“Beyin Nedir?"den "Yaşam Nedir?"e Bir Hayat Serüveni Türker Kılıç
İnsan beyninin sırları kitap oldu.Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı, Beyin Cerrahı Prof.Dr.Türker Kılıç’ın ilginç yaşam öyküsünün yanı sıra insan beyninin bilinmeyenlerinin anlatıldığı “Beyin Nedir?"den "Yaşam Nedir?"e Bir Hayat Serüveni Türker Kılıç” isimli kitap yayınlandı.
Dünya Bilim ve Sanat Akademisi’ne Türkiye’den seçilen sekinci kişi olmayı başaran Prof.Dr.Türker Kılıç, Epsilon Yayınları’ndan çıkan 200 sayfalık kitapta, “Çocuğa öğretilen her şey günü geldiğinde robotlara da öğretilecek. Robotlara da duygu katılabilir. Duygu da bir kodlama Yapay zekâ insan zekasının matematiksel olarak ölçülebilmesini sağlayacak. Bu durum yeni bir kültür ve dünya düzenini ortaya çıkartacak” diyor.
Gazeteci Mert İnan’ın kaleme aldığı kitapta,insan beyninin gizemleri, yapay zekâ ve bağlantısal bütünlük adı verilen yenibilimsel paradigmanın ayrıntıları dikkat çekerken, Prof. Dr. Kılıç, nörozihin alanında son 5 yıllık süreçte yaşanacak gelişmeleri ise şöyle anlatıyor: “Son beş yıllık süreçte beyin, bilinç, zihin eksenindeki anlayışımızda devrim yaşanıyor. Bu yenilik, nöron çokluğu teorisinden, konnektom dediğimiz nörozihin kavramına geçişi sağladı. Düşüncelerimiz, 86 milyar olasılık içeren bir enformasyon sisteminin bütünü. 86 milyar nöronun birbiriyle etkileşim ve bağlantı içinde olması, zihin ve bilincimizi yaratıyor. Nörozihin, ‘etten’ oluşan biyolojik beyin ile bilgi üreten zihin arasındaki arayüzün adı.”
Kitapta, günü geldiğinde düşünce ve duyguların da matematik bir değer olarak sunulacağı bizzat Prof.Dr.Kılıç tarafıdan aktarılırken, şu bilgilere yer veriliyor: “Bilinç, düşünce, zihin ölçülemeyen, soyut birer değer olmaktan çıkacak. Bu matematiği çözdüğümüzde, yaşamın sırrını çözmüş olacağız. Sonsuzluğun da ölçülebilir olduğu anlaşılacak.
Bir ırmağın akışı nasıl ki yatağını değiştiriyorsa, beynimizdeki bağlantılar kullandığımız oranda derinleşip gelişiyor. Beynimizde oluşan örüntüler yalnızca anlık gerçekleşiyor. Örüntüler, öncesinde hiç var olmadığı gibi, bir daha asla var olmuyor.”
“Birçoğumuz robotlardan, yapay zekânın varlığından korkuyoruz. En başta işimizi kaybedeceğimiz için endişeliyiz. Yeni uygarlık ve kültürde bugünden farklı özgürlük alanları ortaya çıkacak. Bir arıkuşunun veya bilgi işleme yeteneğine sahip bir robotun da yaşam hakkı, yasalarla garanti altına alınacak. Günü geldiğinde robotların da bizler gibi yaşamın parçası ve yaşam hakkı olduğunu kabulleneceğiz. Canlılık atan bir kalp değil, bilgi işleyen bir zekâ ve zihin gerektirir.”
“Beyin Nedir?"den "Yaşam Nedir?"e Bir Hayat Serüveni Türker Kılıç” başlıklı kitabın biyografi kısmında ise Prof.Dr.Türker Kılıç’ın beyinle ilk tanışmasının ilginç hikayesi de şöyle yeralıyor: “İlkokulda sınıf öğretmenim Mine Hanım, her öğrenciyle tek tek ilgilenip yeteneklerimizi keşfetmeye çalışıyordu. İlkokul öğretmenim, bir fen dersi ünitesi için her öğrenciye bir organ rolünü ödev olarak vermiş, bana da beyin rolü düşmüştü. İşte ne olduysa bundan sonra oldu. İnsan beynini araştırmaya başladım. Beynin eşsiz bir sistem olduğunu anlamaya başladıkça âdeta büyülendim. Kasaptan alıp arkadaşlarıma da rol gereği anlattığım kuzu beynini elime aldığımda, ilk kez bu etin nasıl olup da bedeni kontrol edebildiğine hayret etmiştim. 50 yıldır yaklaşık 1,5 kilogramlık et olan insan beyni, nasıl oluyor da düşünce üretip zihin evrenimizi ve düşünce dünyamızın ötesinde, varlık alanımızı oluşturduğunu anlamaya çalışıyorum.”