Alternatif Viyana rehberi!
.
Seyahat rehberlerinde Avusturya’nın başkenti Viyana hep aynı dilde ve hep aynı mekanlarla anlatılır. Tamam haklısınız şehirde bin yıllık kafeler, muazzam bir mimari var. Ama bu kaotikliğin yanında yeni nesil ve çok güzel mekanları da keşfetmek gerek. Şu ‘gittiğim yerin yerlisi gibi yaşarım’ klişesine inanıp seyahat edenlerdenseniz, işte size alternatif Viyana rehberi...
Museums Quartier
Viyana’nın en genç ve en modern yeri... Şehrin modern sanat mabedi. İçinde birçok restoran, kafe ve müze barındırıyor. Mumok müzesinde şu sıralar Eylül ayına kadar sürecek Pop sergisi var. Bence sıkıcı, o bildiğimiz Andy Warhol eserlerinin yanında pop ikonlarını bir arada sunan birçok afiş, enstalasyon sizi karşılıyor. Yine aynı alanda bulunan Leopold Museum’da ise kaçırmamanız gereken bir sergi var. ‘Where I Want To Go’... Tracey Emin’in Avusturya’nın 1910’larda en yenilikçi çizgilerini ortaya çıkarmış ressamı Egon Schiele’nin eserlerinden esinlenerek ortaya çıkardığı sergi. Tracey Emin’in sanatsal anlamda da ortaya çok farklı çizgiler koyduğuna bu sergide şahit oluyorsunuz. Schiele, kadın vücudunu farklı formlara sokmasıyla tanınır. Bu ayrıntı Emin’in çıkış noktası olmuş. Kadın kendine yetebilen, aşk ile yoğrulmuş bir varlık olarak karşımıza çıkıyor. Emin’in serginin hemen girişinde, giriş ve çıkışı duvara toslayan tren köprüsü ‘It’s Not the Way I Want to Die’ ise koleksiyonun en dikkat çekici parçası. Yine resim yapmaktan pek hoşlanmayan Emin’in kumaşlara kadın vücudunu bir kaneviçe gibi işlemiş olması ve ‘bunlar bir resim değil kadınların doğası’ olarak tabir ettiği tabloları da serginin güçlü yapıtlarından. Umarım bu sergi bir şekilde İstanbul’a uğrar ve bu ayrı yüzyıllarda yaşayan sanatçıların bir araya geldiğinde nasıl güçlü bir etki çıkardığına şahit olabiliriz. Sergi Viyana’da Eylül ayına kadar devam edecek.
25hours Hotels
Kuş bakışı Viyana için de hep aynı mekanları önerip dururlar... Oysa şehrin en hip kadın ve adamlarının akşamları iş çıkışı yemeğini yediği ve sosyalleştiği nadir mekanlardan birisi 25hours Hotels. Restoranı, dekorasyon olarak sizi sizden alır. Bence çok da kibar insanlar burada çalışıyor. Sadece içeriye girip bir instagram fotoğrafı bile çekseniz kızmıyorlar. Bunu yapan çok insanla karşılaştım. Burada bir akşam yemeği yemeden dönmeyin. Aynı zamanda konaklama olarak dizayn otel düşünenler için lokasyon olarak çok iyi bir noktada.
Schikaneder
Bir butik sinema salonu düşünün ama içeride bayağı iyi partilerin olduğu bir alana dönüştüğünü. Filmin başlamasını beklerken barında takılabilirsiniz, film bitince de çok güzel bir partinin içinde kendinizi bulabilirsiniz. Hafta sonları gece 4’e kadar bazen daha uzun kapıları açık. Eğlence garanti. Kim sinema salonunda dans etmek istemez ki!
Elektro Gönner
Viyana’nın gece hayatı sandığınızdan daha iyidir. Cuma ve Cumartesi günleri metro 24 saat olduğu için şehir bu iki gün bir anda canlanır. Elektronik müzik sevenlerdensiniz, Mariahilferstr’de bulunan Schulhofpassage’ın içindeki bu mekana uğramalısınız. Mekanın dışından bakınca ‘Yok artık burası mı eğlenceli’ diyebilirsiniz. Ama hiç de sandığınız gibi değil. Müzik haftasonu sabahın ilk ışıklarına kadar devam ediyor. Yalnız Viyana’daki gece kulüplerinde şöyle bir tarife var. Gece 12’den önce giderseniz standart bir fiyat sonrasında giriş ücreti yükseliyor.
Palmenhaus
Kuş sesleri ve yeşilliğin arasında bir yerdesiniz. Palmenhaus çok mutlu bir mekan. Cam tavanından çok güzel bir ışık sizi karşılıyor ve oturup kahvenizi içerken gerçekten kendinizi huzurlu hissediyorsunuz. Yerel halk Palmenhaus’a gelirken biraz daha şık olmaya gayret ediyor. Özel yemekleri için de tercih ediyorlar. Turistlik de biraz. Ama gizli kalmış bir vaha da gibi... Tarihi 1822’e dayanan mimari etkisi ile kült sayılan Palmenhaus, şehrin tarihi ring alanın tam ortasında duruyor. Geceleri gençler çevresinde, piknikler ve ufak partiler bile veriyor.
Hotel Daniel
Konaklamak için Hotel Daniel dizayn otellerin en dikkat çekici olanlarından. Belvedere Sarayı’nın hemen yanında. Girişte ufak bir mağaza sizi karşılıyor. İçerisindeki restorana ben bayıldım. Sallanan koltuklu masayı tercih edin. Mönüden Daniel Burger sipariş edin. Sonrasında da mönüde ballandırarak anlattıkları Türk kahvesi. Yerel yemek tutkunuzu anlıyorum ama herhangi bir Türk kafesinden daha iyi bir tadı ve sunumu var.
burg.ring1
Viyana’da tarihi binaları ve parkları içine alan ring alanı vardır. İşte o meşhur Burgring Caddesi üzerinde bulunan ‘burg.ring1’ iç tasarımı ile bayılacağınız bir mekan. İçerisi bizim yeni nesil kafelerinin yakalamaya çalıştığı tasarımın orijinal halinde dizayn edilmiş. Fiyatları Viyana ortalamasında, hafta sonu geç saatlere kadar açıklar. Kahvelerini sunuş şekilleri oldukça güzel aynı zamanda kreplerini mutlaka tatmalısınız. Wifi sıkıntısı da çekmiyorsunuz.
Phil
Karaköy kafeleri yaşam tarzınız olduysa eğer ve gittiğiniz her yerde bu tarz yerler arıyorsanız Phil’e göz atın derim. Yalnız ufak bir uyarı mekan Ağustos’un ilk ve ikinci haftası kapalı oluyor. Mönüsündeki ‘anne kekleri’ni tadın. Kahvelerini ve kokteyllerini es geçmemek gerek. Mekanda bir anda gitarıyla müzik yapan bir sanatçıya rastlayabilirsiniz. Plak, kitap ve defter alışverişleri yapabilirsiniz.
Birkaç özel ayrıntı
- 10. Viyana bölgesine geçmemek. Bütün Türkler burada yaşıyor. Gerçekten yorucu bir bölge.
- Metrolarda bilet kontrolü yok diye bilet almamazlık yapmak. Mitte durağından tam çıkarken bir anda kontrolcüler ile burun buruna gelip 2 euro yerine 120 euroluk bir ceza ile karşılaşabilirsiniz.
- Sadece Stephansplatz yani 1. Viyana’da dolanmayın. Şehre dair o kadar çok şey kaçırıyorsunuz ki haberiniz yok. Mariahilfer caddesinin ara sokaklarında şehrin en hip kafe, restoran ve butikleri var.
- Ağustos ayının ilk 2 haftası Viyana tatili planlamayın. Bu tarihlerde ülkede çok fazla tatil olduğundan bomboş bir Viyana ile karşılaşırsınız. Sıkıntıdan bunalırsınız.
- Yakın şehirlere ve ülkere mutlaka uğrayın. Bratislava 45 dakika, Budapeşte ise 2 buçuk saat... Günü birlik bile olsa Westbahnhof’a gidip kendinize bir otobüs veya tren bileti alın.