Yine can aldı!
Zayıflama ilaçları ve merkezleri can almaya devam ediyor. Bu seferki kurban 35 yaşındaki işadamı...
Deri sanayicisi Turgut Koşar’ın oğlu Kamil Can Koşar Antalya’daki zayıflama kampında 5 günde 5 kilo verdi. Kalbi sıkışan genç adam merkezin lobisinde yığılıp kaldı. Ailesi ise ruhsatsız olduğunu iddia ettikleri otele dava açmaya hazırlanıyor.
Dr. Muzaffer Kuşhan’ın İstanbul Polonezköy’deki zayıflama kampında, 19 yaşındaki Dila Kurt’un kalp krizi geçirerek ölmesi şüphe uyandırırken, zayıflama merkezleri ile kullanılması zararlı olan zayıflama hapları tartışma yaratmıştı. Birçok can kaybına neden olan zayıflama sevdasının son kurbanı 35 yaşındaki iş adamı Kamil Can Koşar oldu.
Kalbim sıkışıyor
Antalya’nın Döşemealtı İlçesi Duacı Köyü’nde bulunan Ayka Vital Park Otel’de meydana gelen ‘şüpheli ölüm’ önceki sabah saatlerinde oldu. İstanbul’da Günaydın Restaurant’ın işletmeciliğini yapan ve 3 yıl önce yaşamını yitiren ünlü deri sanayicisi Turgut Koşar’ın oğlu Kamil Can Koşar, internette bularak rezervasyon yaptırdığı ‘sağlıklı yaşam programı’ uygulanan Ayka Vital Park Otel’e geçen Pazartesi günü zayıflamak için geldi. 143 kilo olan ve kişiye özel diyete başlayan Koşar, salı günü midesinde yanma olduğunu söyleyerek merkezde bulunan doktorlardan yardım istedi. Otelin ortağı Kardiyoloji uzmanı Dr. Aynur Doğan, Koşar’ı efor ve kalp testlerine soktu ancak sonuçlar normal çıkınca mide yanması için ilaç verildi. Perşembe akşamı ailesiyle telefonla konuşan Koşar, “5 günde 5 kilo vermek mucizevi bir şey ama kalbimde de sıkışma oluyor” dedi. 20 kilo zayıflamayı planlayan Koşar, önceki gün otelde yaptığı sabah kahvaltısından sonra lobide aniden fenalaştı. Koşar’a, otelin doktorları tarafından müdahale yapılmasına rağmen kurtarılamadı. Yaşamını yitiren Kamil Can Koşar’ın, Antalya Adli Tıp Kurumu Morgu’nda yapılan otopsisinde, kalp krizi sonucu öldüğü öğrenildi.
‘Odasında ilaç bulduk’
Kardeşinin ölüm haberini alan acılı kardeş Kerim Koşar, hemen İstanbul’dan Antalya’ya gitti. Kardeş Koşar, ağabeyi Kamil Can Koşar’ın ölümünde ihmal olduğunu ileri sürerek, şikayetçi olacaklarını söyledi. Koşar, “2 gün önce de bana midesindeki yanmadan bahsetti. Otel işletmecileri nasıl oluyor da bu durumda diyet programını uygulamaya devam ediyor, anlamıyorum. Ayrıca araştırdık. Buranın yalnız işletme için ruhsatı varmış. Burası ne otel, ne de sağlık merkezi. Jandarmaya suç duyurusunda bulundum. Merkez yetkilileri zayıflamak için ilaç kullanılmadığını söylüyor ama ağabeyimin odasında 4 çeşit ilaç bulduk” dedi.
Koşar ailesinin avukatı Aşkın Çetin ise, ölümde şüpheleri olduğunu belirterek, “Sağlık merkezinin ruhsatının olmadığını duyduk. Muzaffer Kuşhan’ın zayıflama merkezindeki gibi ne bir ambulans var, ne ruhsat var geç müdahale ve ihmal var. Savcılık araştırıyor” dedi.
Kabul etmediler
Otelin ortağı ve Kamil Can Koşar’a ilk müdahaleyi yapan Kardiyoloji uzmanı Dr. Aynur Doğan olay günü yaşananları anlattı. Doğan, “Tansiyonu yüksekti. Kendi kullandığı bir tansiyon ilacı vardı. Ben kendisine bir başka ilaç kullandırmaya başladım. Ayrıca şeker ilacına başladık. Midesinde yanma başladığında efor testi istedim. Temiz çıktı. GTT (Glikoz Tolerans Testi) testi yaptık yine bir şey çıkmadı. Diyet programına devam etme kararı aldık. 1800 kalorilik diyet programı için Kamil bey 6 öğün yemek yiyordu. Ayrıca yürüyüşünü yapıyordu. Anjiyo yapmayı teklif ettik, ama kendisi daha önce de yaptırdığını ve bir şey çıkmadığını söyledi. Dün lobide fenalaşıp düşmüş. Solunumu durmuş, çenesi kilitlenmişti. Çenesini açmayı başardım. Elektro şok çalışması da yaptık, ancak hayata döndüremedik. Otelimizde acil müdahale için tüm imkanlar var” dedi.
Kamil Can Koşar’ın yaklaşık 6 yıldır açık olan Etiler’deki Günaydın Restaurant’ın yüzde 25 ortaklarından olduğunu anlatan işletme görevlisi Peknur Türkmen, “Geçen sene Antalya’da yine böyle bir sağlık kliniğine gitti. Oradaki merkez kabul etmedi. Dediler ki ‘Gidip tam teşekküllü bir hastanede tetkik yaptırın. Burada bizim teşhis koymamız doğru olmaz” dedi.
2400’den fazla merkez var
Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı güzellik ve estetik merkezlerinin sayısının 2 bin 400’ü geçtiği belirtilirken, birkaç aylık kurslardan alınan sertifika ile açılan salonların artık neredeyse her köşe başında olduğu gerçeği de birkez daha gündeme taşındı. Hızla büyüyen sektörün denetimlerden yoksun olmasının da ciddi sıkıntıları beraberinde getirdiği yine konunun uzmanları tarafından ifade edildi. Uzmanlar, Sağlık Bakanlığı’nın acilen Diyetisyenlik Yasası çıkarması gerektiğini düşünüyor. Diyetisyenler Derneği yetkilileri, zayıflama, güzellik, estetik salonlarının sıkı bir denetimde olmadığını belirterek, “Zayıflama salonları ve merkezlerinin büyük bir kısmında diyetisyen çalışmıyor. Diyetisyenlik mesleğinin, Türk Standartları Enstitüsü’nce yapılmış bir tanımı var. Uluslararası Çalışma Örgütü`nde meslek kodu olan diyetisyenlik, gelişmiş bütün ülkelerde diyetisyenler tarafından yapılıyor. Bizim Sağlık Bakanlığı’na sunduğumuz ve takip ettiğimiz diyetisyenlik yasası çıktığında, her isteyen diyetisyenlik yapamayacak. Yasal boşluk olduğunda da denetimler yetersiz kalmakta ve üzücü, can yakıcı sonuçlar yaşanıyor” diyor.