Saygılarla David Bowie
Bazı müzisyenlerin sonsuza kadar dünyada kalacağını ve asla ölmeyeceğini sanırız. David Bowie 69 yaşında hayata gözlerini kapatırken geriye rock’n roll tarihini değiştiren yapıtlar bıraktı
Londra’da bulunan Victoria ve Albert Müzesi’nden içeri adımımı atıyorum. Yıllardan sonra 2013 yılının en sıcak gününü yaşıyor Londra. Müzenin ufak havuzunda çocuklar dans ediyor; içeride ise dünyanın en önemli müzisyenlerinden birinin sanat tarihinin külliyatı duruyor. Brixton’da doğup, müzik tarihini değiştiren Bowie glam rock’ın en şaşaalı yıllarının baş kahramanı olarak ‘David Bowie Is’ sergisinde tam karşımda duruyor. İnanılmaz bir sergi deneyimi bu. Yaşayan bir sanatçının hayatının en önemli anları V&A’nın duvarlarına yansıyor. Bir Bowie retrospektifi, interaktif olarak karşımda. Müzenin ve serginin direktörlerinden Geoffrey Marsh, Bowie’nin katmanlı olarak sanat hayatını gün yüzüne çıkarmak istemiş. Sahne kostümleri özellikle öyle büyüleyici ki sanırsam sergiyi gezen herkes bu cesarete şapka çıkarıyor. 1972 yılında BBC’de sahneye çıkarken Ziggy Stardust şarkısını söylerken Kansai Yamamoto’nun tasarımı tulumu, Alexander McQueen’in çizgilerini taşıyan kostümleri sadece kendini değil etrafını da parlatan bir yıldız o. Ardından New York sanat dünyasının çarpıcı isimlerinin buluştuğu Andy Warhol stüdyolarında geçen zamanın fotoğrafları...
Duke diyor ki “Bir bakıma gerçekçi dünyaya meydan okuyan bir adamdı. Kesin yargıları olmadı bunu, şarkı yazma sürecinde şahit olabilirsiniz. Bowie’nin arşivlerinde kendimizi bulduğumuz zaman 1973’ten itibaren neredeyse her şeyi arşivlediklerini gördük. Özellikle serginin sonunda sahne dekorlarını en ince ayrıntısına kadar tasarlayan Bowie ile karşılaşmak ve gerçek konserdeymişsiniz hissini yakaladık.” Özellikle Heroes şarkısının el yazısı ile karşılaşmak muazzam bir deneyimdi benim için.
Berlin duvarındaki aşıklar
Ertesi yıl bu kez Berlin’de Martin Gropius Bau’da aynı sergi ile karşılaşıyorum. Berlin gece hayatında fonda Bowie... Sanatçının Berlin üçlemesinin şarkılarının yazıldığı yer. Hatta 1977 tarihli “Heroes” albümü tamamen Berlin’de kaydediliyor. Brian Eno’nun da parmağı şarkı, Berlin Duvarı‘nın iki yakasındaki iki aşığın öyküsünü anlatır. Bowie, 1977’de Berlin’de yaşadığı sırada odasının camından dışarıyı izlerken yapımcısı Tony Visconti ile vokalisti Antonia Maass’ı Berlin’in “utanç duvarı”na yaslanmış, silahların altında öpüşürken görür. Heroes’u onlara adar ama Visconti o sırada evli olduğu için, Bowie’nin şarkının gerçek ilham kaynağını açıklaması 2003’ü bulacaktır. Bu sefer sergide Bowie’nin Berlin anıları var. Gün yüzüne çıkmamış Berlin fotoğrafları... Burada takıldığı kafeler, yazdığı şarkılar, kaldığı otel odası ve oradaki arkadaşları... Dünya bir daha böyle bir yıldız ile karşılaşacak mı?
10 Ocak gecesi dünyaya gözlerini yumarken Bowie, eminim ki gökyüzünden de bir yıldız kaydı. Müziğin sesini biraz daha açın; “We can be heroes, Just for one day” diye bağırıyor Bowie...
Son damgası siyah yıldız
1969 yılında Ay’a ilk ayak basıldığında, Bowie de ticari olarak başarı getiren albümü Space Oddity’yi piyasaya sürdü. David Bowie tarafından 1972 yılında bir albüm konsepti oluşturarak, Ziggy Stardust adlı hayali rock yıldızını yarattı. Bowie müziğe 10 yıl ara verdi. 2013 yılında The Next Day adlı albümü piyasaya sürüldü. Ve 8 Ocak 2016’da ise son albümü Blackstar yayınlandı. Albüm kapağında ise Bowie’nin son damgası, bir siyah yıldız kaldı geriye...