Öyle bir kıyaslama içine girmedim. Her tercihimizde risk var. Bence neye odaklandığımız önemli. Yönetmenler bana güvendiler, ben de onlara. Kendimi Hülya Avşar ile kıyaslayıp korkmaktansa senaryoyu okuyup bir oyuncu olarak karaktere odaklandım. Yönetmenlerim daha önce çalıştığım ve çok güvendiğim insanlar. Onlara teslim olduğum bir sahneydi. Beni düşünerek bütün seti dışarıya çıkarttılar. Bizim meslek, “Güzel oynamışım” diyebileceğimiz bir meslek değil. Sanki daha iyi yapabilirmişim gibi bir değerlendirme yaptım. Elimden geleni yaptım. Takdir seyircinin. Olmadı. Ben hikayenin bütününe odaklandım. Karakterin iç dünyasını dışa vurduğu, film için çok önemli bir sahne o. Filmdeki küçücük bir sahneden korkup filmi reddediyorsanız, oyunculuk sizin için doğru tercih değildir bence. Bütün bunları göğüsleyebilecek, altından kalkabilecek özgüvene sahibim. İnsanlar sadece bu mastürbasyon sahnesine takılıp kalmasınlar. Bu 20 saniyelik bir sahne. Filmde görücü usulü ile evlenen bir kadının üzerindeki yıkım, büyüyen göç problemi, öz kültürünü başka bir ülkede yaşatmaya çalışan ailenin kendi içindeki çelişkileri gibi önemli toplumsal olaylar işleniyor. Lütfen izleyiciler ön yargılı olmadan gidip izlesinler. Cinsellik, gizli kapaklı yaşandığı ve deşifre edilmediği, dille açığa vurulmadığı ve konuşulmadığı için insanın hep özelidir. Kapalı şeyler daha çok ilgi çeker. Bu yüzden hep gözler oraya döner. Kocaman bir filmin sadece bu sahnesine takılmak toplum adına bizi endişelendirmeli. Filmin konusunu anlattım. Onlar da filmin bütünündeki bu küçük sahneye hiç takılmadılar ve desteklediler. Babamı kaybettik. Kalan ailem Bodrum’da yaşıyor. Küçük bir salonda yapıldığı için herkesi davet edemedik. Kız kardeşimin yeni bebeği oldu, annem onları bırakıp gelemedi. Çok hata yaptım. İyi de yaptım. Bir daha olsa yine yaparım. Çünkü hata başarının kapısıdır. Şu an tam da hata yapacağım yaştayım. Hata yapmaktan korkmamak lazım. Hata değerli bir şey.