‘Yenikapı ruhu korunmalı’

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yeni yasama yılı dün başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla Meclis’e hitap etti. Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Meclis’te toplanan milletvkillerine teşekkür etti ve “Meclisimiz ikinci defa gazilik şerefine nail oldu” dedi. 15 Temmuz’u unutmamak ve unutturmamak mecburiyetinde olduğumuzu vurgulayan Erdoğan, Yenikapı’daki birlik nedeniyle partilere de teşekkür etti. Erdoğan özetle şöyle konuştu:

“Yenikapı ruhunun korunması hepimizin görevidir. Meclisimizin yeni yasama döneminde Yenikapı benzerinin tekrarlanacağına inanıyorum. İnanç, düşünce, tarz farklılıklarımız mutlaka olacaktır. Bizden beklenen temel konularda birlik ve beraberliğimizi güçlü tutmamızdır. Biz PKK, FETÖ, DAEŞ konusunda, sınırlarımızın güvenliği, vatanımızın bütünlüğü konusunda ortak bir zeminde buluşamıyorsak, ortada ciddi bir sorun var demektir. Yenikapı’daki duruşu bu nedenle önemli görüyor ve devamını diliyorum.”

‘Dersler çıkarmalıyız’

“Türkiye PKK ve uzantıları ile DAEŞ saldırılarına maruz kalıyor. DAEŞ Türkiye’yi hedef alarak kendisine alan açmaya çalışıyor. Yürütülen mücadele DAEŞ’in geriletilmesine katkı sağlamıştır. 15 Temmuz’u bir milat haline dönüştürmeliyiz. PKK, FETÖ, DAEŞ’e karşı hep birlikte kararlı mücadele yürütmeliyiz. Yapısal reformları hayata geçirmeliyiz. Darbe girişiminden gerekli dersleri çıkarak ülkemizi geleceğe hazırlamalıyız.”

‘Anayasa öncelik olmalı’

“2023 hedeflerine ulaşma konusunda en büyük görev TBMM’ye düşüyor. Öncelikle anayasa değişikliğini hayata geçirmeliyiz. Atılan adımları olumlu olarak değerlendiriyorum. Meclis içtüzüğünün bu kurumun daha etkin çalışması için yeniden ele alınmasını önemli görüyorum.

‘Anlamsız tartışma...’

“Doğrudan milletin oyuyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı olarak milletime karşı sorumluluklarımın farkındayım. Her yeni durum gibi doğrudan milletin oyuyla seçilen cumhurbaşkanlığı makamı için beliren tereddütler ortadan kalkmıştır. Yasama, yargıyla ve milletimle uyumla bir cumhurbaşkanlığı görevini yürüttüğüme inanıyorum. Cumhurbaşkanlığı makamını yıpratmaya yönelik çalışmaları üzüntüyle karşılıyorum. Hiç kimsenin özellikle kendileri de seçimle gelen TBMM üyelerinin buna hiç hakkı yoktur. Bugünden sonra bu anlamsız tartışmayı da geride bırakacağımıza inanıyorum.”

Kılıçdaroğlu ayağa kalktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan Genel Kurul’a girdiğinde AK Partililer ve MHP’liler ayağa kalkarak karşıladı. Aralarında Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun da bulunduğu CHP’lilerin bir bölümü de ayağa kalktı. HDP’liler ise kalkmadı. Erdoğan konuşmasından sonra salondan çıkarken ise CHP’liler ve HDP’liler ayağa kalkmadı.

‘AB kendi bilir, yolun sonuna geldik’

“Ekim ayı, AB ile ilişkilerimiz bakımından önemli bir tarihtir. Bilindiği gibi, AB’nin söz verdiği vize serbestisi uygulamasının bu ay yürürlüğe girmesi gerekiyor. Terörle mücadele gibi, Türkiye için hayati bir konunun, sürecin ön şartı haline dönüştürülmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu tavır, AB’nin verdiği sözü tutmak istemediğinin ilanıdır. Ve yine açıkça ifade ediyorum: Kendileri bilirler. Türkiye, AB ile yarım asrı geçen ilişkilerinde hep veren taraf, sözünü tutan taraf olmuştur. Lafı döndürüp dolaştırmanın, diplomatik cambazlıklarla üste çıkmaya çalışmanın gereği yoktur. AB yetkilileri ile birlik içinde etkin olan ülkelerden açıklık, şeffaflık, samimi bir ikrar bekliyoruz. Lütfen Avrupalılar, kafalarındaki farklı niyetlerin günahını bizim üzerimize yıkmaya çalışmaktan vazgeçsinler. Bizim AB kriterleriyle hiçbir sorunumuz yoktur ve olmayacaktır.”

‘Biz hazırız’

“AB şayet, objektif bir değerlendirmeyle Türkiye’yi tam üye yapacaksa, bunun önünde hiçbir engel bulunmuyor. Biz buna hazırız. Fakat, böyle bir niyeti olmadığı halde, akıl-mantık dışı dayatmalarla bizi oyalamaya devam edeceklerini düşünüyorlarsa, yanılıyorlar. Artık bu oyunun da sonuna geldik. Bunu bilmeleri lazım. Türkiye’yle veya Türkiye’siz yoluna devam etme seçimi AB’ye aittir; kurnazlık yapıp sorumluluğu bizim üzerimize yıkmaya çalışmasınlar.”

‘Suriye bizim için hayati konu’

“Güney sınırlarımız boyunca uzanan Suriye ve Irak meselelerinin özel bir yeri var. Suriye meselesi bizim için hayati bir konu durumundadır. 22 milyon nüfusa sahip bir ülkenin DAEŞ’ten 5 yıldır arındırılamaması akla yatkın değildir. DAEŞ, Suriye ve Irak’ta herkesin kullandığı elverişli bir malzemeden ibarettir. Ülkelerindeki radikal unsurları Suriye ve Irak’a yönelendiren ülkeler sorunun sonuçlarıyla yüzleşmekten kaçınıyor. Türkiye olarak masanın dışında kalamayız. Diğerlerinin böyle bir sınırı yok ama onlar orada sonuç belirlemek istiyor, buna seyirci kalamayız. Bunun kararını da burası verecek.”

‘Musul da kurtarılabilr’

“Fırat Kalkanı meşru bir operasyondur. Cerablus’tan başlayarak bu operasyonlar 5 bin kilometrekare büyüklüğünde bir güvenli bölge temin etmektedir. Böylece terör ve mülteci sorunu çözüme kavuşacaktır. Terör koridoru ve PKK ve DAEŞ’in eylemleri biz bu operasyonu kendi imkanlarımızla yapmaya zorladı. DAEŞ’in karşısına PKK/YPG’yi çıkarmaya çalışanları tezleri Fırak Kalkanı ile geçerliliğini yitirmiştir. Benzer oyun Musul’da da sergilenmeye çalışılıyor. Bu oyunun da bozulması gerekiyor. Musul’un DAEŞ’ten kurtulabileceğine inanıyoruz.”

‘ABD çift başlı politika izliyor’

“ABD’nin Suriye’de çift başlı bir politika izlediğini görüyoruz. ABD yönetiminin bir kısmı terör örgütleriyle çalışma yürütürken, bir kısmı da bizim hassasiyetimize uygun çalışma yürütüyor. Bu süreçte ABD Kongresi’nin Suudi Arabistan’a 11 Eylül saldırıları sebebiyle dava açılmasına izin veren yasayı onaylaması talihsizliktir. ABD’nin en kısa sürede münasebetlerimizin ruhuna uygun seviyeye geleceğine inanıyorum.”