Hayalimin peşinden koştum

Çıkış parçanız “Yalnızlık” ile iTunes caz listesinde 3 gün boyunca 1 numarada yer aldınız. Kurumsal hayatta var olup sonrasında şarkı söylemeye başladınız. Sizi müziğe iten ne oldu?

İşletme ve ekonomi eğitimi almamdan dolayı kendimi kurumsal sektörün içinde buldum. Ardından koçluk eğitimi aldığım sırada sorulan bir soru çocukluğumdan beri yapmak istediğim müziğe beni itti. Biraz klişe olacak ama çocukluğumdan beri hep şarkı söyleyen biri oldum. Anne-babalar; tıpkı benim ailem gibi çocuğunun doktor, mühendis gibi meslekler edinmesini istiyor. Aynanın karşısında şarkı söyleyen çocuğun aslında içinde olan şeyin, ileride mesleği olabileceğini göz önünde bulundurmalılar diye düşünüyorum. Çocukluk hayalimi yaşamak için bugünü beklemem gerekiyormuş demek ki.

Peki hayalinizi yaşıyor olmak nasıl bir duygu?

O kadar mutluyum ki kelimelerle ifade etmek gerçekten zor. 3 sene önce koçluk eğitimi sırasında hepimize sorulan ilk soru “Hayaliniz ne?”oldu. O anda müzik gerçeği tokat gibi çarptı yüzüme. Hemen ertesi gün bununla ilgili çalışmaya başladım. Bu çalışmalarımın geri dönüşünü almak ve sahnede şarkı söylemek tarifsiz bir duygu.

Çıkarttığınız ilk tekli “Yalnızlık” beğenildi. Sizi caza yönlendiren ne oldu?

Caz zaten dinlediğim ve kendimi bulduğum bir müzik tarzıydı. Caz dediğimizde okuyucuların aklına klasik caz gelmesin, sahnede müzisyen arkadaşlarımızla icra ettiğimiz şey aslında caz müziğin farklı bir sunumu. Cazın yumuşak, dinlendirici kısımlarını aldık ve popüler parçalarla birleştirip türler arası naif bir geçiş yaptık.

Popüler şarkıları caz ile buluşturuyor

Sahnede popüler parçaların caz versiyonlarını seslendiriyorsunuz...

Sahnede; sevdiğim şarkıları, sevdiğim tarzda söyleme fikri bana sıcak geldi. Çok da samimi oldu ve bu konuda çok güzel geri dönüşler alıyorum. Hem popüler şarkıları seslendirip hem de nasıl farklı bir tat yakalayabilirim diye çok kafa yordum. O sırada sahnede seslendirdiğimiz parçaların düzenlemelerini de yapan Halil İbrahim Işık ile tanışma fırsatım oldu. Halil’le tanışmamla beraber proje son halini aldı. Bu projeyle beraber hem popüler şarkıları seslendirmiş oluyoruz, hem de ruhuma iyi gelen caz müziğini de dinleyiciyle buluşturma fırsatı buluyorum. Bir taşla, iki kuş oluyor benim için. Mesela seyirciler konserlerimize geldiğinde “aa ben bu şarkıyı biliyorum” diyor ama bir yandan da caz müziğin naif tınılarıyla bambaşka bir tat kalıyor damaklarında.

Müzik insanı mutlu eder mi?

Elbette eder. Müzik ve mutluluk bence eş değer. Müzik yaratıcısının kendi duygularını ifade etme biçimidir sonuçta. Sadece mutlulukla da değil aslında tüm duygularla bir ilişkisi var. Aşk acısı çekseniz de müzik dinlersiniz, yasınızı da müzikle tutarsınız, mutluyken de müziğe sarılırsınız. Müziğin en güzel ve özel ilişkisi de aslında hayallerle olan kısmı diye düşünüyorum. Müzik dinlerken, dinleyene geçen duyguyla beraber hayal kurmaya da en yakınlaştığı anı yaşıyor insan. Bu gerçekten dünyayı değiştirecek ve güzelleştirecek bir güç. Sonuçta müzik ruhu da, duyguları da, bedeni de besliyor.

Dinleyicileriniz ilerleyen günlerde nasıl bir Esra’yla karşılaşacak, kısa vadedeki projeleriniz neler?

Sözleri bana, bestesi Halil İbrahim Işık’a ait olan “Yalnızlık” şarkısını geçtiğimiz günlerde dijital olarak yayınladık. Yeni bir yola adım atmanın heyecanıyla yayınladığımız şarkının gidişatı ve tepkileri bana ve ekibime çok güzel moral oldu. Bir sonraki adım daha iyisini yapmak olacak. Hatta şimdiden çalışmalara başladık. Sahnede de severek seslendirdiğim Sting’in Fragile parçasını yeni bir versiyon olarak yayınlayacağız. Dinleyiciler bambaşka bir Fragile dinleyecek. Hatta izinleri alınırken “EZY Version” (EZY Versiyonu) olarak adı koyuldu. Öyle değişik bir şey ortaya çıktı işte. Böyle güzel bir parçayı seslendirme fırsatı bulduğum için çok mutluyum.