayında da büyük önem taşıyor. Ramazanda sağlığın ve ideal kilonun korunması için en kritik öğün olan sahurun atlanmaması gerekiyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Sevil Ürer, beslenmenin önemi hakkında bilgi verdi.
Gece yemek yiyip yatmayın
Ramazanda sahur vaktinin geçmiş yıllardaki gibi sabaha karşı değil gecenin ilk saatlerinde olması uyku problemlerine neden olduğu için pek çok insan gece yiyip yatmayı ya da tek öğün beslenmeyi tercih ediyor. Ancak sahurun yapılmaması metabolizmayı zayıflatırken, oruç tutarken kısa sürede acıkmaya da sebep olur. Sahur yapılırken tüketilen besinlere de dikkat edilmelidir. Çok baharatlı ve tuzlu yiyecekler, gün içinde daha çok su ihtiyacına neden olur. Sahurda süt, yumurta, peynir çeşitleri gibi uzun süreli tokluk sağlayacak protein içeriği yüksek besinler ve bol söğüş veya bir su bardağı yarım yağlı süt veya yoğurt meyve ile tam tahıllı gevrekler tercih edilebilir.
Metabolizma hızınızı artırın
Ramazanda uyku ve beslenme düzenindeki değişiklikler metabolizmanın çalışma hızının değişmesine sebep olur. Bu dönemde sıcaklık ve neme bağlı olarak vücut ısısı artmakta, vücut bu yeni duruma adapte olmaya çalışmaktadır. Sıcaklığın etkisiyle terleme ile birlikte artan sıvı kayıpları ise telafi edilmelidir. İftar ve sahur arasında en az 2-2,5 litre su içilmeli, ayran, taze sıkılmış meyve ve sebze suları, çorba, komposto gibi içeceklerle sıvı alımı artırılmalıdır. Sıvı tüketimini artırmak için iftarda ilk yemek olarak çorba tercih edilebilir.
Kontrollü beslenme...
Ramazan sonrası tansiyon, kalp hastalıkları gibi sorunlar yaşamamak ve hızla kilo almamak için kontrollü bir beslenme programının uygulanması gerekir. Ramazanda bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almaları gereken enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranları değişmez. Sağlığın ve ideal kilonun korunması için bu dönemde de sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleri ile yeterli ve dengeli beslenme planının uygulanması gerekir.
Ağır yemekler kalbe yüktür
Ramazanın yemek kültürü açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluktur. İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilir. İftarda kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğar. Fakat uzun bir açlık sonrası ağır yemekler tüketmek kalbin yükünü artırır ve ani kalp krizleri, yüksek tansiyon, beyin kanaması ve felç gibi olumsuzluklara yol açabilir.
Çorba sonrası 5 dakika mola
Su ve istenirse hurmayla oruç açıldıktan sonra peynir çeşitleri, domates, salatalık gibi tuzlu ve aşırı yağlı olmayan kahvaltılıklar, çorba ve salata gibi hafif besinlerle iftara devam edilmelidir. Ana yemeğe geçmeden önce 5-10 dakika kadar bir mola vermek hem mideyi rahatlatacak hem de daha az yemeyi sağlayacaktır. Verilen aradan sonra ana yemekte etli-etsiz sebze veya ızgara et yemeği, 1-2 dilim tam buğday ekmeğiyle veya az miktarda pilav/makarna/bulgur pilav ile tercih edilebilir. Yanına yoğurt, ayran ya da cacık tüketilebilir. İftarda yemeği yavaş yemek ve lokmaları iyi çiğnemek sindirim açısından çok önemlidir.
İftarda kızartma kilo aldırır
İftarda kızartmalar, tereyağı ile hazırlanmış ağır tencere yemekleri, hamurla yapılan ağır tatlılar, fazla miktarda tüketilen pilav ve makarna gibi yemekler vücutta yağlanmayı artırmaktadır. Yağlanma ve kilo alımı ağırlık hissini artıracağından kişi kendini zinde değil yorgun ve bitkin hisseder. Yemek sonrası tatlı tüketimine de dikkat edilmelidir. Yemekten 1-2 saat sonra meyve veya tatlı tüketilebilir. Şerbetli hamur tatlıları yerine özellikle mevsim meyvelerinden yapılan tatlılar, sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi) ya da dondurma tercih edilmelidir.