Farklı iki kişi haline geldim!

Küçük yaşlardan beri müzikle ilgilenen, DJ’lik yapan ve en büyük hayalini “Grammy almak” olarak anlatan Faruk Sabancı, geçtiğimiz aylarda yeni single’ı için global bir müzik şirketiyle anlaştı. İlk uluslararası plağını 16 yaşında çıkardığını anlatan Sabancı, müzikteki ilham kaynağını “Duyduklarım, gördüklerim, hissettiklerim” olarak tanımlıyor. Aynı zamanda aile şirketindeki işine de devam ediyor ve bu durumun aslında iki farklı kişi olmak anlamına geldiğini söylüyor.

16 yaşınızdan beri DJ’lik yaptığınızı biliyoruz. Size “Ben müzik yapacağım” dedirten şey ne oldu?

DJ’lik yaptığım müziğin sadece performans tarafı. Aslında zamanımın büyük çoğunluğu stüdyomda şarkılarımı yaparak geçiyor. Müzik üretmeye karar verdiğim net bir an veya dönem olmadı ama merakım ilerledikçe denemek istedim ve zaman içinde tekniklerimi geliştirmeye çalıştım. 16 yaşıma bastığımda ilk uluslararası plak anlaşmamı imzalamıştım, başlangıcım bunun çok öncesine dayanıyor.

Pek çok dünya starı ile aynı sahneyi paylaştınız. Son olarak da yazın çıkaracağınız single için global bir imza attınız.

Kendi dalım olan Elektronik Müzik’teki dünya starlarının neredeyse tamamıyla aynı sahneyi paylaştım, bunların arasında David Guetta, Tiesto, Martin Garrix, Armin van Buuren, Steve Aoki gibi isimler yer alıyor. Yer aldığım uluslararası festivallerde sıkça aynı sahneyi paylaştığım oluyor.

Yaptığınız müziği nasıl tanımlarsınız?

Öncelikle evrensel olduğunu söyleyerek başlamam sanırım yanlış olmaz. Enerjisi ve duygu yoğunluğu yüksek, her ana farklı anlamlar kazandırabilen şarkılar yapmayı seviyorum. Ek olarak çok yönlü olmak benim için önem taşıyor, tek bir tarzda sabit kalmadan sürekli yenilikçi ve sıra dışı fikirler üzerine yoğunlaşıyorum.

Çalmayı en sevdiğiz yer neresi?

Bunların adını koymak gerçekten çok zor çünkü dünyanın neresinde olursa olsun müziğimi paylaştığım tüm konserlerimden çok keyif alıyorum ve bazen en beklemediğim ülkelerden güzel anılar biriktiriyorum. Bir seçim yapmaksızın hepsinden büyük keyif alarak ülkeme dönüyorum.

Bir yandan da kurumsal işiniz devam ediyor. İki farklı iş iki farklı kimlik demek mi?

Kesinlikle. Bir kişinin iki iş kolunda faaliyet göstermesi değil, tamamen farklı iki kişi haline gelmesi durumu söz konusu. Kimliklerin birleştiği herhangi bir nokta yok.

“Yaptıklarınızla değil, yapmadıklarınızla marka olursunuz” demiştiniz. Siz marka olmak için neler yapmıyorsunuz?

Artık yapmadıklarımız markayı ve konumunu korumaya yönelik oluyor. En temel husus çizgiyi ve duruşu bozmamak. Buna lokal projelerde yer almamak, tarzımdan ödün vermemek, istemediğim organizasyonlarda sahne almamak gibi birçok örnek verilebilir.