Şampiy10
Magazin
Gündem

Omuz kireçlenmesine bu yöntem iyi geliyor

Halk arasında kireçlenme olarak bilinen, ciddi eklem ağrılarına yol açan Osteoartrit hastalığının, başta diz olmak üzere birçok büyük eklemi etkileyebildiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Deniz Aydın, başlıca şikayetlerin ise eklem hareketlerinde kısıtlanma, hareketlerle artan ağrı, eklemde şekil bozukluğu gelişimi ve tekrarlayan şişlikler olduğunu söyledi.

ABONE OL
DHA

Ciddi eklem ağrılarının nedeni olan ve halk arasında kireçlenme olarak bilinen hastalığın başta diz olmak üzere birçok büyük eklemi etkileyebildiğini belirten Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Deniz Aydın, kireçlenmenin, eklem kıkırdağının yıkılması, kıkırdak altındaki kemikte sertleşme, kist oluşması, eklem çevresinde yeni kemik oluşumlarının ve eklemin çevresindeki yumuşak dokularda ödem gelişmesi ile ortaya çıkan bir hastalık olduğunu söyledi.

Kireçlenme ile ilgili şikayetlere de değinen Yrd. Doç. Dr. Deniz Aydın, tutulan ekleme göre değişik klinik sorunlar oluşabilse de başlıca şikayetlerin eklem hareketlerinde kısıtlanma, hareketlerle artan ağrı, eklemde şekil bozukluğu gelişmesi ve tekrarlayan şişlikler olarak karşılarına çıktığını söyledi.

OMUZDA KİREÇLENMENİN NEDENLERİ

Omuzda kireçlenme nedenleri hakkında da açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Deniz Aydın, altta yatan bir neden olmaksızın omuz ekleminde şikayet oluşturacak kireçlenmenin nadir görülebileceğini belirterek kireçlenme nedenlerine yönelik şunları söyledi; “Vücutta pek çok eklemin tutulabildiği iltihaplı eklem romatizması eller, ayaklar, kollar ve bacaklarda bulunan eklemlerin içerisini döşeyen sinovyal zarların iltihaplanmasına ve eklem kıkırdağının zarar görmesine neden olur. Kırık ve çıkıklar sonrası oluşan kıkırdak hasarının ilerlemesiyle ortaya çıkmaktadır. Kaslardaki büyük bir yırtık da eklem uyumunun bozulmasına neden olur. Eklemin merkezi şekilde hareket etmemesi, uzun sürede eklem yüzeyinde aşınmaya ve kireçlenmeye neden olabilmektedir. Ayrıca kan desteğini sağlayan damarlardaki sorunlar nedeniyle beslenemez duruma gelen kemik hücrelerinin ölümüyle, eklem yüzeyinde oluşan çökmeler sonucu yine kireçlenme gelişmeye başlar. Bu tür kireçlenme steroid kullanımı, alkol tüketimi, orak hücreli anemi hastalığı ve travmatik yaralanmalar nedeniyle oluşabilir.”

“TEDAVİDE KORUYUCU YÖNTEMLER İLK PLANDA OLMALI”

Omuz kireçlenmelerinin tedavisinde koruyucu yöntemlerin ilk planda uygulandığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Deniz Aydın, istirahat, aktivite değişikliği, soğuk uygulama, sıcak buhar uygulaması, ağrı kesici ödem giderici ilaç kullanımı, eklem içi iğne uygulaması ve fizik tedavinin koruyucu yöntemleri oluşturduğunu belirtti.

İstirahatte omuz eklemi kullanımının en aza indirilmesi yoluyla eklem çevresindeki ödemin azaltılmasının amaçlandığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Deniz Aydın, bu amaçla omuz ve kol askısının kullanılabileceğini belirtti. Aktivite değişikliği ile kolun ağrı yaratan yönlerde kullanılmasının engellendiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Deniz Aydın, sık kullanılan eşyaların alçak yerlere yerleştirilmesi ile kolun yukarı kaldırılmasının azaltıldığını belirterek şöyle devam etti: “Baş üstü hareket gerektiren işlerden kaçınılması önemlidir. Ağrı kesici ödem giderici ilaçlar, eklem çevresindeki ödemin azaltılmasında ve hissedilen ağrının hafifletilmesinde etkilidir. Fakat bu ilaçların gastrit, mide kanaması ve böbrek sorunları gibi yan etkileri olabileceği de unutulmamalıdır. Bu ilaçların yan etkilerini en aza indirmek için tok karnına ve bol suyla alınması ayrıca ilaç kullanım süresinin kısa tutulması önemlidir. Soğuk uygulama da benzer şekilde ödemin azaltılmasında ve ağrının hafifletilmesinde faydalıdır. Soğuk uygulama günde 4-5 kez uygulanabilir. Bu işlem 10-15 dakika boyunca ağrılı eklem üzerine soğuk jel paketleri uygulanarak yapılır. Soğuk jel ile cilt arasında havlu ya da pamuklu bezler gibi koruyucular yerleştirilmelidir. Aksi takdirde cilt yanıklarına sebep olabilir. Soğuk uygulamanın geniş bir yüzeye yapılması etkisini arttırır.”

“YANLIŞ TEDAVİ HASTANIN AĞRILARINDA ARTMAYA NEDEN OLABİLİR”

Eklem içi enjeksiyonların ağrının çok kısa sürede belirgin olarak azalmasına neden olabileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Deniz Aydın, bu uygulamanın etkilerinin geçici olduğunu, tekrarlayan iğnelerin ise önerilmediğini belirterek konuyla ilgili şöyle devam etti; “İğneler eklem kıkırdağının daha hızlı yıpranmasına neden olabilir. Fizik tedavi uygulamaları ise eklem kireçlenmesinde ağrıların azaltılması, mevcut hareket açıklığının korunması ve arttırılmasında faydalı olabilir. Uygun bir tedavinin düzenlenmesi önemlidir. Yanlış tedavi hastanın ağrılarında artmaya neden olabilir. Tüm cerrahi dışı tedavi çabalarına rağmen devam eden, hayat kalitesini kısıtlayan ağrılarda cerrahi tedaviler gündeme gelir. Koruyucu yöntemlerle fayda görmeyen hastalarda artroskopik eklem debridmanı yada protez uygulanması gerekebilir.”

Diğer Haberler

  1. Bilime göre egzersiz için en iyi zaman: Sabah 8 ve akşam 6
  2. SGK'nın geri ödeme listesine 18 ilaç daha alında
  3. Aile hekimi başına düşen nüfus azaltıldı
  4. Tüberküloz yeniden en ölümcül bulaşıcı hastalık oldu
  5. Dünya Gıda Günü’nde dikkat çeken veriler
  6. Aile bağları kuvvetli olmayan çocuklar sosyal medyaya yöneliyor
  7. Kök Hücre Biyolojisi alanında çığır açan bilim insanına büyük ödül
  8. Üç kişiden birini etkiliyor! Bilim insanları açıkladı: İnanılmaz derecede yaygın
  9. Basur Nedir, Nasıl Geçer? Basur Geçiren Yöntemler, Püf Noktaları Nelerdir?
  10. Vertigo Nedir? Vertigo bir hastalık mı yoksa hastalık belirtisi mi?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.