İngiliz gazeteci de mahalle baskısını ölçtü
Marie Claire dergisinin eski yayın yönetmeni ve Daily Mail moda yazarı Liz Jones, çarşaflı kadınları anlayabilmek için 1 hafta Londra’da çarşafla dolaştı ve izlenimlerini yazdı...
Türkiye geçtiğimiz haftalarda Hürriyet yazarı Ayşe Arman’ın tesettüre girerek Nişantaşı, Reina ve Fatih Çarşamba’da yaşadıklarını anlattığı yazı dizisini konuşmuştu. İngiltere’de pazar gazeteleri içinde 3 milyona yakın tirajı yakalayan Sunday Mail de dün benzer bir haber yaptı. Gazetenin moda editörlüğünü yapan eski Marie Claire genel yayın yönetmeni Liz Jones, örtünen kadınların neler yaşadığını daha iyi anlayabilmek için 1 hafta boyunca çarşaf giyerek Londra sokaklarında dolaştı.
“Nefes alamadım”
- Çarşafı ilk giydiğim an nefes almakta zorlandım. Herkesin dikkati üzerimde gibi geldi. Ama hiç öyle olmadı ve kimse kötü bir şey söylemedi.
- Kafeye gidip kahve istediğimde siparişimi alan kişi hiç tepki vermedi. Ama ben kahveyi yudumlamak iste-yince ağzımın yerinde bir örtü olduğunu fark ettim. Alışması çok zor oldu.
- Bir kafede tek başıma otururken bana doğru bağıran bir Arap adam dışında kimseden tepki almadım. O da Arapça bir şeyler söyleyip gitti. Herhalde tek başıma oturmama kızmıştı.
- Taksiciler çarşaflıyken bile bana “darling” (sevgilim) diye hitap etti.
- En yakın arkadaşıma bir cafede randevu verdim ama 3 kez yanımdan geçmesine rağmen beni tanımadı. Sonra gerçeği söyleyince şoke oldu.
“Özgür olmuşsun”
- Arkadaşlarım bunu, “Saç yıkama derdi yok, makyaj yapmak zorunda değilsin. Domuz gribi riskin de yok. Özgür olmuşsun” diye yorumladı.
- Ama ben 1 hafta sonra ilk iş olarak bol makyaj yaptım, straplez bir bluzla en yüksek topuğu giydim. Kendimi ancak bu şekilde dişi hissedebildiğimi fark ettim.
- Hyde Park’ta gezerken örtülü Müslüman kız çocuklarını gördüğümde ise, “Sizin ne hissettiğinizi şimdi çok daha iyi anlıyorum. Erkekler için obje haline gelmiş olmak, marjinalize olmak...” diye düşündüm.
2050’de AB’nin yüzde 20’si Müslümanlar’dan oluşacak
AVRUPA Birliği’nin resmi istatistik kurumu EuroStat’ın verilerine göre Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkede şu an yüzde 5 olan Müslüman nüfus oranı 2050’ye gelindiğinde yüzde 20 seviyesine kadar yükselecek. Türkiye’nin bu tarihten önce birliğe üye olması durumunda ise oran yüzde 40’a kadar dayanacak. Bunun en büyük gerekçesi ise İngiltere, Hollanda ve Almanya gibi ülkelere Müslüman nüfusun yoğun olduğu bölgelerden gelen göçler ve Avrupa’nın yerel halkı içinde giderek azalan doğum oranları olarak gösterildi. Bunun yanında şu anda Almanya’dan 20 milyon daha az bir nüfusa sahip olan İngiltere 2060’ta 77 milyon insanla Avrupa’nın en kalabalık ülkesi olacak.