Yargıtay, 'hipnoz' davasında Üçok'a beraat kararını onadı
Yargıtay, 3 astsubayın 'işkence' ve 'hipnoz' ile ifadelerini aldığı suçlamasıyla tutuksuz yargılanan Hava Kuvvetleri Komutanlığı eski askeri savcısı, emekli hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'a yerel mahkemece verilen beraat kararını onadı.
Ahmet Zeki Üçok, Hava Kuvvetleri Komutanlığı askeri savcısı olduğu 2009'da, Kayseri'de 'Fetullah Gülen Grubu' diye bilinen oluşumla ilgili soruşturma başlattı. Üçok, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın elektronik yazışma sistemine girdikleri ve bazı Türk Silahlı Kuvvetleri personelini 'Ergenekon' üyesi göstermek amacıyla sahte emirler ürettikleri iddiasıyla 3 astsubay hakkında soruşturma yürüttü. Şüpheli astsubayların tutuklanmasından 9 ay sonra Üçok, söz konusu soruşturma sırasında astsubaylara 'hipnozla işkence yapmak' ile suçlanıp, tutuklandı.
ÖNCE HAPİS SONRA BERAAT
Kayseri 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin, 17 Nisan 2012'de sanık Ahmet Zeki Üçok hakkında 'işkence' suçundan verdiği 7,5 yıl hapis cezası kararı, Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi'nce onandı. Sanığın başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi (AYM), yargılamanın yeniden yapılmasına karar verdi. 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, dava konusu suçun, Üçok'un askeri personel olduğu dönemde gerçekleştiği gerekçesiyle dosyanın Askeri Yargıtay'a gönderilmesine hükmetti. Ahmet Zeki Üçok'un itirazı üzerine Yargıtay, yeniden yargılamada Kayseri 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin yetkili olduğuna karar vererek, dosyayı geri gönderdi. Üçok, yerel mahkemece tutuksuz yargılandığı davada tekrar hakim karşısına çıktı ve 27 Kasım 2018'de görülen karar duruşmasında 'delil yetersizliği'nden beraat etti.
Temyiz edilen karar, Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi tarafından oy birliği ile onandı. Yargıtay, temyiz itirazının yerinde görülmediğine hükmederek kararı onadı.
AVUKAT ALTUN: OLUMLU ADIM
Ahmet Zeki Üçokun avukatı Uğur Altun, "Her şeyden önce haksız ve hukuksuz olarak müvekkil hakkında kararlar veren FETÖ'cü hakimler ve bu soruşturmalarda yer alan savcılar, hukuku, vicdanı ve hatta insanlığı hiçe sayarak bir takım usulsüz işlemler yürütmüşlerdir. Öte yandan bu kumpasın içinde sadece hakim ve savcılar yer almamıştır. Adli Tıp Kurumu, TÜBİTAK gibi bilim merkezleri de bilimi bir yana iterek sahte raporlar düzenlemişlerdir. Gerçek anlamda örgütsel bir yapı içinde hareket eden bu örgüt, o dönemde sadece müvekkile değil vatansever birçok masum kişiye karşı kumpaslar kurarak bu insanları eşinden, çocuklarından ve işinden etmiştir. Bu nedenle müvekkil hakkında verilen beraat kararının onanması hukuk ve yargı adına olumlu bir adımdır, diye düşünüyorum" dedi.