'Sınırlarınızı zorlayın'
Suriye kökenli gazeteciden yardım istedi
52 gün önce Suriye’de görev yaparken gözaltına alınan ve Suriyeliler tarafından rehin tutulan Türk Gazeteci Cüneyt Ünal’ın eşi Nuran Ünal canlı yayına Gazeteci Hüsnü Mahalli’den yardım istedi.
Beyaz TV ekranlarında yayınlanan Tahir Sarıkaya’nın sunduğu Uyan Türkiye programının canlı yayınına bağlanan Nuran Ünal, kendisinin, çocuğunun, Cüneyt’in anne ve babasının durumunu anlattı.
İyi olmaya çalıştığını anca iyi olmadığını ifade eden Nuran Ünal, ’Eşim gelene kadar da iyi olmayacağım ’ dedi.
Eşinden hiç bir şekilde haber alınamadığını ve bugün 53 ’üncü gün olduğunu belirten Nuran Ünal, ’Ben iyi değilim. Psikolojim bozuldu. Bu çocuğuma da yansıyor. Cüneyt’in kaybolmasından bir hafta Sonra görüntüsünün yayınlanması beni biraz rahatlatsa da, aradan geçen bu zaman içerisinde hiç bir haber lamamak inanın beni hergün daha da kötüye götürüyor ’ şeklinde konuştu.
Sarıkaya’nın, ’AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin’in sosyal paylaşım sitesindeki hesabında bir açıklaması vardı. ’Cüneyt maalesef hayatını kayebtmiştir. Başsağlığı diliyorum.’ şeklinde sözleri oldu. Bu sözler sizi çok yaraladı ama açıklama yapmadınız. Bu asılsız haberler sizin psikolojinizi nasıl etkiliyor? ’ sorusununa Ünal şöyle cevap verdi:
’ÖLÜM KELİMESİNİ DUYMAK BİLE İSTEMİYORUM ’
’Bizler büyüklerimizden bir şey duyduğumuz zaman daha çok ciddi alıyoruz. Bunun olmaması gerekiyordu. Keşke teyid edilip öyle yazsaydı. Artık olmuş bitmiş bunun üzerinde durmak istemiyorm. Açıkçası hatırlamak istemiyorum. Ölüm kelimesini bile duymak istemiyorum. Cüneyt çok şükür yaşıyor. ’
Tahir Sarıkaya’nın, ’Suriye devletine bir çağrınız var mı? ’ sorusu üzerine ise Nuran Ünal şunları söyledi:
Her Salı günü saat 18.30’da Suriye konsolosluğu önünde bir basın açıklaması yapıyoruz.. Eylemimiz var orada. Cüneyt’in o görüntüsünden Sonra çok uzun zamandır sesini bile duymadım. Yaşadığına dair yeni bir bilgi yok. Suriye hükümetine buradan sesleniyorum: Cüneyt’in eşi olarak, ailesi olarak iadesini talep ediyorum. Ayrıca yeni bir görüntüsünün yayınlanmasını ya da bir telefon bağlantısı yapmak istiyorum. Yaşadığını görmek istiyorum.
’HÜSNÜ BEY ALLAH RIZASI İÇİN SINIRLARINIZI ZORLAYIN ’
Buradan sesleniyorum: Suriye Cüneyt’in terörist değil, gazeteci olduğunu biliyor. Bile bile Cüney’i tutmanın hiç bir ülkeye faydası yok. Daha çok zarar getirecektir. Ayrıca Cüneyt tek başına değil, Başar da vardı. Onunla bir ekipti, onun ailesi de perişan. Artık buna bir Son verilmesini istiyorum. ’
Nuran Ünal, Suriye kökenli gazeteci Hüsnü Mahalli’den yardım istedi. Nuran Ünal, Mahalli’ye şöyle seslendi:
Hüsnü Bey’den de rica ediyorum. Ben çok ulaşmaya çalıştım kendisine ama bir türlü ulaşamadım. Kanalınız aracılığıyla Hüsnü Bey’e sesleniyorum: Suriye ile ilgili bağlantılarınızı duydum. Allah rızası için sınırlarınızı zorlayın. Eşlerimizi bize geri getirin. Bu konuda bize, ailesine yardımcı olmanızı, Cüneyt ve Başar’a sizin sahip çıkmanızı istiyorum. Lütfen eşlerimizi bize kavuşturun Hüsnü Bey. ’
’KIZIM HER GÜN BABASINI ARIYOR ’
Kızlarının 1, 5 yaşında olduğunu söyleyen Nuran Ünal, ’Cüneyt üç aylık isşizlik dönemi boyunca evde olduğu, babasına için aşırı düşkündü. Beni istemez babasıyla sürekli vakit geçirirdi. Benim çocuğum evin içinde her gün odaların kapısını tek tek açıp babasını arıyor. Televizyonda resmini gördüğü zaman televizyona doğru koşturup baba diyor. Telefonla babasını arıyor sürekli. Bir çok yeni kelime öğrendi. Ama Cüneyt bunlardan habersiz. İnşallah gelecek umudum var. Gelmesini diliyorum. Çocuğumuzu birlikte büyütmek istiyorum. Ama babasının yokluğunu maalesef unutturamıyorum Yetersiz kalıyorum bu konuda ’ diye konuştu ve ağladı.
’CÜNEYT’E BİR ŞEY OLURSA BİZ BUNUN HESABINI KİME SORACAĞIZ ’
Sarıkaya’nın, ’Cüneyt’in annesi babası ne durumda? ’ sorusuna karşılık da Nuran Ünal şunları söyledi:
’Onlar da benim gibi, hiç bir farkı yok. Hepimiz yarım hayatlar yaşıyoruz. Her ikisi de yaşlı ve hasta. Çok zor dayanıyorlar. İnanın korkuyorum onlara da bir şey olacak diye. Çünkü dayanamıyorlar artık. Cüneyt’e bir şey olduğu zaman biz bunun hesabını kime soracağız. Hepimiz perişanız. ’