Anlatmak istediğim dertlerim var!

Siz Pantomim mezunusunuz. Türkiye’de Pantomim çok yaygın bir meslek değil. İlginiz nasıl başladı?

Pantomim dünyada yaygın ve ilgi gören bir sanat dalı ama maalesef bu durum Türkiye için geçerli değil. Çocukluğumdan beri çok göz önünde olmayan şeylere ilgi duydum. Pantomime de beni çeken şey aslında bu oldu diyebilirim. Dediğiniz gibi bu sanat dalı Türkiye’de çok yaygın değil, umarım bu durum değişir. Çünkü pantomim akılla hareket edebileceğiniz sözsüz bir sanat dalı. Her oyuncunun da pantomim eğitimi almasının onların adına çok yararlı olacağını düşünüyorum. Çünkü bir oyuncunun bedenini iyi kullanması adına bu sanat dalı harika bir egzersiz alanı. Bu sayede oyuncular hareketlerini daha keskin, net bir şekilde ifade edebilirler. Bedenlerini daha doğru kullanabilir, terbiye edebilirler.

- Oyunculuk maceranız nasıl başladı?

Lisede naif ama gırgır şamata bir çocuktum. Okulda ne kadar etkinlik varsa hepsine katılırdım. Ancak dersler konusunda vasat bir öğrenciydim, geçer not almak bana yetiyordu. Bir gün okulda okuma tiyatrosu düzenleniyordu. Orada çok keyif aldım ve sahnede olmak istediğimi anladım. Kimsenin bana ‘Dur yapma, etme’ diyemediği bir yerdi. Aynı zamanda karikatür de çiziyordum. Ailem ‘Bu çocuk resim yapıyor, biz buna meslek lisesinde yapı ressamlığı’ okutalım dediler :) Ama yapı ressamlığı bambaşka bir şeydi, karikatür gibi renkli ve eğlenceli değildi. Onu yapmak istemiyordum. Tiyatro sahnesinde olmak istiyordum. Ailem de kararlarıma saygı duyup beni destekledi. Babam fotoğrafçıydı ‘Ben vizörden bakıyorum. Sen de vizörün önünde duran adam olmak istiyorsun, yolun açık olsun’ dedi. Zaten tiyatro sayesinde her mesleği yapan adam oluyorsun. Sonrasında okulunu okudum ve işler buraya geldi. Tabii ki hayal kırıklığına uğradığım zamanlar oldu ama iyi ki bu mesleği seçmişim.

- Kara Sevda dizisinde soğukkanlı, duygularını çok belli etmeyen bir polisi canlandırıyorsunuz...

Dizinin başladığı dönemde adaleti sağlıyordum ama şimdi işler biraz değişti. Şu an canlandırdığım rolde arada kalmış bir polisi, aşk ve aile gibi önemli etkenlerin arasında gel-gitleri olan bir karakteri canlandırıyorum. Hayatın içinde de böyledir. Bazen sıkışmış ve arada kalmış hissedersiniz. Gönül isterdi ki soğukkanlı ve adaleti sağlayan bir polis olarak kalayım ama işler değişti.

Bedenimi kullanmayı seviyorum

- Dizi sektöründe yoğun mesailer harcanıyor. Dizi çekmekten dizi izlemeye vaktiniz kalıyor mu? Siz hangi dizileri seyrediyorsunuz?

Kendi dizimi izliyorum. Çünkü çektiğimiz gibi olmuş mu, düşündüğümüz gibi yapabilmiş miyiz, hatalarım olmuş mu görmek istiyorum. Hep ‘Nasıl daha iyisini yapabilirim?’ diye düşünüyorum. Kara Sevda dışında ‘True Detective’ hoşuma gidiyor, onu izliyorum. ‘Seinfeld’e bayılırım. Eski bölümlerini YouTube’da açıp ara ara izlerim.

- Oyunculuk dışında bir uğraşınız var mı?

Müzik dinlemeyi severim. Çok iyi olmasam da klavye çalıyorum. Her ne kadar reflekslerim zayıfladığı için karikatür konusunda körelsem de karikatür dergilerini takip ederim. Moda’da ya da Caddebostan sahilde basketbol oynarım. İyi de bir futbol seyircisi olduğumu söylemeliyim. Yense de yenilse de her zaman Beşiktaşlıyım. Ayrıca oyun konsoluyla vakit geçirmeyi ve film izlemeyi de çok severim.

- Oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz?

Atletizmci olmak isterdim. İyi bir koşucu ya da uzun atlamacı… Bedenimi kullanmayı seviyorum. İlk başta konuştuğumuz pantomimde de bedenle oynamak, perfomans sergilemek var. Aynı durum bu spor dallarında da mevcut. Ya da rahmetli Yavuz Çetin gibi çok iyi elektrogitar çalan biri olmak isterdim. Keşke öyle bir rol gelse...

- Bundan sonrası için planlarınız, hayalleriniz neler?

‘Ben sanat adamıyım’ gibi bir şey söylemek istemiyorum ama bu işi yapıyorsanız bir derdiniz olmalı, dertlerimiz var. Bol bol tiyatro yapmak istiyorum. Sanatla uğraşan insanların böyle bir misyonu olmalı. Yaptığım işle gidebileceğim kadar uzağa gitmek daha fazla insana ulaşmak hedefim.