Yine çok konuşulacak!

Orhan Pamuk İngiliz gazetesi Independent’a konuştu: Sağcı basının bana karşı yürüttüğü kampanya, AB projesi çökünce sona erdi...

Alman Die Zeit gazetesine geçen hafta söylediği “Türk burjuvazisi beni çok sinirlendiriyor. Küstahlıklarından tiksiniyorum. Bu bana eskiden Güney Afrika’da beyazların siyahlara bakışını hatırlatıyor” sözleriyle tartışma yaratan Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, İngiliz Independent gazetesinde dün yayımlanan röportajında da ses getirecek açıklamalar yaptı. Pamuk’un Cihangir’deki evinde Shaun Walker tarafından yapılan röportajda söyledikleri şöyle:

- Sağcı basının bana karşı yürüttüğü kampanya 2010’a kadar devam etti. Kendimi çok rahatsız hissettim ancak şimdi daha rahatım. Belki de bir ölçüde Nobel ödülü yüzündendir. Ancak aynı zamanda ülke de değişti. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılmasını destekliyordum ve tüm proje dağıldı. Böylece üyeliği savunanlara yönelik kötü enerji de ortadan kalktı.

- Benim açımdan bazı şeyler artık daha kolay. Ancak yine de Masumiyet Müzesi ile evim arasındaki 15 dakikalık mesafeyi bile hükümetin sağladığı bir korumanın takibinde yürüyorum. Bir korumayla dolaşmak ve insanların bakışları, yalnızlığı seven biri için rahatsız edici oluyor. Bu durum en çok da yaratıcı enerjimi etkiliyor.

- Bir roman yazarı olmak sizi sorumsuz bir şekilde çalışan biri yapıyor. Sizi karşı bu kampanyalar olduğu zaman kelimelerinize dikkat ediyorsunuz; bunu daha fazla istemiyorsunuz. Karakterlerinizden biri şakacı bir ruh durumuyla bir şey söylüyor ve sonra kontrolden çıkıyor.

- İnsanlar beni Türkiye için bir çeşit diplomat gibi görüyor. Fakat öyle değilim. Olmak da istemiyorum. Bu bana bir sorumluluk yüklüyor. Türkiye’nin sesi ya da temsilcisi olmak neşe dolu ve çocuksu bir durum değil. Bu beni utangaç biri yapıyor. İçimdeki çocuğu öldürüyor.

- 7 yaşımdan 22 yaşıma kadar ressam olmayı istiyordum. Masumiyet Müzesi’ni kurarak bu yaratıcı arzularıma biraz olsun yanıt vermiş oldum.

- Bir gün bir bilim kurgu romanı da yazabilirim. Yazmış olsaydım birçok kişi bunu Türkiye’de olanlarla ilgiliymiş gibi okurdu. Belki de haklı olurlardı.