Standartlar dışında bir ses KALBEN!
.
Sofar Sounds’un konserlerinden birinde Kalben sahneye çıkıp, son dönemde dinlemelere doyamadığımız şarkısını söyledi. Sonra video aldı başını yürüdü... Peki, kimdi Kalben? Yıllar evvel Ankara’da tanıştığım bu şahane sesli kadın, müziğini anlattı...
Alışılagelmiş kadın sanatçılardan nasıl bir farkın olduğunu düşünüyorsunuz?
Alışılagelmiş kadın sanatçıdan anladığım toplum için standardize edilmiş güzellik kıstaslarına uymayı hedefleyerek yaşayan ve şarkılarında genellikle öz değerini çerçeve dışı bıraktıran umutsuz aşklara gark olan kişi ise birkaç farkım olabilir, doğrudur. Gözlüklüyüm mesela. 65 kiloyum. (gülüyor) Gerçek kusurlarım var ve yıllar içinde onlardan utanacak halim kalmadı. Fiziksel olanı, yüzeyseli geçersek, kendimi farklı olarak konumlandırma işine girişmesem daha iyi.
Söylemekten sakındığımız kelimeleri şarkılarınlarınızla dışa vuruyorsunuz. Şarkı yazmak size ne ifade ediyor?
Şarkı yazmak etrafta kimse yokken burun karıştırmak gibi. Sevgilim evde değilken buzdolabını talan edip abur cuburlara dadanmak gibi. Babaya isyan etmek, kanunlara karşı gelmek gibi. Kimsenin revizesini almıyorum. Ya da iznini... Dostlarıma ya da dinleyenlere “Bu nasıl sence?” diye sorsam da yanıtın olumsuz olma ihtimalinden korkmuyorum. Sen yaşıyorsun, şarkılar geliyorlar. Şarkılar da şarkıları sevenler de sağ olsunlar.
ÇOCUK KİTAPLARI DA YAZIYOR
Bir de hikaye kitabınız var...
Çocuk kitabı yazmış olmanın anlamını kavradığımı söylemek için henüz erken... Yine de annelere ve çocuklara bir evren tasarısı verebilmiş olmak, onların kitap okuma saatlerine girme şansını elde etmek, bu eşsiz bağın “yancısı” olmak şahane.
İstanbul’a taşınmak müziğinizde nasıl bir değişime sebep oldu?
Ankara’da en fazla 3-4 ay şarkı yapamazken İstanbul’da senelerce şarkı yazamadım. Ciddi bir hayat mücadelesine girişip nice “Survivor” yarışmacısından hallice yaşadım. Sanırım 27 yaş sonrasında doğru bildiklerimin doğru olmadığını anlamaya başlamakla birlikte içim de açılmaya başladı. İçim açılınca Beyoğlu hikayeleri, kendimde gördüğüm kusurları değiştirme çabam, kızgınlıklarım, çok fena ilişkilerim birer birer şarkılara dökülmeye başladı.
‘Kendimi kaybetmemeye mutlaka çalışmam lazım’
“Sevdiğiniz şarkıları başkalarına dinletin” demişsiniz. Siz şarkılarınızı insanlara nasıl dinlettiniz?
Şarkılarımı ilk dinleyen annemdi. Sonra orta okul arkadaşlarım... Dostlardan “yabancı dostlara” geçiş ise çok yeni. Ankara’da ve İstanbul’da çaldım ama belirli bir çevreye hitap ettiğimden rahattım diyebilirim. Hiç düşünemediğim uçlara açılmaya 2014’ün son çeyreğinde başladım. Sofar Sounds İstanbul videosu ile de yolculuk devam etti.
“Hayat şahane” diyen ya da atarlı cümleler kuran şarkıcılardan sıkılmış mıydık?
Şu an sadece şarkı yazıyorum ve söylüyorum. İnsanların yanı başında söylüyormuşum gibi hissetmeyi ve hissettirmeyi zedelemeden, yormadan nasıl büyürüm ve müzisyenlerle birlikte dahasını üretebilirim diye düşünüyorum. Bir moda olmak, “trend haline gelmek” ya da sosyal medya fenomenine dönüşmek gibi arzularım yok. Bu sebeple insanların sıkıldıkları şeylerin yerine beni ve şarkıları koymalarını tercih etmem. Poptan sıkılıyor gibi yapsak da her seferinde bunlara dönmenin yollarını da buluyoruz. Bundan ötürü, işime ve sevişime odaklanıp sevenlere sevecekleri şarkılar yazarken kendimi kaybetmemeye çalışmak lazım.
‘Güzellikler sade düşüncelerden doğuyor’
Nil Karaibrahimgil gibi müzisyenler sizi öneriyor, insanlar sosyal medyada viral bir şekilde şarkılarınızı paylaşıyor... Kimi müzisyenler bunun için binlerce para harcarken siz sadece şarkınızı söyleyerek bunu sağladınız.
Nil Karaibrahimgil’in ağzından adımı duymak, Şebnem Bozoklu, Tuna Kiremitçi gibi kendi işlerini layıkıyla yapan yetenekli insanların paylaşımları arasında şarkılarımı görmek, Mabel Matiz ile şarkı söylemek... Harika. İçimden ne geliyorsa öyle yaptım. Endişelerle geçen yıllarım var. Bir adım atmadan önce o kadar düşünürüz ki hareket edemez hale geliriz. Endişe elimizi kolumuzu bağlar. Güzellikler daha sade düşüncelerden doğuyor belki de. Hani bir sabah uyanırsın da kafan dupdurudur. Ben o sabahın insanıyım. Henüz sabahlarım öyle olmasa da... Yorumlar, insanların paylaşımları... Bu insan bedeninde kendimden daha az utanmama, düzenden yana umutsuzluğumu bir nebze hafifletebilmeme ve sevdiklerime daha çok tebessüm katmama yol açıyor.
‘Pencelerden müzik sesleri eksik olmasın’
Az insanın bildiği ama müziğine bayıldığın bir isim siz bize önerseniz?
SoundCloud’da “daphead” adını kullanan sevgili Deniz Tekin’den bahsetmem lazım. 17 yaşında, şu anda Gaziantep’te yaşıyor.
Müzikteki en büyük başarı nedir?
Müzikte “başarı” kavramından kaçmak bence en büyük başarı. Aslında tek arzum, pencerelerden müzik sesleri, kahkahalar eksik olmasın. Sokaklarda kulaklığıyla klip çekermiş gibi havalı yürüyen ergenlere benzemeyi hiç bırakmayalım. Nerede olursak olalım bir şarkı açınca havamız değişsin.
Sahnede nasıl bir kadınsınız?
Beyonce-vari dönüşümlerim yok. Daha rahat ve bir o kadar da heyecan dolu oluyorum. Omuz ve saç atıyormuşum, arkadaşlar söyledi. Nasıl göründüğümü düşünmüyorum. Ya da “Detone oldum mu?” gibi sorular ve sorunlar yok sahnede. Beni şarkıları dinleyip tanıyan insanların babamdan daha iyi tanıdığına inanıyorum. Şarkılarda da sahnede de korku, çekingenlik, endişe yok. ‘Oh’ demek gibi ne kadar karanlık olabilseler de.