Fabrika ayarlarına döndüm
.
Ünlü yapımcı Mehmet Altıoklar, ani bir kararla işi bıraktı, hayatında yeni bir misyon belirledi ve koçluk eğitimi aldı. ‘Fabrika ayarlarına’ döndüğünü söyleyen Altıoklar, insanlara hikayelerinin kahramanı olmaları için yol arkadaşlığı yapmaya başladı...
Hayatınıza nereden girdi koçluk? Ve koç olmaya nasıl karar verdiniz?
Hayatımda hep zirveler yakaladım ve sonra başka heyecanların peşine düştüm. Basketbolda Galatasaray ile şampiyonluklar yaşadım. Profesyonel kariyerimde AFM’yi yönettim ve Türkiye’nin halka açılan ilk eğlence şirketinin CEO’luğunu yaptım. Girişimcilik ve yapımcılık serüvenimde hep yeni, farklı işlere imza attım. 1 Kadın 1 Erkek bunlardan birisiydi. Yapımcılık defterimi kapatmaya karar verdiğimde bir sonraki yolculuğumu planlamış değildim. Bir Meksika seyahati sırasında ilginç bir şeyi fark ettim. 52’nci yaşınızın doğum gününde güneş ve ay doğduğunuz günkü konumu ile aynı yerde oluyor. Yani bir çeşit “fabrika ayarları” koşulları gerçekleşiyor. 52’nci yaşımın doğum gününde, Mexico City’den havalanan uçakta uzay boşluğunda ve zamansız bir anda benim “fabrika ayarlarımın” oluştuğu koşullarda hiç o zamana kadar olmayan bir şiddette şunu hissettim: Yaşantımda bir devir kapandı. Yeni bir devir başlıyor.
Yapımcılığı bıraktınız mı?
Bıraktım. Yapımcılığa başladığımda bir misyonum vardı. İnsanlara dokunmak ve daha iyi bir dünya için insanların düşünmelerini sağlamak, onları duygulandırmak, güldürmek büyülü bir şey. Yaptığınız iş ekranda gösterilirken milyonlarca insan sizinle birlikte onu izliyor. Yapımcılıkta hiçbir şey; ne para ne tanınırlık, TV başında insanların sizin dizinizi seyrederken, bir anlamda evlerine konuk olmaktan daha yüksek bir doyum vermedi bana. Sektörün endüstrileşmesi, sektörü ayakta tutacak kurumsallaşmanın oluşması ve üretim ilişkilerinin düzelmesi için gerek kendi şirketlerimde, gerekse meslek örgütlerinde çok çalıştım. Sektörü değiştirmek istedim ama başaramadım. Sonunda bir gün şunu fark ettim; sektör beni değiştirmiş. Başlangıçtaki değerlerimden, kendim olmaktan, özgürce üretmekten, üretirken keyif almak, paylaşmak, saygılı olmak ve içtenlikten o kadar uzaklaşmaya başlamışım ki, durdum. Yapımcılığı bırakma kararımın nedenini Koçluk eğitimlerim sırasındaki bir çalışmada kendimle ilgili fark ettiğim metaforla anlatabilirim: “Avlanma alanındaki kan kokusu Kartal’ın iştahını açmıyor, artık midesi bunu kaldırmıyordu...”
Koçluk nedir?
Koçluk yargılamadan dinlemek, anlamak, empati kurmak, soru sormak, ayna olmak, farkındalık yaratmak, bu farkındalıklarla eylem planlamaya ve eylemlerin kalıcı değişimler sağlaması için sorumlulukla takip etmeye devam etmek için aracı olmaktır.
Şu anda bu ülkenin en çok ihtiyacı olan şeyin Koçluk olduğunu söylesem şaşırır mısınız? Şaşırmayın. Sadece Koçluk ile ilgili ilk üç özellik Türkiye’yi değiştirmeye yeter: yargılamadan dinlemek, anlamak, empati kurmak…
Diğer taraftan maalesef Türkiye’de Koçluk mesleğinin algısı gerçek saygınlığından uzakta.
OYUNCULARIN HAYATI GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL
Koçluk almanın faydaları neler?
Yaşamındaki tüm unsurları dengelemek, kendi değerlerinin ve gücünün farkına varmak, hedeflerine ulaşmak ve doyumlu bir yaşam sürmek için eylemler planlamak ve hayallerine sahip çıkmak.
İnsanlar ne sorunlarla geliyorlar?
Kariyer, ilişkiler, iç çelişkiler, hayallerin, göz ardı etmek, özgüven, tıkanmışlık, kararsızlık, adım atma cesareti gibi durumlar. Bunların hepsini kapsayan bir durum var ki az ya da çok söz konusu oluyor; kendi hayatını yaşamak. Ebeveynlerinin, başkalarının, toplumun istediği hayat ile kendi hayalini kurduğu hayat arasında kalmışlık hepimizin ortak konusu galiba.
Eski dizi ve film yapımcısı olarak, danışanlarınız arasında oyuncular ve sanatçılar da var mı?
Var. Gizlilik ilkesi ve özel hayata saygıdan dolayı isimlerini açıklayamam. Şunu söyleyebilirim; bu Koçluklarımda bir kaç farklı teknik kullanıyorum. Oyuncuların hayatları dışardan göründüğü gibi değil. Çok zor hayatlar yaşıyorlar. Yüksek kazançlarla işsizlik arasında büyük bir gel git, özel hayatı yok edecek bir ilgi ve mercek altında olma, canlandırdıkları karakter ile kendileri arasında kalma, başkalarının/hayranların beklentileri ve onları görmek istedikleri kişi ile gerçekten kim oldukları, kim olmak istedikleri çelişkisi ve hayranların koşullu sevgisi ve bu sevginin bir gün bitmesi ihtimali kaldırması kolay yükler değil. Yapımcılıkta edindiğim deneyimler onları anlamak konusunda bana çok faydalı oluyor. Bir başkası gerçekten ne düşündüklerini, ne hissettiklerini anlamakta, takip etmekte çok zorlanabilir.
EĞİTİM ALMAMIŞ KİŞİLER KOÇLUK MESLEĞİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR
Koçluğun Türkiye’deki yeri nedir?
Profesyoneller, büyük şirketler Koçluk konusunda bilgililer ve hak ettiği değeri veriyorlar. Genelde ise bilgi eksikliği ve daha da kötüsü yanlış bilgiden dolayı koçluk başka türlü algılanıyor. Yanlış algıya neden olan aslında mesleğin adının kullanımının yasal bir koruması olmaması. “Koçluk” kulağa o kadar güçlü geliyor ki bir çok profesyonel kendi işinin sonuna “koçluk” eklediğinde daha saygın olmayı hayal ederken gerçek koçluk mesleğine zarar veriyor. Müzik koçu, makyaj koçu gibi... Uluslararası koçluk meslek örgütlerinin tanımladığı Profesyonel Koçluk mesleğine uygun olmayan, akredite edilmiş eğitimleri almadan kendini “yaşam koçu” olarak ilan eden kişiler algıyı olumsuz anlamda en çok etkileyenler.