GÜZELLER
TELEVİZYON
ÜNLÜLER DÜNYASI

Mahallenin buluşma yeri olmak istiyoruz

Nişantaşı’nda son dönemde dikkat çekici birçok mekan açılıyor. Hepsi ayrı özellikleri ile ön plana çıkıyor. İtalyan lezzetini sabah kahvaltısından akşam yemeğine kadar taşıyan, şarküterisi ile de iddialı Milano Gourmet semtin en dikkat çekicileri arasında. Nişantaşı’nın yeni lezzet rotası Milano Gourmet’nin işletmecileri Ali Doğaner ve Mutlu Ayata ile konuştuk.

ABONE OL
Vatan Haber

Yeme içme sektörüne dahil olmaya nasıl karar verdiniz?

Geçmişten beri ilgi duyduğum ve sevdiğim bir konuydu. Aslında öncelikle Milano Gourmet’in bir şubesini Anadolu yakasına açmak olarak başlayan hikaye sonunda 2013’ten beri Nişantaşı’nda var olan mevcut yerine ortak olmakla sonuçlandı. Bu kararı çok hızlı aldık çünkü niş bir şarküteri, şarap mahzeni ve restoran konseptini aynı mekanda birleştirme fikri çok heyecan vericiydi.

İstanbul’daki yeme-içme dünyasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İstanbul’da yeme içme sektöründe her geçen gün yeni mekanlar açılsa da neredeyse bunların birçoğunun konsepti birbirinin benzeri, mönüler ve sunulanlar aynı, lezzetler genelde sıradan. Ben şahsen yemeğe çıkarken zorlanıyorum. İstanbul gibi dünya markası bir şehrin, mutfak çeşitliliğinin daha çok olması gerektiğini düşünüyorum. Tabii bizler de yenilikler denemeye daha açık olmalıyız. Öte yandan son dönemlerde insanlar geçmişe göre çok daha az dışarı çıkıyor. Mekanlar eski dönemlere oranla çok daha durgun.

Özellikle geç kahvaltımızı denemelisiniz

Hem kahvaltınız var, hem öğle mönünüz hem de akşam şık bir restoransınız. Ayrıca mekanın alt katında özel bir şarküteri ‘Gourmet Store’unuz da mevcut. Çok ayaklı da bir mekan burası...

Öncelikle günün her saatinde her ürünümüzle doğal sağlıklı lezzetler sunmak istedik. Mesela geç kahvaltı yapan, sağlığına dikkat eden veya sporcu olup daha besleyici ve lezzetli bir şeyler tercih eden insanlar için iyi bir alternatif olduğumuzu düşünüyorum. Ayrıca düşünsenize, istemiş olduğunuz serpme kahvaltının peynirleri, zeytinleri, reçelleri şarküteri reyonunda o an hazırlanıp servis ediliyor. Yani aslında evinize alırken tercih ettiğiniz kalite ve lezzeti sunuyoruz müşterilerimize. Bu mantık mönüdeki her ürün için geçerli aslında. Şarküteride sattığımızla mutfağımızdan çıkan aynı kalite. İkinci olarak bu kalite ve lüksü doğru fiyatla müşterimize sunuyoruz. Ulaşılabilir lüks, yerli ve ithal şarapları en seçkin kavları, en çok seçenekle ve uygun fiyat birlikteliğiyle dükkanımızın işletmecisi ve ödüllü sömeliye olan Serdar Kömbe danışmanlığında müşterilerimize sunuyoruz. Bunlara ek olarak İtalyan ağırlıklı mutfağımızdan seçenekler oluşturduğumuz rafine mönümüzle lezzet odaklı bir mekan sunuyoruz.

Nişantaşı yeme-içme dünyası olarak çok hareketli bir yer. Sizin hedefiniz nedir?

Çıkış noktamız, mahallenin buluşma yeri olmak... Kendini rahat ve sıcak bir ortamda hissetmek isteyen, şarap seven ve lezzet arayan herkes hedef kitlemiz.

Mekanın tasarımı kime ait?

Tasarım ve uygulama olarakta iki ayrı mimari grupla çalıştık. Mekanı Şule Ertürk Gaucher ve İpek Baycan tasarladı. Oldukça genç bir kadrosu olan mimari ekibin farklı bakış açısı mekana yansıdı. Mekanın yıllardır süre gelen şarküteri hafızasını korurken bir yandan da, bar-restoran-şarap evi işlevinin entegre edilmesi ve iç içe geçmesi ile mekana yepyeni bir soluk getirdiler. Aynı zamanda kullanılan doğal ve organik malzemeler, toprak tonları renklerinin tercihi ve dokuların birlikteliği ile kurguladıkları özgün ve sıcak ortam mekanda yaratmak istediğimiz ‘şarap evi’ hissiyatını verdiğini düşüyorum.

Karidesli linguni ve risotto ön planda

Mönünüzde dikkat çeken lezzetler neler?

Kuşkonmazlı enginarlı sahanda yumurtadan tuna tartara, şarküteri tabağından karidesli linguni’ye ve risotto’ya kadar yemeklerimizin yanı sıra bin 200 şarap çeşidimizle de İstanbul’un en geniş ve özel kavıyla dikkat çekiyoruz. Buna ek olarak barımızda servis ettiğimiz bize özel kokteyllerimizle de günün her saati iddialıyız.

Nişantaşı’nda ‘mahalle’ havası devam ediyor. Sizin mekanın da böyle bir ‘mahalle bar’ı olma gibi hedefi var mı?

Aslında kuruluş amaçlarımızdan en önemlisi, mahallenin buluşma noktası olmak… Dolayısıyla mekana gelenlerin iş çıkışı keyifli vakit geçirmesini hedefledik. Fiyatlandırma politikamızı ve mekansal özelliklerimizi de buna göre kurguladık. Mekanın sıcaklığı ve dekorasyonun samimiyeti de gelenlere burada uzun saatler geçirmesine olarak tanıyor.

Türkiye’deki yeme-içme sektörü sizce nasıl gelişti?

Her ne kadar İstanbul, yeme-içme sektöründe çok profesyonel olsa da dünyadaki diğer şehirlerle kıyaslandığında daha emekleme aşamasında. Şehirler büyüdükçe ve çalışan insan sayısı arttıkça insanların iş çıkışında yemek yapmaya vakitleri ve performansları kalmıyor. Bunun için gelecek dönemlerde restoran ve dışarıda yemek yeme ve sosyalleşme kültürünün artacağı bunun da yeme içme sektöründeki rekabeti arttıracağını söylemek mümkün. Dolayısıyla mekanların daha yaratıcı ve özel olmak zorunda olacaklarını düşünüyorum.

Diğer Haberler

  1. Arka Sokaklar dizisi bu kez FETÖ'yü mercek altına aldı!
  2. Yılmaz Erdoğan’dan İnci Taneleri'nde türkü ziyafeti! Annem Ankara’ya “hoş geldin” mesajı
  3. Zeynep Bastık 'en seksi kadın' seçilmesini değerlendirdi! 'Bana artık garip geliyor'
  4. Danla Bilic ve Cemal Can Canseven 'Matrix' oldu!
  5. Milyonluk dava! Ünlü oyuncu Umut Oğuz boşanıyor
  6. Alisa Gürbüz mirası reddetti! 'Gelen evrak sayesinde öğrendim'
  7. Genç şarkıcı hayatını kaybetti, acı haberi menajeri duyurdu
  8. Bee Gees’in iki bateristi 4 gün arayla hayatını kaybetti
  9. Gonca Cilasun'dan Sadakat Albora için samimi açıklamalar: 'Zorlandığım tek şey onu derinden anlamak oldu'
  10. Bergüzar Korel'e çocukluk fotoğrafıyla sürpriz! Binlerce beğeni aldı

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.